gelisenbeyin.net Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > ..::Her Telden::.. > İslam ve Kur'an
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Güzel Sözler

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
By_Beyin Açılır Kutu Gör
Moderatör
Moderatör
Simge

Kayıt Tarihi: 08-Ocak-2007
Konum: İstanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 388
  Alıntı By_Beyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Güzel Sözler
    Gönderim Zamanı: 10-Ocak-2007 Saat 16:56
VECYZELER

1- Marîz bir asryn, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi; ittiba'-y Kur'andyr.

2- Azametli bahtsyz bir kyt'anyn, ?anly tali'siz bir devletin, de?erli sahibsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-y Yslâmdyr.

3- Arzy ve bütün nücum ve ?ümusu tesbih taneleri gibi kaldyracak ve çevirecek kuvvetli bir ele mâlik olmayan kimse, kâinatta dava-yy halk ve iddia-yy icad edemez. Zira her?ey, her?eyle ba?lydyr.

4- Ha?irde bütün zevi-l ervahyn ihyasy; mevt-âlûd bir nevm ile ky?ta uyu?mu? bir sine?in baharda ihya ve in?asyndan kudrete daha a?yr olamaz. Zira kudret-i ezeliye zâtiyedir; tegayyür edemez, acz tahallül edemez, avaik tedahül edemez. Onda meratib olamaz, her?ey ona nisbeten birdir.

5- Sivrisine?in gözünü halkeden, Güne?'i dahi o halketmi?tir.

6- Pirenin midesini tanzim eden, Manzume-i ?emsiyeyi de o tanzim etmi?tir.

7- Kâinatyn te'lifinde öyle bir i'caz var ki; bütün esbab-y tabiiye farz-y muhal olarak muktedir birer fâil-i muhtar olsalar, yine kemal-i acz ile o i'caza kar?y secde ederek SUBHANEKE LA KUDRETE LENA YNNEKE ENTEL AZYZÜL HAKYM diyeceklerdir.

8- Esbaba tesir-i hakikî verilmemi?, vahdet ve celal öyle ister. Lâkin mülk cihetinde esbab dest-i kudrete perde olmu?tur, izzet ve azamet öyle ister. Tâ nazar-y zahirde, dest-i kudret mülk cihetindeki umûr-u hasise ile müba?ir görülmesin.

9- Mahall-i taalluk-u kudret olan her?eydeki melekûtiyet ciheti ?effaftyr, nezihtir.

10- Âlem-i ?ehadet, avalim-ül guyub üstünde tenteneli bir perdedir.

11- Bir noktayy tam yerinde icad etmek için, bütün kâinaty icad edecek bir kudret-i gayr-y mütenahî lâzymdyr. Zira ?u kitab-y kebir-i kâinatyn herbir harfinin, bahusus zîhayat herbir harfinin, herbir cümlesine müteveccih birer yüzü, nâzyr birer gözü vardyr.

12- Me?hurdur ki: Hilâl-i îde bakarlardy. Kimse bir?ey görmedi. Yhtiyar bir zât yemin ederek "Hilâli gördüm." dedi. Halbuki gördü?ü hilâl de?il, kirpi?inin tekavvüs etmi? beyaz bir kyly idi. O kyl nerede? Kamer nerede? Harekât-y zerrat nerede? Fâil-i te?kil-i enva' nerede?

13- Tabiat, misalî bir matbaadyr, tâbi' de?il; naky?tyr, nakka? de?il; kabildir, fâil de?il; mistardyr, masdar de?il; nizamdyr, nâzym de?il; kanundur, kudret de?il; ?eriat-y iradiyedir, hakikat-y hariciye de?il.

14- Fytrat-y zî?uur olan vicdandaki incizab ve cezbe, bir hakikat-y cazibedaryn cezbesiyledir.

15- Fytrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelan-y nümuvv der: "Ben sünbüllenece?im, meyve verece?im." Do?ru söyler. Yumurtada bir meyelan-y hayat var. Der: "Piliç olaca?ym." Biiznillah olur. Do?ru söyler. Bir avuç su, meyelan-y incimad ile der: "Fazla yer tutaca?ym." Metin demir onu yalan çykaramaz; sözünün do?rulu?u demiri parçalar. ?u meyelanlar, iradeden gelen evamir-i tekviniyenin tecellileridir, cilveleridir.

16- Karyncayy emirsiz, aryyy ya'subsuz byrakmayan kudret-i ezeliye; elbette be?eri nebisiz byrakmaz. Âlem-i ?ehadetteki insanlara in?ikak-y Kamer, bir mu'cize-i Ahmediye (A.S.M.) oldu?u gibi, mi'rac dahi âlem-i melekûttaki melaike ve ruhaniyata kar?y bir mu'cize-i kübra-yy Ahmediyedir ki; nübüvvetinin velayeti bu keramet-i bahire ile isbat edilmi?tir ve o parlak zât, berk ve Kamer gibi melekûtta ?u'le-fe?an olmu?tur.

17- Kelime-i ?ehadetin iki kelâmy birbirine ?ahiddir. Birincisi ikincisine bürhan-y limmîdir; ikincisi birincisine bürhan-y innîdir.

18- Hayat, kesrette bir çe?it tecelli-i vahdettir. Onun için ittihada sevkeder. Hayat, bir ?eyi her?eye mâlik eder.

19- Ruh, bir kanun-u zîvücud-u haricîdir, bir namus-u zî?uurdur. Sabit ve daim fytrî kanunlar gibi, ruh dahi âlem-i emirden, syfat-y iradeden gelmi?, kudret ona vücud-u hissî giydirmi?tir. Bir seyyale-i latifeyi o cevhere sadef etmi?tir. Mevcud ruh, makul kanunun karde?idir. Ykisi hem daimî, hem âlem-i emirden gelmi?lerdir. ?ayet nevilerdeki kanunlara kudret-i ezeliye bir vücud-u haricî giydirseydi, ruh olurdu. E?er ruh, vücudu çykarsa, ?uuru ba?yndan indirse, yine lâyemut bir kanun olurdu.

20- Ziya ile mevcudat görünür, hayat ile mevcudatyn varly?y bilinir. Herbirisi birer ke??aftyr.

21- Nasraniyet, ya intifa veya ystyfa edip Yslâmiyet'e kar?y terk-i silâh edecektir. Nasraniyet birkaç defa yyrtyldy, protestanly?a geldi. Protestanlyk da yyrtyldy, tevhide yakla?ty. Tekrar yyrtylma?a hazyrlanyyor. Ya intifa bulup sönecek veya hakikî Nasraniyetin esasyny câmi' olan hakaik-i Yslâmiyeyi kar?ysynda görecek, teslim olacaktyr.

Y?te bu syrr-y azîme, Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm i?aret etmi?tir ki: "Hazret-i Ysa nâzil olup gelecek, ümmetimden olacak, ?eriatymla amel edecektir."

22- Cumhur-u avamy, bürhandan ziyade, me'hazdaki kudsiyet imtisale sevkeder.

23- ?eriatyn yüzde doksany -zaruriyat ve müsellemat-y diniye- birer elmas sütundur. Mesail-i içtihadiye-i hilafiye, yüzde ondur. Doksan elmas sütun, on altunun himayesine verilmez. Kitablar ve içtihadlar Kur'ana dûrbîn olmaly, âyine olmaly; gölge ve vekil olmamaly!

24- Her müstaid; nefsi için içtihad edebilir, te?ri' edemez.

25- Bir fikre davet, cumhur-u ülemanyn kabulüne vâbestedir. Yoksa davet bid'attyr, reddedilir.

26- Ynsan fytraten mükerrem oldu?undan, hakky aryyor. Bazan bâtyl eline gelir; hak zannederek koynunda saklar. Hakikaty kazarken, ihtiyarsyz dalalet ba?yna dü?er; hakikat zannederek kafasyna giydiriyor.

27- Birbirinden e?eff ve eltaf, kudretin çok âyineleri vardyr; sudan havaya, havadan esîre, esîrden âlem-i misale, âlem-i misalden âlem-i ervaha, hattâ zamana, fikre tenevvü' ediyor. Hava âyinesinde bir kelime milyonlar kelimat olur. Kalem-i kudret, ?u syrr-y tenasülü pek acib istinsah ediyor. Yn'ikas, ya hüviyeti veya hüviyetle mahiyeti tutar. Kesifin timsalleri birer meyyit-i müteharriktir. Bir ruh-u nuranînin kendi âyinelerinde olan timsalleri, birer hayy-y murtabyttyr; ayny olmasa da, gayry da de?ildir.

28- ?ems hareket-i mihveriyesiyle silkinse, meyveleri dü?mez; silkinmezse, yemi?leri olan seyyarat dü?üp da?ylacaktyr.

29- Nur-u fikir, ziya-yy kalb ile y?yklanyp mezcolmazsa, zulmettir, zulüm fy?kyryr. Gözün muzlim nehar-y ebyazy, muzii (Ha?iye) leyle-i süveyda ile mezcolmazsa basarsyz oldu?u gibi, fikret-i beyzada süveyda-i kalb bulunmazsa, basiretsizdir.

(Ha?iye): Meali: Gözün gündüze benzeyen beyazy, geceye benzeyen siyahly?yyla beraber olmazsa; göz, göz olmaz.

30- Ylimde iz'an-y kalb olmazsa, cehildir. Yltizam ba?ka, itikad ba?kadyr.

31- Bâtyl ?eyleri iyice tasvir, safi zihinleri idlâldir.

32- Âlim-i mür?id, koyun olmaly; ku? olmamaly. Koyun, kuzusuna süt; ku?, yavrusuna kay verir.

33- Bir ?ey'in vücudu, bütün eczasynyn vücuduna vâbestedir. Ademi ise, bir cüz'ünün ademiyle oldu?undan; zaîf adam, iktidaryny göstermek için tahrib tarafdary oluyor, müsbet yerine menfîce hareket ediyor.

34- Desatir-i hikmet, nevamis-i hükûmetle; kavanin-i hak, revabyt-y kuvvetle imtizac etmezse cumhur-u avamda müsmir olamaz.

35- Zulüm, ba?yna adalet külâhyny geçirmi?; hyyanet, hamiyet libasyny giymi?; cihada bagy ismi takylmy?, esarete hürriyet namy verilmi?. Ezdad, suretlerini mübadele etmi?ler.

36- Menfaat üzerine dönen siyaset, canavardyr.

37- Aç canavara kar?y tahabbüb; merhametini de?il, i?tihasyny açar. Hem de di? ve tyrna?ynyn kirasyny da ister.

38- Zaman gösterdi ki: Cennet ucuz de?il, Cehennem dahi lüzumsuz de?il.

39- Dünyaca havas tanynan insanlardaki meziyet, sebeb-i tevazu' ve mahviyet iken; tahakküm ve tekebbüre sebeb olmu?tur. Fukaranyn aczi, avamyn fakry sebeb-i merhamet ve ihsan iken; esaret ve mahkûmiyetlerine müncer olmu?tur.

40- Bir ?eyde mehasin ve ?eref hasyl oldukça, havassa pe?ke? ederler; seyyiat olsa, avama taksim ederler.

41- Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenasi edilse; ezhan enelere dönüp etrafynda gezerler.

42- Bütün ihtilalat ve fesadyn asyl madeni ve bütün ahlâk-y rezilenin muharrik ve menba'y tek iki kelimedir:

Birinci Kelime: "Ben tok olsam, ba?kasy açlyktan ölse bana ne!"

Ykinci Kelime: "Ystirahatim için zahmet çek; sen çaly?, ben yiyeyim."

Birinci kelimenin yrkyny kesecek tek bir devasy var ki, o da vücub-u zekattyr.

Ykinci kelimenin devasy, hurmet-i ribadyr. Adalet-i Kur'aniye âlem kapysynda durup, ribaya "Yasaktyr, girmeye hakkyn yoktur" der. Be?er bu emri dinlemedi, büyük bir sille yedi. Daha müdhi?ini yemeden, dinlemeli!..

43- Devletler, milletler muharebesi; tabakat-y be?er muharebesine terk-i mevki ediyor. Zira be?er esir olmak istemedi?i gibi, ecîr olmak da istemez.

44- Tarîk-y gayr-y me?ru ile bir maksady takib eden, galiben maksudunun zyddyyla ceza görür, Avrupa muhabbeti gibi gayr-y me?ru muhabbetin akibetinin mükâfaty, mahbubun gaddarane adavetidir.

45- Maziye, mesaibe kader nazaryyla ve müstakbele, maasiye teklif noktasynda bakmak lâzymdyr. Cebr ve Ytizal, burada bary?yrlar.

46- Çaresi bulunan ?eyde acze, çaresi bulunmayan ?eyde ceza'a iltica etmemek gerektir.

47- Hayatyn yarasy iltiyam bulur. Yzzet-i Yslâmiyenin ve namusun ve izzet-i milliyenin yaralary pek derindir.

48- Öyle zaman olur ki; bir kelime bir orduyu batyryr, bir gülle otuz milyonun mahvyna sebeb olur. (Ha?iye) Öyle ?erait tahtynda olur ki; küçük bir hareket, insany a'lâ-yy illiyyîne çykaryr ve öyle hal olur ki; küçük bir fiil, insany esfel-i safilîne indirir.

(Ha?iye): Syrp bir neferin Avusturya Veliahdine atty?y bir tek gülle; eski harb-i umumîyi patlattyrdy, otuz milyon nüfusun mahvyna sebeb oldu.

49- Bir tane sydk, bir harman yalanlary yakar. Bir tane hakikat, bir harman hayalata müreccahtyr. LA YELZEMU MYN LÜZUMY SIDKY KÜLLY KAVLYN KAVLÜ KÜLLY SIDK

Her sözün do?ru olmaly; fakat her do?ruyu söylemek, do?ru de?il.

50- Güzel gören, güzel dü?ünür. Güzel dü?ünen, hayatyndan lezzet alyr.

51- Ynsanlary canlandyran emeldir; öldüren ye'stir.

52- Eskiden beri i'la-yy kelimetullah ve beka-yy istiklaliyet-i Yslâm için farz-y kifaye-i cihady deruhde ile kendini, yek-vücud olan âlem-i Yslâm'a fedaya vazifedar ve hilafete bayrakdar görmü? olan bu devlet-i Yslâmiyenin felâketi; âlem-i Yslâmyn saadet ve hürriyet-i müstakbelesiyle telafi edilecektir. Zira ?u musibet, maye-i hayatymyz olan uhuvvet-i Yslâmiyenin inki?afyny hârikulâde ta'cil etti.

53- Hristiyanly?yn maly olmayan mehasin-i medeniyeti ona mal etmek ve Yslâmiyetin dü?many olan tedenniyi ona dost göstermek, fele?in ters dönmesine delildir.

54- Paslanmy? bîhemta bir elmas, daima mücella cama müreccahtyr.

55- Her?eyi maddede arayanlaryn akyllary gözlerindedir, göz ise maneviyatta kördür.

56- Mecaz, ilmin elinden cehlin eline dü?se, hakikata inkylab eder; hurafata kapy açar.

57- Yhsan-y Ylahîden fazla ihsan, ihsan de?ildir. Her ?eyi, oldu?u gibi tavsif etmek gerektir.

58- ?öhret, insanyn maly olmayany dahi insana maleder.

59- Hadîs, maden-i hayat ve mülhim-i hakikattyr.

60- Yhya-yy din, ihya-yy millettir. Hayat-y din, nur-u hayattyr.

61- Nev'-i be?ere rahmet olan Kur'an; ancak umumun, lâakal ekseriyetin saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder. Medeniyet-i hazyra, be? menfî esas üzerine teessüs etmi?tir:

1- Nokta-i istinady, kuvvettir. O ise, ?e'ni tecavüzdür.

2- Hedef-i kasdy menfaattyr. O ise, ?e'ni tezahümdür.

3- Hayatta düsturu, cidaldir. O ise, ?e'ni, tenazu'dur.

4- Kitleler mabeynindeki rabytasy, âheri yutmakla beslenen unsuriyet ve menfî milliyettir. O ise, ?e'ni müdhi? tesadümdür.

5- Cazibedar hizmeti, heva ve hevesi te?ci' ve arzularyny tatmindir. O heva ise, insanyn mesh-i manevîsine sebebdir.

?eriat-y Ahmediyenin (A.S.M.) tazammun etti?i ve emretti?i medeniyet ise: Nokta-i istinady, kuvvete bedel haktyr ki; ?e'ni, adalet ve tevazündür. Hedefi de, menfaat yerine fazilettir ki; ?e'ni, muhabbet ve tecazübdür. Cihet-ül vahdet de, unsuriyet ve milliyet yerine, rabyta-i dinî ve vatanî ve synyfîdir ki; ?e'ni samimî uhuvvet ve müsalemet ve haricin tecavüzüne kar?y, yalnyz tedafü'dür. Hayatta, düstur-u cidal yerine düstur-u teavündür ki; ?e'ni, ittihad ve tesanüddür. Heva yerine hüdadyr ki; ?e'ni, insaniyeten terakki ve ruhen tekâmüldür.

Mevcudiyetimizin hâmisi olan Yslâmiyetten elini gev?etme, dört el ile saryl; yoksa mahvolursun.

62- Musibet-i âmme, ekseriyetin hatasyndan terettüb eder. Musibet; cinayetin neticesi, mükâfatyn mukaddemesidir.

63- ?ehid kendini hayy bilir. Feda etti?i hayaty, sekeraty tatmady?yndan, gayr-y münkaty' ve bâki görüyor. Yalnyz daha nezih olarak buluyor.

64- Adalet-i mahza-i Kur'aniye; bir masumun hayatyny ve kanyny, hattâ umum be?er için de olsa, heder etmez. Ykisi nazar-y kudrette bir oldu?u gibi, nazar-y adalette de birdir. Hodgâmlyk ile, öyle insan olur ki; ihtirasyna mani her?ey'i, hattâ elinden gelirse dünyayy harab ve nev'-i be?eri mahvetmek ister.

65- Havf ve za'f, tesirat-y hariciyeyi te?ci' eder.

66- Muhakkak maslahat, mevhum mazarrata feda edilmez.

67- ?imdilik Ystanbul siyaseti, Yspanyol hastaly?y gibi bir hastalyktyr.

68- Deli adama "iyisin, iyisin" denilse iyile?mesi, iyi adama "fenasyn, fenasyn" denilse fenala?masy nâdir de?ildir.

69- Dü?manyn dü?many, dü?man kaldykça dosttur; dü?manyn dostu, dost kaldykça dü?mandyr.

70- Ynadyn i?i: ?eytan birisine yardym etse; "Melektir" der, rahmet

okur; muhalifinde melek görse, "libasyny de?i?tirmi? ?eytandyr." der, lanet eder.

71- Bir derdin dermany, ba?ka bir derde zehir olabilir. Bir derman, haddinden geçse, dert getirir.

72- EL CEMYYYETÜLLETY FYHET TESANÜDÜ ALETÜN HULYKAT LY TAHRYKYS SEKENAT... VEL CEMYYYETÜLLETY FYHET TEHASÜDÜ ALETÜN HULYKAT LY TESKYNYL HAREKET...

73- Cemaatte vâhid-i sahih olmazsa; cem' ve zamm, kesir darby gibi küçültür. (Ha?iye)

(Ha?iye): Hesabda malûmdur ki; darb ve cem', ziyadele?tirir. Dört kerre dört, onalty olur. Fakat kesirlerde darb ve cem', bilakis küçültür. Sülüsü sülüs ile darbetmek, tüsü' olur; yani, dokuzda bir olur. Aynen onun gibi, insanlarda syhhat ve istikamet ile vahdet olmazsa; ziyadele?mekle küçülür, bozuk olur, kyymetsiz olur.

74- Adem-i kabul, kabul-ü ademle iltibas olunur. Adem-i kabul; adem-i delil-i sübut, onun delilidir. Kabul-ü adem, delil-i adem ister. Biri ?ek, biri inkârdyr.

75- Ymanî mes'elelerde ?übhe, bir delili, hattâ yüz delili atsa da; medlûle îras-y zarar edemez. Çünki binler delil var.

76- Sevad-y a'zama ittiba edilmeli. Ekseriyete ve sevad-y a'zama dayandy?y zaman, lâkayd Emevîlik, en nihayet Ehl-i Sünnet cemaatine girdi. Adedce ekalliyette kalan salabetli Alevîlik, en nihayet az bir kysmy Râfyzîli?e dayandy.

77- Hakta ittifak, ehakta ihtilaf oldu?undan; bazan hak, ehaktan ehaktyr; hasen, ahsenden ahsendir. Herkes kendi mesle?ine "Hüve hak" demeli, "Hüve-l hak" dememeli. Veyahut "Hüve hasen" demeli, "Hüve-l hasen" dememeli.

78- Cennet olmazsa, Cehennem tazib etmez.

79- Zaman ihtiyarlandykça, Kur'an gençle?iyor; rumuzu tavazzuh ediyor. Nur, nâr göründü?ü gibi; bazan ?iddet-i belâgat dahi, mübala?a görünür.

80- Hararetteki meratib, bürûdetin tahallülü iledir; hüsündeki derecat, kubhun tedahülü iledir. Kudret-i ezeliye zâtiyedir, lâzymedir, zaruriyedir; acz tahallül edemez, meratib olamaz, her?ey ona nisbeten müsavidir.

81- ?emsin feyz-i tecellisi olan timsali, denizin sathynda ve denizin katresinde ayny hüviyeti gösteriyor.

82- Hayat, cilve-i tevhiddendir, müntehasy da vahdet kesbediyor.

83- Ynsanlarda veli, Cum'ada dakika-i icabe, Ramazanda Leyle-i Kadir, Esma-i Hüsnada Ysm-i A'zam, ömürde ecel meçhul kaldykça; sair efrad dahi kyymetdar kalyr, ehemmiyet verilir. Yirmi sene mübhem bir ömür, nihayeti muayyen bin sene ömre müreccahtyr.

84- Dünyada masiyetin akibeti, ikab-y uhrevîye delildir.

85- Ryzk, hayat kadar kudret nazarynda ehemmiyetlidir. Kudret çykaryyor, kader giydiriyor, inayet besliyor. Hayat; muhassal-y mazbuttur, görünür. Ryzk; gayr-y muhassal, tedricî münte?irdir, dü?ündürür. Açlyktan ölmek yoktur. Zira bedende ?ahm ve saire suretinde iddihar olunan gyda bitmeden evvel ölüyor. Demek, terk-i âdetten ne?'et eden maraz öldürür; ryzyksyzlyk de?il.

86- Âkil-ül lahm vah?ilerin helâl ryzyklary, hayvanatyn hadsiz cenazeleridir; hem rûy-i zemini temizliyorlar, hem ryzyklaryny buluyorlar.

87- Bir lokma kyrk paraya, di?er bir lokma on kuru?a. A?yza girmeden ve bo?azdan geçtikten sonra birdirler. Yalnyz, birkaç saniye a?yzda bir fark var. Müfetti? ve kapycy olan kuvve-i zaikayy taltif ve memnun etmek için birden ona gitmek, israfyn en sefihidir.

88- Lezaiz ça?yrdykça, sanki yedim demeli. Sanki yedimi düstur yapan; "Sanki yedim" namyndaki bir mescidi yiyebilirdi, yemedi.

89- Eskiden ekser Yslâm aç de?ildi, tereffühe ihtiyar vardy. ?imdi açtyr, telezzüze ihtiyar yoktur.

90- Muvakkat lezzetten ziyade, muvakkat eleme tebessüm etmeli; ho? geldin demeli. Geçmi? lezaiz, ah vah dedirtir. "Ah!" müstetir bir elemin tercümanydyr. Geçmi? âlâm, "Oh!" dedirtir. O "Oh" muzmer bir lezzet ve nimetin muhbiridir.

91- Nisyan dahi bir nimettir. Yalnyz her günün âlâmyny çektirir, müterakimi unutturur.

92- Derece-i hararet gibi, her musibette bir derece-i nimet vardyr. Daha büyü?ünü dü?ünüp, küçükteki derece-i nimeti görüp, Allah'a ?ükretmeli. Yoksa isti'zam ile üflense, ?i?er; merak edilse, ikile?ir; kalbdeki misali, hayali, hakikata inkylab eder.. o da kalbi döver.

93- Her adam için, heyet-i içtimaiyede görmek ve görünmek için mertebe denilen bir penceresi vardyr. O pencere kamet-i kyymetinden yüksek ise, tekebbür ile tetavül edecek; e?er kamet-i kyymetinden a?a?y ise, tevazu' ile tekavvüs edecek ve e?ilecek.. tâ o seviyede görsün ve görünsün. Ynsanda büyüklü?ün mikyasy; küçüklüktür, yani tevazu'dur. Küçüklü?ün mizany; büyüklüktür, yani tekebbürdür.

94- Zaîfin kavîye kar?y izzet-i nefsi, kavîde tekebbür olur; kavînin zaîfe kar?y tevazu'u, zaîfte tezellül olur. Bir ulü-l emrin makamyndaki ciddiyeti, vakardyr; mahviyeti, zillettir.. hanesindeki ciddiyeti, kibirdir; mahviyeti tevazu'dur. Ferd mütekellim-i vahde olsa, müsamahasy ve fedakârly?y amel-i sâlihtir; mütekellim-i maalgayr olsa, hyyanettir, amel-i talihtir. Bir ?ahys, kendi namyna hazm-y nefs eder, tefahur edemez; millet namyna tefahur eder, hazm-y nefs edemez.

95- Tertib-i mukaddematta "tefviz" tenbelliktir, terettüb-ü neticede tevekküldür. Semere-i sa'yine ve kysmetine ryza; kanaattyr, meyl-i sa'yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa, dûn-himmetliktir.

96- Evamir-i ?er'iyeye kar?y itaat ve isyan oldu?u gibi, evamir-i tekviniyeye kar?y da itaat ve isyan vardyr. Birincisinde mükâfat ve mücazatyn ekseri âhirette; ikincisinde, a?lebi dünyada olur. Meselâ: Sabryn mükâfaty zaferdir, ataletin mücazaty sefalettir, sa'yin sevaby servettir, sebatyn mükâfaty galebedir. Müsavatsyz adalet, adalet de?ildir.

97- Temasül tezadyn sebebidir, tenasüb tesanüdün esasydyr, sygar-y nefs tekebbürün menba'ydyr, za'f gururun madenidir, acz muhalefetin men?eidir, merak ilmin hocasydyr.

98- Kudret-i Fâtyra ihtiyaç ile, hususan açlyk ihtiyacyyla; ba?ta insan bütün hayvanaty gemlendirip, nizama sokmu?. Hem âlemi herc ü mercden halas edip, hem ihtiyacy medeniyete üstad ederek, terakkiyaty temin etmi?tir.

99- Sykynty, sefahetin muallimidir. Ye's, dalalet-i fikrin; zulmet-i kalb, ruh sykyntysynyn menba'ydyr.

100- YZA TEENNES ERRYCALÜ BYTTEHEVVÜSY... TERECCELEN NYSAY BYL TEVAKKUHY

Bir meclis-i ihvana güzel bir kary girdikçe; riya, rekabet, hased damary intibah eder. Demek inki?af-y nisvandan, medenî be?erde ahlâk-y seyyie inki?af eder.

101- Be?erin ?imdiki seyyiat-âlûd hyrçyn ruhunda, mütebessim küçük cenazeler olan suretlerin rolü ehemmiyetlidir.

102- Memnu' heykel; ya bir zulm-ü mütehaccir, ya bir heves-i mütecessim veya bir riya-yy mütecessiddir.

103- Yslâmiyetin müsellematyny tamamen imtisal etti?i cihetle bihakkyn daire-i dâhiline girmi? zâtta; meyl-üt tevsi' meyl-üt tekemmüldür. Lâkaydlyk ile haricde sayylan zâtta meyl-üt tevsi', meyl-üt tahribdir. Fyrtyna ve zelzele zamanynda; de?il içtihad kapysyny açmak, belki pencerelerini de kapatmak maslahattyr. Lâübaliler ruhsatlarla ok?anylmaz; azimetlerle, ?iddetle ikaz edilir.

104- Bîçare hakikatlar, kyymetsiz ellerde kyymetsiz olur.

105- Küremiz hayvana benziyor, âsâr-y hayat gösteriyor. Acaba yumurta kadar küçülse, bir nevi hayvan olmayacak mydyr? Veya bir mikrop küremiz kadar büyüse, ona benzemeyecek midir? Hayaty varsa, ruhu da vardyr. Âlem, insan kadar küçülse, yyldyzlary zerrat ve cevahir-i ferdiye hükmüne geçse; o da bir hayvan-y zî?uur olmayacak mydyr? Allah'yn böyle çok hayvanlary var.

106- ?eriat ikidir:

Birincisi: Âlem-i asgar olan insanyn ef'al ve ahvalini tanzim eden ve syfat-y kelâmdan gelen bildi?imiz ?eriattyr.

Ykincisi: Ynsan-y ekber olan âlemin harekât ve sekenatyny tanzim eden, syfat-y iradeden gelen ?eriat-y kübra-yy fytriyedir ki; bazan yanly? olarak tabiat tesmiye edilir. Melaike bir ümmet-i azîmedir ki, syfat-y iradeden gelen ve ?eriat-y fytriye denilen evamir-i tekviniyesinin hamelesi ve mümessili ve mütemessilleridirler.

107- YZA VEZENTE BEYNE HAVASSY HÜVEYNETYN HURDEBYNYYYETYN VE HAVASSYL YNSANY TERA SYRRAN ACYBEN ... YNNEL YNSANE KESURETY YASYN KÜTYBE FYHA SURETÜ YASYN...

108- Maddiyyunluk manevî taundur ki, be?ere ?u müdhi? sytmayy tutturdu, gazab-y Ylahîye çarptyrdy. Telkin ve tenkid kabiliyeti tevessü' ettikçe, o taun da tevessü' eder

109- En bedbaht, en muzdarib, en sykyntyly; i?siz adamdyr. Zira atalet ademin biraderzadesidir; sa'y, vücudun hayaty ve hayatyn yakazasydyr.

110- Ribanyn kap ve kapylary olan bankalaryn nef'i; be?erin fenasy olan gâvurlara ve onlaryn en zalimlerine ve bunlaryn en sefihlerinedir. Âlem-i Yslâma zarar-y mutlaktyr; mutlak be?erin refahy nazara alynmaz. Zira gâvur harbî ve mütecaviz ise, hürmetsiz ve ismetsizdir.

111- Cum'ada hutbe; zaruriyat ve müsellematy tezkirdir, nazariyaty talim de?ildir. Ybare-i Arabiye daha ulvî ihtar eder. Hadîs ile âyet müvazene edilse, görünür ki; be?erin en beligi dahi, âyetin belâgatyna yeti?emez, ona benzemez.

Said Nursî

Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz