yararlı bılgıler |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
kara++kurt
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 20-Mart-2007 Konum: Erzurum Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 130 |
Alıntı Cevapla
Konu: yararlı bılgıler Gönderim Zamanı: 25-Mayıs-2007 Saat 13:43 |
Burada, kalbiniz ve kalp hastalıklarına yakalanma riskinizi arttıran faktörler hakkında en detaylı bilgiye ulaşabileceksiniz. Daha da önemlisi, size, sağlıklı bir kalp için faydalı tavsiyelerde bulunacağız!
Kalbinize dikkat edin Sağlığınız ve formunuz için yapabileceğiniz en doğru işlerden biri, kalbinize iyi bakmak olacaktır. Sağlıklı bir kalp, sadece kalp hastalıklarından korunmak için değil, ayrıca şimdi ve ileriki yaşlarınızda hayatın tadını çıkarmak için yeterli enerjiye sahip olmanız açısından da gereklidir. Kalbimiz Kalbimiz, vücudumuza kan pompalamakla sorumlu yaşamsal bir organımızdır. Dokulara oksijen ve besin taşıyarak vücudun işlevlerini sürdürebilmesini sağlar. Dahası, karbondioksit gibi atık ürünleri de uzaklaştırır. Her gün kalbimiz yaklaşık 100,000 kez çarpar! Tüm bu işleri gerçekleştirebilmek için kalbimizin de oksijen ve besine ihtiyacı vardır. Kalbimizi çevreleyen damarlar olan koroner arterler, kalp kaslarına oksijen ve besin iletimini sağlarlar. Kan akışı sınırlandırıldığında, göğüs ağrıları (anjin) ortaya çıkabilir. Kan akışı ciddi ölçüde azaldığında veya tamamen kesildiğinde, kalp krizi meydana gelebilir. Kimler kalp hastalığına yakalanır? Herkes kalp hastalıklarına yakalanabilir, fakat riski arttıran birçok faktör (risk faktörleri) bulunmaktadır. Sigara, hareketsizlik, sağlıksız beslenme, stres, yüksek kolesterol düzeyleri, fazla kilolar, şeker hastalığı, yaş, cinsiyet ve genetik faktörler, kalp hastalığına yakalanma riskini arttırabilir. Sahip olduğunuz risk faktörleri arttıkça, kalp hastalığına yakalanma riskiniz de artacaktır. Risk faktörlerinden bazıları, örneğin artan yaş, değiştirilemeyecekken, birçoğuna müdahale edilebilir. Bu faktörlerden mümkün olduğunca çoğunu kontrol altına alabilmek gerekmektedir. Değiştiremeyeceğimiz risk faktörleri Yaş Kalp hastalığına yakalanma riski, artan yaş ile birlikte artmaktadır. Bir erkek birey 45 yaşına eriştiğinde, kalp krizi riski hızla artmaya başlar. Bu risk, daha da yaşlandıkça artmaya devam eder. Kadınlar için risk, menopozdan sonra artmaya başlar. Yaşla birlikte artan kan basıncı da birçok gelişmiş ülkede bireylerin kalp hastalığına yakalanma riskini yükseltir. Cinsiyet Erkeklerin kalp krizi geçirme riski kadınlara göre daha fazladır ve daha erken yaşlarda kalp krizi geçirebilirler. Kadınlarda kalp hastalıklarına çoğunlukla menopozdan sonra rastlanır ve risk yine yaşla beraber artar. Erkeklerde kalp krizinden kaynaklanan ölümlerin oranı kadınlara göre daha yüksek olsa da, kalp krizleri her iki cins için de birincil ölüm nedenidir. Genetik faktörler Genetik faktörler, kalp hastalıklarının oluşumunda önemli rol oynar. Kalp hastası bireylerin çocuklarının da ileriki yaşlarda kalp hastalığına yakalanma riskleri yüksektir. Örneğin, şeker hastalığı, hipertansiyon ve yüksek kolesterol gibi risk faktörleri genetik komponentler içermektedir, bu da ailenizde görülmüş olduğu anlamına gelir. Kalp hastalıkları açısından kabarık bir aile kaydına sahip olan bireylerde bir veya birkaç risk faktörü birden mevcuttur. Değiştirebileceğimiz risk faktörleri Sigara, hareketsizlik, sağlıksız beslenme ve stres, değiştirebileceğimiz risk faktörleridir. Bu faktörleri, fazla kilolar veya obezite, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve yüksek kolesterol düzeylerine sebep olabilecekleri için, kontrol altında tutmak gereklidir. Sahip olduğunuz risk faktörleri arttıkça, kalp hastalığına yakalanma riskiniz de artmaktadır. Bu yüzden, sigarayı bırakarak, hareketlenerek, sağlıklı beslenerek ve rahatlayarak riskinizi azaltmanız çok önemlidir. Aşağıdaki tavsiyeler kalbinize iyi bakmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın, herşeyi birden değiştirmeye çalışmayın; küçük ama emin adımlarda ilerlemelisiniz! Faydalı tavsiyeler Yaşam biçimi faktörleri Sigarayı bırakın Rahatlamaya ve hayatın tadını çıkarmaya zaman ayırarak stresle başetmenin yeni yollarını keşfedin Daha hareketli olun – her gün 30 dakikalık fiziksel aktiviteyi hedefleyin (bu süreç, üç adet 10’ar dakikalık seanslardan oluşabilir). Sağlıklı bir kiloyu korumaya çalışın. Sağlıklı beslenme Daha az hayvansal (doymuş) yağ tüketin. İnce kesilmiş et dilimlerini tercih edin. Etten görebildiğiniz yağları ve tavuğun derisini ayırın. Daha az hazır bisküvi, pastane ürünü ve kek tüketin. Doymamış yağ oranı yüksek yağları kullanmaya özen gösterin. Yemek pişirirken, katı yağlar yerine, ayçiçek yağı, mısırözü veya zeytinyağı gibi bitkisel yağları tercih edin. Bu yağları ayrıca salatalarınıza sos olarak da kullanabilirsiniz. Yağsız veya yarım yağlı süt, az yağlı yoğurt, ve az yağlı peynir gibi, düşük yağ içeren günlük ürünleri tercih edin. Düzenli olarak balık yiyin. Haftada en az bir kez yağlı balık (örneğin somon, sardalya, ton – konserve şeklinde de olabilir) tüketmeye özen gösterin. Bol bol meyve, sebze ve baklagil tüketin (mercimek ve fasulye gibi). Günde toplam en az 5 porsiyon tüketin. Bir porsiyon, 2-3 kaşık sebze, bir adet meyve (mesela bir muz) veya 2-3 adet küçük boy meyve (örneğin erik), 1 küçük kase meyve salatası, veya bir bardak taze sıkılmış meyve suyuna denktir. Makarna, pirinç, ekmek, buğday, patates ve mısır gevreğinden oluşan nişastalı yiyecekleri, öğünlerinizde düzenli olarak tüketin. Tam buğday ekmek gibi işlenmemiş karbonhidratları tercih etmeye özen gösterin. Diş çürümelerine de neden olduklarından, daha az şeker ve şekerli yiyecek tüketin. Şekeri tamamen kesmemeli, fakat küçük miktarlarda tüketmeye özen göstermelisiniz. Şekersiz içecekleri tercih edip, daha az şeker, çikolata ve puding tüketmeli, ve yiyecek ve içeceklerinize şeker eklemekten mümkün olduğunca kaçınmalı veya şeker yerine tatlandırıcıları kullanmalısınız. Günde 1,5 litre sıvı almayı hedefleyin. Su tüketiminizi arttırın ve ayrıca meyve suyu ve süt de için. Alkolü çok kaçırmayın, ölçülü tüketin. Bu ölçü, kadınlarda günde bir birim, erkeklerde ise iki birimi geçmemelidir. İşlenmiş et, peynir ve aburcuburlar gibi fazla tuzlu yiyeceklerden kaçının ve yemek pişirirken veya sofrada yemeğe eklediğiniz tuz miktarını azaltın. Yemeklerinize tat vermesi için tuz yerine baharatlardan faydalanın. Sağlıklı bir seviyeyi koruyabilmek için, kan basıncınızı düzenli olarak kontrol ettirin. Daha fazla bilgi ve öneri için doktor veya diyetisyeninize danışın. |
|
Hayat ,tesadüflerin güzel renkleriyle boyanmiş bir tablodur.
|
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |