Uluğ Bey, Timur İmparatorluğu'nun 4. sultanı ve Türk matematikçi ve astronomi bilgini. Babası Timur'un küçük oğlu Şahruh, annesi Gevher Şâd'dır. 1394 yılında Azerbaycan'ın Sultaniye kentinde doğmuştur.
Türk
matematikçilerinden birisi olan Uluğ Bey,
Asıl adı Mehmet'tir. Fakat o, daha çok
Uluğ Bey adı ile ünlü olmuştur. 1394
yılında Sultaniye kentinde doğmuştur. Timur'un öldüğü sıralarda Uluğ Bey
Semerkant'ta bulunuyordu. Semerkant ve Maveraünnehir, Mirza Halil
Sultan'ın saldırısı ve işgali üzerine babasının yanına gitmek zorunda
kalmıştır. Babası buraları yeniden yönetimine alarak on altı yaşında
olan Uluğ Bey'e yönetimini bırakmıştır. Uluğ Bey, bu tarihten sonra, hem
hükümeti yönetmiş ve hem de öğrenimine devam etmiştir.
Uluğ Bey, bilgin ve olgun bir padişahtı. Boş zamanını kitap
okumak ve bilginlerle ilmi konular üzerinde konuşmakla geçirirdi. Tüm
bilginleri yöresinde toplamıştı. Uluğ
Bey, dikkatlice okuduğu kitabı kelimesi kelimesine hatırında tutacak
kadar belleği vardı. Matematik ve astronomi bilgileri oldukça ileri
düzeydeydi. Bir söylentiye göre, kendi falına bakarak, oğlu Abdüllatif
tarafından öldürüleceğini görmüş ve bunun üzerine oğlunu kendisinden
uzak tutmayı uygun görmüştür. Baba ile oğlu arasındaki bu soğukluk, Uluğ
Bey'in küçük oğluna karşı olan yakınlığı ile daha da şiddetlenmiş ve
sonunda Uluğ Bey'in korktuğu başına gelmiştir.
Uluğ Bey, Semerkant'ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır.
Kadı Zade bu medreseye başkanlık etmiştir. Rasathane için yörede bulunan
tüm mühendis, alim ve ustaları Semerkant'a çağırmıştır. Kendisi için de
bu rasathanede bir oda yaptırarak tüm duvar ve tavanları gök
cisimlerinin manzaralarıyla ve resimleriyle süsletmişti. Rasathanenin
yapım ve rasat aletleri için hiç bir harcamadan kaçınmamıştır. Bu
gözlemevinde yapılan gözlemler, ancak on iki yılda bitirilebilmiştir.
Gözlemevinin yönetimini Kadı Zade ile
Cemşid'e vermiştir.
Cemşid,
gözlemlere başlandığı sırada ve Kadı Zade de gözlemler bitmeden
ölmüştür. Gözlemevinin tüm işleri o zaman genç olan
Ali Kuşçu'ya
kalmıştır. Bu gözlem üzerine Uluğ Bey, ünlü Zeycini düzenlemiş ve
bitirmiştir. Zeyç Kürkani veya Zeyç Cedit Sultani adı verilen bu eser,
birkaç yüzyıl doğuda ve batıda faydalanılacak bir eser olmuştur. Zeyç
Kürkani bazı kimseler tarafından açıklanmış ve Zeyç'in iki makalesi 1650
yılında Londra'da ilk olarak basılmıştır. Avrupa dillerinin birçoğuna,
çevrilmiştir. 1839 yılında cetvelleri Fransızca tercümeleriyle birlikte,
asıl eser de 1846 yılında aynen basılmıştır.
Zeyç Kürkani'nin asıl kopyalarından biri Irak ve İran savaşlarından
sonra Türkiye'ye getirilmiş ve halen Ayasofya kütüphanesindedir. Bir
hile ile oğlu Abdüllatif tarafından 1449 yılında öldürülmüştür.
Bilim İnsanları / Bilim İnsanları Hayatı Kısaca / Bilim Kadınları / Aforizmalar / Bilim İnsanları Capsleri / Bilim İnsanı Sözleri
Bilim İnsanları
/ Ünlü
Yazarlar /
Ünlü
Ressamlar /
Ünlü Müzisyenler /
Türk Büyükleri
/ Türk Bilim
İnsanları /
Ünlü Matematikçiler
/ Ünlü
Fizikçiler