gercek bir hikayee |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
ModeratorBeyin
Moderatör Halkla İlişkiler Müdürü Kayıt Tarihi: 10-Mart-2007 Konum: İstanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 408 |
Alıntı Cevapla
Konu: gercek bir hikayee Gönderim Zamanı: 09-Mayıs-2007 Saat 17:01 |
onemli olan onları karmaşıklaştırmamak
|
|
kara++kurt
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 20-Mart-2007 Konum: Erzurum Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 130 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 05-Mayıs-2007 Saat 15:09 |
evet ınsan yasamında cok zor sandıgı bazı seyler cok basıt olabılır
|
|
Hayat ,tesadüflerin güzel renkleriyle boyanmiş bir tablodur.
|
|
ModeratorBeyin
Moderatör Halkla İlişkiler Müdürü Kayıt Tarihi: 10-Mart-2007 Konum: İstanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 408 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 05-Mayıs-2007 Saat 12:25 |
Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır.
İlaç alır geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider. Lakin Osman Efendi' nin baş ağrısı artarak sürer. Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de yaşarmaya başlar. Baska doktorlar çağrılır... Osman Efendi Uşak' ın ileri gelenlerindendir, ağrıyı kesene servet vaadeder. Doktorların hiçbiri ağrıyı durduramadığı gibi sebebini de bulamaz. Ev halkı birbirine karışır, baş ağrısından geceleri uyuyamayan Osman Efendi' yi İstanbul' a götürmeye karar verirler. İstanbul' da en iyi doktorlar seferber olur. Röntgenler, beyin tomografileri çekilir, testler yapılır... Görünüşe bakılırsa Osman Efendi turp gibidir. Oysa dayanması gittikçe zorlaşan başağrısı ve gözyaşlari hayatı çekilmez hale getirmiştir. Ağrı kesici iğnelerle zor ayakta duran Osman Efendi bu defa da apar topar yurtdışına götürülür. O devirde Amerika değil İsviçre moda, Zürih' e gidilir. Haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar, testler tekrarlanır. Sonuç: Efendi' ye teşhis konulamaz. Artık yerinden kalkamayan Osman Efendi' ye ağrı kesici iğneler verilir, altmışlarını süren adamın ülkesine dönüp "dinlenmesi", daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir. Osman Efendi bitkin, aile perişan. "Kader" denilir, Uşak' a dönülür. Osman Efendi yayla evinde bir odaya yatırılır ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar. Bir gün, hastanın keyfi gelsin diye, Osman Efendi' nin eski berberi "Berber Mehmet" çağrılır. Berber yataktan kalkamayan Osman Efendi' yi traş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler. Berber Mehmet bir an düşünür. "Beyim" der, "Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın? " Bir bakar, "Hah işte" der "Kıl dönmüş. " Osman Efendi' nin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker. Ev halkı Osman Efendi' nin köyü ayağa kaldıran çığlığıyla odaya koşar. Berber Mehmet, Osman Efendi' nin elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla kapı dışarı edilir. Osman Efendi' nin kanayan burnuna pansumanlar yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar yatağına yatırılır. Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir. Baş ağrısından ise eser kalmamıştır. Dönen kılın sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ızdıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder. Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi, Berber Mehmet' i çağırtır ,ve ona bir servet bağışlar. Şimdi bu gerçek hikayeyi niye anlattık? 1. Berber Mehmet efendilerin fikirleri var, dinlemek gerek! 2. Bazen büyük sorunların cok basit çözümleri olur. Bulmak gerek ! 3. Burnundan kıl aldırtmayanların başı çok ağrıyabilir. Bilmek gerek ! |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |