gelisenbeyin.net Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > ..::Her Telden::.. > İslam ve Kur'an
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

rısaleı nur

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
ceza_mete Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 10-Ocak-2007
Konum: Kars
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 60
  Alıntı ceza_mete Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: rısaleı nur
    Gönderim Zamanı: 15-Mart-2007 Saat 17:16
Adalet-i mahza ve adalet-i izafiye ne demektir?


“Adalet-i mahza-i Kur’âniye; bir masumun hayatını ve kanını, hattâ umum beşer için de olsa, heder etmez. İkisi nazar-ı kudrette bir olduğu gibi, nazar-ı adalette de birdir.”

Mektûbat

Adalet-i mahza, “Tam ve mükemmel adalet.” “Bir ferdin hakkını, bütün insanlar için de olsa, feda etmeyen adalet.” şeklinde tarif edilir. Adalet-i izafiye ise, “Küllün selâmeti için, cüz’ü feda eden adalet tarzı.” “Cemaatin menfaati için ferdi feda eden adalet şekli.”dir.

Mahz; “sırf, halis, katıksız, tam” gibi mânâlara geliyor. Buna göre, adalet-i mahza, “tam ve katıksız adalet, mükemmel adalet,” demek olur. Bu adalette, hiçbir kimsenin en küçük bir hakkının bile çiğnenmemesi esastır.

Adaletin diğer şubesi olan adalet-i izafiye ise katıksız, tam değildir. Zira cemaatin menfaati için ferdin hukukunu nazara almaz.

Adalet-i izafiyede ehven-i şer esas alınır. Bütün insanların zarara uğraması büyük ve küllî bir şer, bu zararın giderilmesi için bir insanın yahut küçük bir gurubun hakkının çiğnenmesi ise cüz’î bir şerdir. Küllî şerden kurtulmak için cüz’î şerri kabul etmek ise ehven-i şer ile amel etmek demektir ve adalet-i izafiyenin esasıdır.

Adalet-i mahzada bir şahıs kendi rızasıyla hakkından vazgeçmediği müddetçe, bütün insanların faydası için de olsa onun hakkı çiğnenemez.

Meselâ, adalet-i mahzaya göre, bir şahsın rızası olmaksızın evi istimlâk edilemez. Bunun uygulanmasında ise bazen çok büyük zorluklar ortaya çıkar. İşte bu gibi zaruret hallerinde, adalet-i izafiye tatbik edilir. Ve o şahsın hukuku, umumun menfaatine feda edilir; rızası olmaksızın evi sökülür, istimlak edilir.

Bir âyet-i kerime :

“Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz bir tek nefsin (kişinin) yaratılması ve diriltilmesi gibidir.” (Lokman Sûresi, 28)

Ve Nur Külliyatından bir hikmet dersi:

“Adalet-i mahza-i Kur’âniye; bir masumun hayatını ve kanını, hattâ umum beşer için de olsa, heder etmez. İkisi nazar-ı kudrette bir olduğu gibi, nazar-ı adalette de birdir.” (Mektûbat)

Demek oluyor ki, bir insanı yaratmakla bütün insanları yaratmak nasıl ilâhî kudret için fark etmiyorsa, ilâhî adalet için de bir insanın hukuku bütün insanların hukuku kadar kıymetlidir. Ve o hukuku çiğneyen bir kimse, bütün insanlara zarar vermiş gibi olur.

Nur Külliyatında meseleye orijinal bir yaklaşım daha getirilir. Bir mü’minin güzel sıfatları masum insanlara, kötü sıfatları da cani insanlara teşbih edilerek, adalet-i mahza bu sıfatlar âlemine tatbik edilir.

Buna göre bir insanın bir tek sıfatı masum olsa, bütün sıfatları da cani olsa, o tek sıfatın hakkı diğerleri yüzünden zayi edilemez. O mü’mine düşmanlık beslendiğinde bu masum sıfat çiğnenip gideceğinden bu hâl adalet-i mahzaya uymaz.

Konuyu çok önemli bir hükümle noktalayalım:

“Fakat adalet-i mahza kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez, gidilse zulümdür.” (Mektûbat


Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz