Dünya Engelliler Günü |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
beylikdüzü
Yeni Üye Kayıt Tarihi: 04-Eylül-2010 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 8 |
Alıntı Cevapla
Konu: Dünya Engelliler Günü Gönderim Zamanı: 05-Aralık-2012 Saat 20:41 |
teşekkürler size de
|
|
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 04-Aralık-2012 Saat 20:36 |
Aşağıdaki linkten indirebilirsiniz. Kolay gelsin. Görüşmek üzere... http://www.gelisenbeyin.net/forum/forum_posts.asp?TID=3374 |
|
beylikdüzü
Yeni Üye Kayıt Tarihi: 04-Eylül-2010 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 8 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 04-Aralık-2012 Saat 19:13 |
yahya hocam merhaba yıllık planları sizden aldık acaba sizde bepplanı varmı
|
|
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 03-Aralık-2012 Saat 16:21 |
Engellilere engellerin olmadigi bir dünya umuduyla, 3 Aralık dünya engelliler gününü kutluyorum.
|
|
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 03-Aralık-2009 Saat 18:26 |
Siz hiç tekerlikli sandalyede oturup koşmayı denediniz mi?
Siz hiç gözlerinizi bağlayıp annenizi görmeyi denediniz mi? Siz hiç kollarınızı bağlayıp birinin size yemek yedirmesini, su içirmesini beklediniz mi? Siz hiç konuşmayıp şarkılar söylemek istediniz mi? Siz hiç duymayıp kordon da martıların sesini dinlemek istediniz mi? Siz zihinsel engelli yerine gerizekalı yada deli demeyi mi tercih ediyorsunuz? Siz hiç engelli bir yakınınıza, arkadaşınıza baktınız, ilgilendiniz, ona yardımcı oldunuz mu? Siz hiç küçük bir çocuğu tekerlikli sandalyesinden kucaklayarak alıp belediye otobüsüne bindiniz mi? 3 Aralık Engelliler Günü’nün Tarihçesi 1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi. Ve o günden beri, 3 Aralık “engelliler günü” olarak bilinmektedir. Türkiye’de Engellilerin Durumu Türkiye’de nüfusun yüzde 12.29′u yani 8.5 milyon kişi engelli. Erkeklerde bu oran 11.10, kadınlarda yüzde 13.45. |
|
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 03-Aralık-2009 Saat 18:24 |
Engelliler İçin Olumlu (Pozitif) Haklar
Önce tanımla başlayalım; Negatif Hak-Pozitif Hak tanımları ile: “Negatif hak, bir toplumda ayrım yapmadan, azınlık-çoğunluk demeden herkese tanınan haklardır; ör. Toplu ulaşımdan yararlanma, mülk alabilme, eğitim-sağlık vb. haklar. Pozitif hak ise, yalnızca “dezavantajlı” gruplara mensup bireylere verilen haklardır; ör. Kendi okulunu açıp orada kendi dilinde eğitim verme, kadınlara kimi yerlerde yönetim kontenjanı tanıma, gibi. Çünkü bir azınlık grubunun farklı özelliklerini koruması zaten çok güçtür. Onlar ancak bazı özel birtakım haklara sahip olurlarsa çoğunlukla gerçekten eşit olma şansını yakalayabileceklerdir.”** İşte bu tanımda dikkat çekilen, “çoğunlukla gerçekten eşit olma” durumunun sağlanması için, gelişmiş her toplumda, sakatlıklarından dolayı engellenen yurttaşlar için Pozitif Haklar öngörülür; ör. Otomobil alırken vergi indirimi, Gelir Vergisi indirimi, işyerlerinde engelli çalıştırılması için zorunlu kota uygulaması, mimari düzenlemelerin özendirilmesi vs. vs. Burada amaç, sakatlar aleyhine varolan ayrımcılığın/engellerin ortadan kaldırılmasıdır. *** Hukuken ülkemizde yaşayan herkesin kamu binalarına girme, kaldırımda yürüme, seyahat etme, tuvalete gitme, eğitim alma vb. hakları vardır. Ve bu Negatif Haklar tüm yurttaşlar için geçerlidir. Ne var ki -kendi seçimleri olmayan- bazı özel koşullarından dolayı, sakat, yaşlı, hasta vb. yurttaşlar, hukuken ve politik olarak, rahatça yürüyenlerle eşit olmalarına rağmen, gerçekte kamu binalarına giremez, kaldırımlarda yürüyemez, toplu ulaşımdan yararlanamaz, tuvalete gidemez ve eğitim alamazlar. Çünkü varolan bütün düzenlemeler çoğunluk göz ününe alınarak yapılmış ve diğerleri yok sayılmıştır. Yani bu yurttaşlar, devleti yönetenlerin tercihlerinden dolayı, varolan –negatif- haklarını kullanamaz ve günlük yaşamlarında mağdur olurlar. Bu durumda yönetenlerin ve toplumun önünde iki seçenek vardır: Ya Pozitif Haklar öngörür; engelliler aleyhine varolan eşitsizliğin giderilmesi için düzenlemeler yapar ve tüm binaların tekerlekli sandalye kullanan yurttaşların ulaşımına uygun şekilde yapılmasını zorunlu kılan ve ayrımcılığı önleyici ve ayrımcılık yapanları cezalandırıcı yasalar çıkarır. Ya da -süregeldiği gibi- azınlığı görmezden gelir ve onları kaderleriyle baş başa bırakıp toplumdan soyutlar. *** Şimdi bazılarınız, “tercih meselesi” diyebilirsiniz. Ama değil! Zira ülkemiz bu konudaki tercihini çoktan yapmıştır. Anayasamızın 61. maddesi: “Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.", 60. maddesi ise: “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.” der. Ayrıca altında imzamız bulunan, Sakatlar için Birleşmiş Milletler Standart Kararları: “Devletlerin; sakatlara tam katılım ve eşitlik sağlayacak önlemler için yasal temeller oluşturma sorumluluğu vardır. (…) Sakatlarla ilgili yasa; hakların ve yükümlülüklerin Anayasa kapsamı içine alınması ya da bunların özel bir yasa ile kanunlaştırılması şeklinde iki biçim içerisinde oluşturulabilir.” der. Yani ortada tercih etme “lüks”ü yoktur. *** Peki, mademki yönetenlerin tercih “lüks”ü yoktur, o halde bugün yaşadığımız ayrımcılık nedir? Ne olacak! Bal gibi de Anayasa ve Uluslararası anlaşmaların aymazca ihlalidir! Peki, kimdir bunun sorumluları? Başta engellinin bizatihi kendisidir! Sonra engellilerle ilgili sivil toplum örgütleridir, sonra akademisyenler/öğretmenlerdir, sonra siyasilerdir, sonra bürokratlardır… Peki, ne yapılmalıdır? Engelliler cüretkâr olmalı, hakları için mücadele etmeli, her yerde olmalıdırlar; Sivil toplum örgütleri adam gibi çalışmalı ve tekerlekli sandalye dağıtarak para peşinde koşmak yerine, engellilerin gerçek sorunlarıyla ilgilenmelidirler; Akademisyenler/öğretmenler topluma yön verme sorumluluklarını yerine getirmeli ve engellilere uygulanan ayrımcılığa dikkat çekerek, bu ayrımcılığın önlenmesi için çaba sarf etmelidirler; Siyasiler nereden geldiklerini unutmamalı, herkese eşit gözle bakmalı ve Anayasaya uyarak, ayrımcılığın önlenmesi için gerekli bütün yasal düzenlemeleri yapmalı ve uygulatmalıdırlar; Bürokratlar dünya normlarını çok iyi takip etmeli ve çağın ilerisini öngören düzenlemeleri önermelidirler. *** Sonuç olarak, ülke nüfusunun %12’sini oluşturan engelliler (bu orana süreğen hastalıklar dâhildir), şu anda %10 civarında olan ancak zaman içinde gelişmiş ülkelerde olduğu gibi %20’lere ulaşacağı hesaplanan yaşlılar (65 yaş üstü) ve bunlara ek olarak da hamile ve/veya yeni doğum yapmış kadınlar ile çeşitli hastalıklardan dolayı –geçici bir süre de olsa- kısıtlanan insanları düşündüğümüzde, alınan kararlarda ve atılan adımlarda HERKESİN göz önünde bulundurulmasının önemi daha da açık olarak görülmektedir. Son tahlilde; Siyasiler, dezavantajlı durumda olan yurttaşların yaşam koşullarının iyileştirilmesi için gerekli olan Pozitif Hakları derhal hayata geçirmeli. Yönetenler, verilen hizmetleri önce “normal”ler için yapalım, sonra “öteki”ler için yaparız, yanlışından derhal kurtulmalı. Ve hepimiz, herkes için gerçekten eşit ve ayrımsız toplum uğruna çalışmalıyız. Zira takdir edersiniz ki, herkes, herhangi bir konuda, başka birileri nezdinde mutlaka “öteki”dir ve dezavantajlıdır! Alıntıdır |
|
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 03-Aralık-2009 Saat 18:24 |
Dünya Engelliler Günü’nde engeller ortadan kalkmadı
Modern Avrupa kentlerinde sokaklarda özgürce ve neşe içinde gezinen engellileri görmek çok da şaşırtıcı değildir. Çünkü, kent engelliler düşünülerek yeniden tanzim edilmiştir. Oysa bizde sokaklar, caddeler, alışveriş merkezleri, otobüsler, trenler engelliler için bir başka engeldir. Dünya Engelliler Günü’nde bunları yeniden hatırlamanın tam zamanı. BUGÜN tüm dünyada 3 Aralık Engelliler Günü. Toplumun engelliler konusunda dikkatini çekebilmek ve daha duyarlı olmalarını sağlamak için her yerde çeşitli etkinliklerle kutlamalar düzenleniyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre dünya nüfusunun 500 milyonu engelli. Türkiye’deyse nüfusun yüzde 12.29’u yani 8.5 milyon kişi engelli. Erkeklerde bu oran 11.10, kadınlarda yüzde 13.45. Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci’nin verdiği bilgiye göre, 8.5 milyon engelli yurttaştan, işgücüne katılabileceklerin yüzde 78’i işsiz. Kamu kurumlarında yüzde 3 oranında engelli çalıştırma zorunluluğu bulunmasına karşın kadroların yüzde 79’u boş. Devlet Personel Başkanlığı verilerine göre kamu kurum ve kuruluşlarında toplam 48 bin 549 özürlü kadrosu var. Ancak kamuda sadece 10 bin 357 özürlü vatandaş istihdam ediliyor. Yani kamuda özürlü kadrolarının yüzde 79’u boş. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın kamuda özürlü istihdamını takip etmesi gerekiyor. Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi ise engellilerin TBMM’de daha fazla temsili için siyasi partilerin tüzüklerine kota koymasını istiyor. Türkiye’de 8.5 milyon engelli yurttaşımız var DEVLET Bakanı Selma Aliye Kavaf, yayımladığı mesajda Türkiye’de nüfusun yüzde 12,29’unu oluşturan yaklaşık 8.5 milyon özürlü vatandaşın haklarının, başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olmak üzere çeşitli yasalar ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alındığını belirtti. Kavaf, “Özürlülük, sosyal hayatı engelleyen bir kusur değil, desteklenmesi gereken bir durum olarak kabul edilmelidir. Bakanlığım ve ilgili kurumlarımız bu gerçekten yola çıkarak, alanı sürekli kontrol altında tutacak ve değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre, tedbirlerini sürekli yenileyecektir” dedi. Başbakan’a çağrı Türkiye Özel Sporcular Spor Eğitim ve Rehabilitasyon Derneği (TÖSSED) Onursal Başkanı Dilek Sabancı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, engellilerin sorunlarına daha hassas bakması çağrısında bulundu. |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |