gelisenbeyin.net Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Bilim ve Teknoloji > Teknolojik Gelişmeler
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

insan zihni ve bilgisayar

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: insan zihni ve bilgisayar
    Gönderim Zamanı: 10-Ocak-2007 Saat 00:39

Tarihin Fysyldadyklary Günümüzde Yankylanyyor
Modern psikolojinin felsefeden koparak bir bilim olarak varlyk bulu?u 19.yy'a rastlyyor. Ynsan zihninin i?leyi?i hakkynda bilgi edinebilmeye yönelik ilk sistemli adym ise "içebaky?" yöntemi. Adyndan da anla?ylabilece?i üzere içebaky? yönteminde ki?i içinden geçti?i psikolojik durumlary dillendirmeye yönelik bir e?itim alyyor ve kendi algy, duyu, hatyra, aly?kanlyk, güdü, rüya, arzu, duygu ve amaçlaryny di?erleriyle payla?arak ortak, bilimsel bir "bilinç yapysy " tanymynyn yapylmasyna katkyda bulunmu? oluyor.


"Yçebaky?" yönteminde ki?i, iç dünyasy hakkynda derin dü?üncelere dalarak kendi his, duygu, aly?kanlyk, güdü ya da arzularyny dille dy?a vuruyordu. Ady özellikle de Wilhelm Wundt ile anylan bu yöntemle Wundt insan zihninin yapysyny anlamaya çaly?yyordu.
Ancak tahmin edebilece?iniz üzere bu yönteme ele?tiri fazla gecikmiyor ve 20. yy'yn ba?larynda Amerikaly psikolog J. B. Watson ki?isel deneyimlerle bilimsel bir temel yaratylamayaca?yny iddia ediyor. Watson'yn bu iddiasy psikoloji tarihindeki en önemli okullardan birinin kurulmasyna zemin hazyrlyyor: "Davrany?çylyk". Yçebaky?çylaryn aksine ki?isel his ve dü?üncelere prim vermeyen davrany?çylar, psikoloji biliminin ara?tyrma konusunun yalnyzca gözle görülüp synanabilen "davrany? "lardan olu?masy gerekti?ini savunuyorlar.


Davrany?çylyk ekolü insan zihnini içinde ne gibi i?leyi?lerin bulundu?u bilinemeyen kara bir kutuya benzetiyordu. Davrany?çylar, bu bilinemezli?in üzerine gidilmesinin yanly? oldu?unu savunarak dikkat verilmesi gereken asyl konunun uyaran (girdi) - yanyt/ davrany? (çykty) ili?kisi oldu?unu ileri sürüyorlardy. Bu yakla?ym, gözlemlenebiliyor olmasy bakymyndan psikolojiyi pozitif bilimlere daha da yakla?tyryyordu.
Bu ekolden yeti?en ünlü psikolog Skinner, bilinçli deneyimin var olmady?yny ileri sürerek alanda büyük yanky yaratyyor. Ynsanlary bir uyaran-tepki ili?kisi içinde inceleyen bu dinamikte davrany?çylar, ö?renmenin de dy? uyaranlara kar?y geli?tirilen bir yanyt repertuaryndan ibaret oldu?unu iddia ediyorlar. Nasyl my? Örne?in, farelerin labirentin bir ucundan di?erine yürürken attyklary her adym labirentteki bir uyaran, belki de duvarlardaki çizik ya da leke parçacyklary, ya da herhangi bir çukur tarafyndan tetikleniyor. Organizmanyn -ki bizim örne?imizde bir fare- en ufak bir hareketine bile yön veren çevresel unsurlar oluyor. Fikirlerine büyük bir tutkuyla ba?lanan davrany?çylar, davrany?larymyzyn ko?ullanmalardan ibaret olduklaryny varsayadururken 1950'lerde " bili?sel devrim " gerçekle?iyor. Zira davrany?çylaryn açyklamalary pek çok konuya aydynlyk getirmekte yetersiz kalmaya ba?lyyor. 20. yy'yn ünlü dilbilimcilerinden Noam Chomsky, dilin kimi ifadelerinin tamamen orijinal ve gramatik oldu?undan; bir bebe?in dili yeni ö?renirken yalnyzca taklitlerle synyrly kalmayarak belli kurallar çerçevesinde daha önce hiç duymady?y yepyeni cümleler de kurabildi?inden bahsediyor. Bu iddialar, davrany?çylyk ekolünü kökünden sarsmaya yetiyor. Beynimizde do?u?tan gelen dilsel yapylaryn bulundu?u ve dile maruz kaldy?ymyzda bu merkezlerin tetiklendi?i iddiasy ortaya atylyyor. Dil bir yana, bili?çiler farkly noktalara da parmak basmaktan geri kalmyyorlar. Örne?in, müzisyenlerin bir müzik aleti çalarken davrany?larynyn bir düzine uyaran-yanyt e?le?iminden daha karma?yk temellere dayandy?yna dikkat çekiyorlar.


Müzisyenlerin müzik aletini çalarken davrany?larynyn davrany?çylaryn önerdi?i üzere uyaran-yanyt serisinden ibaret olmady?y örne?ine dikkat çeken bili?çiler, 1950'lerde "Bili?" devrimini gerçekle?tirdiler.
Y?te tüm bu ele?tiriler yeni bir devri ba?latyyor. Davrany?çyly?yn parlak dönemi sona ererek " bili? " dönemi açylyyor.
Bugün, insan zihninin özerkli?i ve bilgisayar metaforu arasyndaki çaty?manyn özünde i?te bu temel tarihsel süreç yatyyor. Bir yandan insan davrany?laryny salt uyaran-tepki ili?kisine dayandyran ve onlary çevresel ko?ullara endeksleyerek içsel ve genetik dinamikleri yok sayan "davrany?çylyk" ekolü, di?er yandaysa duygu, deneyim, ki?isel algy ve daha pek çok üst düzey zihinsel ö?elerin de altyny çizerek mekani?e indirgenmi? "davrany?çylyk" fikrine kar?y çykan "bili?sel" ekol.
Konumuzun özüne tekrar geri dönecek olursak, oda?ymyzy insan zihnini bilgisayarlarla e? tutan mühendislik yakla?ymyyla insan zihninin biricikli?ine inanan yakla?ymyn birbiriyle çeli?en iddialaryna çevirmemiz gerekiyor. Öyleyse gelin, bu iki yakla?ymdan iki örnekle devam edelim.
Bili?sel Devrim ve Bilgisayar Metaforu:
Prof. Dr. Steven Pinker (Harvard Üniversitesi) - Zihin Nasyl Çaly?yr?

Davrany?çylyk ekolünün bili?sel bir takym iddialarla zayyflatylmasyndan sonra ortaya çykan yeni bir ba?lyk, psikoloji dünyasynda büyük yanky uyandyryyor: " Dijital Akyl " . Bilgisayarlary girdi ve çyktylar üzerinden tanymlayabilmemiz mümkün. Ancak yalnyzca girdi ve çyktylara odaklandy?ymyzda asyl ilgi çekici kysmy göz ardy etmi? oluyoruz: Bu girdi ve çykty arasynda kalan i?lemleme ve bilgi depolama süreci. Yyllarca pozitif bilim yapmaktan uzakla?ma korkusuyla davrany?çylaryn bula?maya korktuklary bu gizli alan psikologlaryn ilgisini çekmeye ba?lyyor. Y?te bu yeni dönemde bilgisayarlar, bir takym psikologlara yeni bir çaly?ma modeli sunuyor: Beyni bir makine (donanym), zihniyse bu makineyi i?leten program olarak ele almaya ba?lyyorlar.


Pinker, beyni bir makine (donanym), zihniyse bu makineyi i?leten program olarak ele alyyor.
Bu yeni modelin en önemli temsilcilerinden Prof. Dr. Pinker'in görü?lerini kendi a?zyndan dinleyelim:
" Zihin beynin yaratty?y bir olgudur; daha açyk söylememiz gerekirse beyin bilgiyi i?ler ve dü?ünme bir çe?it hesaplamadyr... Temellerini Newell, Simon ve Minsky'nin atty?y bu fikir bugün "Zihinsel Hesap Varsayymy" olarak geçiyor. Bu varsayymda inanç ve arzular semboller halinde varlyk bulan bilgilerdir. Sembollerse typky bilgisayarlardaki çipler ya da beynimizdeki sinirler gibi maddenin fiziksel halidir. Dünyadaki her ?eyi sembolize edebilirler çünkü duyu organlarymyzla aldy?ymyz uyaranlarla tetiklenirler. E?er ki bir sembolü meydana getiren madde parçacyklary ba?ka bir sembolle do?ru bir ?ekilde e?le?irse, inancy meydana getiren bu semboller mantyksal olarak birbirleriyle uyum gösteren yeni bir sembol do?urabilirler. En sonunda ise bu sembolü meydana getiren parçacyklar kaslary meydana getiren madde parçacyklaryyla e?le?ip davrany?a geçit verirler."
Anla?ylmasy biraz zor gibi görülse de, Pinker'in bahsettikleri net bir paradoksa parmak basyyor: " Duygu ya da dü?ünce " gibi soyut deneyimler nasyl oluyor da " beyin " gibi somut bir maddenin ürünü olabiliyorlar. Y?te tam bu noktada da soyut (dü?ünce/duygu) - somut (davrany?/kas gücü)'un birbirlerine nasyl çevrildikleri hakkynda yorumlarda bulunuyor. Sinirsel a?lary bilgisayar çipleriyle özde?le?tiriyor ve bu fiziksel maddelerin her bir biçiminin, bizim arzu ve dü?üncelerimizin temsili oldu?unu vurguluyor.

" Duygu ya da dü?ünce " gibi soyut deneyimler nasyl oluyor da " beyin " gibi somut bir maddenin ürünü olabiliyorlar.
Pinker, beyni bir bilgi i?lemci olarak görüyor. Nasyl ki hiçbir makine tek bir parçadan meydana gelmediyse, beynin de tek bir parçadan olu?mady?yny, farkly amaçlara hizmet eden pek çok modül lerden meydana geldi?ini söylüyor. Varsayymynda dikkat çekti?i üç temel noktaysa ?öyle:
1.) Beyin, yalnyzca bilgiyi duyular yoluyla alyp depolamaktan sorumlu de?il. Ayny zamanda, bilgiyi çe?itli biçimlerde i?liyor da. Örne?in retinaya ters dü?en görüntü beyinde tekrar çevrilirken bir takym i?lemlerden geçiyor.
2.) Beyin, birbirleriyle bir a? kuran modüllerden yapylmy? olup, farkly fonksiyonlar yürütüyor. Nasyl ki bir bilgisayaryn matematiksel hesaplar için ayry bir i?lem programy varsa beyin de örne?in yüzleri tanyma gibi pek çok farkly görev için farkly modüller baryndyryyor.
3.) Beyindeki modüller do?al seçilim yoluyla evriliyorlar.
Ynsan Zihninin Kendisine Özgü Y?leyi?i:
Prof. Dr. John Searle (California Üniversitesi) - Bilgisayarlar Ynsan Zihninin Ürünleridir
Profesör John Searle, Prof. Dr. Pinker'yn aksine insan zihniyle bilgisayar programlary arasyndaki en büyük farkyn amaca yönelik davranym syrasynda belirdi?inden bahsediyor. Bilgisayarlar bilgi girdi ve çyktylaryny sorumlu sistemler üzerinden yürütürken, insan zihni aldy?y bilgiyi kendi inanç sistemlerinin süzgecinden geçirerek i?liyor. Bakmakla görmek arasyndaki farkyn duyu ile algy arasyndaki fark oldu?una da dikkat çeken Searle, baktyklarymyzy algylarken o anki duygusal durumumuzun, deneyimlerimizle ö?renegeldiklerimizin ve bunun gibi daha pek çok etmenin de i?leme katyldy?yny vurguluyor.

Prof. Dr. Searle, insan zihninin bilgisayar metaforuyla e? tutulmasyna kar?y çykyyor.
Bilgisayarlar Ynsan Zihninin Ürünleri
Bilgisayar metaforu savunuculary " Yapay Zekâ ve Robotik " alanlarynda çaly?malaryna devam ederlerken, Prof. Searle bu çaly?malaryn insanlaryn anla?mak için kullandyklary dille ayny dili konu?an yapay varlyklar yaratma odakly oldu?unu dü?ünüyor. Bu konudaki adymlaryn, ileride insan algysynyn synyrlaryny geni?letebilece?ine de vurgu yapan Searle, ancak bu geli?imin insan beyninde henüz aktive olmamy? yetilere i?aret edece?ini öngörüyor. Daha açyk bir ?ekilde ifade edecek olursak, insan duyu sistemi taklit edilerek yaratylan bilgisayarlarla algyya dair bulunan bulgularyn do?al hayatla pek de örtü?meyece?ini, ancak olasy potansiyelleri ortaya çykarabilece?ini söylüyor.
Sinir Hücrelerinin Çevresel Ko?ullarla Yo?rulabilirli?i (Nöroplastisite)

Bilgisayar metaforu kar?ytlarynyn üzerinde durdu?u di?er bir kavramsa nöroplastisite , yani sinir hücrelerinin çevresel ko?ullarla yo?rulabilirli?i. Zihin dü?ünce gibi bir somutlu?un yaratylmasyndan sorumlu. Nöroplastisite ile bahsedilense çevresel ko?ullar ve ö?renme yoluyla beynin aldy?y bilgiler çerçevesinde kendisini sinirsel olarak tekrar organize etmesi. Beyindeki bu geli?imse ki?ilerin davrany?laryny etkileyip, de?i?tiriyor. Oysa bilgisayarlar için böyle bir etkiden bahsedilemiyor. Programa ne yüklendiyse, bilgisayar yalnyzca o çerçevede i?lem yapyyor.
Bunun yany syra insan akly hayal kurma, bilgiye merak ve geli?im arzusu gibi kendisini biricik kylan pek çok özellik gösteriyor. Bu özelliklerin tümü de bilgisayarlarda görülmüyor.
Yukaryda göz atty?ymyz iki örnek, bizlere bilgisayar metaforu savunucularyyla kar?ytlarynyn ne gibi fikirler öne sürdükleri konusunda özet bir bilgi veriyor. Ancak burada dikkat çeken önemli bir nokta bulunuyor. Bilgisayar metaforu tabanly çaly?malar yürüten bilim insanlary, " bili?sel reform" u gerçekle?tiren ku?a?yn devamy olduklaryny savunup, bili?sel psikolojinin bu yönde devam etmesi gerekti?ini vurguluyorlar. Ancak, sizce de insan sistemini mekanikle?tirerek duygu, deneyim ve zihnin üst düzey yorum mekanizmalaryny bir kenara koyan bu dinamik aslynda bir ?ekilde bili? ku?a?ynyn yykty?y " Davrany?çylyk" okulunu anymsatmyyor mu? Y?te bu noktada durup tekrar dü?ünmemiz gerekiyor galiba.
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz