Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

BEYİN VE DÜŞÜNCE İLİŞKİSİ

Nereden Yazdırıldığı: gelisenbeyin.net
Kategori: Düşünme Zamanı
Forum Adı: Kişisel Gelişim
Forum Tanımlaması: Arzulanan duruma geçme zamanı
URL: http://www.gelisenbeyin.net/forum/forum_posts.asp?TID=1366
Tarih: 11-Mayıs-2024 Saat 17:33
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 9.50 - http://www.webwizforums.com


Konu: BEYİN VE DÜŞÜNCE İLİŞKİSİ
Mesajı Yazan: sukla
Konu: BEYİN VE DÜŞÜNCE İLİŞKİSİ
Mesaj Tarihi: 23-Nisan-2007 Saat 17:38
Felsefeciler, sinirbilimciler ve konunun uzmanı olmayan kişiler bilincin/zihnin nasıl ortaya çıktığını uzun süreden beri merak ediyor. Beyin üzerine yapılan daha kapsamlı araştırmalar sonucunda yüzyıllardır akılları kurcalayan sorun çözülebilir.

Bir binyıl sona erdikten sonra yaşam bilimlerindeki yanıtlanması gereken sorular listesinin ilk sırasında şu sorunun geldiği görülüyor: Zihin (düşünce) dediğimiz bir dizi süreç, beyin adını verdiğimiz organın etkinliğiyle nasıl ortaya çıkıyor?

Aslında bu yeni bir soru değil. Yüzyıllar boyunca aynı soruya şu ya da bu şekilde farklı çözümler önerildi. Son zamanlarda bu soru hem uzmanların ­bilişsel (cognitive) sinirbilimcilerin ve felsefecilerin- hem de zihnin, özellikle de “bilincin” kökenini merak eden başka kişilerin kafalarını kurcalıyor.

Bilinç, bugün üzerinde çok durulan bir mesele; çünkü genel anlamıyla biyoloji -özelde sinirbilim- yaşamın bir sürü sırrını gözle görülür başarıyla açığa çıkarıyor.

1990′larda -ki bu zaman dilimi “beynin on yılı” olarak adlandırılıyor- beyin ve zihin hakkında psikolojiyle sinirbilimin tüm geçmiş tarihi boyunca elde edilen bilgiden fazlası öğrenildi. Bilincin nörobiyolojik temelini aydınlatmaya yönelik verilen mücadele -buna beden-zihin probleminin başka bir türü de denilebilir- giderek güçleniyor.

Araştırmanın temel konusu “bilinç” olunca, zihni formüle etmeye çalışan kişide bu çaba yılgınlık yaratabiliyor. Bazı düşünürler, uzmanlar ve hatta amatörler sorunun yanıtlanabileceğine inanıyor. Başkaları ise yeni bilgi akışındaki inanılmaz artış sayesinde, kuram doğru ve kullanılan teknik etkin oldukça, bilimin saldırısına hiçbir problemin karşı koyamayacağı gibi baş döndüren bir hisse kapılıyorlar.

Ancak bu tartışmalar, bilincin/zihnin öğeleri olan görme ya da bellek gibi süreçleri beynin nasıl gerçekleştirdiğini açıklamaya yönelik karşılıklı fikirler öne sürülmedikçe anlamlı olamaz. Temel sorunlar ve karşı savlar.

Zihnin nasıl oluştuğuna yönelik sağlam bir açıklama belki de çok yakında yapılacak. Ancak “bilincin/ zihnin” biyolojik temelini araştıranları bekleyen önemli problemler var. İlk problem, beyin ile ondan türediğini düşündüğümüz “bilinç/zihin” arasındaki ilişkiyi kurarken hangi perspektiften bakılacağıyla ilgili.

Herhangi birinin bedeni ile beyni, başkaları tarafından gözlenebilir; oysa zihin ancak ona sahip olan kişi tarafından incelenebilir. Aynı beden ya da beyinle uğraşan farklı bireyler, o beyin ya da bedenle ilgili aynı gözlemi yapabilir; ancak karşılaştırma amacıyla, üçüncü bir şahsın herhangi bir kişinin zihnini doğrudan gözlem olanağı yoktur.

Beden ve onun bir parçası olan beyin dışa açıktır ve objektif olarak incelenebilir. Oysa zihin (düşünce) kişiye özeldir, gizlidir, içseldir ve öznel bir varlıktır. Öyleyse birinci-şahsa ait zihin ile üçüncü-şahsın bedeni arasındaki bağlantı nasıl ve hangi noktada kurulacak?


-------------
http://www.gelisenbeyin.net/bilim_adamlari.html">



Cevaplar:
Mesajı Yazan: ferdi
Mesaj Tarihi: 24-Nisan-2007 Saat 10:50
Bilgi için teşekkürler

-------------
http://gelisenbeyin.net">
Gelişime dair ne varsa...


Mesajı Yazan: cengiz.metin1
Mesaj Tarihi: 24-Nisan-2007 Saat 11:40
Orjinalini yazan: ferdi

Bilgi için teşekkürler


-------------
cengizmetin@antipati.org



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2007 Web Wiz - http://www.webwizguide.com