Bahsettiğimiz bilim adamı vücudu sakat, tekerlekli sandalyede yaşamaya
mahkum, konuşma özürlü ve fakat beyni mükemmel çalışan, çevresi ile
iletişimi, teknolojinin geliştirdiği elektronik özel bilgisayarıyla
kurabilen süper-düşünür, Cambridge Üniversitesi matematik-fizik
profesörü Stephen W. Hawking’in yaşam öyküsünden bahsediyoruz.
1942 yılında İngiltere’de dünyaya gelen Hawking’in yaşamı, çocukluk ve
gençlik yıllarında neşeli ve zeki özellikleriyle normal olarak devam
ediyordu. 1965 yılında evlendiği kız arkadaşı, dilbilim öğrencisi Jane
Wilde ile mutlu bir aile yaşantısında iki oğlu ve bir kızın dünyaya
geldi. Ancak o yıllarda ALS (Amnyotrophic Lateral Sclerosis) yani “
motor nöron” hastalığına yakalandı. Bu hastalık hayatının sıkıntılı,
tekerlekli sandalyeye mahkum sürecinin de başlangıcıydı. Bu hastalığa
rağmen, mutlu bir aile yaşamı devam etmektedir.
Bugün 49(65) yaşında olan Profesör
Hawking, Newton ve
Einstein’den sonra gelen en büyük
fizikçi olarak kabul edilmektedir. Çok yetenekli fizikçiler verilen
unvan olan Lucasian Profesörlük unvanı, Cambridge Üniversitesi’nce,
Newton ve ve Dirac’tan sonra bir de Hawking’e verilmiştir.
Hawking, teorik fizikte çok güncel olan, fizikteki dört-çeşit kuvveti
birlikte açıklamaya çalışan Büyük Birleşim Teorisi’ni kurucusu olup,
aynı zamanda Einstein’e ait rölativite teorisi ile, modern fiziğin en
sofistike teorisi olan kuantum mekanik teoriyi birleştirmeye
çalışmaktadır. Bu birleştirmeler gerçekleşirse, evrenin oluşumu hakkında
daha sağlam ve net bilgilere erişilecektir. Hawking, kozoloji ve evrenle
ilgili bilgilerin hemen hemen herkesin anlayabileceği bir dille,
Zamanın Kısa Tarihi (A Brief History of
Time) adlı kitapta yazdı. 1987 yılında yayımlanan bu kitap, günümüzde
Türkçeye çevrilmiş ve basılmıştır.
Bilim yazarlığının
en zor tarafı, bilimsel bir konuyu, o konuyu yabancı insanların
anlayabileceği bir tarzda yazmaktır. Örneğin, formül kullanmamak
gerekir. Çünkü formüller alışkın olmayan insanları ürkütür. İşte bu
gerçeği Hawking, kitabın özsözünde bir arkadaşının kendisine “kitaba
koyacağın her formül, okuyucu sayısını yarıya düşürür” sözü ile ifade
etmektedir. Formüller uzun lafın kısası olmakla birlikte, popüler
yazılarda maalesef işin tadını kaçıran katkı maddesi rolünü oynarlar. Bu
bakımdan popüler yazılarda en az düzeyde kullanılırlar.
Profesör Hawking’in diğer kitabı da 1973 yılında George Ellis ile
birlikte yazdığı, Uzay-Zamanın Büyük Ölçekteki Yapısı (The Large Scale
Structure Of the Spacetime) adlı kitabıdır. Bu kitabın da Türkçe’sini
bulmak mümkündür. Bu tür konularda meraklı okuyucuya yardımcı olmak
bakımından, evrenin kozmolojik oluşumu ile ilgili diğer kitapta da Nobel
Ödülü sahibi Profesör Steven Weinberg’in yazdığı İlk Üç Dakika (First
Tree Minutes) adlı eseridir. Burada söz
edilen her üç kitapta da günümüz bilim dünyasının ufuk çizgisindeki
konular, hemen hemen herkesin anlayabileceği bir dille anlatılmaktadır.
Bu kitapları okuyan okuyucu, bilimin ufuk çizgisinde tartışılan fizik
teorileri ve evrenin kozmolojik oluşumu hakkında daha net bilgiler
edinecektir.
Hawking’in
doktora tez hocası Prof. Doger Penrose ile birlikte yaptığı tez
çalışması, sonuç olarak uzay-zaman Büyük Patlama
(Big-Bang) ile başlayan ve evrenin Friedman modeline göre genişlediğini
göstermekle birlikte, Einstein’in gene rölativite teorinsin
geçerliliğini ispat etti. Bu çalışmasını, tez danışmanı ile birlikte
1970 yılında yayımladı. Bugün evrenin başlangıcının bu big-bang olayı
olduğuna inananlar çoğunlukla olmakla birlikte, başta Hawking olmak
üzere ortaya şu soruyu atanlar vardır: Genel Rölativite ve Newton
çeki kanunları genişleyen evren için geçerli olmakla birlikte, başlangıç
anına, o tekilan ve tekil noktaya varıldığında, genel rölativite ve
Newton kanunları uygulanamamaktadır.
Böyle bir anı da içine alacak fizik yasaları kurulmalı deniyor. O ilk
anda, enerji (kütle) çok küçük bir boyutta (bir noktada) toplandığına
göre ve küçük boyutlarda da kuantum mekanik teorisi geçerli olduğuna
göre, o halde Kuantum Mekanik ve Rölativistik Mekanik yasaları
birleştiren bir En Büyük Birleşim Teorisi yapılmalı ve bu yeni yasa,
evrenin oluşumunu da başlangıcından itibaren an be an açıklayabilmeli
denmektedir. Bugün bilim dünyası bu birleştirmenin peşinde, doğada
mevcut ağırlık, zayıf çekirdek, elektromanyetik kuvvetler ve şiddetli
çekirdek kuvvetleri olmak üzere bu dört çeşit kuvveti birleştiren bir
teori oluşturmanın peşindedir. Weinberg ve Salam, elektromanyetik
kuvvetlerle zayıf çekirdek kuvvetlerini birleştiren bir teori yapmışlar
ve 1979 yılında Fizik dalında Nobel bilim ödülü almışlardır.
Günümüzde bilimsel çalışmaların, özellikle teorik fiziğin ufuk
çizgisinde bu konular tartışılmaktadır. Newton, Einstein’in mekanikleri
ile kuantum mekanik birleştirildiğinde, ortaya çıkacak yeni teori,
evrenin başlangıcından sonuna kadar tüm oluşumları açıklayabilecek
denmektedir. İşte büyük bilim adamı
Lucasian Prof. Dr. Stephen W. Hawking
bu gibi konularla uğraşmaktadır.
Prof. Hawking, bilimsel uğraşlarında ve günlük yaşantısında
çevresinden ve ailesinden büyük destek almaktadır. Konuşmak istediği
anda, elindeki elektronik aleti sıkarak, sandalyesine bağlı özel
bilgisayarının ekranına, dakikada ortalama 10 kelimeyi
sıralayabilmektedir.
Bu sessiz konuşan dehanın, özel bilgisayarının hafızasında 2600 özel bir
teknikle hissiyatını (söylemek istediğini) ekrana yazabilmektedir.
Sağlıklı insanların konuşmalarında kullandığı kelime sayısı da 2500
civarındadır. Dolayısıyla Prof. Hawking, duygularını ifade etmede kelime
sıkıntısı çekmemektedir.
Hawking’in ailesinde, tüm bireyler, hayatı onun için kolay yaşanır yapma
gayreti içersindedirler. Eşi Jane’in sözleri ile Hawking, “yakalandığı
amansız hastalığa hiçbir zaman teslim olmamıştır. Bu kadar ünlü bir
kişinin eşi olarak kendisinin de hastalık konusunda eşinin tutumunu
“içten desteklediği” söylemektedir.
Evrenin yapısı üzerine çalışmalarını halen sürdüren ünlü fizikçi, birçok
ödüle layık görüldü. 12 onur derecesi bulunan Hawking, İngiltere
Kraliyet Cemiyeti’nin ve Amerikan Bilimler Akademisi’nin de üyesi.
Sonuç olarak bilim dünyası, Lucasian Prof. Dr. Hawking’i
değerlendirirken, günümüzde Einstein’den sonra, ikinci bir süper-beyinle
karşı karşıya bulunduğumuzu kabul etmekte, onun bulgu ve teorilerinden
yararlanarak, gerçeklere daha da yakınlaşmaya ve anlamaya çalışmaktadır.
Kaynak : Bilim ve Teknik Dergisi
Mayıs, 1990. Sayı, 270
Yazarın “Zamanın Kısa Tarihi Kitabından” kısaca birkaç….
“Günlerden bir gün ünlü bilimci (söylentiye göre Bertrand Russell) (Rasıl)
Gökbilimi üzerine söylev vermektedir. Dünyanın güneş etrafında
döndüğünü, güneşin de galaksi denen uçsuz bucaksız yıldızlar kümesi
etrafında nesil devindiğini anlatır. Konuşmasının sonunda salonun en
arkasında oturan ufak tefek yaşlı bir bayan ayağa kalkar ve “Bütün
söyledikleriniz saçma sapan şeyler. Aslında, dünya dev bir kaplumbağanın
sırtında bir tepsi gibi durmakta” der. Bilimci ise yüzünde esaslı bir
gülümseme ile yanıtlar : “Peki, ya kaplumbağa neyin üstünde
duruyor?”. “Sen çok akıllısın delikanlı, çok akıllı” der yaşlı bayan,
“Ama ondan aşağısı hep kaplumbağa!”.
“Günün birinde eksiksiz bir birleşik kuram bulursak, bu, yalnızca birkaç
bilimci tarafından değil, genelinde herkes tarafından anlaşılabilir
olmalı. İşte o zaman biz hepimiz, feylesoflar, bilimciler ve sokaktaki
adam, “biz ve evren niçin varız?” sorusunu tartışabileceğiz. Hele bunu
yanıtlayabilirsek, insan aklının en yüce zaferi olacak, çünkü o zaman
Tanrı’nın aklından neler geçtiğini bileceğiz”. 14 Mart 2018 tarihinde
Als hastalığından dolayı 76 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Stephen Hawking Hayatı Kısaca / Stephen Hawking - Zaman Yolculuğu Video / Harezmi Kısaca / Da Vinci Hayatı Kısaca /
Albert Einstein Kısaca Tweet
Bilim
İnsanları /
Bilim İnsanları Hayatı Kısaca /
Bilim
Kadınları /
Bilim İnsanı Nasıl Çalışır? /
Aforizmalar /
Bilim İnsanları Capsleri /
Bilim İnsanı Sözleri