Teknik Öğretmenlerin Yaşadığı Mağduriyetler
Teknik Öğretmen Hakları Derneği yetkilileri ile yaptığım görüşmede gerçekten teknik öğretmenliğin Türkiye'nin kanayan bir yarası olduğu ve teknik eğitim ve mesleki eğitimden mezun olan bir çok arkadaşlarının atama sorunu yaşadıklarını bunun haricinde de unvan sıkıntıları olduğunu belirttiler. Bu sıkıntıları Başbakana ve Milli Eğitim Bakanlığına duyurmak adına 18 KASIM PAZAR günü Türkiye'nin dört bir yanından gelecek öğretmen arkadaşlarla bir yürüyüş gerçekleştireceklerini ve aşağıda belirttikleri mağduriyetlerini yetkililere ve tüm kamu oyuna duyuracaklarını belirttiler.
Teknik Öğretmen sorunu, 28 Şubat sürecinde imam hatip mezunlarının üniversite okumasını engellemek isteyen güçlerin baskılarıyla mesleki eğitime katsayı darbesi vurulması ile başlamıştır. Bu oyunu oynayanlar koskoca bir ülkenin mesleki eğitim sistemini çökertmekten hiç çekinmemişlerdir. Çocuklarının üniversiteye gidemeyeceğini gören aileler çocuklarını meslek liselerine yollamamış ve meslek liselerinin içi boşalmıştır. Teknik Öğretmen atamaları durma noktasına gelmiş fakat Teknik Eğitim Fakültelerinde işsiz Teknik Öğretmen yetiştirilmeye devam edilmiştir. Günümüzde 70 Bin Teknik Öğretmen unvan ve atama sorunu ile karşı karşıyadır. 28 Şubattan mağdur olan tüm kesimlerin mağduriyetleri giderilmiş fakat Teknik Öğretmenler her zamanki gibi unutulmuştur.
Bu sorunu çözmek hükümetin ve muhalefetin Teknik Öğretmenlere vefa borcudur. Teknik Öğretmen Hakları Derneği olarak hangi milletvekili, hangi bürokrat ile görüştüysek hepsi bu sorunun farkında olduklarını mutlaka çözülmesi gerektiğini söylemişlerdir. Bizler bu konuda artık somut adımlar atılmasını bekliyoruz ve bu işin peşini asla bırakmayacağımızı ilan ediyoruz.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda Teknik Öğretmenler Teknik Hizmetler Sınıfında tanımlanmıştır. Yani Devletimiz unvanımızın teknik unvan olduğunu kabul etmekte fakat teknik personel olarak çalışmamıza müsaade etmemektedir. Bu anlaşılır gibi bir durum değildir. Kamuda bunun tek bir örneği daha yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir devlet, 4 yıl fakülte düzeyinde teknik eğitim verdiği insanlara sen kamuda teknik personel olarak çalışamazsın dememiştir, tarihin gelecek devirlerinde de demeyecektir. Çünkü bunun akılla, mantıkla, izanla açıklanabilecek hiçbir yanı yoktur.
190 sayılı Genel Kadro Ve Usulü Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin değiştirilerek Teknik Öğretmen unvanının tanımlanması gerekmektedir. 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Teknik Öğretmenlerin kamuda teknik personel olarak çalışabilmesinin önündeki tek engeldir. Bu kararnamenin değiştirilmesinin akabinde Devlet Personel Başkanlığı, kamu kurumlarında bulunan ünvanlar tablosuna Teknik Öğretmen ünvanını ekleyebilecek ve tüm Devlet Kurumları Teknik Öğretmen ünvanlı teknik personel çalıştırabilecektir. Bunu istemek Teknik Öğretmenlerin aldıkları teknik eğitimden doğan en doğal hakkıdır.
3795 Sayılı kanun, Teknik Öğretmenlere mühendislik tamamlama imkanı verilen kanundur ve YÖK bu kanunu 10 yıldır keyfi olarak uygulamamaktadır. YÖK, gerçek dışı bahanelerle 10 yıldır Teknik Öğretmenleri oyalamaktadır. 3795 Sayılı yasanın işletilmesi için mevcut yönetmelik çıkarma yetkisinin YÖK’ten alınarak ilgili üniversitelerin Rektörlüklerine verilmesi gerekmektedir. Çünkü YÖK, statükocu bir anlayışla Teknik Öğretmenlerin mühendislik tamamlama haklarını gasp etmiş ve Teknik Öğretmenlerin önünde duvar gibi durmuştur. YÖK’ün ünvansız bir şekilde mezun ettiği Teknik Öğretmenler kamuda ve özel sektörde unvan sorunuyla karşı karşıya kalmış ve binlerce teknik öğretmen imza yetkileri olmadığı için teknisyen ünvanına hapsedilmiştir.
Mesleki eğitimin kanayan yaralarından birisi de halk eğitimlerdir.yıllardır halkeğitim merkezlerinde lise mezunları,usta öğretici olarak görevlendirilmekte ve meslek öğretmenleri bu kurumlarda yer alan bölümlerin uzmanlık alanlarına sahip olmalarına rağmen kapının dışında tutulmaktadır.Mesleki eğitim mezunları lisans diplomalarıyla 15 yıldır evlerinde beklemektedirler. Meslek öğretmenleri olmaları gerektiği yerde halkeğitimlerde istihdam edilmeli ve bu kurumlarda bizlere kadro verilmelidir.
Devletimizin 15 yıldır zulüm gibi mağduriyet yaşayan Teknik Öğretmenlere hem itibarlarını iade etmesi hem de pozitif ayrımcılık yapmasının zamanı çoktan gelmiştir de geçmiştir. Meslek liselerinde emekliliği dolmuş öğretmenlerin emeklilik tazminatlarına zam yapılıp emeklilikleri teşvik edilmeli, Teknik Öğretmenlerin ek ders saatlerinin azaltılıp teknik öğretmen atama sayısının artırılması, kamuda Teknik Öğretmen ünvanının ihdas edilip teknik personel olarak çalışabilmenin önündeki engellerin kaldırılması, mühendislik tamamlama programlarının Mühendislik ve Teknoloji Fakültelerinde uygulanmasının bir an önce sağlanması Teknik Öğretmen sorununu tarihe gömecektir. Bu Devletimizin Teknik Öğretmenlere 15 yıldır yaşattığı mağduriyetten sonra vefa borcudur.
Teknik Öğretmenler açısından artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Teknik Öğretmenler bu sorunun unutulmasına ya da sümen altı edilmesine asla müsaade etmeyecektir.
Bu Sorun Ya Çözülecek, Ya Çözülecek…
Teknik Öğretmen Hakları Derneği Sevgilerimle...
Memiş Kılıç / Eğitimci - Yazar
www.gelisenbeyin.net / Gelişimin adresi... Tweetle
İzin alınmadan kopyalanamaz ve kullanılamaz. Her hakkı saklıdır.© Design, By Karakurt