Beyin |
Yanıt Yaz | Sayfa 12> |
Yazar | |
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla
Konu: Beyin Gönderim Zamanı: 12-Şubat-2011 Saat 22:47 |
Beynimiz nasıl yaşlanıyor?
Sağlıklı bir beynin nasıl yaşlandığını ve bu değişimlerin hafızamızı nasıl etkilediğini biliyor musunuz? Zaman zaman unutkanlıklar yaşadığınızda Alzheimer başlangıcı olduğunuzdan mı korkuyorsunuz? Aslında günlük hayatta karşılaştığınız unutkanlıkların tümünün yoğunluktan kaynaklandığını biliyor muydunuz? Sabah’ın haberine göre, ancak bilinen bir gerçek var ki o da yaşımız ilerledikçe beynimizin fonksiyonlarında da bazı kayıpların yaşandığı. Genellikle beynimizin bedenimizdeki diğer organlardan daha farklı olduğunu düşünürüz. Halbuki, beynimiz de tıpkı diğer organlarımızda olduğu gibi zaman içinde bazı değişimler yaşar. Genel kanının aksine beyindeki sinir hücreleri (nöronlar) yaşla birlikte toplu şekilde yok olmaya başlamaz. Araştırmalar, bazı nöronların gerçekten de kaybedildiğini ancak yavaş da olsa yeni nöron üretiminin olduğunu göstermektedir. Aslında olan beyindeki sinir hücrelerinin küçülmeye başlamasıdır. “İyi genler ve sağlıklı bir yaşam tarzı bu değişimin geciktirilmesine yardımcı olsa da süreci tamamen durdurmak olanaksızdır” diyor uzmanlar. Peki beynimiz nasıl yaşlanıyor? İşte beynin yaşlanmasındaki aşamalar… 20’li yaşlar: Bu yaşlardaki insanlar uzun süreli anılar oluşturmak ve karmaşık muhakemeler yapabilmek anlamında zihinsel kapasitelerinin en üst noktasında olur. Yaratıcılığın da bu yıllarda zirve yapma olasılığı vardır. Ancak bu yaşlar insanların yaratıcılıkta sınır tanımadığı da bir dönemdir. 30’lu yaşlar: Önemsiz derecede de olsa nöron küçülmesi yoluyla beyin hacmi yavaş yavaş gerilemeye başlar. Gerçekleştirilecek bilişsel testler bazı bölgelerde meydana gelen küçük gerilemeleri tespit edebilir. Fakat bilişsel gerilemeye dair bu küçük işaretler genellikle ne birey ne de çevresindekiler tarafından fark edilmez. 40’lı yaşlar: Kırklı yaşlardaki pek çok insan, başta aktif (kısa dönem) hafıza alanında olmak üzere bazı zihinsel işlemlerde biraz yavaşlama olduğunu hisseder ve hatta hızlanabilir. Telefon numaraları hatırlamak, kafadan hesap yapmak veya hafızaya dayalı zorlu kağıt oyunları oynamak önceki yıllara göre daha yorucudur. Beyin hacmindeki yavaş azalma devam eder. 50’li yaşlar: Ellili yaşlarda beyin hacmi azalma sürecinin hızlanmasıyla birlikte hafızada ve diğer başka kavrama alanlarında daha belirgin değişiklikler ortaya çıkacaktır. Kelimeleri ve isimleri hatırlamak eskiye göre daha uzun sürer. Aynı anda birden fazla işle meşgul olmak daha zor hale gelir. Ayrıntılara olan ilgi azalır. Yaşanmış bir olayın gerçekleştiği yeri ve zamanı hatırlamak zorlaşır. Görsel-mekansal işlem yapmak daha güçleşir. 60’lı yaşlar: Beyin hacmindeki kayıplar devam eder. Beynin hafıza ve diğer bilişsel becerileri için gerekli olan yapılar özellikle tehlikeye açıktır.-Akşam- |
|
zaman
Moderatör Kayıt Tarihi: 31-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 724 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 11-Şubat-2011 Saat 22:08 |
Beyin Sinyallerinde ki Sözcükler
Amerikalı bilimciler, bazı sözcüklere denk gelen beyin sinyal dizilerini ayırt etmeyi başardı. Konuşurken beynin ürettiği sinyaller çözümlenerek ‘sözcük’ bazında farklılıklar belirlenebildi. Teknik tamamen geliştirildiğinde, değişik nedenlerle ses çıkaramayan hastalar elektronik ses kullanarak konuşabilir hale gelebilir. Utah Üniversitesi’nden bilimciler, beyin sinyallerini ‘okuyarak’ sözcükleri ayırt etmeyi başardı. Gönüllülerin beynine yerleştirilen sensörlerden toplanan verileri analiz eden araştırma ekibi, deneğin yüksek sesle okuduğu “evet’, “hayır’, ‘aç’ gibi 10 basit sözcüğün oluşum aşamasında beyinde yaratılan sinyalleri kaydetti. Sinyaller arasındaki farkılılıkları derleyen ekip, böylece hangi beyin sinyal dizisinin hangi sözcüğe denk geldiğini tespit etti. Uzun yıllar boyunca sürecek araştırma sonucunda, konuşmaya ilişkin fiziksel becerilerini yitirmiş felç hastalarının e-ses kullanarak iletişim kurması sağlanabilecek. Öte yandan sözcük ve cümlelere ilişkin beyin sinyal dizilerinin belirlenmesi, hukuki sonuçlar da doğurabilir. Zira sözkonusu teknoloji, şimdilik teorik açıdan olda da, kişilerin ‘aklından geçeni okuma’ gibi yetenekleri de beraberinde getirebilir. Bilim dünyası, daha önce, beyin sinyalleriyle bilgisayara bağlı robotik organları hareket ettirmeyi başarmıştı. |
|
zaman
Moderatör Kayıt Tarihi: 31-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 724 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 11-Şubat-2011 Saat 22:04 |
Zinde bir beyne sahip olmanın temel kuralları
Unutkanlık herkesin en büyük düşmanlarından biri. Aklımızı daha iyi kullanmak ve unutkanlığı azaltmak elimizde. Nasıl mı? Harvard Tıp Okulu öğretim üyesi Dr. Aoron P. Nelson zinde bir beyne sahip olmanın temel kurallarını sıraladı. İşte aklınızı güçlendirmek için 11 öneri…Unutkanlık sorunu, yaşlanan insanın en önemli korkularındandır. Özellikle 50′li yaşlar sonrasında ufak tefek unutkanlıklar ile ciddi bellek sorunları birbirine karıştırılır.Orta yaşlıların nerdeyse yarısı kendilerinde bir bellek kaybı sorununun başladığını zanneder. Hemen belirtelim! Bunların çoğu küçük ve hoş unutkanlıklardır. Hayatı tatlandıran ve keyif katanlar biraz da bu nükteli olaylardır!Belleği güçlü tutmanın pek çok püf noktası, uyulması gereken çok sayıda kuralı var. Harvard Tıp Okulu öğretim üyesi Dr. Aoron P. Nelson zinde bir beyne sahip olmanın temel kurallarını şöyle sıralıyor: - Hipertansiyonu ve kolesterol yüksekliği sorununu önleyin ya da kontrol altına alın. Kalbiniz için kötü olanın beyniniz için de kötü olduğunu unutmayın. - İyi ve kaliteli uyku uyuyun. İyi bir uyku için ortalama 8 saat gerekir. Kaliteli uyku beynin yeni öğrenilenleri pekiştirmesini sağlar. Öğrenilmiş bilgilerin pekiştirilmesinin uzun süreli belleğin en önemli desteği olduğu biliniyor. – Stresinizi iyi yönetin. Ölçülü ve kontrollü stres dikkati yoğunlaştırmakta, odaklanmayı arttırmaktadır. Kontrolsüz, uzun süreli ve aşırı stres ise dikkati sürdürme kapasitesini yok etmekte, unutkanlığı tetiklemekte, kortizol hormonunu yükselterek beynin bellek için önemli bölümlerinde hasar geliştirmektedir. – Yeni şeyler öğrenmeye devam edin. Her yeni bilgi ve beceri birer bellek egzersizidir. Yeni sporlar, hobiler, araştırma alanları, heyecanlı ve zevkli problemler, ezberlenen yeni şiirler ve yeni diller beyniniz için en güçlü vitaminlerdir. – Tembelliği bırakın. Zihinsel faaliyetlerinizi sınırlamayın. Özellikle televizyon seyretmek gibi pasif faaliyetleri azaltın. Televizyon karşısında geçirdiğiniz saatler sadece bedensel değil, ruhsal sağlığınızı da kötü yönde etkiler. – Her gün egzersiz yapın. Günde 30-45 dakika, haftada en az 4 gün yürümeye, iş saatlerinde daha çok aktif olmaya, kısa mesafelerde taşıt kullanmamaya çalışın. Özellikle yürümenin beyin sağlığı ve yeniden yapılanma sürecini olumlu yönde etkilediğini gösteren çok sayıda kanıt var. Beynin yeni yetenekler kazanabilmesi beyin hücreleri arasında güçlü ve yoğun yeni bağlantılar oluşturabilmesinin başlıca desteklerinden biri de düzenli ve ılımlı egzersizlerdir. Bizim önerimiz fırsat buldukça yürümenizdir. – Kullandığınız ilaçları yeniden gözden geçirin. Özellikle beyni etkileyen ilaçları doktor önerisi olmadan kullanmayın. Depresyon giderici, uyku verici, ruhsal gevşetici ilaçlara komşu, eş dost tavsiyeleri ile başlamayın. – Reçetesiz satılan ilaçları rastgele yutmayın. Doğal ya da zararsız diye kullanabileceğiniz bitkisel ürünlerin (valerianlar), besin desteklerinin (melatonin) ve diğerlerinin (hüperzin, Sam’e) beyin hücrelerinizi üzebileceğini, zihinsel fonksiyonları bozabileceğini unutmayın. Antihistamik- antialerjik ilaçları özellikle alüminyum içeren antiasitleri ve uyku kolaylaştırıcıları doktorunuzla konuşmadan uzun süre kullanmayın. – Vitaminlerden yararlanın. E ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerin, selenyum gibi serbest radikal avcısı minerallerin hücreleri oksitlenmekten koruyan güçlerinden faydalanabilirsiniz. Yeteri kadar B vitamini, özellikle B12 vitamini aldığınızdan emin olun. Dengeli bir beslenmenin de yaşlılıkta vitamin eksikliğine yol açabileceğini hatırlayın. – Hayata bağlı kalın. Hayatınıza önem katan bağları iyice sıkılaştırın. Huzurunuzu koruma ve güçlendirmeye bakın. Aileniz, dostlarınız, işiniz, hemşerilik ve vatandaşlık bağlarınıza, inançlarınıza daha sıkı sarılın. İnsanlarla daha sık birlikte olmaya, aileniz ve arkadaşlarınızla olumlu ilişkiler kurmaya ve sosyal aktivitenizi çoğaltmaya çalışın. İyi sosyal ilişkileri olan yaşlılarda bellek fonksiyonları bozulmuyor. Sosyal ilişkiler bir taraftan zihinsel egzersizleri yoğunlaştırıyor, diğer taraftan çeşitli olayların ruhsal travmalarını hafifletmeye yardımcı oluyor. |
|
zaman
Moderatör Kayıt Tarihi: 31-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 724 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 11-Şubat-2011 Saat 22:03 |
Az uyuyanlar dikkat !!! beyniniz her an durabilir unutkanlık başlayabilir
Yeterli derecede uyuyamayan kişilerin işitsel ve görsel algılarının zayıfladığı açıklandı. ABD’de yapılan bir araştırma, yeterli miktarda uyumayanların beyinlerinin gün içinde düşünme kabiliyetlerini aniden yitirebileceğini ortaya koydu. Pennsylvania Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, beynin dinlenmesi için uykunun çok önemli bir işleve sahip olduğunu ortaya koydu. Araştırmada, 24 saat boyunca 24 gönüllünün beyni, MR aracılığıyla incelendi. Araştırmacılar, gün sonunda, yeterli derecede uyuyanların gün içinde belirli bir işe odaklanma kapasitelerinin sabit kaldığını gözledi. Diğer grupta bulunan kişilerin ise gün boyunca zaman zaman beyinlerine giden kan miktarının düştüğü ve bu sırada “beyinlerinin adeta durduğu” belirlendi. Yeterli derecede uyuyamayan kişilerin işitsel ve görsel algılama yeteneğinin düştüğünü kaydeden uzmanlar, araştırmanın, uykusuz araç kullanılmasının tehlikelerine de işaret ettiğini söyledi. kaynak:guncel.net |
|
zaman
Moderatör Kayıt Tarihi: 31-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 724 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 11-Şubat-2011 Saat 22:02 |
Beyin nasıl geliştirilir beyninize çok ama çok iyi gelecek 11 öneri
Bunlar beyninize ilaç gibi gelecek.Mutlaka okuyun… Uzmanlar, hafıza ve zekâ körelmesinin önüne geçerek beyin gücünü artıracak 11 maddelik bir öneri listesi hazırladı. İşte beyin gücünü artıracak yöntemler: 1- Akıllı ilaçlar: ”Modafinil” gibi ilaçlar, beyni 90 saat boyunca uyanık tutuyor. Beynin bir bölgesinden diğerine veri akışını sağlayan kimyasalları artırıyor. 2- Yiyecekler: Protein açısından zengin besinler yarar sağlıyor. Düzenli kahvaltı yapmak da zihinsel performansı artırıyor; gazlı içecekler tam tersi etki yapıyor. 3- Müzik: Özellikle Mozart dinlemenin matematiksel zekâyı artırdığı ve müzik derslerinin, çocukların IQ’’sunu yükselttiği belirlendi. Ancak pop müziğin böyle bir etkisi görülmedi. 4- Biyonik beyin: Elektrotlarla beyne az miktarda elektrik akımı vermenin, beynin gücünü artırdığı belirtiliyor. 5- Zihinsel egzersizler: Zor matematik soruları zekâyı keskinleştiriyor. 5 hafta boyunca zihinsel egzersiz yaptırılan çocukların IQ’’su 8 puan yükseldi. 6- Hafıza oyunları: İskambil destesindeki her kartı bir karakterle özdeşleştirip tüm karakterlerin yer aldığı bir hikâye yaratarak, 52 kartı sırasıyla hatırlayabilirsiniz. 7- Uyku: 21 saat boyunca uyumamak, beyin üzerinde sarhoşluk gibi bir etki yaratır. 2 saatlik çalışmadan sonra iyi bir gece uykusu uyumak, öğrenmeyi kolaylaştırır. 8- Yürüyüş: Haftada 3 kez yarımşar saat yürüyüş yapmak; öğrenme, konsantrasyon ve mantık gücünü yüzde 15 artırır. 9- Hobiler: Örgü ören, bulmaca çözen yaşlıların Alzheimer gibi hastalıklara yakalanma riskinin daha az olduğu tespit edildi. 10- Konsantrasyon: Bu da beyin için önemli bir egzersiz! Bir iş üzerindeyken, kısa süreli bir dikkat dağılması sonrasında yeniden konsantrasyon sağlamak yaklaşık 15 dakika sürer. 11- Nörolojik tarama: Beyin içindeki hareketliliği gösteren tarayıcılar, beynin aktivitelerini kontrol etmekte de kullanılabilir. Kaynak: Nevsal Elevli/Milliyet,KİGEM.COM |
|
zaman
Moderatör Kayıt Tarihi: 31-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 724 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 11-Şubat-2011 Saat 22:01 |
Beyin krizi nedir nasıl tedavi edilir beyin krizi önlemleri
B eyin krizi kalp hastalıkları ve Kanserden sonra en fazla ölüme sebep veren bir durumdur.Dünyada 3ncü sıradaki ölüm sebebidir. Beyin krizi orta ve ileri yaşta sakatlığın en önde gelen sebebidir. Bütün bunlara rağmen BEYİN KRİZİ önlenebilir bir durumdur. BEYİN KRİZİ NEDİR? Beyin krizi terimi ile anlatmak istediğimiz olay beynin bir bölgesinin kansızlığına veya bir bölgesine kanamaya bağlı olarak gelişen ve çoğunlukla felç şeklinde ortaya çıkan beyin damar hastalığıdır. 1 Tıkanan damar: Beyin krizi,beynin ihtiyacı olan kanı alamadığı zaman ortaya çıkan bir durumdur.Beyin ihtiyacı olan kanı kendisine taşıyan damarlar yolu ile sağlar.Beyin krizlerinin çoğu bu damarlardan kan akımını engelleyen pıhtı sebebi ile olur.Yani damardaki kan akımı pıhtı sebebi ile engellenir ve beynin bir bölgesinin ihtiyacı olan kanı ya hiç alamaz veya yetersiz alır ve sonucunda beyin krizi denen durum ortaya çıkar. 2 kanayan damar: Bazen de daha seyrek olarak beyin krizi zayıflamış damarların yırtılması ve kanın beyin içine veya beyin etrafına geçmesi sonucu da görülebilir. İlk örneğe kansızlığa bağlı beyin krizi ikincisine ise beyin kanamasına bağlı beyin krizi diyebiliriz.Her iki tip beyin krizide konuşmayı, davranışı, hafızayı etkileyebilir, beyinde kalıcı hasara ,vücudun bir tarafında kuvvetsizliğe yani felce, sakatlığa ve ölüme sebep olabilir. BEYİN KRİZİNİ ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR? Beyin Krizi Belirtilerini öğreniniz ve tanıyınız. Beyin krizi belirtilerinden herhangi biri yalnız başına görülebileceği gibi,birkaç tanesi bir arada görülebilir. Bunlar birkaç dakika sürebilecekleri gibi birkaç saatte sürebilirler. Siz veya çevrenizde bulunan herhangi bir kimse bu beyin krizi belirtilerini hissediyorsanız acilen Doktora müracaat ediniz.Belirtiler geçmiş olsa bile bunu ihmal etmeyin. Zira bu belirtiler gelecekteki bir beyin krizinin habercisi veya ikazcısı olabilir. Beyin krizi haberci veya ikaz belirtileri Çoğunlukla vücudun bir yarısında ,yüz kol veya bacakta aniden ortaya çıkan kuvvetsizlik veya uyuşma,his bozukluğu Konuşmada zorluk,söylenenleri anlamada zorluk Bir veya her iki gözde aniden ortaya çıkan görme azalması veya görmede bulanıklık, çift görme İzah edilemeyen denge bozukluğu Bazen beyin krizlerinin öncesinde küçük beyin krizleri olur. Bunlara geçici iskemik atak adı verilir. Bunlar birkaç dakika ile birkaç saat sürebilir. Bu küçük ve en fazla 24 saat içinde tam düzelen küçük beyin krizleri beyne giden kanın geçici kesilmesi ve kısa sürede tekrar düzelmesine bağlı olarak ortaya çıkarlar. Bunlar daha sonra gelişebilecek büyük beyin krizinin önemli ikaz belirtileridir. Küçümsenmemeli ve üzerinde önemle durulmamalıdır. Büyük depremden önce olan zararsız yer sarsıntılarına benzetilebilir. Beyin krizi geçirmeye sebep olabilecek faktörleri ,hastalıkları öğreniniz Bu faktörlere risk faktörleri adı verilir. Bu faktörlere karşı gerekli önlemleri alınız. Gerekli tedavi ve kontrolleri yaptırınız Değiştirilmesi mümkün olmayan risk faktörleri YAŞ İnsan yaşlandıkça beyin krizine yakalanma ihtimali artar CİNS Beyin krizi erkeklerde kadınlardan daha çok görülür IRK Zencilerde beyaz ırka göre daha çok görülür Değiştirilmesi,önlenmesi veya tedavisi mümkün olan risk faktörleri YÜKSEK KAN BASINCI:TANSİYON YÜKSEKLİĞİ Beyin krizine en fazla sebep olan risk faktörüdür. Ancak aynı zamanda en kolay kontrol altına alınabilen bir durumdur. Düzenli olarak tansiyonunuzu ölçtürünüz ve kontrol altında tutunuz SİGARA Beyin krizine yakalanma riskinizi iki misli arttırır. Sigara çiyorsanız hemen bırakınız KİLO:ŞİŞMANLIK Aşırı kilo yüksek kolesterole, tansiyon yüksekliğine ve şeker hastalığına zemin hazırlar veya öncülük eder. Bu 3 durumda Beyin krizine sebep olabilen faktörlerdir. Kilonuzu belirli sınırda tutunuz,diyetinizi ona göre ayarlayın ve yağlı yemeklerden kaçınınız ŞEKER HASTALIĞIİABET Şeker hastalığı damar hastalıklarına sebep olabilir. Damarları bozar. Buda Beyin krizine sebep olabilir. Şeker hastalığınız var ise şeker düzeyini kontrol altında tutun ve gerekli tedavinizi zamanında ve düzenli olarak yaptırın. DAHA ÖNCE BEYİN KRİZİ VEYA KÜÇÜK GEÇİCİ BEYİN KRİZİ GEÇİRMİŞ OLMA Daha önce geçirilmiş krizler başka bir beyin krizine yakalanma ihtimalinizi arttırır. Ancak bazı ilaçlar düzenli alındığı takdirde bu ihtimali azaltır. KALB HASTALIKLARI Bazı kalp hastalıkları özellikle düzensiz kalp ritmi olarak tanımlanabilecek atrial fibrilasyon önemli beyin krizi sebebidir. Düzensiz kalp ritmi özellikle ileri yaşlarda daha çok önem kazanmaktadır. Bazı ilaçlar düzenli alındığında beyin krizine yakalanma ihtimalini azaltırlar. HAREKETSİZ HAYAT TARZI: Hareketsizlik beyin krizine zemin hazırlayabilen önemli bir faktördür. Düzenli eksersiz ve/veya yürüyüş ve spor yapmak çok önemlidir. UNUTMAYINIZ!! # BEYİN KRİZİ ÖNLENEBİLİR BİR DURUMDUR # BEYİN KRİZİ ACİL BİR DURUMDUR EVDE VEYA BAŞKA YERDE VAKİT KAYBETMEYİNİZ.ZAMAN ÇOK ÖNEMLİDİR.NE KADAR ERKEN MÜRACAT EDERSENİZ TEDAVİDEN O KADAR ÇOK YARARLANIRSINIZ # BEYİN KRİZİNDE UYGULANACAK BİR ÇOK TEDAVİ ALTERNATİFİ VARDIR. # EN ETKİLİ TEDAVİLER İLK 3- 6 SAATTE UYGULANIR.BEYİN KRİZİNDE TANI VE TEDAVİ ALTERNATİFLERİ Beyin krizini teşhis etme ve krize yakalanma risklerini ortaya koyan tetkikler Beyin krizinin acil tedavisi açısından beyindeki hasarın derecesinin tesbiti ve tipinin tayini mümkün olduğunca erken yapılmalıdır.Beyin krizinin tıkanmış bir damara mı veya beyin kanamasına mı bağlı olduğunun çok süratli bir şekilde ortaya konması çok önemlidir. Çünkü tedavi alternatifleri buna göre değerlendirilecektir.Hastanemizde hastanın durumunu ortaya koyacak gerekli tanının çok süratli bir şekilde konmasını sağlayacak tetkiklerin tamamı vardır. Böylece tanıya çok kısa süre içinde ulaşmamız mümkündür. Tam bir tanı koymak için aşağıdaki tetkiklerin bir kısmına başvurulur.Bir hastada aşağıdaki tetkiklerin hepsini uygulamaya gerek yoktur. Beyin Tomografisi:Hastanın acil olarak müracaatında ilk uygulanan tetkiktir.Kısa sürede beyin krizinin kanamaya veya damar tıkanmasına bağlı olup olmadığı hakkında bilgi verir.Düşük dozda şua ile beyin görüntülenir. Magnetik rezonans:Beyin krizinin olduğu bölge hakkında detaylı bilgi verir beyindeki hasarın derecesinide gösterir.Çok hassas bir tetkik olduğundan özellikle küçük damar tıkanmalarında çok iyi bilgi verir. Manyetik alan kullanılarak özel bir odada yapılan bir tetkiktir. Manyetik rezonans anjio:Beyin damarlarını gösteren bir tetkiktir.Hastanın damarlarına girilmeden ve ilaç verilmeden yapılan ve beyin damarları hakkında bilgi veren bir yöntemdir. Transkraniyal dopler : Beyindeki kan akımı hakkında bilgi veren gerektiğinde hastaya yatağında uygulanan bir yöntemdir Karotis Duplex görüntüleme: Beyne kan taşıyan ana damarları ve dolayısiyle onlardaki tıkanmaları gösteren bir yöntemdir SPECT Bazı özel maddeler kullanılarak beynin kanlanması hakkında bilgi veren bir yöntemdir Beyin anjiografisi: Büyük damarlardan birine bazı özel maddelerin verilmesi ile yapılan ve beyin kan akımı ve beyin damarları hakkında bilgi veren bir yöntemdir. Transözofagal ekokardiografi:Yemek borusu içine bir tüp sokularak direkt olarak kalbi inceleyen bir yöntemdir Bunların dışında risk faktörlerini belirlemeye yarayan diğer yöntemler # Kan tetkikleri # EKG # EKOBEYİN KRİZİ TEDAVİSİ Beyin krizinde ilaç tedavisi gün geçtikçe gelişmekte ve krizin beyinde yaptığı hasarı en aza indirmeye çalışan bir çok yeni ilaç üzerinde çalışılmakta bir kısmı ise kullanılmaktadır. Beyin Krizinde acil tedavi Damar tıkanmasına bağlı beyin krizlerinin büyük kısmında hasar ilk 6 saatte oluşmaktadır. Araştırmalar damarda oluşmuş pıhtıyı çözmek ve beyni beyin krizine karşı daha dirençli hale getiren ilaçlar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Beyni beyin krizi sırasında hasara karşı koruyan yani bir anlamda hasarı mümkün olan en az seviyede tutmak için uygulanan ikinci gruba beyin koruyucu ajanlar veya önlemler adı verilebilir. Damardaki pıhtıyı eriten ilaçlar: Bu grupta tPA denen bir ilaç kullanılmaktadır. Beyin krizinin erken devrelerinde beyin damarları içinde oluşmuş pıhtıyı eritebilen bir maddedir. Ancak bu kritik dönem olan beyin krizinin başlangıç dönemlerinde verilme ile mümkündür.İlk birkaç saatte verilmesi önemli olup bu şekilde beyinde hasar oluşması önlenebilmekte veya hasar en az seviyede olmaktadır.Ancak bu ilacın uygulanmasının önemli şartları vardır.En önemli şart mümkün olduğunca erken müracat etmektir. İlk 3 saat çok önemlidir. GATA beyin krizi merkezinde bu ilacı uygulama imkanı vardır. Beyin koruyucu ilaçlar veya ajanlar: Beyni ,beyin krizinde oluşan ve beyinde hasara yol açan olaylardan daha az etkilenir hale getirten ilaçlara beyin koruyucu ilaçlar adı verilir.Bu ilaçlarla ilgili olarak çok yoğun araştırmalar yapılmakta ve çok ümit verici sonuçlar elde edilmekte olup halen uygulanabilen ilaçlar mevcuttur. Beyin krizini önleme Yüksek risk taşıyan hastalarda beyin krizini önlemede kullanılan bir çok ilaç vardır.Bu ilaçların kullanımı özellikle daha önce küçük beyin krizi yani geçici iskemik atak veya geçici beyin krizi geçirenler ile büyük beyin krizi geçirenlerde daha önem kazanmaktadır.Bunlar kanın pıhtılaşmasını azaltan veya önleyen ilaçlar olup kanı sulandırıcı ilaçlar olarak bilinmektedir.Aslında kanın pıhtılaşma yeteneğini azaltan ilaçlar demek daha doğru olur.Bunlar 2 gruptur. Antikoagulanlar damardan veya ağızdan verilebilir Bunlar kanı daha inceltir ve pıhtıyı önlerler Antitrombosit ilaçlar Kanda dolaşan ve pıhtı oluşmasında önemli rolleri olan trombosit denen elementlerin birbirine veya damar duvarına yapışmasını önleyerek etki ederler.Bunların bir araya gelmesi veya damar duvarında kümeleşmeleri önlenerek damarlaın tıkanması önlenebilir ve böylece beyin krizi geçirme riski azaltılır.Beyin krizine karşı önlem alınmış olur..Bu grupta bulunan ve en çok kullanılan ilaç aspirindir.Bu grupta bir çok yeni ilaç vardır. Cerrahi tedavi Bazı durumlarda beyin krizini önlemek için cerrahi yöntemlerde kullanılabilir.Mesele beyne kan taşıyan damarlarındaki daralmalar veya tıkanmalar cerrahi yöntemle kaldırılabilir.Ancak bu cerrahi müdahele için gereken bazı kurallar vardır.Bunları uzman hekimler değerlendirip karar verir. Bunun dışında beyin kanamasına sebep olabilen beyin damarlarındaki baloncuklar ve anormal kan damar yumakları cerrahi yöntemler ile zararsız hale getirilebilir. Hasta bakımı Beyin krizinde tanı ve tedavi yöntemleri yanında bakımda çok önemlidir.Hatta tedavinin önemli bir parçasıdır.Bütün beyin krizleri acil bir durum olup bu krizi geçirenler bir süre yoğun bakımda tutulduktan sonra diğer normal bölüme alınmalıdırlar.Hastanın solunum ,dolaşım ve kalp gibi fonksiyonlarının takibi ,gerekli beslenmesinin sağlanması yanında yatak bakımıda önemlidir. Rehabilitasyon Beyin krizi sonrası ortaya çıkan fonksiyon kayıplarını en aza indirgemek en önemlisi hastayı kimseye muhtaç olmadan bağımsız bir hayat tarzına kavuşturmak rehabilitasyonun en önemli hedefidir..Gereksiz Sakatlıları önler. Beyin krizi sonu oluşan sakatlıkları düzeltme hastaları sakatlıklarına rağmen kendi işlerini kendileri yapar duruma getirmek için rehabilitasyon gereklidir. Beyin krizinde her dakika sayılıdır Beyin krizi ne kadar uzun sürede tedaviye alınırsa başka bir deyişle tedavide ne kadar gecikilirse beyindeki hasar o kadar büyük olur Beyin krizinde tedavinin başarısı belirtiler başladıktan sonra süratle kısa süre içinde ilgili uzman hekim tarafından görülmeyle yakın ilişkilidir. Beyin krizinde de aynen Kalp krizinde olduğu gibi acil tıbbi bakım uygulanmalıdır. |
|
zaman
Moderatör Kayıt Tarihi: 31-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 724 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 11-Şubat-2011 Saat 21:59 |
Beyinden geçenler okunabiliyor
Bilim adamları nasıl olduğunu çözdü! Beyin sinyallerini okumada kullanılan tarayıcılar sayesinde bilim adamları insanların akıllarından iki imgeden hangisinin geçtiğini anlayabiliyor. İngiliz bilim adamları, normalde beyindeki kan akışını tespit etmek için hastanelerde kullanılan manyetik rezonans görüntüleme tarayıcıları ile akıl okumayı başardılar. Yapılan deneye katılan gönüllülerden farklı resimlere bakmaları istendi. Daha sonrasında ise beyin dalgalarından beyinlerinde farklı noktaların çalıştığı anlaşıldı. Araştırma akıl okuma ya da düşünceleri tahmin etme yöntemlerinin sırlarını tamamen ortaya çıkarmasa bile, bilim adamlarının, kısa süreli görsel hafızada beynin hangi bölümlerinin yer aldığını anlamasını sağladı. Telegraph |
|
zaman
Moderatör Kayıt Tarihi: 31-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 724 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 11-Şubat-2011 Saat 21:58 |
Beyin ve en çok merak edilen yönleri
Dinamik renkler üretkenliği temsil ederken, huzuru simgeleyen mavi ve yeşil ise beynin en çok sevdiği renklerdir. İşte beyin hakkında en çok merak edilenler Beyin cerrahı Doç. Dr. Cahide Topsakal, beyin hakkında en çok merak edilenleri yanıtladı: * Beynin sevdiği renkler var mı? Beyin huzur açısından en çok mavi ve yeşilin tonlarını sever. Kırmızı, agresifliği artırır. Bu nedenle yatak odalarına kırmızı koymayın. Çalışma odalarına kırmızı koyun ki, beyniniz sürekli dinamik olsun. İyi bir uyku çekmek için yatak odalarında pastel yeşilleri ve eflatunları tercih edin. Sarı ve portakal renk de, dinamik ve üretkenliği artıran renklerdir. Hayatlarında yeşil rengi çok tercih edenlerin, huzurlu kişiler olduğu bilinir. * Beyin sağlığı için yararlı vitaminler neler? B12, belki de beynin sevdiği tek vitamindir. Bu vitamin, hafızayı güçlendirir. Eksikliği halinde, bir demans hastalığı yaşanır. B12 eksikliği beyin hasarı oluşturduğu zaman, bunun geriye dönüşü yoktur. B12, sinir sistemi için en önemli vitamindir. Eksikliği, kansızlık da yapabilir ve bu nedenle beyin hasarı oluşabilir. B12 vitamini, kırmızı ette bulunmaktadır. Çok fazla kırmızı et yemeyenlerin, mutlaka B12 desteği almaları gerekir…. SAĞ SANAT, SOL DİL! * Beynin sağ yarım küresi ile sol yarım küresi arasındaki bağlantı nasıl kurulur? Bu iki yarım küre, önemli bağlantı yolları ile aralarında sürekli haberleşirler. Ancak bazen, beynin tam orta hattına bir kitle oturur ve bu kitle bağlantı yollarını sekteye uğratır. * Beynimizin hangi tarafının baskın olduğunu nasıl anlayabiliriz? Genellikle beynin sağ yarım küresi sosyal başarı, organizasyon, felsefe ve sanat ile alakalıdır. Sol yarım küre ise matematik ve dil öğrenme ile alakalıdır. Bu konuda bilimsel bir test olmamakla birlikte, şu yöntemi uygulayabilirsiniz: Karşımızdaki kişinin yakalaması için havaya bir cisim atın. Refleks olarak cisme hangi koluyla hamle yaparsa, o kolun karşı tarafı baskın tarafıdır. Bazıları bazen sağı, bazen solu tercih eder. Bunlara, farklı beyin ameliyatları yapılır. Kadınların beyni erkeklerden hafif * Kadın ve erkek beyni arasında fark var mıdır? Kadın ve erkek beyni arasında; hem anatomik, hem de fonksiyonel olarak hafif farklılıklar vardır. Gramaj olarak kadın beyninin ağırlığı çok hafif düşüktür. Beyin merkezlerindeki kıvrımların bile farklı olduğunu görebiliriz. Kadında ana dili konuşma, yeni bir lisan öğrenme ve iyi bir aksanla bu dili konuşma yeteneği erkeğe göre daha üstündür. Erkek üç bin kelime ile dil konuşurken, kadının kelime kapasitesi 10 bin kelimeyi geçmektedir. Kadın, sosyal alanlarda daha başarılıdır. Organizasyon, zor durumların altından kalkma ve soğukkanlılık konularında kadınlar daha güçlüdür. Buna karşın, matematik yeteneği erkekte biraz daha gelişmiştir. Kadın, yön bulma ve iki arabanın arasına geri geri girme konularında erkeğe göre daha az gelişmiştir. Ancak tekrar yoluyla bu açığını kapatabilir. Bu farklılıklarda genetik faktörler ve salgılanan farklı cinsiyet hormonlarının yanı sıra, sosyal yaşamda yüklenilen farklı görevler de rol oynamaktadır. * Beynin kaç gram olduğuyla zeka ölçülebilir mi? Zeka beynin gramıyla değil, işlevi ile alakalıdır. İşlev, sonradan geliştirilebilir. Bu; beynin eğitimiyle alakalıdır. Samsun’da kargaların, kırılsınlar diye kırmızı ışıkta bekleyen arabaların ön tekerleklerinin altına cevizleri bıraktıklarına, yeşil ışık yandığında da kırılmış cevizleri topladıklarına tanık oldum. ‘Kuş beyinli’ lafının tarihe karışması lazım! Bir yazıda da hortumlarıyla boya fırçasını kavrayıp, tablo yapan fillerin varlığını okumuştum. Her şey eğitim, beyin jimnastiği, odaklanma ve başarmayı istemekle alakalı. Beyne ne kadar yeni görev yüklerseniz, o kadar üstesinden gelecektir. Eğer yeterince isterseniz, kanserli hücreleri bile beyin gücünüzle yok edebilirsiniz. Ön bölüm kişiliği belirler arkası görmeyi düzenler * Beynin her bölgesi ayrı bir iş mi yapar? Beynin ön bölümü kişilikle alakalıdır. Orta bölgede kolları ve bacakları oynatan merkez, hemen yanında ise duyulandıran merkezler vardır. Beynin yan bölümlerinde ise konuşma, duyduğunu anlama, hesap yapma, okuma, sesi ve müzik yorumlama merkezleri bulunmaktadır. En arka bölüm ise, görme fonksiyonları ile ilgilidir. Bu bölüm; ışık, renk, cisim ve hareketi yorumlar. Hipofiz bezi en ortada ve altta yer alır ve çeşitli hormonlar salgılar. En hayati merkez olan beyin sapı, solunumu ve dolaşımı ayarlar. Beyincik ise belirgin olarak denge ile alakalıdır. Ayrıca, görme yollarıyla da bağlantı kurar. Bu bölgelerin birindeki arıza, kademeli olarak diğer bölgelerin düzgün çalışmasını da engeller. Beynin yarısıyla yaşamak hayret edilecek şey değil! * Beyinlerinin sadece yarısıyla hayatlarını sürdüren insanlar var. Bunu nasıl başarıyorlar? Beynin bir tarafını doğuştan kaplamış olan bir hastalık, zamanla kendi fonksiyonlarını karşı tarafa da yükler. Hastalıklı taraf, beynin sağlam yarısının da iyi çalışmasını engelleyeceği ve devreleri karıştıracağı için mutlaka ameliyatla çıkartılmalıdır. Gazetelerde yer alan, ‘Beyninin yarısı ile spor yapıyor ve eğitim görüyor’ şeklindeki haberleri, çoğu insan hayretler içinde kalarak okuyor. Oysa, bunların hayret edilecek bir tarafı yoktur. Hastalıklı yarım küre çıkartılırken, orta hatta yakın planda yerleşmiş önemli bağlantı yolları korunmaktadır. Bu, çok incelikli ameliyat teknikleri ile başarılmaktadır. İhtiyaç halinde beyne yeni ve karmaşık görevler yüklenebilir. Bu görevleri yerine getirecek temel merkezler arasındaki haberleşme bağlantılarını kusursuz, hızlı ve koordineli bir şekilde devreye sokacak denetleyici ve düzenleyici merkezler de oluşturulabilir. Ezberlenen bilgi ve şifreler beynin verimini artırır! * Beynimizin yüzde kaçını kullanıyoruz? Beynin eğitilmesi; yeni fonksiyonların, yeni devrelerin ve kısa yolların gelişmesine yol açar. Müzik eğitimi, sportif aktivitelerle kazanılacak komplike kas koordinasyonları, bulmaca çözmek, kitap okumak, hafızayı artıran ezberler yapmak, şifreleri akılda tutmak ve yabancı dil öğrenmek gibi egzersizler beynin verimini artırır. Bunlar; kişiye yaratıcılık da kazandırır. Sanıldığı gibi; beynin yüzde 20′sini kullanmıyoruz. Aslında belki de yüzde 100′ünü kullanıyoruz. Ancak hangi merkezlerin hangi merkezlerle ve hangi sırayla birbirleriyle haberleştiğini çözmeye çalışıyoruz. İnanılmaz bir sistem var. Bugünün en gelişmiş bilgisayarları bile, beyindeki entegrelerin yerini alacak durumda değil. Bunların özelliklerini hala çözmeye çalışıyoruz. Tüm bunlar, fonksiyonel MR başta olmak üzere bazı özel görüntüleme sistemleri ile de doğrulanmaktadır. Günaydın |
|
Yanıt Yaz | Sayfa 12> |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |