İlk 10'a girmek için patent dersi geliyor |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
sakız
Vip Üye Kayıt Tarihi: 29-Nisan-2007 Konum: İstanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 271 |
Alıntı Cevapla
Konu: İlk 10'a girmek için patent dersi geliyor Gönderim Zamanı: 26-Haziran-2012 Saat 21:31 |
İlk 10'a girmek için patent dersi geliyor (7 Nisan 2011)
Türk Patent Enstitüsü (TPE) ve YÖK'ün üzerinde çalıştığı plana göre patent, tüm mühendislik fakültelerinde zorunlu ders olacak. Böylelikle yılda 6 bin seviyesinde olan yerli patent başvuru sayısının 50 bine çıkarılması hedefleniyor. TPE Danışma Kurulu üyesi Yaman KARADENİZ ise, sayının 100 bine çıkarılmasını savunuyor ŞÜKRULLAH DOLU - İNSAN KIYMETLERİ Geçtiğimiz haftalarda Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'ın da katıldığı bir toplantı ile kamuoyuna açıklanan 2023 yılı büyüme ve ihracat hedeflerinin gerçekleşmesi için stratejik bir adım daha atılıyor. Türk Patent Enstitüsü (TPE) ve YÖK'ün üzerinde çalıştığı plana göre patent, Türkiye'deki tüm mühendislik fakültelerinde zorunlu ders olarak okutulacak. Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı olan ve TPE Danışma Kurulu üyeliği de yapan Kemal Yaman KARADENİZLE'le sözkonusu açılımın gerekçelerini, insan kıymetleri altyapısını ve hedeflerini konuştuk: İŞE GİRİŞTE YENİ KRİTER Türkiye, 2023'te ilk 10 ekonomi arasına girebilmek için yeterli İnsan Kıymeti'ne (İK) sahip mi? Adetten ziyade niteliği yüksek ürünler üretmemiz lazım. Bu ürünleri üretmek ve pazarlamak için de İnsan Kıymeti gerekiyor. Bir konferansımda mezun olan arkadaşlara şunu önermiştim: Daha önceden 'Bilgisayar biliyor musun?' diye soruluyordu. Sonra bu 'İyi derecede lisan biliyor musun?' oldu. Şimdi de 'İyi derecede araştırma-geliştirme (Ar-Ge) yapabilecek, farklılık oluşturabilecek bilgi birikimine ve kişisel özelliklere sahip misin?' şeklinde sorular soruluyor. Dolayısıyla İnsan Kıymeti'ni artırmak, eğitimleri buna göre yapmak lazım. Bu amaca yönelik olarak biz, bütün mühendislik fakültelerinde bir dönem için patent dersinin zorunlu olmasını önermiştik. 2011-2012'DE UYGULANABİLİR Şu anda patent dersi okutuluyor mu? Bütün mühendisliklerde değil, ancak makine fakültelerinde seçmeli olarak okutuluyor. Uludağ Üniversitesi'nde, İTÜ'de, ODTÜ'de ve Mimar Sinan Üniversitesi'nde patent ve tasarım, seçmeli ders olarak okutuluyor. Bize göre bu seçmeli zorunlu ders olmalı, hem de bütün mühendislik fakültelerinde. Zorunlu olması için ne gerekiyor? YÖK şu anda Türk Patent Enstitüsü (TPE) ile bu konu üzerinde çalışıyor. Patent ve tasarımın zorunlu ders olması konusu, YÖK'ün 2009 eylem planında vardı. Bunun en kısa zamanda hayata geçmesini bekliyoruz. Bu dersi alanlar, patenti hem kavram olarak hem de işletim sistemi olarak daha öğrenciyken kavramış olacaklar. TPE'de her yıl Danışma Kurulu Toplantısı yapılıyor. Ben de TPE Başkanlığı'nın Danışma Kurulu üyesiyim. Orada da konuşuldu. Başkanımız, 2011-2012 döneminde okutulmasına yönelik son aşamaya gelindiği bilgisini verdi. S IRADA AR-GE MÜHENDİSLİĞİ Peki zorunluluk şart mı? Patent dersi zorunlu olmadığı için mevcut Ar-Ge merkezlerinden de yeterince çıktı elde edilemiyor. Üretilmiş olsaydı Türkiye'nin yıllık patent üretim sayısı 12 bin olmazdı. Bunun yarısı da yabancılar tarafından geliştiriliyor. İSO verilerine göre yaklaşık 200 bin üretim işletmesi, yani sanayi var. Demek ki buralarda sonuca odaklanmış çok fazla Ar-Ge yok ki, biz yılda 6-7 bin patent üretiyoruz. Bu Ar-Ge merkezlerinin içinin dolması için buna kesinlikle ihtiyaç var. Mevcut eğitim sisteminde Ar-Ge altyapısına hiç destek yok mu? 2006'da TPE, MEB ile bir protokol imzalayarak ilköğretimlere teknoloji ve tasarım dersinin konulmasını sağladı. Bence bu gelecek için çok önemli. Öte yandan geçenlerde 30 üniversitemizde tasarım bölümü olduğunu öğrendim. Bunu da farklı ürünlerin üretilmesi anlamında önemsiyorum. Çünkü 'Tasarım' denilince akla İtalya'nın gelmesinin temelinde bu eğitimler var. Ar-Ge Mühendisliği var mı? Türkiye'de henüz yok, ancak Kore, Japonya, Almanya ve hatta Çin'de bile var. Dolayısıyla Çin, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için gelecekte daha tehlikeli olacak. Çünkü 400 bölümde tasarım eğitimi veriliyor. Her bölümde 10 tane olsa yılda 4 bin kişi yapar... Şu anda Türkiye'de 200 civarında üniversite var. 30'unda olması yetmez, bunların hepsinde tasarım bölümü mutlaka olmalı. Öte yandan Ar-Ge Mühendislikleri de kurulmalı. Arçelik'teki bilimsel yapı modellensin Ar-Ge merkezlerinde çalışanlar Ar-Ge mühendisi değil mi? Türkiye'de şu anda 87 Ar-Ge merkezi var. Ancak bunların dünyadaki örnekleri gibi olduğunu söyleyemeyiz. Şu anda en bilimsel Ar-Ge Arçelik'te yapılıyor. Yaptığı Ar-Ge'lerin hepsini de sonuca götürüyor. Bu konuda Arçelik modellenebilir. Şirketlerin Ar-Ge'ye ayırdığı bütçe yeterli mi? Paradan ziyade münhasıran Ar-Ge ile uğraşacak bir beyin, personel lazım. İyi lisan bilen bir kişi, internete bağlı bir bilgisayar ve 5 metrekarelik bir alan, hepsi bu... Biz bunun için PATSİS diye bir siste-matik geliştirdik. Ar-Ge'nin verimli, hızlı ve sonuca odaklı olmasını sağlayan bir sağlıyor. Ar-Ge'nin hukuki bir zeminde yapılmasını sağlıyor. Bir Ar-Ge yapılırken kalıplarını dışarıda yaptırıyor ve bu esnada kalıplarını çaldıran çok firma var. Çünkü sözleşme yapmamış... Ben, kalıpçının kendisine gelen kalıbın tescil edildiğine şahit oldum. Bu nedenle Ar-Ge demek, bir şeylerin geliştirilmesinden öte bir şey. Bir işlet sistemi olmalı ve her süreç (Çalışan, tedarikçi...), hukuki zeminde ilerlemeli. PATSİS de bunu sağlıyor. Sıçramayı yaptık sıra uzun atlamada Ar-Ge teşvikler yeterli mi? Şu anda patent sayılarında bir sıçramadan söz ediyoruz. Sıçrama var mı? Var... 2008'den itibaren bir sıçramadan söz edebiliriz. Daha önceden yılda 2 bin civarında olan patent başvuru sayısı 6 binlere çıktı. Yüzde 300'ler seviyesinde bir artış var. Çünkü TÜBİTAK ciddi destek veriyor. Şu anda patentle ilgili harcamaların yüzde 80'ini TÜBİTAK karşılıyor. Patent tescil maliyetinin 5 bin TL olduğu dikkate alındığı zaman destek azımsanacak gibi değil. TPE, 2023 yılında patent başvuru sayısının yılda 50 bine çıkarılmasını hedefliyor. Ama ben sayım başkanıma 'Bu sayı bize az. 100 bine çıkarmamız lazım ki biz 500 milyar dolar ihracat yapalım' dedim. Eğitim sistemimizle Ar-Ge bilincini geliştirir ve sanayimizde de bu bilinçteki insanları iyi çalıştırırsak hedefe ulaşmamız işten bile değil. 200 üretim işletmemizden her biri birer tane patent üretse 200 bin yapar. Yarısı yapsa o zaman da 100 bin patent eder. Nitekim Güney Kore'de de yılda 200 bine yakın başvuru var. 15 bin dolara 84 ülkede toptan tescil 2023 yılı için hedeflenen 500 milyar dolar ihracat mümkün mü? Bize göre mümkün... Bu hedef açıklandığı zaman Başbakanımız'ın bunu da yükseltip 545 milyar dolara çıkarması daha da çıkılabileceğini gösteriyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) verilerine göre Türkiye'de yaklaşık 200 bin sanayi işletmesi var. 500 milyar dolar hedefi için işletme sayısını 5 kat arttırmamız gerekmeyecek. İşletme sayısını belki yüzde 10-20 aralığında arttırarak hedefe ulaşmamız lazım. Bu da katma değeri yüksek ürünler üreterek olacak. Bugün eğer 10 bin adet ürün üretiyorsak bu 13 -15 bin olacak. Biz 15 bin ürünle 500 milyar dolara ulaşmamız lazım. Sanayi Bakanımız'ın açıkladığı Sanayi Strateji Belgesi de bunu hedefliyor. Çünkü önümüzdeki 3 yıla yönelik stratejinin 7 maddesini patent, marka ve tasarım oluşturuyor. Sanayiciler taklitçilere yaptırım eksikliğinden şikayet ediyor, bunun çözümü yok mu? Şu anda Meclis'te bekleyen 3 maddelik bir kanun var. Tasarımların ve patentlerin taklitleri halinde taklit ürünlerin toplatılması ve hukuki işlemlerin yapılmasına yönelik cezai yaptırımlarla ilgili bir kanun... 2 senedir çıkartamıyoruz. Bu kanun çıkmadığı için 'Suçun tanımı yok' deniliyor. Çünkü Anayasa Mahkemesi, söz konusu eksikliği dolduran Kanun Hükmünde Kararname'yi 'Kanun Hükmünde Kararname ile ceza verilemez' diyerek iptal etti. 2 yıldır böyle bir boşluk var. Taklitçiler de bunu kullanıyor. Dolayısıyla bu kanun en kısa zamanda çıkarılmalı. Yurtdışında marka tescili pahalı mı? Markalarımızı önce Türkiye'de, ardından da markalarımızın dünyada var olduğu veya gelecekte var olacağı pazarlarda tescil ettirmeliyiz. Ancak her ülkede tek tek tescil etmek hem zor hem de pahalı. Bu nedenle Türkiye'nin 1999'da imza koyduğu Madrid Protokolü ile toplu tescil siste-mine geçtik. Şu anda bu kapsamda 84 ülke var. Bir markayı bir ülkede tescil ettirmenin ortalama maliyeti bin dolar civarında... Madrid Protokolü kapsamında ise bir markayı 84 ülkede tescil yaptırmanın bedeli 15 bin dolar seviyesinde. 1999'dan bu yana 6 bin 287 markamız toplu tescil yaptırmış. Türkiye'de tescilli markanın 500 binin üzerinde olduğunu dikkate aldığımız zaman markalarımızın yurtdışında korumasız olduğunu görüyoruz. Geçenlerde çok bilinen ve pazar hakimi bir markamızın İngiltere ve Almanya'da tescili çıktı. Şu anda Almanya'da o marka, başkası tarafından hem de bir Türk tarafından kullanılıyor. Markanın daha önceden dağıtımını yapıyormuş. Birkaç firmamız, bu yüzden şu anda Avrupa'ya kendi markasıyla mal satamıyor. Bunların yaşanmaması için Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile bir protokol imzaladık. İhracatçılarımızı bilinçlendireceğiz ve haklarını koruma altına alacağız. (Yeni şafak) Üniversitelerde patent dersini zorunlu hale getirmek için girişiyorsun güzel, öte yandan da ilköğretim okullarında (bu konuların tamamı dersimizde mevcuttur ve anlatılmaktadır) teknoloji ve tasarım dersini kademeli olarak kaldırmaya çalışıyorsun. Tabi insanın bu duruma “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diyesi geliyor…Yorum sizin... |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |