Kış sporları nelerdir? |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
ferdi
Süper Üye Kayıt Tarihi: 25-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 220 |
Alıntı Cevapla
Konu: Kış sporları nelerdir? Gönderim Zamanı: 24-Şubat-2011 Saat 15:35 |
Kış Sporları
BUZ PATENİ TEMEL BİLGİLER Artistik Patinaj, Artistik Buz Pateni veya Figür Pateni, müzik, dans ve sporu bünyesinde birleştirir. Bu unsurların bir arada olması nedeniyle son derece estetik ve rafine bir spor dalı olarak kabul edilir. Figür Pateni özellikle son 30 yılda teknik ve artistik planda büyük bir ilerleme gösterdiği için günümüzde bütün dünyada televizyon naklen yayınları açısından en çok ilgi çeken spor dalı olmuştur. Buz Pateni, olimpik ölçü olarak kabul edilen 30 x 60 metrelik buz pistinde yapılır. Türkiye’nin olimpik ölçülerdeki ilk buz pisti, Ankara’da 1987 yılında açılan ve kısaca Bel-Pa olarak bilinen Büyükşehir Belediyesi’nin Buz Pateni Sarayı’dır. İzmit’te 1999′da hizmete giren ve Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Buz Pateni Pisti de, ülkemizin ikinci olimpik buz tesisidir. İstanbul ve İzmir’de olimpik ölçülere uyan buz pisti henüz yoktur. İstanbul’da patenciler, Galleria alışveriş merkezinde bulunan küçük bir buz pistinde, İzmir ve Antalya’daki patenciler de, aynı şekilde, kurallara uygun olmayan küçük pistlerde çalışmaktadırlar. Türkiye Buz Sporları Federasyonu 1991′de kuruldu. Daha önceleri başka Federasyonların bünyesinde faaliyetleri yürütülen Artistik Buz Pateni ancak o tarihten sonra bağımsız bir Federasyon çatısı altında örgütlenmiş oldu Artistik Buz Pateni yapan sporcuların giydikleri patenler, Buz Hokeyi ve Sürat Pateni sporcularının giydikleri patenlerden farklıdır. Figür patencilerinin patenlerinin altındaki çeliklerin ucunda, frenlemeyi ya da sıçramayı sağlayan altı adet tırtıl vardır. Artistik Buz Pateni’nin öğrenilmesi, disiplinli ve uzun süreli çalışmayı gerektirir. Hemen hemen her gün antrenman yapılmasına ve iyi bir patenci olmak isteyen sporcu adaylarının bıkmadan, yılmadan çalışmasına ihtiyaç vardır. Buz patencilerinin teknik beceri kazanmak için iyi bir antrenöre olduğu kadar artistik yanlarını geliştirmek için iyi bir de koregrafa ihtiyaçları vardır. Uluslararası yarışmaların özellikle son 20-30 yılda televizyondan naklen yayınlanmaları, bu spor dalının halk arasında yaygınlaşmasına önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Bir Artistik Buz Pateni yarışması, iki günde yapılan iki bölümden oluşur. Yarışmacılar, birinci gün Kısa Program, Zorunlu Program ya da Orijinal Program adı verilen programlarını, ikinci günde de, Uzun Program ya da Serbest Program denilen programlarını sunarlar. Kısa Program’da, yarışmacılar, jump, spin (dönüş) ve adım dizilerinden oluşan 8 zorunlu elemanı sunmak zorundadırlar. Hakemler, yarışmacının yapamadığı elemanlardan not kırarlar. Patencinin, yapamadığı, kaçırdığı elemanı tekrar denemek hakkı yoktur. Uzun Program’da ise, hiçbir eleman zorunlu değildir. Yarışmacı, koregrafının istediği gibi oluşturduğu programı sunar. Patencinin yapamadığı elemanı yeniden denemek hakkı vardır. İkinci ya da üçüncü denemede olsa bile, yarışmacı başarıyla yaptığı elemandan tam puan alır. Bir yarışmanın genel değerlendirmesi, patencilerin bu iki günde elde ettikleri sonuçlara göre yapılır. Yarışmalarda uygulanan kurallar karmaşıktır ve bu kurallar, Buz Pateni’nin evrensel planda en üst organı olan Uluslararası Paten Federasyonu (ISU) tarafından belirlenmiştir. ISU’ya üye olan ulusal Federasyonlardan seçilen delegeler tarafından oluşturulan çeşitli teknik komiteler, belirli zamanlarda toplanarak bu spor dalının ilerlemesini sağlayacak yolları tartışırlar. Ulusal ya da uluslararası yarışmalar ile dünya çapındaki bütün şampiyonalar, ISU’nun koyduğu kurallara göre yapılır. Kuralların önemli bir bölümü, yarışma sırasında sporcuların yaptığı yanlış hareketlerden hata puanlarının düşürülmesiyle ilgilidir. Bir jumptan (atlama) sonra buza elle dokunmak, düşmek, bir spin (dönme) sırasında gereken sayıda dönmemek, havaya sıçrandığı zaman gereken sayıda turu yapmamak yanlış ya da eksik unsurlardır. Hakemler, bu eksiklikleri hata puanı olarak değerlendirmek zorundadır. Patenci, ne kadar çok hata yaparsa, o kadar çok puan kaybeder. ISU’nun koyduğu kurallara göre düzenlenen yarışmalarda hakem sayısı dokuza kadar yükselebilir. Bir yarışmanın puanlamasını yapan hakem paneli (heyeti) 3, 5, 7 gibi tek sayıdan oluşur. Avrupa, Dünya Şampiyonaları ya da Kış Olimpiyatları gibi çok önemli yarışmalarda hakem paneli dokuz hakemden oluşur. Puanlama, 6 tam puan üzerinden yapılır. Bir patencinin yarışmada 6 tam puan alması nadir rastlanan bir durumdur. Patencinin 6 puan alması, onun programını hiç hatasız, mükemmel bir biçimde sunmuş olması anlamına gelir. Hakemler yarışmalarda teknik ve artistik (sunuş) olmak üzere iki tür puan verirler. Teknik puanlar, sporcunun buzda kayma tekniğini, figürlerin iyi yapılıp yapılmadığını ve programının zorluk derecesini değerlendirmek içindir. Artistik puanlar da, programın sunulmasını, sporcunun kayışının müzikle uyum içinde olup olmadığını, müzik ve kostüm seçimini ve pistin bütününün kullanılıp kullanılmadığını değerlendirmeyi amaçlar. Daha kesin ifadeyle, hakemlerin puan verirken göz önüne aldıkları ölçütler şunlardır: Teknik puanlar: - Performansın zorluğu - Farklılık - Hız - Programın temiz ve sağlam olması Artistik puanlar (sunuş puanları): - Müzikle uyum - Hızın değişimi - Buz pistinin tümünün kullanımı - Müziğe zaman olarak uyum - Stil ve duruş - Orijinallik - İfade İki yarışmacının puanlarının eşitliği halinde, Kısa Program’da teknik puanlar, Uzun Program’da da artistik puanlar belirleyici özellik taşırlar. Müziğini buzda yaptığı hareketlerle bağdaştıramayan bir figür patencisinin hakemlerde ve seyircilerde güzel bir izlenim yaratması mümkün değildir. 0.0 ile 6.0 arasında verilen puanların anlamı şöyledir: 0.0 Sporcu piste çıkmadı 1.0 Çok kötü 2.0 Kötü 3.0 Orta 4.0 İyi 5.0 Çok iyi 6.0 Mükemmel Hakemler, 3.2 ya da 5.7 gibi ondalık kesirli puanlar verebilirler. Puanlamanın 6 üzerinden yapılması geçmişe dayanır. Geçmişte, patenciler her figürü üçer kez ve hem sağ, hem de sol ayakları üzerinde yaparlardı ve hakemler de, kurallara uygun biçimde yapılan her figür için bir puan verirlerdi. Yarışmalara katılacak sporcular, kısa ve uzun programları için ayrı müzik seçerler. Yarışma müzikleri enstrümantal olmalıdır. Sporcuların yapmaları gereken atlama (jump) ve dönme (spin) hareketleri, müziğe uygun olarak hazırlanmış belirli bir koregrafiye göre sunulur. Kısa Programın süresi, ortalama 2 dakika 40 saniye, Uzun Programınki de, 3 dakikadan 4 dakika 30 saniyeye kadar değişebilir. Erkek patencilerin programları, bayan patencilerindekinden daha uzundur. Örnek vermek gerekirse, Büyükler (senior) kategorisinde bayanlar 4 dakikalık, erkekler de 4 dakika 30 saniyelik bir program sunarlar. Yarışmalarda, müzik seçimi kadar giyilen kostümler de önemlidir. Seçilen müzik ve onun üzerine yapılan koregrafi, yarışmacının yaşına, yeteneklerine, kayış stiline uygun olmalıdır. Müzikle uyumlu olmayan bir koregrafi, patencinin yeteneklerinin üzerinde olan bir müzik seçimi ya da uygun olmayan, göze hoş gelmeyen kostüm seçimi, hakemlerin hata puanı vermesine yol açabilir. Günümüzde antrenman teknikleri öylesine ilerlemiştir ki, bir patenci için 15 yaşında Avrupa ya da Dünya Şampiyonu olmak artık hayal olmaktan çıkmış ve gerçek haline gelmiştir. Örnek vermek gerekirse, Amerikalı patenci Tara Lipinski 1997’de 14 yaşındayken Dünya Şampiyonu, 1998’de 15 yaşındayken de Olimpiyat Şampiyonu olmuştur. Artistik Buz Pateni yarışmaları, tekler (Baylar ve Bayanlar) ve çiftler kategorilerinde yapılır. Bu spor dalında bir de Buz Dansı kategorisi vardır. Türkiye’de bugüne kadar resmî olarak Çiftler ve Buz Dansı yarışmaları yapılmamıştır. KISA VE SERBEST PROGRAM Kısa ve serbest (uzun) program hakkında bilgiler: Erkekler ve Bayanlar: Tek Erkekler ve Bayanlar yarışmaları, Kısa ve Serbest Program’dan oluşur. Kısa Program, sonuca % 33,3, Serbest Program da % 66,7 oranında etki eder. Serbest Program, “Uzun Program” olarak da adlandırılır. Kısa Program: Patenci tarafından seçilen müzik eşliğinde sekiz zorunlu hareket yapılır. Hakemler, iyi yapılmayan ya da hiç yapılmayan figürlerin puanlarını keserler. Patenciler, yapamadıkları ya da iyi yapamadıkları bir figürü tekrar deneme hakkına sahip değildirler. Kısa Program, en fazla 2 dakika 40 saniye olabilir. Bir Kısa Program, zorunlu bütün elemanlar yapılmışsa, hiçbir ceza puanı almadan bu süreden 5-10 saniye önce de sona erebilir. Erkekler ve Bayanlar Kısa Programı’nın sekiz zorunlu elemanları şunlardır: Bayanlar: 1. İkili axel 2. Adım dizisiyle başlanan bir üçlü ya da ikili jump ve/veya buna benzer Serbest Program hareketleri 3. İki üçlü ya da bir üçlü-ikili jump kombinezonu 4. Flying spin 5. Layback spin ya da bir başka spin 6. Bir ayak değiştirmeli ve en az iki pozisyon değiştirmeli spin kombinezonu (sit spin, camel spin, upright spin ya da bunların herhangi bir varyasyonu) 7. Spiral-step sequence (spiral adım dizisi) 8. Step sequence (düz, dairesel ya da yılankavî adım dizisi) Erkekler: 1. İkili ya da üçlü axel 2. Adım dizisiyle başlanan bir üçlü ya da -yapılabiliyorsa- bir dörtlü jump ve/veya buna benzer Serbest Program hareketleri 3. İki üçlü ya da bir üçlü-ikili jump kombinezonu 4. Flying spin 5. Bir ayak değiştirmeli Camel spin ya da sit spin 6. Bir ayak değiştirmeli ve en az iki pozisyon değiştirmeli spin kombinezonu (sit spin, camel spin, upright spin ya da bunların herhangi bir varyasyonu) 7 ve 8. Farklı iki adım dizisi (düz, dairesel ya da yılankavî adım dizisi) Erkekler ve Bayanlar Serbest Programı: Serbest Program, patenciye kendi bireysel tarzını ifade etme ve kuvvetli olduğu yanını vurgulama fırsatı verir. Bayanlarda Serbest Program süresi 3 dakika 50 saniye ile 4 dakika 10 saniye arasında değişir. Erkeklerde ise, 4 dakika 20 saniye ile 4 dakika 40 saniye arasındadır. Patencinin, iyi dengelenmiş, buz pistinin tümünü kullanan bir program sunması beklenir. Serbest Program’da bazı kısıtlamalar vardır. Bu kısıtlamalar şunlardır: Jump sayısı sınırsızdır; ancak programda en az bir jump kombinezonu olmalıdır ve jump kombinezonlarının sayısı üçü geçmemelidir. Patencinin tercihine bağlı olarak yalnızca üç ya da daha fazla dönüşlü (üçlü axel, 3,5 turdur) iki farklı üçlü jump tekrarlanabilir. Eğer tekrarlanırsa, biri jump kombinezonu olmalı, diğeri de jump kombinezonu ya da araya bağlayıcı hareket giren jump dizisi olmalıdır. Programda en az dört farklı spin bulunmalıdır ve bunlardan biri spin kombinezonu, biri de flying spin olmalıdır. Aynı şekilde, bir adım dizisine yer verilmelidir. Çiftler: Çiftlerde, iki patenci birlikte ve yanyana kayar ve örneğin lift gibi (erkek patencinin partnerini kayarken havaya kaldırması) ortak bazı figürler yaparlar. Teklerde olduğu gibi, Çiftler yarışması da, sekiz zorunlu elemanın bulunduğu Kısa Program ve bazı kısıtlamaların bulunduğu Uzun (Serbest) Program’dan oluşur. Kısa Program: Kısa Program’da, patenciler tarafından seçilen müzik eşliğinde sekiz zorunlu eleman uygulanır. Hakemler, iyi yapılmayan ya da hiç yapılmayan figürlerin puanlarını keserler. Patenciler, yapamadıkları ya da iyi yapamadıkları bir figürü tekrar deneme hakkına sahip değildirler. Kısa Program’ın süresi en fazla 2 dakika 40 saniyedir. Çiftler Kısa Program yarışmasının zorunlu elemanları şunlardır: 1. Herhangi bir elele havaya kaldırma 2. Bir lift twist (ikili) (erkek patencinin partnerini havaya fırlatarak iki tur döndürmesi 3. Bir fırlatmalı jump (ikili ya da üçlü) (erkek patencinin havaya fırlatarak eşine ikili ya da üçlü jump yaptırması) 4. Bir solo jump (ikili ya da üçlü) (tek, yani başka bir jumpla kombine olmayan jump) 5. Yalnızca bir ayak değiştirmeli ve en az bir pozisyon değiştirmeli solo spin 6. Yalnızca bir ayak değiştirmeli ve en az bir pozisyon değiştirmeli spin kombinezonu (sit spin, camel spin, upright spin ya da bunların herhangi bir varyasyonu) 7. Ölüm girdabı 8. Spiral step sequence (spiral adım dizisi) Çiftler Serbest Programı: Serbest Program, çiftlere kendi bireysel tarzlarını daha çok ifade etme imkânı verir. Serbest Program’da, spinler, spiraller, liftler ve partnerin yardımcı olduğu jumpların yapılması gibi çiftlere özgü tipik figürler vardır. Serbest Program’da ayrıca, aynı anda yapılan simetrik ya da paralel figürler bulunur. ISU’nun (Uluslararası Paten Federasyonu) 321b kuralına göre, “çift patenciler her zaman aynı hareketi yapmak zorunda değildirler, zaman zaman birbirlerinden ayrılabilirler ama bunu belli bir uyum ve birliktelik içinde ve program ile çiftler patinajının bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapmalıdırlar”. Çiftler Serbest Programı’nın süresi 4:20 ile 4:40 arasındadır. Serbest Program’da aşağıdaki elemanlar bulunmalıdır: - Partneri kaldıran kolun tam olarak uzandığı en az üç, en fazla beş değişik lift. Liftlerden biri twist lift olmalıdır - En az bir, en çok iki fırlatmalı jump - Bir solo jump; ikiden fazla olmamalıdır - Yalnızca bir jump kombinezonu - Bir çift spin kombinezonu; ikiden fazla olmamalıdır - Yalnızca bir solo spin - Bir ölüm girdabı; ikiden fazla olmamalıdır. Eğer çift, ikinci bir ölüm girdabı yaparsa, bu birinciden farklı olmalıdır - Buz pistinin tümünü kullanan en az bir adım dizisi (düz, dairesel ya da yılankavî) Elemanlar, buz pistinin tümünü kullanacak biçimde bağlayıcı adımlar ya da başka Serbest Program figürleriyle birbirlerine bağlanmalıdır. |
|
ferdi
Süper Üye Kayıt Tarihi: 25-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 220 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 24-Şubat-2011 Saat 15:37 |
Buz Dansı:
Buz Dansı yarışması, iki Zorunlu Dans, bir Orijinal ve bir Serbest Dans’tan oluşur. Her bir Zorunlu Dans yüzde 10, Orijinal Dans yüzde 30, Serbest Dans da yüzde 50 oranında sonuca etki eder. Buz Dansı, çiftler patinajından farklıdır. Buz dansçıları daha çok kısıtlama ile karşı karşıyadırlar. Örneğin, akrobatik liftler ve buna benzer figürlerin yapılması yasaktır. Zorunlu Danslar: Her iki Zorunlu Dans yarışmasında da buz dansçıları, ritmi ve temposu ISU tarafından tayin edilmiş müzik parçalarına göre belirlenmiş figürleri yaparlar. Orijinal Dans: ISU, Orijinal Dans’ın ritim ve temposunu her yıl bir kez belirler. Çiftler, belirlenmiş ritimler içinden seçtikleri müziğe uygun danslarını kendileri hazırlar. Çiftlerin dansları, önceden belirlenmiş ritmin karakterini iyi yansıtmalıdır. Süresi ortalama 2 dakikadır. Serbest Dans: Serbest Dans, Buz Dansı’nın Serbest Programıdır. Çiftlerin kendi bireysel tarzlarını ifade eden müziklerini seçmesine ve dansın figürlerini kendilerinin hazırlamasına izin verilmiştir. Serbest Dans’ın süresi ortalama 4 dakikadır. Kategorilerle ilgili teknik bilgileri aşağıdaki tabloda toplu olarak görebilirsiniz: Disiplin/Yarışma Hakemlerin ilk puanı Hakemlerin ikinci puanı Süre (ortalama dk:sn) Tekler/Çiftler – Kısa Program Gerekli Elemanlar Sunuş 2:40 Tekler/Çiftler – Serbest Program Teknik değerlendirme Sunuş 4:00 (Bayanlar 4:30 (Erkekler, Çiftler) Dans – Zorunlu Teknik Zamanlama/İfade Değişebilir Dans – Orijinal Kompozisyon Sunuş 2:00 Dans – Serbest Teknik Değerlendirme Sunuş 4:00 SPİNLER: Spinler, dönüş hareketleridir. Esas olarak, üç çeşit spin vardır: upright spin (ayakta), camel spin (beden buza paralel) ve sit spin (çömelerek). Spinler, kendi kategorileri içinde de farklı biçimlerde yapılabilirler. Upright spin: Patencinin ayakta yaptığı ve bedeninin hemen hemen tümüyle buza dik olduğu dönüş hareketidir. Bu kategoriye dahil spinler, tek ayak üzerinde yapılanlar, bedeni geriye doğru eğerek yapılanlar gibi çeşitli biçimlerde uygulanabilirler. Layback spin (beden geriye doğru yay gibi eğilerek yapılan spin) genellikle bayan patenciler tarafından yapılır. Ancak birkaç yıldan beri erkek patenciler de bu zor spini yapmaya başladılar. Bu spin, beden eğilebildiği kadar yay gibi geriye eğilerek tek ayak üzerinde ve serbest kalan ayak da yukarı kaldırılarak yapılır. Upright spine benzeyen ancak biraz farklı biçinde yapılan türüne de scratc spin denir. Bu spinin farklı bir biçimde yapılanı da, Biellmann hareketi denen pozisyondur. Patenci serbest olan ayağındaki patenin çeliğini elleriyle tutarak bacağını kafasına doğru yukarı kaldırır. İlk kez İsviçreli patenci Denis Biellmann tarafından yapıldığı için onun adıyla anılır. Erkeklerde, bu spin, son yıllarda Rus patenci Evgeni Plushenko tarafından yarışmalarda sık sık yapılmaktadır. Zor bir pozisyondur. Omurgayı zorladığı gerekçesiyle zamanla bedene zarar verdiği yolunda iddialar vardır. Sit spin: Çömelerek yapılan spindir. Bu spin yapılırken, patenci çömelebildiği kadar çömelir, diz iyice bükülür, beden buza iyice yakınlaşır ve sporcu oturuyormuş gibi görünür. Bu spinin de, “flying sit spin” adı verilen ve havaya sıçrayarak yapılan biçimi de vardır. Sit spin, üzerinde dönülen ayağın değiştirilerek yapılan biçimi de vardır. Camel spin: Tek ayak üzerinde ve bedenin buza paralel olacak biçimde eğilerek yapılan dönüş hareketidir. ‘flaying camel spin’, bunun farklı bir pozisyonudur. Patenciler, öne (sola) ya da geriye (sağa) dönerek ve ayak değiştirerek camel spin yapabilirler. Böylece dönüş hareketinin zorluk derecesini artırırlar ve spinin daha da estetik olmasını sağlarlar. JUMPLAR: Artistik buz pateninde altı adet jump(atlama) vardır. Bunlar axel, lutz, flip, ritberger, salchow ve toeloop’tur. Bu jumplar , birli (single), ikili (double), ve üçlü (triple) olarak yapılır. Jumplar Artistik Buz Pateninin en heyecan verici figürleridir. Sıçramak, havada dönmek ve güzel biçimde tekrar buza inerek kaymaya devam etmek, bu spora çok özel bir boyut katar. Jumplar patencinin buzda ancak belli bir seviyeye geldikten sonra yapması gereken hareketlerdir. Herhangi bir jumpın yapılması için dikkatle ıuygulanması gereken beş farklı aşama vardır: 1. Hazırlık 2. Sıçrama 3. Havada uçuş ve dönme 4. İniş 5. Çıkış Hazırlık: Jumpın önemli bir evresidir. Havaya sıçramadan önce sporcunun kendisini jumpa hazırladıgı aşamadır. Her jump için hazırlık aşaması farklıdır. Ancak her jump için olan ortak noktalar, patencinin başını dik durması, başının yukarı bakması, kolların yana açılmış olması ve kendine güvenmesidir. Hazırlık aşaması kötü olursa büyük ihtimalle jump da kötü olur. Sıçrama: Sıçrama ayakların buzdan kesildiği andır. Her jumpın sıçrama aşaması farklı olur. Kimisi ileri kimisi geriye dogrudur. Sıçramanın zamanlaması çok önemlidir. Sıçrama aşaması iyi kontrol edilmelidir. Beden kollar bacaklar ve kafa tam kontrol altında olmalı ve iyi bir sıçrama için bütün bunlar arasında iyi bir uyum bulunmalıdır. İyi bir sıçrama jumpın iyi olmasını sağlar, çünkü jumpla ilgili bütün sorunların bir çoğu kötü şıçramadan kaynaklanır. Uçuş ve Dönme: Sıçramanın ardından havaya uçuş ve dönme aşaması gelir. Jumpın türüne göre havada yarım turdan dört tura kadar dönülür. Tur arttıkça, havada daha hızlı dönmek gerekir. Her jump için havada dönüş pozisyonu hemen hemen aynıdır ama dönülmesi gereken tur sayısına göre harcana enerji farklı olur. Dönüş sırasında sürtünen enerjiyi azaltmak ve böylece havada daha uzun süre kalmak için kollar ve bacaklar kapatılarak bedene yapıştırılır. Buza inmeden havada dönüş hareketi sona ermelidir yoksa daha sonra dönüş hareketi bozulur ve hatta sporcu yere düşebilir. İniş: Zorluk derecesine bakmaksızın her jumpın inişi birbirine benzer. İniş sağlam aynı zamnda yumuşak olmalıdır. Bütün inişler geriye doğru olur ve patenci açıkça görülür biçimde tek ayağının üstüne inmelidir. Serbest kalan ayağın iniş sırasında buza değmesi büyük hatadır. Buza iniş sıarsında düşmemek de çok önemlidir. İiiyi bir sıçrama ve havada iyi bir dönüş iyi bir iniş sağlar. Çıkış: Bu jumpın son evresidir. Buza indikten sonra uzun bir müddet kaymak , çıkışn kontrollü bir biçimde yapıldığını göstermek açısında önemlidir. Çıkış anında bedenin pozisyonuda önemlidir. İyi yapılan bir çıkş kombine olarak yapılacak iki jumpın da daha kolay yapılmasını sağlar. |
|
ferdi
Süper Üye Kayıt Tarihi: 25-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 220 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 24-Şubat-2011 Saat 15:38 |
CURLİNG
DÜNYADA CURLİNG Curling sporu aslında pek bilinmemekle birliklte ,yüzyıllardır oynanamaktadır.İskoçy`,da bir bataklıkta bulunan kalıntılar ve aynı bölgede bulunan 1200 taş bu sporun yapıldığının kanıtıdır.Perth`de (İskoçya), The Stirling Stone (Yürüyen Taş) yazısı ve 1511 tarihini taşıyan bir taşıyan bir taş sergilenmektedir.Tüm kalıntılar birlikte değerlendirildiğinde ,Curling`in 1500`lü yıllara kadar uzanan bir tarihi olduğu ortaya çıkmaktadır.Daha çok İskoçya`da oynanan curling,Pieter Bruegel`in 16.yüzyıldaki bir tablosundan anlaşıldığı üzere Hollanda`da oynanadığı görülmektedir.Günümüzde İskoçya dışında Kanada,ABD,İngiltere,İsveç,İsviçre ve Fransa`da düzenli bir biçimde curling karşılaşmaları yapılmaktadır.Bu spor dalı ile ilgili olarak bilinen ilk kulüp 1738`de Dunfeline`de kurulmuştur.1838 yılında da ilk uluslararası federasyonun temeli atılmıştır. OYUN ALANI Curling, 42m uzunluğunda,4.3 m genişliğinde ”rink” adı verilen buz alanı üzerinde oynanır.Buz üzerine çizilmiş hedefler, disk şeklindeki halkalardan oluşıp ”ev” adını alır.Evlerin çapı 3,66 m`dir.Birbirlerinden 34.7 m uzaklıkta bulunan evlerin oyun hattı ”hog”dan uzaklığı ise 6.4 m`dir. KULLANILAN MALZEMELER Curling oyununun ana malzemesini, buz üzerinde kaydırılarak hedefe ulaştırılmaya çalışılan taşlar oluşturur.Ortalama ağırlıkları 18.1 kg olan taşların, azami ağırlıkları 19.958 kg`dir.Dış çevresi en fazla 91.4 cm olan curling taşlarının yüksekliği ortalama 11.4 cm`dir.Taşların kenarlarında yönetilebilmesi için ,demirden halkalar bulunur.Curling taşı, yalnızca İskoçya`nın Craig Adası`nda bulunan, deniz seviyesinin altındaki özel bir taştan yapılır. Curlingde oyun alanını süpürmek çok önemlidir. Bu sayede taş iki-üç metre daha kaydırılır ve yolundan ayrılmaz.Aynı zamanda süpürme işleminin takım morali üzerinde de olumlu bir etkisi vardır. Bu şekilde, takımın her ferdi, oynunun başarısına katkıda bulunduğunu hisseder.Malzeme açısından, oyuncunun doğru süpürgeyi seçmesi oldukça önemlidir. Kanada Süpürgesi, oyunun spor yönünü ortaya çıkartır ve seyirciler için ilginçtir. Fakat imal edildiği çalı samanı çabuk aşınmaktadır. İskoç Süpürgesi daha ekonomik ve daha etkilidir; çünkü buzla sürekli temas halindedir ve her şeyden önce daha az ses çıkartmaktadır. Bu sporda şahsi malzeme olarak genelde bir çift uygun ayakkabı ve bir çift eldiven yeterlidir.Ayrıca kıyafet olarak kulübün forması ile curling taşları ve süpürgeleri eklenebilir. KURALLAR Curling karşılaşmaları, dörder kişilik iki takım arasında yapılır. ”Skip” adı verilen takım kaptanı, genelde takımın son adamı olarak oynar; fakat bu zorunlu değildir.İkinci skip 3. pozisyonda oynar ve skip oynarken onu temsil eder.2 numaralı oyuncu 2. pozisyonda oynar. 1 numaralı ”lead” oyuncusu oyunu açar. Oyuncular, 42 metrelik pist üzerinde 19 kg`lik taşı kaydırarak, çember şeklindeki hedeflere ulaştırmaya çalışırlar.Çemberden 6.4 m öndeki oyun hattına (hog) ulaşamayan taşlar oyun dışıdır. Sınır çizgisini tamamen aşan bir taş sayılmaz ve uzaklaştırılır. Aynı kural, oyun hattını(hog) tam olarak geçemeyen taşlar içinde geçerlidir.Hog`un ardından fırlatılan taşlar da geçersiz sayılır (Eğer daha önce geçerli bir taşı vurmamışsa) Müsabakalarda hakem yoktur, oyun skip tarafından yönetilir. Puanlar ortadan sayılır ve tüm oyuncular atışlarını yaptıktan sonra, müsabaka ters yönde devam eder. Her parti, üst üste oynanan yaklaşık 10 oyunu kapsar. İlk taşı atan takım kurayla belirlenir. Bunu takiben, ilk ”end”i kazanan takım, ikinci oyunu açar.İki taraf içinde amaç, kendi taşlarını merkeze en yakın noktaya getirmektir. Her oyuncu, bir devrede rakibiyle dönüşümlü olarak iki taş gönderir. Hedefe, rakibin taşından daha yakın noktada duran her taş için bir puan verilir.Şayet bir takım, hedefe en yakın rakip taşından daha yakın üç taş gönderebilmişse , üç puan alır. Taş gönderen oyuncunun takım arkadaşları, taşın daha uzun bir yol almasını sağlamak için kar kümelerini ve buz parçalarını süpürebilirler. |
|
ferdi
Süper Üye Kayıt Tarihi: 25-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 220 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 24-Şubat-2011 Saat 15:39 |
KAYAK
DÜNYADA KAYAK: İnsanlık tarihi kadar eski bir spor dalı olan kayak, insanoğlunun doğa ile yapmış olduğu yaşam savaşı sonucu ortaya çıkmıştır. Tarih öncesi çağlarda insanların kışın karda batmamak amacıyla, ayaklarına bağlamış oldukları çeşitli şekillerdeki ağaç parçaları, kayağın en ilkel şeklini temsil etmektedir. Tarihçesi 5000 yıl öncesine ait ilk kayaklar, dişbudak, betula ve çam ağaçlarından yapılmış olup, bunların kayganlığını arttırmak için çam ağacından yapılanların tabanları katranla, betuladan yapılan kayaklar da deriyle kaplanmıştır. Kayağın ilk ortaya çıktığı ve kullanıldığı bölgeler; Sibirya, Moğolistan ve Altaylardır. Daha sonra kuzey Amerika, Balkanlar, Anadolu ve kuzeybatı yönünde İskandinavya ile İzlanda’ya doğru yayılmıştır. 1921 yılında İsveç’te bulunan çam ağacından yapılmış ilkel kayağın 4500 yaşında olduğu saptanmıştır. Kazılar sonucu ortaya çıkarılan kayaklar 3 tiptedir. 1-Güney Tipi Kayaklar: Topuklardan bağlanan, uzun ve uçları yukarı doğru kıvrık kayakların Urallar, Orta Avrupa ve Güney Norveç’te kullanıldıkları anlaşılmıştır. 2-Kuzey Tipi Artik Kayaklar: Altları hayvan derisiyle kaplanan bu kısa ve geniş kayaklar günümüzde Sibirya’da kullanılan kayaklara benzemektedir. 3-Nordik Tipi Kayaklar: İlk kez Japonya’da kullanıldığı anlaşılan bu kayakların, altları oluklu olup, iki kayak birbirine eşit değildir. ( Sol kayak, sağa göre biraz daha uzundur.) İlk defa bir ulaşım aracı olarak Norveç, İsveç, Finlandiya ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinde kullanılan kayak, 15. yy’den itibaren İsveç, Norveç, Polonya ve Rusya tarafından askeri amaçlarla kullanılmaya başlanmıştır. Zaman içinde gelişerek bir spor aracı olarak benimsenmesi sonucunda 1866’da Cristina’da ilk kez kayak yarışmaları düzenlenmiş, bu karşılaşmaya gösterilen büyük ilgi üzerine 1879’da Oslo’da daha büyük bir organizasyon gerçekleştirilerek kayakla atlama yarışları yapılmıştır. 1880’li yıllarda Norveçli Fridtjof Nansen’in 6 kişilik ekibiyle Grönland’ın kuzey ucunu kayakla geçip, daha sonra “ Grönland’da Kayakla Gezi” kitabını yayımlaması, kayağa gösterilen ilginin daha da artmasına neden oldu. 1896’da Mathias Zdarsky, Alp Tekniği’nin temellerini oluşturan yeni teknikler bularak kayakta büyük bir devrim gerçekleştirmiştir. Dünyadaki ilk kayak kulübü 1877’de Fridtjof Nansen’in girişimleriyle Norveç’te “Ski Club de Cristina” adıyla kurulmuş, bunu 1890’da Almanya, 1894’te Avusturya, 1901’de Fransa ve 1903’te İngiltere de kurulan kayak kulüpleri izlemiştir. 1924’te merkezi Bern’de olan Uluslararası Kayak Federasyonu (Federation İnternational de Ski) FIS’ın kurulmasıyla birlikte kayak aynı yıl Kış Olimpiyatları programına dahil edilmiştir. FIS’ın ilk kez 1925’de düzenlediği “Kuzey Disiplini” ile 1931’de düzenlediği “Alp Disiplini” yarışları günümüzde her 4 yılda bir, ayrı yerlerde ve birbirinden bağımsız olarak yapılmaktadır. TÜRKİYE’DE KAYAK: Eski Türkler ve Osmanlılar, zorlu doğa koşullarına karşı koyabilmek amacıyla ”İvik” adını verdikleri ve bir anlamda kayak görevi gören ayakkabılar giyiyorlardı. O dönem devlet adamları ve padişahlarının gerekli ilgiyi göstermemesi nedeniyle, kayak sporu ülkemizde hiçbir gelişme gösteremedi ve zamanla unutuldu. Modern anlamda kayağın tanınması ise, Silahlı Kuvvetleri’nin 1915’te askeri amaçla kurmuş olduğu kayak birlikleri aracılığıyla gerçekleşti. Aynı yıl Erzurum Kerim Hitli Tabyası’ndan açılan kayak kursunda Avusturya’dan getirilen Alberth Bilstein önderliğinde, orduda kayağa başlandı ve Arif Hikmet Koyunoğlu, Cemal Dursunoğlu, Kemal Hasip gibi ilk kayakçılar yetişti. 1917 yılında ise Erzincan’da 4 bölükten oluşan kayak taburu kuruldu. Aynı dönemde ilk kayak okulu da Hikmet Koyunoğlu tarafından Suşehri’nde (Buldur Köyü) açıldı. 1933 yılında Galatasaray Lisesi öğretmenlerinin Uludağ’a çıkarak kayak yapmaları ile bu spor yeniden canlandı. 1933-1934’te Bursa Halkevi’nin Uludağ’da, Ankara Halkevi’nin Elmadağ’da, Erzurum Halkevi’nin Palandöken’de düzenledikleri kayak faaliyetleri önemli hareketler oldu. Kayağın 1935’te Latif Osman Çıkıgil başkanlığında Dağcılık ve Kış Sporları Federasyonu’na bağlanmasıyla birlikte, Türkiye’de resmi kayak faaliyetleri de başlamış oldu. Bu konuda Ankara’daki Yüksek Ziraat Enstitüsü spor öğretmeni Riedel, Türkiye’ye gerçek anlamda kayak sporunu sokan ve ilk kayakçıları yetiştiren kişi olurken ilk Milli Kayak Takımımız onun Yüksek Ziraat Enstitüsü’ndeki öğrencilerinden oluşturuldu. 1936’da Kayak Federasyonu’nun kurulmasıyla birlikte aynı yıl kayakçılarımız ilk kez Olimpiyatlara katıldılar. Deneyimsiz Türk kayakçıları dünyanın en seçkin kayakçılarının katıldığı bu Kış Olimpiyatları’nda başarılı olamadılar. Bunu izleyen yıllarda kayak daha çok eğlence sporu olarak algılandı ve yaygınlaştı. Asım Kurt’un Dağcılık ve Kayak Federasyonu Başkanlığına gelmesiyle kayak sporu yeniden canlandı ve başta Uludağ, Erciyes, Elmadağ’da olmak üzere kayak merkezleri oluşturularak sporcu yetiştirilmeye başlandı. Türkiye’de uluslararası kurallara uygun ilk kayak yarışması 1944’de Asım Kurt’un çabalarıyla gerçekleştirildi. Türk kayakçıları 1948 Saint Moritz, 1952 Oslo, 1956 Cortina d’Ampezzo, 1960 Squaw Valley,1964 İnssburck Olimpiyatları’na katılmalarına rağmen başarılı olamadılar. 1968 Balkan Şampiyonası’nda Burhan Alankuş 8.liği elde ederek, o güne kadar uluslar arası alanda alınmış derecelerin en iyisini yaptı. 1970 yılında Uludağ’da yapılan Balkan Şampiyonası’nda, Kuzey Disiplini Gençler Kategorisi’nde Sarıkamış bölgesinden Rıdvan Özbek Balkan Şampiyonası’nda Türk Takımı (Gençler) 4×10 km bayrak yarışında kazandı. Ülkemizde kayağın gelişebilmesi için Kayak Federasyonu tarafından her yıl kayak antrenörlüğü ve öğretmenliği kursları, minikler için kayak kampları açılmaktadır. Ülkemizde kayak sporunun geliştirilebilmesi için kayak yapılan illerde her yıl sömestr tatillerinde Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri tarafından 7-15 yaş guruplarını kapsayan kayak kursları düzenlenmektedir. Ayrıca Türkiye’nin gösteri amaçlı en büyük kış sporları organizasyonu “Karadam Kayak Yarışları” 1983 yılından beri Uludağ’da yapılmaktadır. Ülkemizdeki Kayak Merkezleri: Ankara (Elmadağ), Bursa(Uludağ, Demirtaş), Erzurum (Palandöken), Bitlis, Kayseri (Erciyes), Bolu (Kartalkaya), Niğde (Aladağ), Toroslar Antalya (Saklıkent), Kars (Sarıkamış), Kastamonu (Ilgaz), Ağrı, Bingöl, İzmit (Kartepe) dir. KULLANILAN MALZEMELER Kayak: Bu sporun en temel malzemeleri olan kayaklar, sporcunun boyuna, kilosuna ve ulandıkları kategorilerine göre değişiklik göstermelerine rağmen bütün kayaklarda ön taraf geniş ve ucu yukarı kıvrık, arka taraf dar ve dikdörtgen şeklindedir. Kayak uçlarının kavisleri, kayağın esnekliği ve bükülmeye karşı koyma düzeyi dönüş performansını belirleyen en önemli özelliktir. Kayak alanında yaşanan gelişmelere paralel olarak kayak uçların da yeni biçimler denenmektedir. Toz karda rahat kayak yapılmasını sağlayan geniş kayakların ardından, parabolik kesimleri sayesinde dönüşlerin daha kolay ve daha aza çaba harcanarak yapılmasına imkan tanıyan kayaklar üretilmiştir. Kayaklar genel olarak, ince tahta, plastik köpük, fiberglas ve metal tabakaların bir çeşit sandviç şeklinde bir araya getirilmelerinden sonra etraflarının kayağa esneklik verecek özel bir maddeyle kaplanmasıyla yapılmaktadır. Alp Disiplini kayaklarında, ön taraf 6-8 cm eninde olup, uzunlukları kullanan kişinin fiziksel özelliklerine göre değişir. Kayma sırasında, kar üzerindeki çukur ve tümseklere gelindiğinde kırılmaması için esnek maddelerden yapılırlar. Kuzey Disiplini kayakları ise daha ince ve uzun özelliklere sahip olup, sadece ön kısımlarında bağlama bulunur. Ayakkabılar: Alp Disiplini’nde kullanılan ayakkabılar sert plastikten yapılmış olup diz altına kadar uzanırlar. Ayak bileklerini sabit tutabilmeleri amacıyla, ayakkabıların içleri süngersi dokularla kaplanır. Kuzey Disiplini ayakkabıları ise deri ve plastik karışımı hafif malzemelerden yapılıp, uzunlukları ayak bileklerine kadardır. Bu ayakkabı, spor ayakkabısı görünümünde olup uç kısmında bağlamalara takılacak çıkıntılar vardır. Fiksasyon (Bağlama): Ayakkabıların kayak üzerinde sabit durmasını sağlamak için Alp Disiplini’nde kayağa ayakkabının hem ön hem arka kısmından, Kuzey Disiplini’nde ise ayakkabının yalnız ön tarafından vidalanmak suretiyle monte edilir. Fiksasyonlar belli ölçülere bağlı kalınarak metal ve sert plastik gibi maddelerden üretilirler. Alp Disiplini’nde kullanılan bağlamaların arka kısmında stoperler (durdurucular) bulunur. Batonlar (Kayak sopaları): Alp Disiplini’nde kayarken denge sağlama ve dönüşlerin ritmik olması amacıyla; Kuzey Disiplininde ise düzlüklerde hız kazanmak, tepelere tırmanırken rahat ve hızlı çıkmak için kullanılan malzemelerdir. Batonlar hafif metallerden yapılır ve uzunlukları kullanan kişinin boyuna göre değişir. Düşme anında sporcunun elinden kaybolmaması için üst taraflarında bileğe takılan bir kayış bulunur. Alt tarafları sivri olur. Batonların kara batmaması için alt ucundan 5 cm yukarıda “simit” adı verilen çember biçiminde sert plastikten bir tabla bulunur. Vaks: Kuzey Disiplini yarışmalarında,yokuş aşağı ve düz zeminde hızlı kaymak, yokuş yukarı tırmanırken geri kaymamak, Alp Disiplininde ise kayağın kar tutmasını önlemek ve hızını arttırmak için kayakların altına sürülen bal mumu ve parafin karışımı maddelerdir. Giysiler: Kayakçılar vücudu saracak, sıcak tutacak ve su geçirmeyecek cinsten hafif giysiler kullanır. Eldiven ve bere giyer, gözlerin kardan, rüzgardan ve güneşin zararlı ışınlarından korunabilmesi amacıyla gözlük takarlar. KAYAK YARIŞMALARI Kayak yarışmaları iki bölüme ayrılır. Bunlar: 1- Alp Disiplini 2- Kuzey Disiplini Yarışmalarda her yarış kategorisini ayrı bir kurul yönetir. Kurulda bulunan görevliler: a) Pistlerin hazırlanmasını sağlar ve denetler b) Başlamayı, bitişi ve süreyi denetler c) Alp Disiplini yarışmalarında kapıları düzenler. Kayak yarışmalarında yarışma kurulundan başka birde jüri kurulu bulunur. Jüri kurulunun görevleri, anlaşmazlıkları çözmek ve yapılan itirazları denetlemektir 1-ALP DİSİPLİNİ Yokuş aşağı inerken zamana karşı yapılan yarışlardır. Bu yarış tipi Alp Dağları’nda başladığından “ Alp Disiplini” adını almıştır. a) İniş b) Süper GS ( Büyük Slalom) c) Büyük Slalom d) Slalom e) Kombine, olmak üzere 5 yarış tipini kapsar. Bunlardan başka Paralel Slalom yarışması da vardır. Bu tip yarışların bütün kategorileri eğimli pistlerde yapılır. Başlangıç ve bitiş noktaları arasındaki yükselti farkı, yarışın kategorisine göre 120-1000 m arasında değişir. Pist boyunca iki bayrak direğinden oluşan kapılar bulunur. Pist çıkışı, aralarında 75 cm uzaklık bulunan, 50 cm yükseklikte iki sopadan oluşur. Pistin bitiş alanı geniş ve hafif karşı eğimlidir. Bitiş, aralarında en az 6 m mesafe bulunan iki uzun sopanın üzerindeki bir flamayla belirlenmiştir. Alp Disiplini yarışmaları zamana karşı yapılan yarışmalar olmalarından dolayı, sonuçlar saniyenin 1/100’ünü tespit edebilecek aletlerle belirlenir. Yarışmacının kayağı başlama çizgisini geçtiği anda süre başlar ve kayakçının vücudu bitiş çizgisini geçtiği anda süre durdurulur. Yarışmanın başlayacağı zaman çıkış alanında yarışmacılar ve hakemlerden başka kimse bulunamaz. Çıkıştan 10 sn önce yarışçılar uyarılır. Yarışma kapılarının boyu 2 metredir. Bunun 1.80 metresi kar seviyesinin üstündedir. Yalnızca inişte tek renk (genellikle kırmızı) diğer yarışmalarda ise bir kırmızı bir mavi renkli kapılar arka arkaya sıralanır. Türkiye’de iniş, Süper G, Kombine ve paralel yarışlar yapılmamaktadır. a) İniş: Sürat ve cesaret yarışı olan iniş yarışmalarında,kayakçılar eğimli bir parkurda, sopa kullanmadan, en yüksek hıza ulaşarak inmeye çalışırlar. Bu yaklaşık olarak 2-3 dakika sürer. Yükseklik (seviye) farkı erkeklerde 750-1000 m, bayanlarda 400-700 m arasında olup pistin en dar bölümlerinde genişlik 20 m’dir. Yarışmacılara pist yönünü göstermek ve tehlikelerden korumak amacıyla kurulan kapıların arasındaki mesafe 8 m’dir. Kapılar aynı renkte (genellikle kırmızı) 4 sopadan oluşur. Pistin belirlenmesi amacıyla, parkur boyunca sağ tarafa yeşil, sol tarafa kırmızı bayraklar dikilir. Kayakçıların iniş hızını azaltmak amacıyla, pistin belirli bölümlerinde virajlar ve kontrol geçitleri bulunur. İniş yarışlarında kullanılan kayaklar, diğerlerine oranla daha ağır, kalın ve uzundur. Bayanlar için yaklaşık 2,12-2,15 cm, erkekler için ise 2,21-2,23 cm’dir. İniş yarışmalarında, kayakçılar yapmış oldukları büyük hızı (saatte ortalama 100 km) koruyabilmek amacıyla “aerodinamik” yani havanın direncini kırmak için yumurta duruşu pozisyonunda dizler bükülmüş ve gövde geriye verilerek, hafif çömelmiş durumdadırlar. Hava akımının engellenmemesi için kayaklar fazla bitişik olmamalı ve kalça arkaya fazla oturmamalıdır. Yarışmanın yapılacağı pistte, yarışmadan 3 gün önce,pistin yönünü ve kapıların durumunu kontrol etmek amacıyla deneme yarışları yapılır. Üçüncü gün deneme yarışlarına bütün kayakçıların katılması zorunludur. Yarışmacılar, çıkış yerlerinden 60 sn aralıklarla çıkış yaparak yarışa başlarlar. Yarışa başlama sıraları 3. gün deneme yarışları sırasında kura ile belirlenir. Batonlar, çıkışta hız almak için kullanılırlar. Daha sonra yarış süresince hemen hemen hiç kullanılmazlar. Yarışmacılar, çıkıştan 10 sn önce uyarılırlar. Çıkışa 5 sn kaldığı zaman “başla” komutu verilerek geriye sayım başlar. Çıkış için hazır olmayan yada zamanından önce çıkış yapan yarışmacı diskalifiye olur. Yarışmacının yarış süresince hiç kapı atlamadan hepsinden geçmesi gerekir. Yarış sonunda kurallara uygun olarak yarışan bütün yarışmacıların dereceleri resmi olarak açıklanır. Yarışmayı en kısa sürede bitiren kayakçı birinci olur. b) Süper G (S. Büyük Slalom): Süper G,kayakçıların fiziksel ve psikolojik kondisyonlarına, teknik yetenek ve cesaretine dayalı 2 dakika kadar süren yarışlardır. Kayakçılar yarış sırasında 90-120 km/sn hıza ulaşırlar. Yarış pistinde en az 3 doğal tramplen vardır. Yükseklik farkı erkeklerde 500-900 m, bayanlarda ise 500-700 m’dir. Kapılar mavi ve kırmızı renkli sopalardan oluşur. Kapı arası mesafe 15 m kadar olup, en az 14 kapı, en fazla 24 kapı bulunur. Kayakçılar yarışlarda tulum ve kask giymek zorundadırlar. Kayakların boyu bayanlarda yaklaşık 2,10-2,12 m, erkeklerde ise 2,15-2,20 m kadardır. c) Büyük Slalom: Yarışmacılar, pist üzerine belli aralıklarla dikilmiş olan kapılardan hızla geçerek kayarlar. Pistin yükseklik farkı erkeklerde 250-400 m, bayanlarda 250-350 m arasında değişir. Genişlik en az 30 m olur. Kapılar 4 sopadan oluşur. Sopalara sarılan bayraklar (flamalar) sopalarla aynı renkte yani kırmızı ve mavidir. Kapı genişliği 4-8 m arasında değişir. Birbirini izleyen kapılar arasındaki mesafe ise en az 5 m’dir. Kapı sayısı genellikle erkeklerde 45-65, bayanlarda 30-45 arasındadır. Düşey yüksekliğin %15’inin +5’i kapı sayısıdır. Örneğin yükselti farkı 300 m olan bir yarışta (300×15/100)+5=45 ise 40-50 kapı kullanılır. Büyük slalom yarışları iki parkurda düzenlenir. Kapılar dikey ve yatay olmak üzere ikiye ayrılır. Açık kapılar, yarışçıların süratini arttırmak amacıyla, dikey kapılarda yarışçıların kontrol yeteneklerini ölçmek amacıyla kullanılır. Teknikle birlikte, büyük bir fiziki güç gerektiren slalom yarışlarında hız oldukça fazladır. Dönüşler sopa yardımı olmadan yapılırlar. Yarış sırasında estetik görünüm, akrobatik hareketler, çukur ve tümsekleri en iyi şekilde kullanarak kaymak bu yarış biçiminin temel özellikleridir. Büyük slalomda kullanılan kayaklar esnek ve genişlikleri iniş kayaklarından az, slalomdan fazladır. Yarışın ilerleyen bölümlerinde, pist üzerindeki karın sertleşmesi sonucu, kayma zorlaşır. Bu nedenle dereceleri iyi olan yarışçılar yarış başında kayma önceliğine sahiptirler. Yarışlar gruplar halinde yapılır ve her grupta 15 yarışmacı bulunur. Yarışmacılar start yerinden 60 sn arayla çıkarlar. Çıkışını yapan kayakçı bitişe kadar numara sırası ile kapıların hiçbirini atlamadan geçmelidir. Tek bir kapının bile atlanması o yarışmacının diskalifiye olmasına neden olur. Yarışma sonucunun belirlenmesi için her iki ayağında bitirme sürelerinin toplamı değerlendirilmeye alınır. Yarışmayı en kısa sürede bitiren 1. olur. d) Slalom: Yarışmacıların pist üzerinde belirli aralıklarla dikilmiş iki sopadan oluşan kapılardan geçerek yaptıkları yarışma şeklidir. Alp Disiplini yarışmaları en kısa mesafede olanıdır. (45-60 sn) slalom yarışlarında pistin eğimi ¼’ünde 30 derecedir. Çıkışla bitiş arasındaki yükselti farkı erkeklerde 140-220 m, bayanlarda 120-180 m’dir. Slalom kapıları kar yüzeyinden 180 cm yükseklikte kırmızı ve mavi renkte iki sopadan oluşur. Bir kapıyı oluşturan sopaların ikisi de aynı renkte olmalıdır. Kapı genişliği 3.20-4 m, iki kapı arasındaki uzaklık 0.75-15 m olup kapı sayısı erkeklerde 55-75, bayanlarda 45-60 arasında değişir. Çıkıştan bitişe kadar numaralanan kapılar açık, dikey ve eğik olmak üzere 3’e ayrılır. Yarışmacı bütün kapılardan geçmek zorundadır. Geçilmesi zor olan kapılar pistin ortasına yerleştirilir. Yarışmacı, çıkış hakeminden onay aldıktan sonra çıkış yapabilir. Birinci ayak yarışlarının çıkış sıraları kura ile belirlenir. İkinci ayakta ise birinci ayaktaki dereceler göz önüne alınır. Diğer yarışlarda olduğu gibi slalomda da yarışmacı bütün kapılardan geçmek zorundadır. Kayakçının kapılardan geçerken onlara çarpması hatta devirmesi önemli değildir. Yarışmayı en kısa sürede bitiren yarışmacı 1. olur. Bu yarışmada kullanılan kayaklar erkeklerde genelde 203-205 cm, bayanlarda 190-195 cm’dir. e) Kombine Yarışlar: İniş, Slalom ve Büyük slalom yarışlarını kapsayan bir kategoridir. Kombine yarışlarda yarışmacılara her dal için ayrı ayrı puanlar verilerek bu puanlar toplanır. Toplam puana göre sıralama belirlenir. Kombine yarış türlerinde slalomun çıkış sırası, iniş yarışmalarında elde edilen sıralamalara göre belirlenir. İnişte ilk 5’i elde edenler slalomda tersine bir sıra izlerler. Paralel Slalom: Alp Disiplini’nin bir başka kategorisi olan ve “çifte slalom” olarak adlandırılan yarış çeşididir. Yeni ve değişik bir tür olmasına rağmen bilinen şampiyonalarda yer almaz. Sadece dünya kupası yarışlarında yer alır. Paralel slalomda, iki yarışmacı aynı anda birbirinin benzeri olan iki parkurda yarışırlar. Yarış alanları benzer parkurların yan yana dizilmesiyle oluşturulur. Pist üzerindeki kapılar 30 cm genişliğinde 70 cm yüksekliğindeki flamaların, iki sopa üzerine gerilmesiyle oluşturulur. İki pist arasındaki uzaklık 6-7 m arasında değişir. İki yarışmacının aynı anda çıkış aldığı paralel slalom yarışmalarında yan yana olan pistlerin birinde kapıların hepsi kırmızı diğerinde ise mavi renktedir. Bu pistler yarışmacıların zorunlu bir tek atlamayı gerçekleştirmelerini sağlayacak biçimde hazırlanırlar. 2-KUZEY DİSİPLİNİ Doğum yeri Norveç ve İskandinav ülkeleri olan Kuzey Disiplini, yarışmacıların dayanıklılığını ölçen zorlu bir yarıştır. a) Kros b) Kayakla Atlama c) Kombine d) Biatlon yarış türlerini kapsar. a) Kros (Kayaklı Koşu) : Fazla eğimli olmayan dağlık arazide kayakla yapılan uzun mesafe kayaklı koşu yarışıdır. Yarış pisti çembersel bir alan olduğundan bitiş çizgisi ve çıkış çizgisi aynı yerde ve yan yana bulunur. İnişli çıkışlı doğal araziler üzerinde yapılan kayak krosunda parkur uzunluğu erkeklerde 10, 15, 30, 50 km, bayanlarda 5, 10, 20 km’dir. Genişlik en az 2.5 m’dir. Pistin 1/3’ü düzlük, 1/3’ü tırmanış, 1/3’ü de iniş aşamalarından oluşur. Pistin yükseklik farkları ise; 3-5 km’ler için 100 m, 10-15 km’ler için 150-200 m, 20 km ve üstü için 250 m’dir. Zor tırmanışlar yarışmanın ilk km’lerinde, uzun inişler ise son km’lerde bulunur. Pistin çıkış ve iniş alanlarında, gerekli bilgilerin verilebilmesi için hava ve kar sıcaklığı tablosu, ara ve geçici sonuçlar tablosu, yarışma ile ilgili bilgileri yayınlayabilecek ses düzeni bulunur. Yarışçıların yarış süresinde alkollü olmamak şartıyla her türlü içeceği içmeleri serbesttir. Bunun sağlanabilmesi amacıyla pistin belli noktalarına içecek istasyonları (15 km’de 1, 30 km’de 2, 50 km’de 3) bulunur. Olabilecek bir kazaya karşı pistin çıkış ve bitişinde doping testide yapılabilen ilkyardım odaları vardır. Kros yarışlarında kullanılan özel ince kayaklar, Alp tipi kayaklarına oranla daha uzun, dar ve hafiftir. Kayağın kar ile sürtünmesinden doğan kaymayı arttırmak için kayağın altına özel kremler sürülür. Bir çift Kayağın ağırlığı ortalama 1.4 kg’dir. Ayakkabılar kayağa yalnızca burun kısmından bağlı bulunur. Böylece ayak topuğu yürüyüş sırasında aşağı yukarı rahatça hareket edebilmektedir. Sopalarda diğerlerine göre daha hafif ve uzundur. Yarışmacılar çıkış komutuyla birlikte 30 sn arayla çıkış noktalarında ayrılırlar. Çıkıştan önce yarışmacının her iki ayağıda çıkış çizgisinin gerisinde, batonları ise önünde bulunmalıdır. Kros yarışmalarında 3 sn önce çıkmaya izin verilebilir. Bu yarış türünde yarışmacılar, bir ayaklarını kaldırıp diğerleriyle bastıklar zaman, basmış oldukları ayaklarıyla yeri iterek hafifçe kayarlar. Kayma sırasında, itişi yapan ayağın karşıtı olan eldeki sopa kara saplanarak itişe yardım eder. Arkadaki yarışçı kendisinden önce çıkan yarışçıya yetişip, geçmek istediği zaman “ yolver” diye seslenir.bu durumda öndeki yarışçı yol vermek zorundadır. Yarışma sırasında yarışmacıya, iki sopa ve bir kayağını değiştirme hakkı verilir. Bir kayağı bitiş çizgisini geçtiği anda yarışmacı yarışı bitirir.en kısa sürede yarışı bitiren 1. olur. Bayrak Yarışları: Dayanıklılık yarışlarının bir başka biçimi olan bayrak yarışlarında erkekler 4×10 km, bayanlar 4×5 km’de yarışırlar. Pist, kros pistlerin aynısı olmasına rağmen farklı olarak bu yarışta bayrak değiştirme alanı vardır. Bu alan 30 m uzunluğunda olup çıkış ve bitişe yakın bir yerde bulunur. Bayrak yarışları 4 kişilik ekipler arasında yapılan bir takım yarışıdır. Yarışmacılar, yarıçapı 100 m olan bir çemberin yayı biçimindeki çıkış çizgisi üzerinde 2 m aralıklarla dizilip birlikte çıkış yaparlar. Çıkış alanının bütün yarışmacıların beraber çıkışına elverişli olmadığı zaman 4 m aralıklarla çift sıra yapılır. Yarışmacıların bayrak değiştirmesi, bayrak değiştirme alanında, takım arkadaşlarının eline vurmasıyla gerçekleşir. Bu işlem kurallara uygun yapılmadığı zaman yarışmacılar geri çağrılarak işlem tekrar ettirilir. Bayrak yarışlarının her bölümünde ayrı renkler kullanmak zorunludur. Olimpik yarışlarda ve Dünya Şampiyonaları’nda takımların ilk yarışmacıları kırmızı, ikinciler yeşil, üçüncüler sarı, dördüncüler mavi renkleri taşırlar. Yarışın sonunda, takımların en son yarışmacıları arasında varış çizgisini ilk geçenin takımı 1. olur. b) Kayakla Atlama: Dik eğimli bir rampadan kayıp hız alınarak yapılan atlama yarışlarıdır. Yarışmacı rampanın ucundan büyük bir hızla fırladıktan sonra havada uzun bir yol alamaya çalışır. Olimpiyatlar ve Dünya Şampiyonaları’nda 90 ve 70 m olmak üzere 2 kategoride düzenlenir. Atlama yarışlarında bu rakamlar rampa yüksekliğini değil, atlanılacak olan mesafeyi belirtir. 1992 Albertville Kış Olimpiyatları’nda 70 m atlayışları kaldırılarak, 120 m atlayışları getirilmiştir. Atlama pistlerinde, yarışmacıların, inmeleri gereken noktaya “Norm Noktası” (P) adı verilir. Norm noktası “Tablo Noktası”na kadar uzatılabilir. İnişin güvenli olarak yapılabileceği en uzak nokta ise “Kritik Bölge” noktası olarak adlandırılır. Norm noktası 80 m üstünde olan tepelerde kayma hızını ve rüzgar hızını ölçen cihazlar vardır. Norm noktası, pistin iniş bölümünün iki yanına yerleştirilen iki metre uzunluğunda mavi renkte iki tahta, tablo noktası eş biçimde yeşil renkte iki tahta, kritik noktada eş biçimde kırmızı renkte iki tahta ile belirlenir. Rüzgarın ani olarak değişebilme olasılığına karşı rampanın tepesinde birden fazla çıkış kapısı bulunur. Çıkış kapısından tramplenin dibinde bulunan tramplen sehpasına kadar olan alan “ hızlanma bölümü” adını alır. Atlamada kullanılan kayaklar kalın,uzun ve ağırdır. Dengenin rahatça sağlanabilmesi için kayakların altında 3 tane oyuk bulunur. Yarışlar dört grup halinde yapılır. Her yarışmacının 2 atlama hakkı vardır. Bu iki hakkın dışında yarışmacı birde deneme atlayışı yapar. Yarışmacı yarışa başlarken çıkışını yaptıktan sonra gerekli hıza ulaşabilmek için, hızlanma bölgesinde hafifçe çömelerek, baton ve hız arttırıcı araçlar kullanmadan kayar. Yarışmacı atlama noktasına geldiği zaman yukarı doğru fırlayarak uçuşa geçer. Atlama kayaklarının geniş olmasından dolayı havaya dayanmak kolaylaşır. Havadayken dengenin sağlanabilmesi açısından kayakların durumu, vücudun kayak ile yaptığı açı ve duruşu, kolların duruş şekli çok önemlidir. Havadayken kayaklar birbirine paralel ve yukarı doğru hafif eğimli, vücut öne eğik, dizler dik, kollar gergin ve vücuda yapışık olmalıdır. İniş esnek bir biçimde,tepenin eğimli bölümünde dik bir duruşla dizler bükülüp kollar açılarak yapılır. İniş alanındaki eğimin sona ermesiyle birlikte yarışmacı bir dönüş yaparak durur. Değerlendirme yapılırken atlama mesafesi ve atlama tekniği birlikte ele alınır. Atlanılan mesafe değerlendirilmeye alınırken, uzaklıklar yarım metreye indirgenerek ve norm noktasının durumuna göre düzenlenen tablolar esas alınarak hesaplanır. Stil hakemleri de yarışmacıların hareketlerini ölçerek teknik puanları verirler. Puanlar, tam ve yarım puan şeklindedir. Teknik puanlar, yarışmacının kayma pistinden ayrılması ile yere düştükten sonra durmasına kadar geçen sürede dengesine, soğukkanlılığına, stilin ve atlayışın düzgünlüğüne bakılarak verilir. Yarışmacının inişten sonra dengeli olarak kaymaya başlamasına “ ayakta atlayış “ adı verilir. Ayakta atlayış stiline 6-20 puan verilir. Uluslar arası yarışmalarda atlayışları, hakemler kulesinden izleyen 5 hakem değerlendirir. Değerlendirmelerin sonuçları için 5 hakemin verdikleri puanların en yükseği ile en düşüğü atılarak ortadaki üç hakemin verdiği puanlar toplanır ve uçuş stili için verilen puan bulunur. Toplam puanı en yüksek olan 1. olur. Yarışmacıların yapmış oldukları hatalar sonucu, hatanın çeşidine göre değişik oranlarda puan kesintisi yapılır. Uçuş sırasında yapılan hataların hemen düzeltilmesi halinde daha az puan kesilir. Yarışmacılar atlamadan önceki kaymaları sırasında düşerlerse 20 puan inişten sonra düşerlerse düşmüş bulunduğu yere göre 0-12 arasında puan kaybederler. Ayakta atlayışa geçileceği (inişten sonra kayılacağı)zaman denge sağlamak için eller kayaklara yada kara değdirilirse, bu düşme olarak kabul edilir. Kayakçının neden olmadığı düşmelerde, atlama tekrar ettirilir yada iniş hatasız nitelendirilir. c) Kombine Yarışlar: Kayakla atlama ve dayanıklılık yarışlarının birleşimidir. Yarış pisti 15 km’lik parkurlardan oluşur. 2 gün süren yarışlarda 1. gün atlama, 2. gün dayanıklılık dalında mücadele verilir. Atlama yarışlarında her yarışmacının 3 atlama hakkı bulunur. Değerlendirmeler atlama yarışlarındaki gibi yapılır. 3 atlayış boyunca, yarışmacının almış olduğu en düşük puan değerlendirmeye alınmaz. Atlama yarışlarının norm noktası 60-70 m arasındadır. Dayanıklılık ve atlama yarışlarından alınan puanların toplamı kombine yarışlarının sonuçlarını verir. Toplam puanları en yüksek olan yarışmacı 1. olur. d) Biatlon (kayarak atış): Kayak krosu ile atıcılığın birleşimi olan olimpik bir oyundur. Biatlon yarışları erkeklerde 10 km, 15 km, 20 km, 30 km, 50 km bayanlarda 5, 7.5, 10, 15, 30 km uzunluklarında doğal ve engebeli parkurlarda yapılır fakat genel olarak Dünya Şampiyonaları ve Olimpiyatlarda 20 km’lik parkurlar kullanılır (bireysel büyükler yarışları). Parkur boyunca bayraklar ve her 5 km’de bir uyarı levhaları bulunur. 20 km’lik Büyükler Yarışlarında parkurda 4 atış noktası, 15 km’lik gençler yarışlarında 3 atış noktası, 10 km’lik yarışlarda 2 atış noktası vardır. Atış bölgelerinin uzunlukları 150 m olup her atış bölgesinde 5 hedef bulunur. Sadece tek bir tüfek ve bir çift kayak kullanılabilen yarışlarda, otomatik olmamak ve namlu çapı 8 mm.yi geçmemek koşuluyla her türlü tüfek kullanılabilir. Tetiğin düşme ağırlığı (tetiğin çekilebilmesi için harcanan güç) en az 1 kg olmalıdır. Tüfeklerde dürbün vb. güçlendiriciler kullanmak yasaktır. Biatlon yarışçıları, silahların taşınması sırasında silah askısının baskısını azaltabilmek amacıyla omuz ve dirsekleri pamukla doldurulmuş özel giysiler giyerler. Yarış öncesi en az 10 kayakçı parkurun denetlenmesi amacıyla ön kayış yaparlar. Yarışlar kayma ve atış olmak üzere 2 bölümden oluşur. Kayma sırasında önde bulunan kayakçı, geçilme durumunda arkadaki kayakçıya yol vermelidir. Parkuru izleyip kestirme yollardan gitmek yasaktır. Atışlarda kullanılacak olan malzemelerin tümünün (fişek mermi ve yedekleri) yarışmacı tarafından taşınması gerekir. Yarışmacı,tüfeğini atış noktasına ulaştığında doldurabilir. Her atış noktasında 5 atış gerçekleştirilir. Atışlar, ayakta ve yatarak olmak üzere 2 bölümde yapılır. Parkurun 1. ve 3. bölümleri yatarak 2. ve 4. noktalar ayakta atışlarla seçilir. Yatarak yapılan atışlar uzun mesafeli atışlardır. Her iki atış noktası arasında 3 km’lik mesafe bulunur. Atış yapılırken tüfeğe eller,omuz ve çeneyle destek verilir. Bunların dışında vücudun herhangi bir yeriyle destek vermek kurallara aykırıdır. Atışların yapıldığı hedef yuvarlakları hedef tahtalarına “zar 5’i” (dört köşede birer,ortada tek yuvarlak) şeklinde yerleştirilir. Ayakta atışlarda kullanılan hedeflerin,dış yuvarlağın çapı 45 cm, iç yuvarlağın çapı 35 cm’dir. Yatarak atış durumlarında ise kullanılan hedeflerin dış yuvarlağının çapı 25 cm,iç yuvarlağın çapı 12.5 cm’dir. Biatlon yarışlarında toplam süresi en düşük olan yarışmacı yarışı kazanır. Yarışmacının hata yapması durumunda hata çeşidine göre, yarışmacıya süre eklemesi yapılır. Yarış süresince kayma,kayakla koşma,atış ve ceza sürelerinin toplamı,yarışmanın toplam süresini belirler. Hedeflerde küçük yuvarlağın vurulması cezayı gerektirmez. Fakat büyük yuvarlağı vuran her atış için 1 dk, yuvarlağın dışına çıkan vuruşlar için 2 dk ceza süresi eklenir. Yarışmalarda sağlık denetimleri yapmak,cezaları vermek ve yarışmanın kurallarına uygunluğunu denetlemek için bir denetim kurulu kurulur. Parkur boyunca gerekli güvenlik ve iletişimi sağlamak için de parkur yönetmeni, atış yönetmeni, zaman tutucu,değerlendirme yönetmeni,doktor ve diğer yardımcılar bulunur. Yarış parkurunun dışında başka yolların izlenmesi,sopaların dışında herhangi başka bir itici güç kullanmak,tetiğin düşme ağırlığını azaltmak,kesinlikle yanlış olan davranışlardır. Bunların yapılması durumunda yarışmacı yarıştan diskalifiye edilir. Bunların dışında yarışmacı tüfeğini dolu olarak taşırsa yada tüfek atış almazsa (ateş almayan her atış için) 2 dk ceza süresi eklenir. Bayrak Yarışları: Dört kişilik takımlar arasında 7.5 km uzunluğunda parkurlarda yapılır. Parkur 4 defa koşulur. İlk yarışmacı atışlarını yapıp parkuru tamamladıktan sonra takım arkadaşlarına elini değdirerek sırasını verir. Sırayı alan diğer yarışmacı yarışa aynı şekilde devam eder. Parkur boyunca 2 atış noktasında da 5 ‘er hedef bulunur. Yarışmacıya 5 hedefe karşılık 8 atış hakkı verilir. 30 cm boyundaki ilk hedeflere ayakta,10 cm boyundaki 2. hedeflere ise yatarak atış yapılır.Son yarışçısı yarışmayı ilk bitiren takım yarışmayı kazanır.Atışlar sırasında düşürülemeyen her hedef için fazladan bir ceza turu verilir. |
|
ferdi
Süper Üye Kayıt Tarihi: 25-Ocak-2007 Konum: Ankara Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 220 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 24-Şubat-2011 Saat 15:40 |
KIZAK:
Düz ve dar iki ayağa sahip tekerleksiz araçlarla kar ve buzlu yüzeylerde kayılarak yapılan kış sporudur. Kızakta bir yada iki binicinin oturacağı sağlam bir yer olmalıdır.Tek kişilik kızaklar 20kg,çift kişilik kızaklar 22kg’yi geçmemelidir.Suni olarak yapılan sahalarda saatte 100km’ye kadar hız yapılabilir.Sahanın uzunluğu 1000-1500m ve en az 9-15m çapında kavşağı olmalıdır. Bu sporun birbirinden farklı 5 türü vardır: 1.BOBSLED(BOBSLE IGH) YARIŞI: Bob kızak anlamındadır.İki yada dört kişinin bindiği kızağın,yapay yada doğal eğimden kaydırılmasıyla yapılan spordur. Bilinen en eski kızak Finlandiya’da bulunmuş olup,yaklaşık M.Ö 6500 yıllarından kalmıştır.Bobsled yarışı 1890 yıllarında ayaksız alçak kızakla yapılan Tobogganing yarışları ayrı bir spor olarak İsviçre’de ortaya çıkmıştır.Kayıtlara geçmiş ilk Bobsled yarışı ise 1898’de İsviçre’deki St.Maritz Cereste Pisti’nde yapılmıştır. 1931’den bu yana II. Dünya Savaşı yılları dışında her yıl dünya şampiyonası düzenlenmektedir.1923 yılında ‘Uluslar arası Bobsled ve Tobogganing Federasyonu’’nun kurulmasıyla uluslar arası alanda kabul edilen bir spor olmuş,daha sonra bu iki spor ayrılmış,1957’de ‘Uluslar arası Bobsled Federasyonu’ kurulmuştur. Uluslar arası yarışmalarda yapay pistler kullanılır.Parkur uzunluğu en az 1500m,eğimi ise %8-15 arasında değişmektedir.Parkurda en az 15 viraj bulunur.Bu dönemeçler 6m yükseklikteki içbükey duvarlarla çevrilidir.Ayrıca düz bölümlerde de kızağın parkurdan çıkmasını önleyecek duvarlar vardır. Dört kişiden oluşan yarışma ekibi için,3.80m boyunda 220kg ağırlığında,iki kişiden oluşan ekip içinse 2.70m boyunda 160kg ağırlığında bir kızak kullanılır. Kızakçılar,gerek çalışmalarda gerekse yarışmalarda koruyucu başlık,yarış gözlüğü,koruyucu dizlik ve dirseklik kullanırlar. Bobsled’de takım elemanları arasındaki uyum çok önemlidir.Arkada oturan frenci,önde oturan dümenciyle uyum içinde olmalıdır.Kızağı yalpalatmadan ve birbirlerine çarpmadan hızlı çıkışı sağlamak gerekir. Kızaklar ve yarışmacılar,çıkış alanında ad çekimi ile belirlenen sıraya göre sıralanırlar.Kızaklar hız alana dek itilir.Yarışma sırasında yarışmacılar kızaktan düşerlerse kızağa tekrar binebilirler.Kızak kırılırsa aynı tip başka bir kızakla değiştirilir. Bobsled yarışlarında,bir yarış yöneticisi,çıkış ve bitiş hakemleri ve iki zaman hakemi görev alır.Ayrıca 3-5 kişiden oluşan yarışma kurulu vardır.Kurulun başkanı hakemdir,eşitlik durumlarında karar yetkisine sahiptir. 2.CRESTA(SKELETON) KIZAK YARIŞI: Kızak üzerinde bir şey bulunmaması sebebiyle ‘skeleton(iskelet) ismiyle tanınır. Cresta kızak yarışı,önceleri İsviçre’nin St.Maritz kış tatil merkezinde bulunan 1213m uzunluğundaki Creste pistinde yapılan yöresel bir spor olmuştur.1885’ten bu yana Creste pistinde Büyük Ulusal Şampiyona adı altında yarışlar düzenlenmiştir. Yarışma pisti Bobsled pisti gibidir.Kızak,iki çelik kızak ayağı ve bunlara tutturulan düz bir parçadan oluşur.Düz parçanın üstünde göğüs koyma yeri vardır.Yarışmacı kızağa yüzükoyun yatar,vücut ağırlığını sağa sola kaydırarak hareket eder.Saatte 140km’ye varan hızlar elde edilir.Bu yarış günümüzde özellikle St.Maritz’de büyük ilgi görmektedir. 3.KÖPEK KOŞULU KIZAK YARIŞLARI: Karlı arazide köpeklerin koşulu olduğu kızaklarla yapılan yarışlardır. Kökeni Eskimolara özgü eski ulaşım yöntemlerinden kaynaklanır.Hala ulaşım ve taşıma köpek koşulu kızaklardan yararlanılır. İlk köpek koşulu kızak yarışması 1923 Kış Olimpiyatlar’nda yer almıştır.Halen,Alaska,Norveç ve ABD’nin kuzeyinde yaygın bir spordur. Yarışmalar açık arazide,belirlenen iki nokta arasında düzenlenir.Mesafe 19-48km arasında değişir.Modern yarış kızakları 13.5kg ağırlığında olup hafiftir. Kızağa özel eğitilmiş köpekler koşulur.Eskimo,Alaska ve Samoyet köpekleri en çok tercih edilenlerdir.Sürücü-köpek arasındaki uyumun yanı sıra,yön tayini,parkurun iyi kullanılması ve temponun ayarlanması önemlidir.Köpeklere kızaklara ikişerli koşulur ve önde önder bir köpek bulunur.Kızaklar 5,7 yada 9 köpekli olabilirler. 4.LUGE KIZAK YARIŞI: Luge adı verilen kızaklarla yapılır.Avusturya’nın geleneksel kış sporu olan Luge,diğer orta Avrupa ülkelerinde de çok ilgi görür. Geçmişi 16.yy’a dayanmasına rağmen ilk Avrupa Şampiyonası 1914 yılında Avusturya’nın Reichenfeis kentinde düzenlenmiştir.İlk Dünya Şampiyonası ise 1955’te Oslo’da yapılmıştır.Kış Olimpiyatları’nda ilk kez 1964’te kabul edilen Luge Kızak Yarışları’nın yönetici organı ‘Uluslararası Luge Federasyonu’dur. Luge pisti Bobsled pistine benzer.Farklı olarak daha dik ve keskin dönemeçleri vardır.En az 12 tane dönemeç olmalıdır,pistin uzunluğu 1000m’dir. Kızağın branda yada fiberglasstan yapılma bir yada iki oturacak yeri bulunur.Tek oturaklı kızak 22kg,çift oturaklı kızak 24kg’dır.Yüksekliği 30cm’dirKızak ayaklarının içten içe genişliği en fazla 45cm’dir. Çıkışta ,yarışmacı yere çakılı iki kanca tutarak kendini içeriye doğru çeker ve ilk metrelerde eldivenlerinde bulunan teller yardımıyla buzu iter ve hız kazanmaya çalışır. Tek kişilik kızaklarda erkekler ve bayanlarda,çift kişilik kızaklarda yalnızca erkeklerde yarışma düzenlenir.Bayan yarışmacılar en fazla 85,erkekler ise 95kg. olabilirler. Yarışmacılar,ayaklarını ve elleriyle tuttukları bu ipi kullanarak kızağı yönlendirir.Kızak esnen yapıda olduğundan özellikle dönüşlerde bundan yararlanılır.Yarışmacılar 4 iniş yaparlar,sonuçlar toplam üzerinden en düşük zamana göre değerlendirilir. 5.TOBOGGAN KIZAK YARIŞI: Toboggan adlı ayaksız kızaklarla yapılan kayma sporudur. Kökeninin Amerikalı yerlilere dayandığı ve ilk Toboggan kızak yarışının Montreal’deki Royal Dağı eteklerinde yapıldığı sanılmaktadır.1930 larda Toboggan için özel pistler yapılmıştır.Günümüzde Toboggan yarışları,Bobsled ve Luge kızak yarışları şeklinde Olimpiyat Oyunları’nda yerini almıştır. Amerikalı’ların kullandığı kızaklar ilk kızaklar,sırımlarla birbirine bağlanan sırıklar olmuştur. Günümüz Tobogganları hikori,huşağacı yada meşeden yapılır.Çaprazlama olarak çakılmış düzgün tahtalar kullanılır.İnce metalden yapılanları da vardır.İçten içe genişliği 45cm’dir.Boyu ise 2.8m ile 1.2. uzunluğundadır.Kızağın ön tarafı sağa sola çevrilerek veya bir ayağı dümen gibi kullanılarak kızağa yön verilebilir. SKİBOB: Bisiklet,Bobsled ve kayağın özelliklerini birleştiren,tek yönlü bir araçla yapılan kış sporudur. Skibob yarışmalarında tek izli,yönetilebilir kar bisikletleri kullanılır.Aracın arkadaki uzun ayağı sabit,öndeki yönlendirici kısa ayağı hareketlidir.Bisikletinkine benzeyen gidon ve sele vardır.araç hafiftir,toplam uzunluğu 1.90-2.30m arasında değişir. Yarışmacı başlık takar ve kar çizmeleri kullanır,gözlük kullanımı isteğe bağlıdır. Dünya ve Avrupa Şampiyonaları ile diğer uluslar arası yarışmalar 1962 yılında kurulan ve merkezi Viyana’da bulunan ‘Uluslar arası Skibob Federasyonu’ gözetiminde yapılır. Tekler yarışmalarında sıralama,yarışmacıların parkuru bitiriş sürelerine göre yapılır.Birden fazla yarışı içeren kombine yarışlarda ise her yarış için ayrı ayrı puan verilir. Bir yarış yöneticisi,FISB gözlemcileri,çıkış,bitiş ve parkur gözlemcileri ve parkur sorumlusu yer alır.Ayrıca bir yarış sekreteri,çıkış hakemi ve yardımcıları,zaman tutan hakemler,sağlık görevlileri ve donanım sorumluları vardır. 1-İNİŞ YARIŞMALARI: İniş yarışmalarında pistin çıkışı ile bitişi arasındaki yükseklik farkı erkek yarışmacılar için 600-1000m,bayan yarışmacılar için 365-700m dir.En az 20m genişliğindeki parkurun sol yanı kırmızı,sağ yanı yeşil bayraklarla belirlenmiştir. Yarışmacılar kar durumunun ve görüş uzaklığının iyi olduğu zamanlarda üstü kapalı çıkış yerlerinden,önceden belirlenen sürelerde ve 60sn’lik aralıklarla çıkış yaparlar. 2-BÜYÜK SLALOM YARIŞMALARI: Büyük slalom yarışmalarında pistin çıkışı ile bitişi arasındaki yükseklik farkı,erkek yarışmacılar için 400m,bayan yarışmacılar için 300m dir.Parkur en az 20m genişliğinde olmalıdır. En az 31 kapı vardır,en az 5m genişliğindeki kapılar arasında 6m uzaklık olur ve kolayca görülebilecek şekilde yerleştirilir.Başlangıç ve bitiş kapıları kırmızıdır. 3-ÖZEL SLALOM YARIŞMALARI: Özel slalom yarışmalarında pistin çıkışı ile bitişi arasındaki yükseklik farkı erkek yarışmacılar için 200m,bayan yarışmacılar için 100m dir. Kapı çubukları 3-4 cm çapında,180cm yükseklikte olup,üzerlerinde çubuklara eş renkte(kırmızı-mavi-yeşil) bayraklar vardır.Erkekler yarışmalarında 50-60,bayanlar yarışmalarında 30-40 kapı bulunur. Özel slalom yarışmalarında,diğer yarışmalardan çok farklı olarak ‘çık’ komutundan sonra çıkış yapılır. |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |