gelisenbeyin.net Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Bilim ve Teknoloji > Teknolojik Gelişmeler
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Robotlar

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <123>
Yazar
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 20-Ocak-2011 Saat 20:54
Osaka Üniversitesi'nden Japon bilimadamı Profesör Hiroshi Ishiguro, kendine benzeyen robot geliştirdi.


Ishiguro'nun geliştirdiği android, profesörün üzerinde bulunan algılayıcılar sayesinde onun hareketlerinin aynısını yapıyor ve bir mikrofon sayesinde profesörün sesiyle konuşuyor.

Profesör, gazetecilerle röportajını androidi aracılığıyla verdi.

Geminoid adı verilen robot, "Başta bir androidle konuşmak size tuhaf gelebilir. Konuşma devam ettiğinde siz de bu farkı unutacaksınız ve gözlerine bakarken bir rahatsızlık hissetmeyeceksiniz" diye konuştu.

Derisinin altındaki 50 sensor seyesinde dokunulduğunda tepki veren robot, içindeki hava üflemeli motor sayesinde nefes alıp veriyor.

Profesör Ishiguro, kendi görünümüne yakın olması için androidin saçını kendi saçından aldığı örneklerle oluşturmuş.

İnsansı robot teknolojisinin en gelişmiş modeli olarak görülen androidin hala giderilememiş bazı aksaklıkları var.

Robotun yapmakta zorlandığı el ve boyun hareketleri bir uzaktan kumanda yardımıyla gerçekleştiriliyor.

Profesör Ishiguro, buluşunun yakın zamanda dünyada çok şeyi değiştireceğini savundu.

Ishiguro, "Gelecekte gitmek zorunda olduğmuz yeryere androidlerimimzi gönderebiliriz. Hatta insana tıpa tıp benzeyen bu robotlar sayesinde istediğimiz kişinin yanımızda olmasını sağlayabiliriz" dedi.

Gelişimin adresi...
Yukarı Dön
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 20-Ocak-2011 Saat 20:49
Robot Öğretmenler
Gelecek te artık sınıfta ders anlatan öğretmenler olmıyacak teknoloji robot öğretmenlere doğru gidiyor.

Dünyada birkaç laboratuvar var ki, bilgisayar uzmanları orada insanlarla iletişim kuran ve onlara basit şeyler öğretebilen üst düzey robotlar geliştiriyor. Üstelik bazı ülkeler ders verebilen bu makineleri okullarda test ediyor. Teknoloji merakıyla bilinen Güney Kore bugün yüzlerce robota öğretmen yardımcısı ve oyun arkadaşı olarak “iş veriyor”, bazı robotlarla da İngilizce öğretmenliği için deneyler yapıyor. Öğretmenlik işi şimdilik çok basit bir düzeyde ama çalışmalar hâlâ sürüyor. Bununla birlikte, en gelişkin robot modelleri artık tamamen bağımsızlıklarını kazanmış durumda. Hareketi yakalayan ve sesi tanıyan yapay zekâ programlarıyla donanmış bu robotlar bazı ders konularında insanlarla boy ölçüşebilecek bir düzeye geldi. Araştırmacılara göre buluşlar öyle hızla ilerliyor ki, makineler bir yandan öğretirken bir yandan yeni şeyler öğreniyor ve son derece sabırlı ve bilgili birer öğretmen haline geliyor. Bu vasıflar, otizm gibi gelişimsel sorunlarda yararlanılan tekrarlı terapiler ve yabancı dil alanları için ideal. Sözü edilen gelişmeler şimdiden kimi ütopyaları gündeme getirdi. Ve bunlarla birlikte tabii ki bilim kurgu konularına eşlik eden ahlaki tartışmalar da alevlendi. Massachusetts Institute of Technology’ye bağlı Medya Laboratvuarı’nda Lifelong Kindergarten grubunun başında bulunan Mitchel Resnick, “Ders aldıkları robotlara öğretmen gözüyle bakarak yetişen çocukların ileride bunları kendilerinden üstün göreceğinden kaygılanıyorum” diyor. Bilgisayar uzmanlarının çoğuysa, insan öğretmenlerin yerini doldurmak gibi bir niyetlerinin olmadığını ve buna zaten güçlerinin de yetmeyeceğini ifade ediyor. Washington Üniversitesi, Öğrenme ve Beyin Bilimleri Enstitüsü’nün eşbaşkanı Patricia Kuhl’a göre robotlar için en büyük umut, “doğru teknolojiyle ve çocuğun gelişimindeki doğru zamanlamayla okul derslerine destek olmaktır”.

Yapay Zekâlı Robotlar
“Sormak istediğin bir şey var mı, Simon?” Geçtiğimiz Pazartesilerden biriydi. Atlanta’daki Georgia Teknoloji Enstitüsü’nde robot bilimi öğrencisi olan Crystal Chao, Simon adlı 1,5 metrelik robota oyuncakları kaldırmayı öğretiyordu. Bazı talimatlar vermiş, ama robot ne yapacağını şaşırmıştı. Dr. Chao, öğrenmenin belki de en temel sorusunu tekrarladı. Sormak istediğin bir şey var mı? Bir oyuncağı almak için uzanan Simon, çocuksu mekanik sesiyle, “Bir düşüneyim” dedi. “Onu nereye koyacağımı bana söyleyebilir misin?” “Yeşil kutuya” diye cevap geldi. Simon başıyla onaylayarak oyuncağı yeşil kutuya bıraktı. “Mantıklı” dedi Robert Simon. Aynı kurumda etkileşimli programlama yardımcı doçenti olan ve projeyi yöneten Andrea Thomaz, insanların makinelerden öğrenmesi gibi makinelerin de insanlardan öğrenebildiğini aktarıyor. Örnek olarak, “kafam karıştı” veya “bir sorum var” anlamına gelen sözsüz işaretleri anlayacak şekilde makinelerin programlanabildiğini belirtiyor. Böylece verdikleri dersin nasıl karşılandığını makinelerin kendi de takip edebilecek. İşte bu takip ve tecrübelerden ders alma yeteneği, sosyal robot biliminin bir sonraki büyük aşamasını temsil ediyor ve herhalde insan beyninin bebekken bilgiyi nasıl depoladığı sorusunun cevabını bekliyor. Bununla ilgili olarak San Diego’daki araştırmacılar, bir yaşındaki bir bebeğin dokunma, görme ve işitme hassasiyetine yaklaşan sensörlere sahip insan görünümlü bir robot geliştirmeye çalışıyor. Bebekler deneme yanılmayla, taklitle ve kollarını bacaklarını hareket ettirerek sanki zahmetsizce öğreniyor gibidirler. Acaba yeterli yapay zekâya sahip bir makine de aynısını yapabilir mi? Bunun için hangi öğrenme sistemleri gerekir? Araştırma grubu, bir Japon şirketinin ürettiği 70 bin dolarlık bir robot aldı. Robotu kontrol eden havalı basınç sistemi onun çevresini “hissederek” anlamasını, kameralar da “görmesini” sağlıyor. Fakat bu işin kolay yanı. Asıl zorluk, makinenin bebekler gibi keşfetmesini ve anlık deneyimleri biriktirmesini sağlayacak bir program geliştirmek. En ideal haliyle bu program bilgiyi depolayacak ve örneğin, bir ev veya odanın içini hatırlamasını sağlayacak. Fakat dahası var; saklanan bu bilgiyi kullanarak yeni bir oda hakkında güvenilir tahminler yapmak da önemli. Araştırmacıların çıtası yüksek. Onlar insanlarda öğrenmenin esasını, en azından, bunun yapay zekâdaki karşılığını bulmayı hedefliyorlar. Eğer robotlar öğrenmeyi öğrenebilirse, o zaman prensip olarak iyi öğretmenlik yapmayı ve bir sınıfın, hatta tek bir öğrencinin ihtiyaçlarına duyarlı olmayı da öğrenebilirler. Robotların öğretmen olarak kabiliyetleri elbette ki anne-baba ve eğitimciler tarafından sorgulanacaktır. Konuyla ilgili ahlaki kaygılar da olacaktır. Fakat öbür programlama teknolojilerinde olduğu gibi sosyal robot alanında da ilerleme kaydedilirse, aileler hiç olmazsa daha net ve açık sorular sorabileceklerdir. Örneğin, bu robot çocuğumu gerçekten anlıyor mu? Öğretme yöntemi oğlumun ihtiyaçlarına, kızımın yeteneklerine uygun mu? Çünkü bunlar, her öğretmen hakkında sorulabilecek sorulardır.

Dil Eğitimi İçin İdeal
“Kenka” diyor çocuksu bir ses. “Kenka”. San Diego’daki Kal i forniya Üniversitesi’nde RUBI adında bir robot, üç yaşındaki bir çocuğa Fince öğretiyor. Bir çift ayakkabı giyen RUBI’nin gövdesinde bir ekran, boynunda bir bandana, yüzünde sabit bir gülümseme var. Beyaz bir spor ayakkabısını alıp “kenka” diyor (Fince’de ayakkabı) ve ardından ayakkabıyı yere bırakıyor. “Hisset; ben bir kenkayım”. Bu konuşmaya ait görüntülerde çocuk ayakkabıyı alıp “Kenka, kenka” diyor ve robotun görmesi için tutup kaldırıyor. Günümüzdeki sosyal robotların illa insana benzediğini söylemek zor. Bazıları iyi konuşuyor, bazıları hiç konuşmuyor. Bazıları iki ayaklı, bazıları tekerlekli. Günümüzdeki sosyal robotlar çok tuhaf ilişkiler kurabiliyor. Örneğin, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nin otistik çocuklar için kullandığı bir robot, çocuğu bir odanın içinde gittiği her yere takip ederek ona dolaylı yoldan yaklaşıyor ve kişisel alanına girmeden hemen önce duruyor. Tıpkı oyun oynamak isteyen çekingen bir çocuk gibi. Araştırmacıların bulgularına göre RUBI, okul öncesi çocukların testlerde daha yüksek derece almasını sağlıyor ve bu konuda etkileşimsiz öğrenme yöntemlerinden (kasetler gibi) daha büyük bir başarı gösteriyor. San Diego’daki Kaliforniya Üniversitesi, Robot Algılama Laboratuvarı’nın müdürü Javier Movellan’a göre ilk veriler, küçük öğrencilerin “insan öğretmenlerden ders alır gibi iyi öğrendiklerini” gösteriyor. “Belli ki, o yaşta sosyal etkileşimin öğrenme için taşıdığı önem büyük” diyor Movellan. Sınıfa yeni gelen tüm çocuklar gibi RUBI’nin de kendini kabul ettirmesi biraz zaman almış. Dersliğe ilk girdiğinde çocuklar çevresinde toplanmışlar. Fakat gün biterken çocuklardan birkaçı kollarını koparmıştı bile. Mühendisler, kollarından çekilince ağlayacak şekilde yeniden programlamışlar RUBI’yi. Ve çocuklar bu ses karşısında bir daha aynısını yapamamışlar. RUBI’nin kolları tekrar takıldıktan sonra Kaliforniya Üniversitesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) ve Finlandiya’daki Joensuu Üniversitesi’nden araştırmacılar geçen yıl bir bildiri hazırlıyor. Buna göre, dokuz çocuğun kelime dağarcığı robotun yardımıyla oldukça gelişme göstermiş. Küçüklerin 20 sözcük hakkındaki bilgisini test edip bu 20 kelimeyi RUBI’ye yükleyen araştırmacılar, bundan sonra onları kendi haline bırakmışlar. RUBI ekranında bu 20 kelimeden 10′u hakkında bazı görüntüler göstermiş ve sözcüklerle ilişki kurmaları için çocukları yönlendirmiş. Çocukların RUBI’den öğrendiği sözcükler hakkındaki bilgisi 12 haftanın sonunda önemli ölçüde artmış. Oysa diğer 10 kontrol sözcüğü hakkındaki bilgilerinde bir değişme olmamış. Araştırmacıların ifadesiyle, “Oldukça büyük bir etkisinin olduğu görüldü. Hatalarda yüzde 25′in üstünde bir azalma var”. Sosyal robot bilimi, insanlarla makineler arasındaki iletişimi güçlendirmeyi hedefleyen bir bilgisayar dalı. Kaliforniya, Mountain View’deki Honda Laboratuarları’nda araştırmacılar, kendi robotları olan Asimo’yla ilgili olarak da benzer sonuçlara ulaşmış. Asimo, ilkokul öğrencileriyle yaptığı 20 dakikalık bir derste onlara nasıl sofra kurulacağını göstermiş ve hata paylarını yüzde 25 azaltmış. Los Angeles, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde de araştırmacılar, Haydut adlı bir robotu otistik çocuklarla etkileşime geçirdi. Araştırmayı yürüten David Feil-Seifer’a göre kesin bir sonuca varmak için henüz erken fakat gelişigüzel davranışlara karşılık robotun bilinçli tepki verdiği durumlarda çocuklar daha sık konuşuyor ve doğrudan etkileşime daha çok giriyorlarmış.

Otistik Çocukların Eğitimi
Washington Üniversitesi, Öğrenme ve Beyin Bilimleri Enstitüsü eşbaşkanı psikolog Andrew N. Meltzoff’a göre, “Bebekler dile sahip olmadan önce bilginin sıcak noktaları dediğim şeylere dikkat ederler”, örneğin, anne-babalarının baktığı yerlere. Öğrenme süreci böyle başlıyor. Bu yıl içinde yayınlanacak olan bu temel bulgu, duygusal programlama denen ve robotların hangi özelliklerinin onları daha ikna edici ve “sahici” kıldığına odaklanan bilim dalının sağladığı onlarca veriden biridir. San Diego, Ka l i forni y a Üniversitesi’nden nörobilimci Terrence J. Sejnowski, “Bu sayede anladık ki, robotların insanlara benzemesi daha iyi bir sosyal etkileşim sağlamıyor” diyor. Hatta makineler ne kadar insana benzerse o kadar ürkütücü görünebiliyor. Dr. Sejnowski’ye göre önemli olan makinenin davranışı. Ayrıca çok küçük ayrıntılar büyük farklar yaratabiliyor. Örneğin, robotun ne zaman tepki verdiği. San Diegolu araştırmacılar, çocuğun söz veya yorumlarına RUBI’nin çok hızlı karşılık vermesi durumunda etkileşimin kesintiye uğradığını bulgulamışlar; aynı şey yavaş olunca da geçerli. Fakat bir buçuk saniyede verilen tepkilerle etkileşim pürüzsüz yürüyormuş. Bedensel ritim de önemli. Araştırmacılar Japonya’daki bir çocuk yuvasında bazı deneyler yapmış. Buna göre bir robot, bir çocukla aynı ritimde sallanıp hareket ediyor ve böylece çok ürkek olan otistik çocuklarla bile çabucak iletişime geçebiliyor. Deneylere katılan Pennsylvania, Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Marek Michalowski, “Çocuk bu eşzamanlı davranışlarda bir şeyler fark edip kendini açıyor” diyor. Bunu bir kez başardıktan sonra “göz teması kurmak, oyunlarda sıra almak gibi sosyal davranışlarla (otistik çocukların sıkıntı çektiği konular) bu etkileşimi geliştirebiliyorsunuz”. Böyle bir süreci başlatmanın yollarından biri de, çocuğa robotun veya robota çocuğun davranışlarını taklit ettirmek. Maryland, Bethesda’da Ulusal Sağlık Enstitüleri’nin mali destek verdiği bir araştırma sürüyor. Bu araştırma çerçevesinde Connecticut Üniversitesi’nden bilim adamları, insana benzeyen 61 santim boyundaki Nao adlı bir Fransız robotundan yararlanarak çocuklar için terapi seansları yürütüyor. Örneğin, terapistlerin uzaktan kumandayla kontrol ettikleri robot, bir çocuğa dövüş sanatlarından bazı hareketler gösterip onu taklit etmesini istiyor; sonra da kendine yol göstermesi için çocuğu özendiriyor. Asperger sendromu olan sekiz yaşındaki Sam, “Robotlara bayılıyorum” diyor. “Bunun bir tedavi olduğunu biliyorum, ama yine de çok eğlenceli”. Deneyi yöneten ve eğitim fakültesinde yardımcı doçent Anjana Bhat, basit taklitlerin bir tür güven oluşturup sosyalleşmeyi artırdığını belirtiyor. “Sosyal etkileşimler, birbirinin hızına ayak uydurmakla yakından ilgilidir. Siz hızlı yürüyünce onlar da hızlı yürüyor. Siz yavaşlayınca onlar da yavaşlıyor. Ve bir bakıyorsunuz ki, etkileşmeye, hatta öğrenmeye başlamışsınız”. Kişilik de iki tarafı birden ilgilendiren önemli bir etken. Araştırmacıların bulgularına göre, öğretmen robot Asimo’nun “işbirliğine yatkın” davranarak (“Su bardağını şuraya koyacağım; bana yardım etmek ister misin?”) verdiği ders, 4 ila 6 yaşındaki çocukları son derece olumlu etkiliyor. 7-10 yaş grubu içinse öğretme tarzı daha az fark ettiriyor. Araştırmayı kaleme alanlardan New York, Columbia Üniversitesi araştırmacısı Sandra Okita, “Çocukların robotlara verdiği tepki yaşa ve kişiliğe göre çok değişebiliyor” diyor. Kısacası, bir robot gerçekten iyi bir yol gösterici olacaksa, iyi öğretmenlerin yaptığını yapması gerekecektir. Yani öğrencilerin dersi sevip sevmemesinden ders alması gerekecektir.

Gelişimin adresi...
Yukarı Dön
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 20-Ocak-2011 Saat 20:37

Hangisi insan hangisi robot?
Japonya'nın Osaka Üniversitesi'nde geliştirilen ve bugün tanıtılan android robot, gerçek insanla mimiklerine kadarki benzerliğiyle dikkat çekiyor.


Osaka - Daha önce insan görünümlü birçok robot üreten ve bir robot ailesi kurmayı hayal eden Profesör Hiroşi İşiguro tarafından geliştirilen bu yapay kadının hareketlerinin, daha önceki robotlara oranla çok daha doğal olduğu görüldü.

Profesör İşiguro, tanıtım sırasında yaptığı açıklamada, ekibinin insan duygularını ifade edebilen robotlar yapmak istediğini söyledi.

Uzun siyah saçlı ve siyah etekli robot tanıtım sırasında, model olarak kullanılan 20'li yaşlardaki genç bir kadının gülümseme, öfkelenme gibi tüm hareketlerini hemen ve gerçeğinden farksız taklit etti.

Gerçek insanın yüz ifadelerinin bir kamerayla filme alındıktan sonra elektrik sinyalleriyle robota gönderen bir teknoloji kullanıldı.

Gerçek kadınla androidi ayırmanın gerçekten güç olduğu tanıtımda, model kadın gazetecilere, "Bir ikiz kızkardeşim olduğu hissine kapıldım" dedi.

Roboton dişlerini göstererek gülmesinin gerçek bir insan görünümü kazandırdığını söyleyen Prof İşiguro, daha önce geliştirilen bu tip robotların çok sayıda ekleminin olmasından ötürü daha karmaşık ve masraflı olduğunu kaydetti.

Japon bilim adamı, geliştirdikleri yeni teknoloji sayesinde insan görünümlü robotları üretmenin daha kolaylaştığını belirterek, böylece bu robotlardan daha fazla alanda faydalanmanın mümkün olacağını düşündüklerini söyledi.

Yüzü sentetik deriden yapılan ve bir hastanede deneme amacıyla hastalara eşlik etmesi düşünülen "Geminoid-TMF" adlı robot 160 bin TL'ye satılacak. Robota ayrıca bir bilim müzesinde de deneme amaçlı bir görev verilmesi bekleniyor.

Gelişimin adresi...
Yukarı Dön
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 20-Ocak-2011 Saat 20:28
Robot denilince akla hep Japonlar gelir. İlk temizlik yapan, konuşan, dans eden, koşan, futbol oynayan, bisiklet kullanan, hatta trompet çalan robotu onlar icat etti.

Geçtiğimiz günlerde de Japon Toyota firması, sekerek ilerleyebilen robot bacağını kamuoyuna tanıttı. Japonların insansı özelliklerle donatılmış robotlarının ardından bir Türk bilim adamı, el becerisi ve zekâ gerektiren işleri yapabilen robotu icat etmeyi başardı. Pamukkale Üniversitesi Makine Teorisi ve Dinamiği Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Erdinç Şahin Çonkur'un ürettiği 'RoboKol' isimli robot, 180 bin YTL'ye mal oldu. RoboKol'un dünyadaki ilk örneklerinden birisi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Çonkur, yeni nesil robotun finansmanını Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) karşıladığını belirtti. Çonkur, 'Gereğinden Çok Serbestlik Dereceli Robotların Bir Ürün Olarak Geliştirilmesi' adıyla başlanan proje çerçevesinde yaptıkları robotun, insanların ulaşması zor veya imkânsız olduğu bölgelere girerek, el becerisi ve zekâ gerektiren işleri otomatik olarak yapabildiğini anlattı. Amaçlarının robotun sanayide kullanılması olduğunu ifade eden Çonkur, "Bu robotlar henüz sanayide kullanılmıyor. Serbestlik derecesi çok olduğu için esneklik özelliği de var. Sanayi robotları fabrikalarda bir düzen içinde çalışır. Az bir değişiklik olduğunda çalışmaz. Fakat bizim yaptığımız robot akıllı. İnsan nasıl çevresi değiştiğinde kendini adapte edebiliyorsa bu robot da adapte edebiliyor." dedi. Çonkur, robotu yapmak için daha önce sanayicilerden destek istediklerini; ancak gerekli ilginin gösterilmeğinden yakınarak, şöyle devam etti: "Sanayicilerimizin kullanacağı makineleri ve robotları yapabileceğimizi söyledik. Ama bunun maddi külfetinin olduğunu da belirttik. Ne yazık ki destek alamadık. Bunun üzerine DPT ve TÜBİTAK'tan destek geldi. Şimdi bunu yapabildiğimizi gören sanayicinin yaklaşımı bize karşı daha pozitif olmaya başladı." RoboKol'a çok sayıda çözüm üretebilen kollar takılabiliyor. Bu kollar insan kolu gibi hareket ediyor, çevresinde olanları fark ediyor ve ona göre tavır alıyor. Yaklaşık 2 yılda icat edilen RoboKol'un mekanik dizaynını Çonkur'un yüksek lisans öğrencilerinden İsmail Bozdağ, elektronik kısmını ise İlker Eren yapmış. Robotun yazılımını ve algoritmasını ise bizzat Çonkur üretmiş.
Çevresindeki değişikliklere göre tavır alıyor
İnsan kolu gibi hareket eden RoboKol, çevresindeki değişiklikleri fark ediyor ve ona göre tavır alıyor. İnsanların ulaşması zor veya imkânsız görünen bölgelere girerek, el becerisi ve zekâ gerektiren zor ve tehlikeli birçok işi otomatik olarak yapabiliyor. RoboKol, böylece hem zaman ve para tasarrufu sağlayacak hem de insanları bu işleri yaparken karşılaşacakları tehlikelerden koruyacak. Sanayide kullanıldığında endüstriyel robotların hareket kabiliyetlerini daha da artıracak. Büyük makinelerin içine girip tamir ve bakımını yapabilecek. Uzay istasyonu inşası gibi el becerisi, mikro-elektronik imalatı gibi vakum ortamı gerektiren işleri yapabilecek. Bazı beyin ameliyatlarında, cerrahın elle ulaşmasının zor olduğu kısımlara ulaşabilecek. Depremde enkaz altında kalmış canlıların yerini tespit edebilecek ve enkaz altında ilerleyerek depremzedelere ilk müdahaleyi yapabilecek. Ayrıca RoboKol Türk yapımı olduğu için bütün detayları üniversite öğrencilerine anlatılarak, onlara pratik kazandıracak ve bu alanda yapılacak diğer çalışmalara ışık tutacak.

Gelişimin adresi...
Yukarı Dön
By_Beyin Açılır Kutu Gör
Moderatör
Moderatör
Simge

Kayıt Tarihi: 08-Ocak-2007
Konum: İstanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 388
  Alıntı By_Beyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 03-Ocak-2011 Saat 11:15

Devrim niteliğindeki robotlar 5 yıl sonra hayatımızda
Devrim yaratacak ''TriageBots'' isimli robotların 5 yıl içinde hizmete girmesi hedefleniyor.

ABD'nin Vanderbilt Üniversitesi'ndeki bilgisayar mühendisliği ve tıp fakültelerinin ortak olarak yürüttüğü proje, "TriageBots" isimli robotların 5 yıl içinde hizmete girmesini hedefliyor. Projedeki en etkin görevlerden biri de bir Türk'e emanet.

Hastanelerin en yoğun çalışan bölümlerinden biri olan acil servislerdeki iş yükünü azaltmayı amaçlayan projeye katılan mühendislik fakültesi öğrencilerinin danşmanlığını yüksek lisans öğrencisi Erdem Erdemir yapıyor.

Proje kapsamında üzerinde çalışılan robot sistemi, gelen hastalar hakkında bilgileri kayda geçecek, temel tanı ölçümlerini yapacak ve hastanın acil ihtiyaçları konusunda kritik kararlar verebilecek.

Yapılan araştırmalara göre, hastanelerin acil servis bölümüne gelenlerin yüzde 40'ı hayati tehlike taşıyor. "TriageBots" robotlar ise geriye kalan yüzde 60'lık kesime yönelik hizmet verecek. Böylece acil servislerdeki bekleme süresi azalacak ve bu bölümlerdeki verimlilik artacak.

Robot teknolojisi kullanımı sağlık sektöründe yeni bir gelişme değil, özellikle de Japonya'da. Tokyo'daki Aizu Hastanesi'nde gelen hastaları karşılayan görevliler arasında kendisine sorulan soruları cevaplayan bir de robot bulunuyor. Tokyo'daki bir başka hastanedeyse Japon Fizik ve Kimya Araştırmaları Enstitüsü tarafından yaratılan RIBA isimli robot, hastaların yataklarından kalkmasına yardımcı oluyor. İngiltere'deki bir hastanede ise robotlardan oluşan bir ekip, tıbbi atık ve kirli çamaşırlarının taşınması, hastalara ilaç ve yemek verilmesi gibi görevlerini yerine getiriyor.

HÜRRİYET

Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur.
Yukarı Dön
aysenu Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 21-Temmuz-2008
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 3
  Alıntı aysenu Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 21-Temmuz-2008 Saat 19:13
ClapAnlatılanlar müthiş!!!Umarın en azından bir kısmını görecek kadar yaşarız,çocuklarımız ve onların çocukları daha da şanslılar elbette.
Bu gidişle ''star wars'',robotlarıyla,araçlarıyla,görüntü ve savaş sistemleriyle gerçek olacağa benziyor,hatta eşim ''Aynı star wars taki görüntülü msg.gönderimleri gibi 2014 yılında 3boyutlu tv'ların evlerimize girmeye hazır olacağını''söylüyor...
Yukarı Dön
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01-Haziran-2008 Saat 13:18

Dün bir grup gazeteci meslektaşımla, 20. yüzyıl başlarında dünyayı saran nükleer silah yarışında ilk Sovyet atom reaktörü "F-1"in çalıştırıldığı Kurçatov araştırma merkezini ziyaret ettik. Burası günümüzde de Rusların dediği gibi "Özel rejimli müessese". Yani, Rus devlet güvenlik servisinden izin alınmadan girmek mümkün değil.

Bize refakat eden yetkililer sıkı güvenlik kontrolünden sonra "Sizi ilk önce tarihle tanıştıralım" sözleriyle geniş parkı andıran alandan geçirerek örme tuğladan inşa edilmiş tek katlı binanın önüne getirdi. "20. yüzyılda atom devrimi işte burada gerçekleşti" sözleriyle açılan demir kapıdan bodruma inen merdivenlere buyur edildik. Yerin iki kat altında 30 metrekarelik kumanda odasını anımsatan mekanda bizi F-1 atom reaktörü kadar yaşlı müdür Vadim Dikaryov bekliyordu.

NANO TEKNOLOJİ Başka bir binada bizi bekleyen Kurçatov Enstitüsü müdürü fizik profesörü Mihail Kovalçuk, "Size ender sergilediğimiz (Sinhrotron, Sibir-1 ve Sibir-2’yi) göstereceğiz. Nanoteknolojilerin anası olacak cihazı anlatacağım" diyen başlayan uzun bir bilimsel konuşma yaptı. Profesör, insanoğlunun atomu bölmesiyle taş devrindeki bir insanın taşı yontmasından farklı bir iş yapmadığını belirterek yeni nano teknolojiyle ilgili çalışmayla ilgili bilgi verdi. Nanoteknoloji sayesinde mikro robotlar sayesinde insanoğlu uzayın sırlarına erebilecek, tıp alanında devrim niteliğinde gelişmeler yaşanacak. Örneğin, 20 yıl içinde bu teknolojiyle üretilen mikro robotlar, damarlara girerek tortuları temizleyecek.

UZAYIN SIRLARI ÇÖZÜLECEK Parçacık hızlandırıcısı olarak tanımlanan Sibir-2 cihazı 124.13 metre uzunluğu olan 5 metre yarı çaplı bir borunun oluşturduğu çember. Etrafına döşenen manyetik alan sayesinde dev kanalın ortasında birkaç ışın zerresi foton tren katarı gibi 250 milyon volt gerilim altında seyahat ediyor. Gerisini yine Kovalçuk anlatıyor: "Buna biz nano teknoloji adını veriyoruz. Yunanca’daki ’nano’ (minyatür) kelimesinden türeme. Sinhrotron cihazı sayesinde insanoğlunun taş yontma pratiğine böylece son verilmiş oluyor. Bundan sonra istediğimiz taşı zerreciklerden toplayarak kendimiz yapacağız.


MİNİK CERRAHLAR Nano teknoloji sayesinde çok yakında biyomekanik aygıtlar ortaya çıkacak. 10-20 yıl içerisinde kıldan 100 misli daha ince robotlar üretilmeye başlanacak. Kalp damarınız mı kirlendi. İğne uçundaki robot damardan organizmaya girerek bir minik cerrah gibi orada çalışacak. Artık hiçbir aklı başındaki ülke bilimadamları en büyük ve en yıkıcı atom bombasını biz yapalım derdinde değil. Tam tersi tüm çağdaş bilim dünyası mikro alana yoğunlaşarak engin uzayın sırlarını nano kilitle açmanın yolunu arıyor. Bizim Kurçatov Enstitüsü de önde gelenlerden biri.

Gelişimin adresi...
Yukarı Dön
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01-Haziran-2008 Saat 13:15
2 santimetrelik robot!

Japon uzmanlar insan vücudunda dolaşarak hastalıklara ve yaralara yerinde müdahale edebilen bir robot geliştirdi


Japon Ritsumeikan Üniversitesi uzmanları, insan vücudunda dolaşarak hastalıklara ve yaralara “yerinde” müdahale edebilen bir robot geliştirdi. 2 santimetre uzunluğunda ve 1 santimetre çapında olan robot, küçük bir böceği andırıyor. Özel sensörleri sayesinde, özellikle kanserli hücrelerin yerini belirleyen 5 gram ağırlığındaki robot, kamerasıyla da doktorlara vücudun içinden anında görüntü geçebiliyor. Küçük bir operasyonla deri altına yerleştiriliyor ve kanserli hücrelere direkt olarak ilaç da salgılıyor. Deneme aşamasında olan robot, bir kaç yıl içinde hasta üzerinde kullanılmaya başlanacak.


Gelişimin adresi...
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <123>

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz