Mimar Sinan'dan mektup var |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla
Konu: Mimar Sinan'dan mektup var Gönderim Zamanı: 11-Ocak-2007 Saat 00:30 |
Ben derslerde ilk önce Türk büyüklerinden örnekler vermeyi düşünüyorum. Bu yazı da güzel, İlginç bir hikaye de benden olsun.
MİMAR SİNAN'DAN MEKTUP VAR Birkaç yıl önce Süleymaniye Camii'sinin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı anlaşılmış. Caminin tüm taşıyıcı yükü kemerlerdeymiş. Bu kemerlerin ortalarında bulunan kilit taşları zamanla aşınmış. Ama nasıl değiştirileceği bilinmediği için Türkiye'nin en yetkin mühendis ve mimarlarındanbir heyet oluşturulmuş. Ortaya bir sürü fikir atılmış Her kafadan bir ses çıkmış ama sonuç alınamamış. Tartışmalar sürerken büyük bir karmaşa yaşanıyormuş. Ülkenin çeşitli bilim kuruluşlarından bir sürü mimar mühendis kemerleri inceliyormuş. Bu adamlardan biri kazara, gizli bir bölme bulmuş. Bölmede, üzerinde eski yazı olan bir not varmış. Uzmanlara inceletilen kağıdın orijinal olduğu belgelenmiş. Bu kağıt parçası bizzat Mimar Sinan'ın imzasını taşıyan bir mektupmuş. Mektupta yazılanlar tercüme ettirilince şöyle bir metin ortaya çıkmış. "Bu notu bulduğunuza göre kemerlerden birnin kilit taşı aşındı ve nasıl değiştirileceğini bilmiyorsunuz." Koca Sinan kademe kademe yapılacakları anlatıyormuş. Heyet denileni yapmış.Süleymaniye Camisi böylelikle kurtarılmış. Bu mektup şu an Topkapı Sarayı'nda saklanıyormuş. .......................... Selimiye Camii'ni gezmeye gelen mimarlardan oluşan bir turist kafilesi eseri incelemeye başlamış. Dış kısmı incelenmiş ve sıra içeriye gelmiş. Kafile içeriyi incelerken bir mimar bağırarak dışarıya koşmuş. Arkadaşlarıda arkasından dışarıya çıkmış. Ne olduğu sorulduğunda mimar şu cevabı vermiş. - Başımı yukarı kaldırdığımda caminin kubbesini gördüm. Dünya üzerinde bu kadar büyük bir kubbeyi hiçbir sütun kullanmadan inşaa etmek imkansızdır. O yüzden kubbe yıkılacak diye dışarı kaçtım. Mimar Sinan bu eseri yaparken 16 bilinmeyenli denklem kullandığına dair bir rivayet var. Matematikçi bir arakadaş 16 bilinmeyenli bir denklemi çözmek için Matris bilmek gerektiğini söylemişti. Bilin bakalım Matris kaçıncı yüzyılda bulunmuş? 18. yüzyılda ingiliz bir matematikçi tarafından... .......................... MIMAR SINAN bilinmesi gerekir... > > > >Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o >genislige oturtmak icin 13 bilinmeyenli bir >denklemi matematigin bilinen 4 ana >isleminden farkli besinci. bir islem bularak >cozdugu soylenir. >Ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin yolda >birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin >urunudur. >Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev >kurede kullanmislar. >Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki >minarelere yuzyillar once monte edebilecek bir >dehadir. > >Almanlarin dehasi ise, o cirkin metal yiginina >Selimiye'den fazla turist cekebilmelerindedir.. > > >******************************************* > >Bir gun Selimiye Camii'ne girenler, >kubbenin altiinda bir Japon'un ayaklarini kibleye >dogru uzatmis sirtustu yattigini gormusler >Tabii hemenJapon'u, "Burasi kutsal bir yer. Bu >sekilde yatmak bizim inanclarimiza gore >saygisizliktir. >Lutfen oturun veya ayakta durun" diyerek >uyarmislar. >Ancak, Japon trans vaziyetteymis, >gozlerini kubbeden ayirmadan soyle sayikliyormus: >"Bu imkansiz. Ben yillarin muhendisiyim. Bu kubbe >var olamaz. >Hayal goruyorum. Bu kubbenin orada o sekilde >durmasi fizik ve matematik kurallarina aykiri. >Bu imkansiz, orada hicbir sey yok,orada hicbir sey >yok..." > >********************************* > >Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis. >Bu nedenle minarelerinin yakin zamanda yikilacagi >farkedilimis. >Uluslararasi bir grup bilimadami toplanmislar. >Nasil kurtaririz bu tarihi minareleri diye kafa >kafaya vermisler. >Sonucta en son teknoloji olan metal kelepcelerle >minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi cozum >olduguna karar vermisler. >Minarelerin temellerini acinca, koymayi >dusundukleri >kelepcelerin aynisiyla karsilasmislar. >Mimar Sinan bilmem kac yuzyil once ayni seyi >dusunmus megerse....? > >********************************************* > >1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar >ve jeofizikcilerden olusan bir Japon heyeti >Turkiye'ye gelmis. >Heyet Imar ve Iskan Bakanligi'ndan izin alarak >ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis. >Ayasofyayi, Yerebatan Sarnicini filan gezdikten >sonra sira Sinan' in kalfalik eseri Suleymaniye >Camisi'yle Sinan'in ogrencisi Mimar Davut >Aga'nin eseri Sultanahmet Camisi'ne gelmis. >Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme >yapmislar. >Her gecen gun saskinliklari daha da artiyormus. >Cunku Japonlar daha ilk incelemede camilerin >gevsek bir zemin uzerine insa edildigini anlamislar. >Ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi >olmamasina akil sir erdirememisler. >Bunun uzerine Tuurkiye programinin gerisini >tamamen iptal edip, bu iki cami uzerine >yogunlasmislar. >Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti >sirasinda bu iki caminin sabitlenmedigini aksine >yerinde oynayarak yikilmaktan kurtulabildigi >ortaya cikmis. Minareleri incelediklerinde ise >dumurlari >ikiye katlanmis. >Minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem >mekanizmasi uzerine oturtuldugunu ve her yone >yaklasIk 5 derece yatabildigini gormusler. >Daha derin arastirma yapmak icin Edirne'ye, >Sinan'in ustalik eseri Selimiye Camisi'ne gitmisler. >Ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur >olmuslar. >Selimiye'nin tum sirlarini aylarini harcayarak >cozmusler. >Japonya'ya donduklerinde ise Sinan'in sirlarini >uygulamaya sokarak sehirlerini Sinan'in kullandigi >sistemlerle kurup muazzam gokdelenler dikmisler. >Yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda >kullanildiklari cogu sistem,yuzyillar once Sinan'in >gelistirdigi mekanizmalarmis. > >Saygilar... > >tac mahalin mimari mehmet efendi mimar sinanin >ogrencisidir. .............................. Mimar Sinan... "Bir Mimar Sinan eseri olan Sehzadebasi Cami'nin 1990'li yillarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir insaat muhendisi, caminin restorasyonu sirasinda yasadiklari bir olayi tv'de soyle anlatmasti. Cami bahcesini cevreleyen havale duvarinda bulunan kapilarin uzerindeki kemerleri olusturan taslarda yer yer curumeler vardi. Restorasyon programinda bu kemerlerin yenilenmesi de yer aliyordu. Biz insaat fakultesinde teorik olarak kemerlerin nasil insaat edildigini ogrenmistik fakat tas kemer insaasi ile ilgili pratigimiz yoktu. Kemerleri nasil restore edecegimiz konusunda ustalarla toplanti yaptik. Sonuc olarak kemeri alttan yalayan bir tahta kalip cakacaktik. Daha sonra kemeri yavas yavas sokup yapim teknikleri ile ilgili notlar alacaktik ve yeniden yaparken bu notlardan faydalanacaktik. Kalibi soktuk. Sokmeye kemerin kilit tasindan basladik. Tasi yerinden cikardigimizda hayretle iki tasin birlesme noktasinda olan silindirik bir bosluga yerlestirilmis bir cam siseye rastladik. Sisenin icinde durulmus beyaz bir kagit vardi. Siseyi acip kagida baktik. Osmanlica bir seyler yaziyordu. Hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafindan yazilmisti. Sunlari soyluyordu. " Bu kemeri olusturan taslarin omru yaklasik 400 senedir. Bu muddet zarfinda bu taslar curumus olacagindan siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Buyuk bir ihtimalle yapi teknikleri de degiseceginden bu kemeri nasil yeniden insaa edeceginizi bilemeyeceksiniz. Iste bu mektubu ben size, bu kemeri nasil insa edeceginizi anlatmak icin yaziyorum. " Koca Sinan mektubunda boyle basladiktan sonra o kemeri insa ettikleri taslari Anadolunun neresinden getirttiklerini soylerek izahlarina devam ediyor ve ayrintili bir bicimde kemerin insaasini anlatiyordu. Bu mektup bir insanin, yaptigi isin kalici olmasi icin gosterebilecegi cabanin insan ustu bir ornegidir. Bu mektubun ihtisami, modern cagin insanlarinin Bile zorlanacagi tasin omrunu bilmesi, yapi tekniginin degisecegini bilmesi, 400 sene dayanacak kagit ve murekkep kullanmasi gibi yuksek bigi seviyesinden gelmektedir. Suphesiz bu yuksek bilgiler de o koca mimarin erisilmez ozelliklerindendir. Ancak erisilmesi gercekten zor olan bu bilgilerden cok daha muhtesem olan 400 sene sonraya cozum ureten sorumluluk duygusudur. |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |