Ernest Rutherford Hayatı |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
sakız
Vip Üye Kayıt Tarihi: 29-Nisan-2007 Konum: İstanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 271 |
Alıntı Cevapla
Konu: Ernest Rutherford Hayatı Gönderim Zamanı: 03-Şubat-2013 Saat 13:38 |
Ernest Rutherford Hayatı (1871-1937)
Yeni Zellenda’ya göç etmiş Iskoçya’lı bir ailenin 12 çocuğundan dördüncüsüydü. Babası tekerlek yapımcısıydı. Liseyi burslu olarak okudu. Yine burslu olarak devam ettiği Christchurch’teki Canterbury College’tan 1892′de lisans, ertesi yılda üstün başarıyla yüksek lisans derecelerini aldı.Bir yıl daha okulda kalarak demirin yüksek frekanslı magnetik alanlardaki mıknatıslanma özellikleri üzerinde araştırmalar yaptı. Ve Hertz’in birkaç yıl önce bulmuş olduğu elektromagnetik dalgaları sezebilen bir dedektör yapmayı başardı. 1895′ te Ingiltere’ye giden Rutherford, Cambridge Universite’sindeki Cavendish Laboratuvarı’ nda J.J Thomson’ın yanında çalışmaya başladı. Burada elektromagnetizma üzerindeki deneylerini sürdürdü. Ve Hertz dalgalarını 3 km uzaklıktan gönderip almayı başardı. Aralık 1895′te Wilhelm K. Röntgen’in X ışınlarını bulduğunu açıklamasının ardındani Thomson ve Rutherford bu konuda çalışmaya başladılar. Ve X ışınlarının gazlar içinden geçerken çok sayıda artı ve eksi elektrik yüklü parçacık ortaya çıkmasına, yani iyonlaşmaya yol açtığını, bu parçacıkları yeniden birleştirerek nötr atomlar oluşturduğunu buldular. Rutherfor ayrıca bu iyonların hızını ve birbirleriyle birleşerek yeniden gaz molekülleri oluşturma süresini belirlemeye yönelik bir yöntem geliştirdi. Iyonlaşma gücü yüksek olan ama kolaylıkla soğurulabilen ışın türünü alfa ışınları, daha az iyonlaşmaya yol açan, ama girim gücü daha yüksek olan ışınları da beta ışınları olarak adlandırdı. 19. yüzyılın sonuna gelinirken pek çok bilim adamı artık fizikte gerçekleştirilecek bir yenilik kalmadığı kanısındaydı. Ama Rutherford üç yıl gibi kısa bir süre içinde tümüyle yeni bir fizik dalı ortaya çıkardı: Radyoaktiflik. Radyoaktifliğin bir elementin atomlarının başka bir elementin atomlarına kendiliğinden dönüşme süreci olduğu sonucuna vardı. Maddenin değişmezliği kavramına sıkı sıkıya bağlı birçok bilim adamı bu görüşe karşı çıkacak, ama Rutherford’un görüşlerinin doğruluğu kısa sürede anlaşılacaktı. Bu büyük başarı üzerine Rutherford 1903′te Royal Society ‘nin üyeliğine seçildi.Ertesi yıl aynı kurumun Rumford Madalya’sıyla ödüllendirildi. Alfa ışınlarının elektrik ve magnetik alanlarda sapmaya uğradığını 1903′te belirleyen Rutherford, sapmanın yönünü inceleyerek, bu ışınların artı elektrik yüklü parçacıklardan oluştuğu sonucuna vardı. Ayrıca bu parçacıkların hızını ve elektrik yükü/kütle oranını ölçmeyi başardı. Rutherford’un 1911′de geliştirdiği atom modeli onun bilime en büyük katkısıdır. Alfa parçacıklarının ince metal levhalardan geçişini inceleyen Rutherford, alfa parçacığı artı yüklü olduğundan, levhadan geçişi sırasında metal atomlarındaki artı yüklerin itici etkisiyle sapmaya uğrayacağını, ama parçacığın kütlesi çok büyük olduğu için, bu sapmaların çok küçük olacağını düşünüyordu. Yapılan deneylerde alfa parcaçıklarının gerçekten de genel olarak çok küçük sapmalar gösterdiği, ama arada büyük açılarla sapan parçacıklarında bulunduğu, hatta bazen bir parçacığın hareket yönünü değiştirip geriye döndüğü gözlendi. Böylesine büyük kütleli alfa parçacığını bu kadar saptırabilmesi için atomdaki bütün artı yüklerin ve kütlenin çok küçük bir hacme yoğunlaşmış olması gerekiyordu. Rutherford’un bu görüşten yola çıkarak oluşturduğu model Rutherford atom modeli yada çekirdekli atom modeli olarak adlandırılır. 1908′de Nobel Kimya ödülünü alan,1914′te kendisine sir unvanı verilen Rutherford, 1922′de Royal Society’nin en büyük ödülü olan Copley Madalyası’ yla ödüllendirildi. 1925′te kurumun başkanlığına seçildi. |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |