Öğrenci ve Prof. arasında bi diyalog |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
dodos
Moderatör Kayıt Tarihi: 15-Nisan-2008 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 202 |
Alıntı Cevapla
Konu: Öğrenci ve Prof. arasında bi diyalog Gönderim Zamanı: 14-Mayıs-2008 Saat 14:50 |
Bir üniversite profesörü öğrencilerine su soruyu sorar;
> - Var olan her şeyi Tanrı mı yarattı? > Bir öğrenci > ayağa kalkar ve cevaplar. > - Evet, her şeyi Tanrı yarattı! > Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine "Evet efendim" diye cevaplar. > Profesör devam eder. > - Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise ve şeytan var olduğuna göre şeytanı > da Tanrı yaratmış olur. Çalışmalarımızda uyguladığımız kesinleştirme > prensibine göre de Tanrı şeytandır. > Öğrenci böyle bir önerme karşısında şaşırır ve yerine oturur. Profesör > öğrencilerine bir kez daha Tanrı'nın içindeki kaderin bir efsane > olduğunu kanıtlamaktan ötürü oldukça mutludur. Bu arada başka bir > öğrenci ayağa kalkar ve "Bir soru sorabilir miyim profesör" der. > Profesör sorabileceğini söyler. > Öğrenci "Soğuk var mıdır" diye sorar. > Profesör; "Nasıl bir soru bu böyle, tabii ki vardır" diye cevaplar. > "Sen hiç soğuktan üşümedin mi?" > Öğrenci "Aslında, f izik yasalarına göre soğuk yoktur; yaşamda/ > gerçekte biz soğuğu sıcaklığın yokluğu olarak düşünürüz. Herkes veya > nesneler o enerji oradaysa veya bir şekilde enerji iletiyorsa onu > deneyimler. Örneğin, Absolute 0 (273 derece C) sıcaklığın kesin > yokluğudur. Soğuk yoktur, o yalnızca sıcaklığın yokluğunda > duyumsadıklarımızı tarif etmek için yarattığımız bir kelimedir" der ve > devam eder. > - Profesör, karanlık var mıdır? > - Tabii ki vardır. > - Korkarım gene yanılıyorsunuz efendim. Çünkü karanlık da yoktur. > Yasamda/ gerçekte karanlık ışığın yokluğudur. Biz ışık üzerinde > çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız. Gerçekte, biz Newton'un > prizmasını kullanarak beyaz ışığı kırar ve renklerin çeşitli dalga > uzunlukları üzerinde çalışabiliriz. Ama karanlığı ölçemeyiz. Bir basit > ışık karanlık bir mekânı aydınlatarak karanlığı kırmış olur yani > karanlığı geçersiz kılar. Siz belli bir mekânın/uzayın ne kadar > karanlık olduğundan nasıl emin olursunuz? Işığın miktarını ölçerek! Bu > doğrudur değil mi? Karanlık insanlık tarafından, ışığın olmadığı yer/ > mekân için kullanılan bir kelimedir. O zaman size son bir soru daha > sormak isterim, efendim. Şeytan var mıdır? > Bu kez profesör pek emin olamamakla birlikte cevaplar.. > - Tabii vardır. Açıkladığım gibi, biz onu her gün, her yerde görürüz. > O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda, şiddette yer alır. Bunların tümü > şeytanın kendisinden başka bir şey de değildir. > Öğrenci itiraz eder. > - Şeytan yoktur efendim. Yani o kendi başına yoktur. Şeytan basit > olarak Tanrı'nın yokluğudur. O aynen karanlık ve soğukta olduğu gibi > insanın Tanrı'nın yokluğunu tarif etmek üzere yarattığı bir kelimeden > ibarettir. Tanrı şeytanı yaratmadı. Şeytan/ kötülük insanın tanrısal > sevgiyi yüreğinde hissetmediği zaman yaptıklarının bir sonucudur. O, > aynen sıcaklığın olmadığı yere gelen soğuk, ya da ışığın olmadığı yere > gelen karanlık gibidir. > Profesör kürsüdeki yerine çöker. > > > Genç öğrencinin adı Albert EINSTEIN'dir. |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |