İlginç Hikayeler |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla
Konu: İlginç Hikayeler Gönderim Zamanı: 08-Ocak-2007 Saat 18:13 |
DÜNYAYI DÜZELTMEK
Dünyayı kurtarmak isteyip de elinden hiçbir şey gelmediğini düşünen herkese bu hikaye ithaf olunur. Adam, bir haftanin yorgunlugundan sonra, pazar sabahi kalktiginda bütün haftanin yorgunlugunu çikarmak için eline gazetesini aldi ve bütün gün miskinlik yapip evde oturacagini düsündü. Tam bunlari düsünürken oglu kosarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba ogluna söz vermisti bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç disariya çikmak istemediginden bir bahane uydurmasi gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dagittigi dünya haritasi gözüne ilisti. Önce dünya haritasini küçük parçalara ayirdi ve ogluna eger bu haritayi düzeltebilirsen seni sinemaya götürecegim dedi. Sonra düsündü; 'Oh be kurtuldum. En iyi cografya profesörünü bile getirsen bu haritayi aksama kadar düzeltemez.' Aradan on dakika geçtikten sonra oglu babasinin yanina kosarak geldi ve 'Baba haritayi düzelttim. Artik sinemaya gidebiliriz' dedi. Adam önce inanamadi ve görmek istedi. Gördügünde de halen hayretler içindeydi ve bunu nasil yaptigini sordu. Çocuk: 'Bana verdigin haritanin arkasinda bir insan vardi. Insani düzelttigim zaman dünya kendiliginden düzelmisti! ADAM KAPTIRMIŞ Bir işte başarılı olmanın ilk koşullarından birisi yapılan işe adanmaktır. Ünlü Rus yazarı Dostoyevski'nin dünya yazarı olmasını sağlayan en önemli yönüde buydu. İşte size başarısının göstergesi." "Suç ve Cezâ" isimli meshur eserin Rus asilli yazari Dostoyevski yeni bir roman yazacagi zaman evine kapanir, günlerce disariya çikmazmis. Yine bir gün böyle evine kapanmis yeni romanini yazarken, bir arkadasi onu ziyârete gitmis. Çalisma odasina girince bir de ne görsün, yazar hüngür hüngür agliyor. -Ne oldu üstad, demis, bir derdin mi var? -Evet, demis yazar, romanimin kahramâni bu bölümde ölüyor! Sasirmis beriki: -Ne önemi var azîzim? Bu kadar üzülüyorsan, öldürmezsin olur biter. Yazan sen degil misin? -Yoo, demis Dostoyevski, ben kadere müdâhele edemem. Buradan çikartilacak ders: Demek ki isini iyi yapmak için kendini bu kadar kaptirmak gerekiyor. YOLUMUZDAKI ENGELLER Hayat denen yarış pistinde önünüze bir çok engel çıkacak. Bu engellere bakış açınız ise sizin başarınızı etkileyecektir. Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmus, kendisi de pencereye oturmustu. Bakalim neler olacak?. Ülkenin en zengin tüccarlari, en güçlü kervancilari, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öglene kadar. Hepsi kayanin etrafindan dolasip saraya girdiler. Pek çogu krali yüksek sesle elestirdi. Halkindan bu kadar vergi aliyor, ama yollari temiz tutamiyordu. Sonunda bir köylü çikageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sirtindaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarildi ve ikina sikina itmeye basladi. Sonunda kan ter içinde kaldi ama, kayayi da yolun kenarina çekti. Tam küfesini yeniden sirtina almak üzereydi ki, kayanin eski yerinde bir kesenin durdugunu gördü. Açti. Kese altin doluydu. Bir de kralin notu vardi içinde. "Bu altinlar kayayi yoldan çeken kisiye aittir" diyordu kral. Köylü, bugün dahi pek çogumuzun farkinda olmadigi bir ders almisti. "Her engel, yasam kosullarinizi daha iyilestirecek bir firsattir arkadaşlar bildiğiniz ilginç hikayeleri buraya yazarsanız ve öğretmen arkadaşlar arasında bu konuda bir alışveriş olursa sanırım iyi olur Okul müdürü üç öğretmeni yanına çağırdı “Siz üç öğretmen, sistemde en iyi ve en uzman kişiler olduğunuz için, doksan tane seçkin üstün zekâlı öğrenciyi size vereceğiz. Bu öğrencilerin gelecek yıl da aynı hızla çalışıp çok iyi bir eğitim almalarını bekliyoruz.” Üç öğretmen, öğrenciler ve öğrencilerin anne ve babaları bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünüyorlardı. O okul dönemi hepsinin özellikle hoşuna gitti. Okul bittiği zaman öğrenciler şehirdeki diğer öğrencilere göre yüzde 20-30 daha başarılıydı. Yıl sonu geldiğinde müdür üç öğretmeni çağırıp onlara: “Bir itirafta bulunmak istiyorum. En zeki öğrencilerin 90’ı sizde değildi. Onlar ortalamanın biraz üstünde öğrencilerdi. O 90 öğrenciyi listeden tesadüfen seçtik” dedi. Bu gerçeği duyan öğretmenler, öğrencilerde görülen yüksek başarının kendi öğretme kabiliyetleriyle ortaya çıktığını düşünmeye başladılar. Ama okul müdürü: “Bir itirafım daha var” dedi. “Siz de en başarılı öğretmenler değilsiniz! İsimlerinizi bir torbanın içine doldurduğum kâğıtların arasından rastgele seçtim. Siz inandığınız için başarılı oldunuz. Onlar da öyle…” BAŞARININ SIRRI “Başarının sırrı nedir sizce?” diye sordu. Cevap çok kısaydı: “İki kelimedir.” “Peki o iki kelime nedir efendim?” “Doğru kararlar.” “Peki, doğru kararlar nasıl alınır?” “Bir kelimeyle.” “O nedir peki?” “Tecrübe.” “Peki, bu tecrübe nasıl elde edilebilir?” “İki kelime ile.” “O iki kelime nedir?” “Yanlış kararlar.” _________________ Toprak olki gül bitiresin |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |