Stetoskop (stethoscope),
vücut içinde oluşan sesleri dinlemek için kullanılan tıbbi bir cihazdır.
Stetoskop genelde üç ana kısımdan meydana gelir;
Diyafram,
Tüp (elastik boru şeklinde)
Kulaklık
Bazı stetoskoplarda ayrıca çan denilen ve alçak perdeden sesleri
yükseltmeye yarayan bir kısım da bulunur. Diyafram, stetoskobun
tüp kısmının ucunda bulunan ve dinlenmek istenen bölgeye değdirilen
yassı koni şeklinde bir parçadır. Bu
parçanın içinde ortamdan yalıtılmış bir zar vardır. Yüzeydeki sesle
titreyen zar konik parça içindeki havaya basınç uygular ve bu basınç tüp
içinden kulaklığa kadar ulaşır ve uygun yapıdaki kulaklık parçaları,
sesi kulak içine yayar. Basit bir mantıkla çalışan stetoskop, bir nevi
mekanik yükselticidir.
Stetoskopla en çok dinlenen sesler şunlardır;
Kalbin çıkardığı sesler,
Akciğerlerin çıkardığı sesler,
Bağırsaklarda ve midede ortaya çıkan sesler.
Ayrıca kan basıncını ölçmek için de kullanılır.
Stetoskop
ile vücuttaki sesleri dinleme işine oskültasyon (auscultation) denir.
Oskültasyon, tecrübe gerektiren bir teşhis yöntemidir. Stetoskop ile
kulağa ulaşan sesin normal olup olmadığını anlamak, eğitim ve deneyim
gerektirir. Mesela kalpten yayılan birçok ses vardır ve bu seslerin
bazısı insandan insana farklılık gösterebilir.
Stetoskobun Tarihçesi
M.Ö. 400 yılında Hipokrat, kalpten gelen sesleri, göğüs kafesinin
içinde kaynayan sirkeye benzetmişti. 2000 yıl sonra, 17. yüzyılda
William Harvey, bu sesi akan suyun çıkardığı şırıltı olarak açıkladı.
1816 yılında Dr. Rene Theophile Hyancinthe Laennec, kağıdı rulo yaparak
bir ucunu hastanın kalbine diğer ucunu kulağına dayayıp kalp sesini
dinledi. Kısa süre sonra rulo kağıdın yerini bir tüp aldı ve bu da
stetoskobun başlangıcı oldu. Yunanca bir kelime olan stetoskop;
stetos (göğüs) ve skopein (bakmak) kelimelerinin birleşmesinden oluşur.
Günümüzdeki haline gelmesi için çeşitli malzemelerle deneyler yapıldı.
En iyi ses iletimi, 30 cm.lik tahta silindirden elde edildi. Bu alet ile
kalp sesleri daha net ayrıştırılmaya başlandı.
1829'da, Dr. Charles Williams, Laennec stetoskobunu iki parçaya bölerek
geliştirdi ve değişik açılara bükülüp katlanabilen bir cihaz haline
getirdi. 1830 ve 1840 yıllarında tek kulaktan dinlemeli ve dayanıklı
kauçuktan, doktorların kalp ve akciğer dinlemelerine açısal hareketlerle
kullanım kolaylığı sağlayan stetoskoplar geliştirildi. 1852'de ilk çift
kulaklıklı stetoskoplar kullanıldı. Amerika'dan P. Camman ve
İngiltere'den Alfred Leared, aynı zamanlarda bu aleti değişik formlarda
ortaya çıkardı. Camman tarafından üretilen cihaz; 1 inç'lik ahşap çan
bağlı tüplere doğru incelen spiral telli, yayla metal dinleme tüplerine
bağlı, kullanımı kolay ve konforlu idi. Sonraki 40 yılda stetoskop
tasarımı çok az değişime uğradı.
1894'te İtalyan Bianchi ile Amerikalı mühendis R.C.M. Bowles'ın
çalışmaları, göğüs kafesi için kullanıldı. Bunları diyafram ve çanın
yararları üzerine tartışmalar izledi. Çan ve diyaframa olan ihtiyaç
artışı ile 1926'da Lad Howard Sprague ilk çan ve diyafram birleşimini
bugünkü şekline getirdi.
1940'ta Dr.Sprague, Maurice Rappaport ile birlikte çalışarak
stetoskobun bilimsel fizik
prensiplerini belirledi.
1958’de İngiliz kardiyolog Dr. Aulrey Leatham'ın stetoskobu, sadece çan
ve diyafram birleşimi olmayıp, ilkinin içinde ikinci en küçük çanı
içeriyordu. Bir manivela sayesinde çocuklar için kullanıma imkân
sağlıyordu.
1961'de Amplivex tarafından elektronik stetoskop geliştirildi. Bu cihaz
vakumlu tüp teknolojisi ile avantaj sağlıyordu. Uygun ağırlığı ve uygun
boyu ile kullanıma elverişli bir cihaz oldu.
Tüm İcatlar / Buluş Hikayeleri / İlk İcatlar / İlk Bisiklet / İlk Bilgisayar / Geleceğin İcatları / Zaman Makinesi / Karakutu / Telefon / Stetoskop / Denizaltı
Bilim İnsanları
/ Ünlü
Yazarlar /
Ünlü
Ressamlar /
Ünlü Müzisyenler /
Türk Büyükleri
/ Türk Bilim
İnsanları /
Ünlü Matematikçiler
/ Ünlü
Fizikçiler