"Eğitimdir ki bir ulusu ya özgür,
bağımsız, onurlu, yüksek bir topluluk biçiminde yaşatır ya da bir ulusu
tutsaklık ve yoksulluğa götürür." Çünkü: "Eğitimde hızla yüksek bir
düzeye çıkacak bir ulusun yaşam savaşımında maddi ve manevi bütün
güçlerinin artacağı kesindir." (1928). Ulusun kalkınmasında bu denli
önem taşıyan eğitimin temel nitelikleri nasıl olmalıdır? Eğitim
işlerinde kesinlikle zafere ulaşmak gerekir. Bir ulusun gerçek kurtuluşu
ancak bu yolla olur. Bu zaferin sağlanması için hepimizin tek can ve tek
düşünce olarak özlü bir program üzerinde çalışması gerekir. Bence bu
programın özlü noktaları ikidir:
Atatürk’ün eğitime verdiği önem yanında asıl dikkati çeken özellik,
eğitimin ekonomik kalkınmaya olan olumlu ve vazgeçilmez etkisini ısrarla
belirtmesidir. Alt yapı ve eğitimin ekonomik kalkınmadaki temel rolleri
için halkın da özlem ve isteğini katarak şöyle der: "Halk ve köylüler,
beni her yerde şu iki sözle uyardılar: Yol ve okul." (1924).
Az gelişmiş ülkeleri niteleyen temel
göstergelerden biri de
eğitim eksikliği ve okuma-yazma
bilenlerin toplam nüfustaki oranının düşüklüğüdür. Gelişmiş ve kalkınmış
ülkelerde bu oranın yükseldiği, hatta yüzde yüze vardığı görülmektedir.
Ekonomik kalkınma ile eğitim arasındaki ilişki açık ve kesindir. Kendi
yüksek kişiliğinin uyandıracağı etkiyi düşünerek, çevresindekilere,
eğitime verdiği önemi göstermek için, kişisel bir özlem biçiminde zaman
zaman şunları söyler: "Eğer Cumhurbaşkanı olmasam, Millî Eğitim
Bakanı almak isterdim."
Eğitimden beklenen nedir?
1. Sosyal hayatımızın gereksinmesine uygun olması,
2. Yüzyılın gereklerine uyması (1922)
Bu ilkelerin daima canlı tutulmasını isteyen ve bunun, üniversitelerin ve yüksek okulların başlıca görevleri olduğunu belirten Atatürk, yukarıda belirtilen ve iki ana temel noktaya dayandırdığı eğitimin yöntem ve içeriğini da açıklar: Bir yandan bilgisizliği ortadan kaldırmaya uğraşırken bir yandan da ülke çocuğunu toplumsal ve iktisadi yaşamda eylemli biçimde etkili ve verimli kılabilmek için zorunlu olan ilk bilgileri uygulamalı bir biçimde vermek yolu, eğitimimizin temelini oluşturmalıdır. Ortaöğretimde de eğitim ve öğretim yolunun çalışmalı ve uygulamalı olması kesin bir koşuldur. Kadınlarımızın da benzer öğretim derecesinden geçerek yetişmelerine önem verilecektir (1922).
Eğitimin uygulamalı olması ve eğitim
gören kız ve erkeklerin beceri sahibi kılınması daima ön plandadır:
Erkek ve kız çocuklarımızın aynı biçimde bütün öğretim
derecelerindeki eğitim ve öğretimlerinin çalışmalı olması önemlidir.
Ülke evladı, her öğretim derecesinde ekonomik hayatta etken, etkili
ve başarılı olacak biçimde donatılmalıdır (1924).
Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir
terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve
yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana
siyasetimizin açık dileğidir.
Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli,
daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.
Mustafa Kemal Atatürk, önce annesi Zübeyde Hanım’ın ısrarı ile Mahalle Mektebi’ne kaydolmuş, daha sonra ise babası Devamı için tıklayınız...
Makbule Hanım Ağabeyi Atatürk’ün bir insan olarak çeşitli yönlerini de içtenlikle anlatır. Ağabeyinin çocukluk yıllarına dair Devamı için tıklayınız...
Atatürk, doğruyu söylemekten asla çekinmezdi. "Ben, düşündüklerimi daima halkın huzurunda söylemeliyim.yanlışım varsa Devamı için tıklayınız...