Öğretmene Yumruk Atmak

Son zamanlarda hemen hemen yurdun her tarafında doktorlara ve öğretmenlere yapılan saldırılarda bir artış görülüyor. Saldırganlar her zaman fotokopi makinesinden çıkmışçasına ifadelerle kendilerini savunuyor,  suçlu iken mağdur edebiyatı yapıp mağdurları oynuyorlar.

 

Son olarak geçen hafta, Manisa Şehzadeler İlköğretim Okulu’nda bir öğretmen (İsmail Yanbaş ) saldırıya uğradı. Saldıran ise öğretmenin adam olsun diye uğraştığı 8. sınıfta okuyan öğrencisi.

 

Eğitim sendikaları olayı şiddetle protesto ederek bu tür olayları, kentimizde öğretmenlik mesleğinin etkisizleştirmeye çalışıldığı şeklinde yorumladı, Valiliğin ve Milli Eğitim Müdürlüğünün konuya hassasiyetle yaklaşmasını istedi.

 

Milli Eğitim Müdürü Mustafa Altınsoy ise olayı kınayarak, “Bu olayı şiddetle kınıyorum.  Dünyada eli öpülecek üç kişiden biri anne, diğeri baba, ötekisi de Hz. Ali’nin  ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ dediği öğretmenlerdir. Bu insanlara değil el kaldırmak, karşısında saygıyla eğilmek gerekir. Öğretmene şiddeti kabul etmemiz mümkün değildir.” diyor.

 

Bir öğretmen düşünün ki öğrencilerin ve velilerin fiziki ve sözlü saldırılarına uğruyor, tekme tokat dövülüyor ya da bıçak darbeleriyle yaralanıyor. Bu öğretmen bir de kendini yalnız hissediyorsa varın bu öğretmenden verim bekleyin. Saldırganlar incelendiğinde bu kişilerin genellikle psikolojik sorunları olduklarını görürüz. Kimi filmlerden ve dizilerden etkileniyor, kimisi de çevresindeki psikopatları kendine örnek alıyor. Sorununu kaba güçle halledenler bunlar için örnek oluşturuyor.

 

Son zamanlarda eğitimde öğrenci merkezli eğitim sistemlerinin ön plana çıkması ve bu sistemin yer yer yanlış uygulanması, velilerle okul-veli sözleşmeleri imzalanması gibi nedenler, sorunlu veliler tarafından öğretmenlere saldırmak için bulunmaz bir fırsat sağladı. Eğitim öğretimde yaşanan sorunları, dilek, istek ve önerileri, taciz ve şiddet gibi olayları yetkililere iletmek için kurulan ALO 147 hattını gerekli ve gereksiz yere öğretmenlerin şikâyet edildiği hat haline getirip öğretmenleri huzursuz ederek intikam almaya çalışanların çocukları da şimdi öğretmenlere fiili saldırı düzenleyecek kadar gemi azıya aldılar. Kırmak dökmekle netice almak isteyenlere verilen komik cezalar yani suç ile ceza oranındaki dengesizlik de bunların ekmeğine yağ sürüyor. Bir zamanlar devlet memurunu bırakın dövmeyi, yakasından tutanın, bir düğmesini koparanın feleğini şaşırtırlardı.

 

Değişen yönetmeliklerle öğrenciye ceza verilemiyor. Başka bir deyişle işlediği suçun karşılığını şu veya bu şekilde ceza almadan atlatan çocuğu zapt etmek mümkün olmuyor. Durum böyle olunca da şiddetin ardı arkası kesilmiyor. Şiddete maruz kalan öğretmenler çoğu zaman haklarını koruyacak merci bulmakta zorlanıyor. Okuyucularımın beni gaddar bulmayacaklarını umarak diyorum ki kamu görevlilerine özellikle de doktor ve öğretmenlere yapılan saldırılar en sert şekilde karşılığını bulmalıdır.

 

Öğretmenini dövmeyi göze alabilen babayiğitlerin (!) okul hayatı bitirilebilmelidir.

Son söz olarak öğretmenlerimizin de veliler ve öğrencilerle olan ilişkilerinde daha dikkatli olmalarını öneriyorum.

 

Gürbüz BATTAL,  Emekli Öğretmen

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş

www.gelisenbeyin.net / Gelişimin adresi...

 

 

İzin alınmadan kopyalanamaz ve kullanılamaz. Her hakkı saklıdır.© Design, By Karakurt