Teknoloji ve Bilgi Toplumu |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
Aşık_Kaan
Süper Üye Kayıt Tarihi: 04-Mart-2007 Konum: İstanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 170 |
Alıntı Cevapla
Konu: Teknoloji ve Bilgi Toplumu Gönderim Zamanı: 18-Nisan-2007 Saat 15:58 |
Bu yazının amacı, dünyayı etkisi altına alan ve günlük olaylarımızı dahi şekillendiren bilim ve teknolojideki gelişmelerin neresinde olduğumuzu ortaya koymak ve yapılması gereken tedbirler ve projeler hakkında düşüncelerimizi belirlemektir. Ayrıca Türkiye’nin bilim ve teknoloji politikalarının ortaya konulması ve dünyadaki gelişmeler ışığında hayati ehemmiyeti haiz bu konuya gereken önemin verilmesine ışık tutulmasının sağlanmasıdır. Son 20 yılda dünyada; ekonomik, sosyal ve siyasi olaylarda fevkalade büyük gelişmeler olmakta ve bu değişiklikler devam etmektedir. Sanki 100 yılda düşünülmesi dahi tahayyül edilemeyen bu gelişmeler, birkaç yıla sığacak şekilde büyük atılımlar meydana getirmektedir. Mikroelektronik, yeni malzeme teknolojileri, esnek üretim teknolojileri, moleküler biyoloji ve biyoteknoloji alanında araştırmalar ve yenilikler jenerik olarak birçok değişim ve gelişimi peşinden sürüklemektedir. Dünyada siyasi veya ekonomik olarak meydana gelen küresel olaylar ve günlük politikalar bilim ve teknoloji politikaları sayesinde anında izlenmekte ve bu da müsbet veya menfi olarak milyarlarca insanı etkisi altına almaktadır. Son olarak ABD Başkanı Clinton’un yaptığı uçgurgeyt savunması televizyon kanallarından dünyaya ilan edilmiş ve dünya borsaları başta olmak üzere birçok ülkenin dengesinin ve döviz kurlarının değişmesine sebep olmuş, yani herkesi etkilemiştir. Bütün bunların geliştirilmesinde bilim ve teknoloji politikaları ve araştırma-geliştirme faaliyetlerine ayrılan büyük kaynaklar önemli rol oynamaktadır .
Bu amaçla tüm ülkeler bilim ve teknoloji politikalarına çok önem vermekte, mal ve hizmet üretiminde sermaye ve emek yanında teknolojiyi önemli bir girdi olarak kullanmaktadırlar. Bu sebeple burada Cumhuriyet dönemi bilim ve teknoloji politikalarını gözden geçirmeden evvel bu önemli konuda kısaca dünyadaki gelişmelere dikkat çekmeyi yararlı görmekteyiz. 1970’li yıllara kadar, dünyada mal ve hizmet üretiminde en önemli girdi emek, sermaye ve hammadde olarak ele alınmakta idi. Ancak 1970’li ve 1980’li yıllarda, mikroelektronik ve haberleşme teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda, mal ve hizmet üretiminin vazgeçilmez girdilerinden bir tanesi de teknoloji olmuştur. Artık bilim ve teknoloji konusu, üniversitelerde yapılan bilimsel araştırma ve yayın olmaktan çıkmış, bilim ve teknolojinin üretilmesi, bu ürünün tüm sektörlerde bir yatırım girdisi olarak ele alınması, toplumu şekillendirmesi ve toplumun siyasi ve demokratikleşmesine katkı yapması şekline dönüşerek, bilim ve teknoloji politikası haline gelmiştir. Bilim ve teknoloji politikaları, ülkelerin vazgeçilmez politikaları olup, toplumun bilim toplumu haline gelmesine ve sanayileşmede kilit girdi haline dönüşmesine sebep olmaktadır. Böylece, A-G harcamaları sanayi sektöründe yoğunlaştırılmış, rekabet gücünün artırılmasında, küreselleşme ile birlikte en önemli etken girdisi olmuştur. 1970’li ve 1980’li yıllardaki büyüme ve durgunluğun atlatılmasında, bilim ve teknoloji politikalarına verilen önem ve bu konudaki uygulamalar etkili olmuştur. Bilim ve teknoloji politikalarının gelişmesi sonucunda ülkelerde bilgi toplumu olgusu yerleşmiş ve son 10 yıllık dönemde ençok konuşulan konuların başında Bilgi Toplumu yer almıştır. Gerçekten teknolojinin küreselleşmesi ile birlikte, rekabet gücünü belirleyen en önemli ve etkili araç bilgi olmuştur. Üretim ve hizmetlerde kullanılan bilgi üretim maliyetlerinde ucuzlama ve hız sağlamış, bu konudaki uygulamalar ise süratle tüm dünyaya yayılmıştır. Böylece bilgi toplumu her türlü bilginin kolayca üretildiği, erişebildiği, yayıldığı, kolaylıkla kullanıldığı bir toplum olmuştur. 21. yüzyılın eşiğinde ülkelerin bilgi toplumu niteliklerine sahip olmaları hususu önceliğini korumaktadır. Teknolojik gelişmeler ülkelerin ekonomik ve sanayi yapısını etkilediği gibi, siyasi ve sosyal yapısını da değişikliklere uğratmaktadır. Bu sebeple bütün ülkeler bilim ve teknoloji politikalarını bir sistem olarak ele almakta, küreselleşen teknolojiye sahip olmak için araştırma-geliştirme (AR-GE) faaliyetlerine önem vermektedirler. Çünkü bilgi toplumunun oluşması toplumda demokratikleşmeyi ve özgürleşmeyi de beraberinde getirmektedir. Doğrusu bu sayede bilgiye ulaşma kolaylaşmış ve her türlü yasaklardan haberdar olmak mümkün hale gelmiştir. Öyleyse yasak yerine özgürlük, bilimde ilerleme ve katılımcılık öne çıkarılmış bulunmaktadır. Bilgi toplumunun oluşturulmasında; 1) Bilgi ve haberleşme teknolojilerinin geliştirilmesi, 2) Mal ve hizmet üretiminde, tüm makina-imalat, robot ve kontrol hizmetlerinde bilgisayarların kullanılması, 3) Bilgisayar teknolojisinin boyut, fiyat ve fonksiyon itibariyle çok süratli geliştirilmesi ve teknolojik yenilik sürecinin süreklilik kazanması, 4) Teknolojinin küreselleşmesi sonucunda, ülke sınırlarının ortadan kaldırılarak, firma bazında rekabet gücünün öne geçmesi, önemli rol oynamıştır. Bu çerçevede bakıldığı zaman, bilim ve teknolojinin nihai hedefi, yetişmiş insangücü kaynaklarını geliştirerek, ucuz ve kaliteli yeni ürünlerin üretimini sağlamak ve genel refah seviyesinin artırılmasına hizmet etmektir. Bu sebeple, bütün ülkeler, özellikle bilim ve teknolojiye büyük bir önem vermektedirler. Son 100 yıl içerisinde, sanayi çağı, atom çağı ve uzay ve haberleşme çağını idrak eden dünyada, teknolojik gelişme çok boyutlu bir nitelik kazanmış, ülkelerin rekabet gücünün, insanların refah ve mutluluğunun, demokratik haklarını elde etmelerinin ve özgürlüklere kavuşmalarının temel unsurlarından biri haline gelmiştir. Artık ekonomik, teknolojik ve politik gelişmeler, ileri teknoloji toplumunun özelliklerine göre yönlendirilmektedir. 1970’li yıllarda petrol fiyatlarında meydana gelen ani yükselmeler bütün ülkelerde büyük maliyet artışlarına yol açmış ve bunun sonunda bir çok sanayi dalında durgunluk ve üretimde azalma başgöstermiştir. 1970-1980 döneminde, sanayideki durgunluğu ortadan kaldırmak amacı ile, özellikle ABD ve Japonya gibi ülkelerde, sanayi, yeni A-G faaliyetlerine giderek, üniversiteler ve araştırma kurumları ile yakın bir işbirliği başlatmıştır. Yapılan bu karşılıklı işbirliği sonucunda; - Mikroelektronik, - Bilgisayar, - Haberleşme, - Yeni malzemeler, - Biyoteknolojik, - Yeni enerji kaynakları, - Uzay teknolojileri, gibi alanlarda çok önemli teknolojik gelişmeler olmuş, yepyeni mallar, ucuz fiyatlarla, daha çok fonksiyonlu ve hem de daha küçük hacimlerde üretilerek pazara sürülmüştür. Böylece, durgunluk atlatılmış, üretimde maliyetler aşağıya çekilmiş ve büyüme yeniden harekete geçirilmiştir. ABD ve Japonya’nın yanında Avrupa Topluluğu ülkeleri ile Doğu ve Güneydoğu Asya ülkeleri de 1980’li yıllarda benzer teknolojileri elde etmeye ve bunları kullanmaya büyük önem vermişlerdir. Bu AR-GE harcamalarına daha fazla kaynağın ayrılması ile mümkün olmuştur. Bilgi toplumunu yakalamış ülkelerde ileri teknoloji alanlarında AR-GE harcamaları ile yoğun üretim yapılmaktadır. Toplum devamlı bir yenilenme süreci içerisindedir. Bilhassa mal ve hizmet üretiminde ve eğitimde ileri teknoloji uygulamaları çok yaygındır. |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |