gelisenbeyin.net Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > ..::Her Telden::.. > İslam ve Kur'an
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Allaha Borç Veren Aile Hz. Dahdah ve Eşi

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Allaha Borç Veren Aile Hz. Dahdah ve Eşi
    Gönderim Zamanı: 20-Ekim-2014 Saat 20:34
Allaha Borç Veren Aile Hz. Dahdah ve Eşi
     Sahabeler başka boyutlarda yaşayan, gerçekten insanüstü fedakarlıklar sergileyen insanlardı. Siyer kitaplarını okuyunca bu fedakarlıkları günümüz insanı olarak okuyunca bu alemde boşa yaşadığımız hissi kalbe doğuyor.
     Bu nasıl bir Resulullah sevgisi, nasıl bir inanmışlık, Allah’ım bu imanı bize de nasip et diyor insan…
     Beni en çok etkileyen olay ise Seyfettin Kaya Amca’nın bana Gülüzar-ı Hacegan Dergisi’ni hediye etmesi ile başladı. Daha öncede okuduğum, zaman zaman karşılaştığım ama büyük şehirin koşuşturmacasında unuttuğum bir hikayeyi yeniden hatırlattı.
     Hz.UBU DAHDAH VE EŞİ ÜMMÜ DAHDAH
     Hz. İbn-i Mesut anlatır: İbn- i Mesudradiyallahuanh anlatıyor: “Kim Allah’a güzel bir borç verirse, Allah ona bunun karşılığını kat kat verir.” (Bakara, 245) ayeti nazil oldu. Ayetin indiğini duyan Ebu Dahdah, vakit kaybetmeden hemen koşarak Allah Resulü'nün (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına geldi. O'na:
- "Anam babam sana feda olsun ey Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah hiçbir şeye muhtaç değilken bizden borç mu istiyor?" diye sordu. Hz. Peygamber:
- "Evet, bununla sizi cennete koymak istiyor", buyurdu. Ebu Dahdah:
- "Şimdi ben Rabbim'e borç verirsem, bunun için beni ve çocuklarımı cennete koyacağını taahhüt mü ediyor?" diye sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
- "Evet", buyurdu. Ebu Dahdah elini Allah Resulü'ne (sallallahu aleyhi ve sellem) uzatarak:
- "Öyleyse elini bana uzat ey Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)! Benim iki bahçem var, biri yukarıda diğeri aşağıda. Vallahi bunlardan başkada bir şeyim yok, ikisini de Allah’a borç vermek istiyorum", dedi. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
- "Onlardan birini Allah için bağışla, diğerini kendi ve ailenin geçimi için bırak", buyurdu. Ebu Dahdah:
- "Büyük olan ve çok sevdiğim 600 ağaçlı hurma bahçemi Rabbime borç veriyorum", dedi. Allah Resulü(sallallahu aleyhi ve sellem):
- "Öyle ise Allah (cellecelaluhu) buna karşılık sana cenneti verecektir", buyurdu.(1)
Ebu Dahdah’ın gerçekten çok güzel bir hurma bahçesi vardı. Bu hurma bahçesi, Medine’deki bahçelerin en güzeli ve en büyüklerinden biriydi. Bahçede tam altı yüz hurma ağacı bulunuyordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), Allah adına ondan bu borcu (bağışı) kabul edince dünyalar Ebu Dahdah’ın oldu.
Rabbi ona ve onun gibi cömert müminlere ne kadar büyük bir lütufta bulunmuştu. Allah fakir kulları adına zengin kullarından borç istiyordu.
Peygamberine indirdiği Kur’an- ı Mübin’inde onun gibilere bizzat hitap ederek, onlardan fakir müminler adına borç istemişti. Kâinatın yegâne sahibi, ahiretin tek maliki olan Rabbi, bu borç karşılığında elbette ona, gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, akılların hayal bile edemediği lütuflar ihsan edecekti. Bunu çok iyi biliyordu. Zira o, Nebevi terbiyeden geçmişti. Rabbinin ne demek istediğini çok iyi anlamıştı. Karşılığının kat kat verileceğine olan imanı tamdı. Tıpkı eşi Ümmü Dahdah gibi.
Ebu Dahdah hurma bahçesine gidip de olayı eşine anlatınca eşi ona kızmak, darılmak, onu tenkit etmek bir yana, eşinin yaptığı bu alışverişten dolayı çok memnun oldu, çok sevindi. Ebu Dahdah ona:
- Ey Dahdah’ın annesi! Hurma bahçesinden çık! Ben onu hurmalarıyla birlikte cennet karşılığında Rabbime sattım, deyince, eşi onu tebrik ederek:
- Kârlı bir ticaret yapmışsın ey Ebu Dahdah! Allah alışverişini mübarek kılsın, dedi. Sonra topladıkları hurmaları bahçede bırakıp, çocuklarını yanına alarak bahçeyi gönül hoşluğu içinde terk etti.(2)
Hz. Ebu Dahdah’ın diğer hurma bahçesini de Allah’ın Habibinin tekrar cenneti müjdeleyici bir kavline istinaden bağışlayarak nasıl bir cömertlik timsali olduğunu bizlere gösteren olayı zikretmek isterim. Mevla’m yollarından gitmeyi ve şefaatlerine nail olmayı nasip etsin.
Çocuğu bir-iki değildi evde. Mübarekler bir düzüne gibiydiler. Sabah kalkınca her biri bir telden çalar, her birinin ayrı istek ve arzuları bitip tükenmek bilmezdi. Bunlar neyse de şu hurma kapışma meselesi kafasını iyice karıştırıyordu. Hepsini de defalarca karşısına dizmiş onlara bin bir çeşit nasihatlerde bulunmuş, tembihler yapmıştı. Fakat çocuk bunun burası. O anda hepside başlarını sallayarak söz veriyorlar, fakat daha sonra komşunun avlusundan kendi avlularına sarkan hurma ağacının dallarından dökülen hurmaları adeta kapış kapış etmekten geri kalmıyorlardı. Komşu ise aksimi aksi, cimrimi cimriydi. Anlayış ve müsamahanın zerresine sahip değildi. Her sabah gelir, kapılarına dökülen hurmaları toplar, günün ortalarında dökülenleri ise çocukları döverek almakla kalmaz, elini ağızlarına sokar, lokma halindeki ezikleri bile boğazlarından çıkarırdı.
Başkası neyse de çocukların ağızlarına elini sokarak hurma lokmalarını çıkartması ona pek ağır geliyordu. Ne çare ki fakirlik çökmüştü başına. Her birine doyasıya hurma alacak imkâna da sahip değildi. Bunu alamayınca da acıklı durum bütün mevsim devam edecekti.
Ne yapıp, ne edeceğini düşünürken gidip Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e olayı anlatmaya karar verdi. Bütün kuvvet ve cesaretini toplayarak müracaatını yaptı;
“Ya Resulullah! Komşumun hurmaları bizim avluya dökülmekte, ondan hiç kimsenin yemesine razı olmayan komşumun elini sokup çocukların ağzından hurma lokmaları çıkarışı da bana çok ağır gelmektedir. Çocuklara yaptığım bunca tembih ve nasihat ise para etmemekte...”
Merhamet ve şefkat membaı AllahınResülü;
- Sen önce o komşunu bir çağır da görüşelim, buyurdu.
Fakir sahabe hemen cimri komşusunu çağırdı. Resülullah’ın, huzuruna giren adama, teklifi şöyleydi;
—Komşunun b a h ç e s i n e sarkan o hurma ağacını komşuna ver.
D u a edeceğim. Allah da sana cennette bir hurma bahçesi verecektir.
Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve selem) ümmetinin dert ve sıkıntılarıyla şahsen
i l g i l e n i r, onların mahrumiyetlerine bir çözüm bulmaya çalışırdı. Nitekim yoksul sahabenin sıkıntısına da hurma ağacının sahibine bu ağaca karşılık cennette bir bahçe teklif ederek gidermek istemişti.
Fevkalade bir teklifti bu. Böyle teklife kolay kolay sessiz kalınamazdı ama cimrilik ve tamahkârlık insanın basiretini bağlar, faziletini sıfıra indirirdi. Nitekim öylede oldu. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selemin) bu teklifine hurma sahibi komşu ‘’evet’’ diyecek kadar akıllılık ve cömertlik gösteremedi. Sessiz kalmayı tercih etti. Bunun manası ise belliydi. Tek bir ağaç bile fakir komşuya hibe edemiyordu.
Az sonra meclis dağılmış, olay ashab arasında bomba gibi patlamıştı. Hayretle karşılayanlardan biride Ebu Dahdah idi. Düşünüyordu da bu teklife ‘’evet’’ demeyen adamın halini, bir türlü izah edemiyordu. Herkesten önce davranmak istedi. Doğruca cimri adamın evine koştu ve onu hurma ağaçlarının altında gölgelenir halde buldu. Beklemeden teklifini yaptı;
Bu ağaçların içinde komşunun avlusuna sarkan şu hurma ağacına (yüz hurma ağaçlı) bahçemi versem kabul eder misin?
Cimri adamın kafasında birden şimşekler çaktı, ihtiraslarında depreşmeler oldu. Böyle şeyleri pekiyi hesap ederdi. Yıldırım hızında cevap verdi.
“Elbette”
“Peki, öyleyse şu andan itibaren şu tarafa sarkan ağacı ben aldım. Bunun karşılığı olarak ta senin bildiğin Medine yakınındaki hurma bahçemi tümüyle sana verdim. Tamam mı?”
“Tamam”
Ebu Dahdah koşarak mescide girdi. Ashab, Resülullah (sallalllahu aleyhi ve sellem) ‘le sohbet halindeydi.
“Ya Rasulallah! O tek hurma ağacı için vaad ettiğiniz cennet bahçesi halen devam ediyor mu?
— Evet! Ya Ebu Dahdah.
— Öyle ise lütfen kabul buyurun, ben o tek ağacı yüz ağaçlı bahçemi vererek satın aldım. Komşu fakire hediye edebilirsiniz.
Resülullah (sallallahu aleyhi ve selem), Ebu Dahdah ı yaptığı bu tercihten dolayı tebrik etti. Görünüşte bir ağaç için yüz ağaçlık bir bahçeyi gözden çıkarmıştı. Ama aslında hem sonsuz mutluluklar yurdu olan cennete girmeyi hem de orada ebedi bir mülk sahibi olmayı garanti etmişti.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem) Ebu Dahdah için şöyle diyecekti.
‘’Cennette Ebu Dahdah için dikilmiş nice ağaçlar vardır.’’(3)
Sonsuz tahiyyatlar, Allahın Habibi (sallallahu aleyhi ve sellem)’le ve O’nun A’line ve eşsiz güzide arkadaşlarına olsun.
Ya! Rab: Bizlerede bu şuur altında hareket etmemizi, dünya malına tamah etmeden Mülkün gerçek sahibini iliklerine kadar hisseden kullardan eylesin.
Gerçekten büyük fedakarlık maldan vermek büyük bir hadise. Cenab-ı Hak bizlere yazdıklarımızı, okuduklarımızla amel etmeyi nasip etsin…

Ulaş Salih Özdemir / Eğitimci/ Yazar
Kaynaklar:
1-Kurtubi,Ahkamu’l Kur’an
2-İbn’ül Esir,ÜsdülGabe 5857, İbn Hacer ,İsabe,9855, İbnManzur,Muhtasar
3-Müsned-i Ahmed 5/95

Gelişimin adresi...
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz