Markalaşmak |
Yanıt Yaz | Sayfa <12 |
Yazar | |
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 01-Haziran-2008 Saat 00:04 |
Neden Bir Markanız Olmalı?
Tasarım öncüsü’ olarak tanımlanan Waltor Landor, ‘Ürünler fabrikalarda üretilir, fakat markalar zihinlerde yaratılır’ der. Ambalajlar, içlerindeki ürünler için onları değerlendirmemize yarayan kişilikler oluştururlar. Churchill, Rembrandt, Reagan, Maradona, Hitler veya Marilyn Monroe gibi kişileri düşünün. Hepsinin adı zihnimizde hemen bir fotoğraf çağrışımı yaptı. Aynı yöntemi marka kişiliklerine de uygulayabilirsiniz. Bazı markaların öylesine güçlü kişilikleri vardır ki; isimlerinin söylenmesi bile içindeki ürünü çok net biçimde akla getirir. Hiç kimse Mc Donald’s, IBM, Ivory veya Polaroid markalarının süregelen kişiliklerini inkar edemez. Bundan yüz ila elli yıl önce doğan bu markalar, tüketicilerin zihinlerinde silinmez imajlar yaratmışlardır. Bir de Levi’s, Nike, Mercedes-Benz, Macintosh, Sony markalarını düşünün. Hepsi hemen tanıyabildiğimiz bir marka kimliğine ve marka kişiliğine sahip. Bazılarını sever ve kullanabilirsiniz, bazılarını sevmez ve kullanmazsınız ama duygularınız ne olursa olsun hepsini tanırsınız. Şüphe götürmez bir biçimde bu markalar akla ilk gelen (top of mind) markalardır. Bu kıskanılacak özellik, şimşek gibi parlak bir buluşla elde edilebilecek bir şey değildir. Bu markalar, marka kimliklerini yıllar boyu güncelleştirip yükselterek marka kişiliklerini beslemiş ve geliştirmişlerdir. Gerçekten de, markanız ve onu betimleyen her şey en değerli tek varlığınızdır. Markanızın kişiliği ve imajı tüketici zihninde silinmeyecek bir iz yaratabilir. Özgün ve hatırlanabilir bir marka kişiliği olmadan markanız değersiz kalacaktır. Güçlü ve kuvvetli bir marka kişiliği yaratmak ambalaj tasarımı işinin tam kalbinde yatar ve ürününüzün pazarlanmasındaki temel anahtarlardan biridir… Marka kimliği sadece isim değildir. Markayı akılda kalıcı kılmak ve marka kimliği oluşturmak için sayısız araç seferber edilebilir. Başarılı bir marka görseli oluşturmanın yanı sıra akılda kalıcı bir renk, bir ambalaj formu veya özelliği, bir sembol veya logo ve bunların herhangi bir bileşimi kolay tanınan bir marka yaratmaya yarar. Bir sürü marka, tüketici daha ambalajı okumadan görsel ipuçları ile tanınırlar. • Kodak film kutularının sarısı, • Duracell pillerin bakır rengi başlıklar, • Marllboro paketlerindeki üçgen şekilli grafik, • Perrier, Chanel ve Coca-Cola şişelerinin şekli, • Nike ayakkabılar üzerindeki logo, • Montblanc dolmakalemlerinin ucundaki ‘karlı tepe’… |
|
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 01-Haziran-2008 Saat 00:04 |
Markayı Yaşatan Duygudur
Bir marka oluşturmak, sadece üründeki teknik üstünlük ile başarılacak bir iş değil. Yalnız para ile saadet olmadığı gibi, yüksek tutardaki bir reklâm bütçesi de tek başına marka olmaya yetmiyor. Marka oluşturmak için yıllar boyu ilk günkü heyecanı korumak şart. Marka olmanın çileli yolunda ilerlemek, ancak bitmek tükenmek bilmeyen bir duygu yoğunluğunun aşağıdaki yöntemlerle hayata geçirilmesi ile mümkün olabilir: Ürünün Dokusuna Duygularınızı Katın: Markanız teknik anlamdaki yüksek kalite ile birlikte duyguları ve çalışanların göz nurunu da içermeli. En mükemmele yönelik bir "adanmışlık duygusu", markalaşma sürecinin ilk adımıdır. İşinize, gönlünüzü katabilme yeteneği, markanıza bir ruh kazandırır. Tüketiciye Saygı Duyun: Tüketicinin bağlanacağı ve seveceği yeni ürünleri ortaya çıkarmak yalnız kazanç endişesi ile başarılacak bir iş değil. İnsanlara saygı duyan ve onların hayatlarını kolaylaştırmayı gönülden isteyen bir üretim anlayışı olmadan markayı yıllar boyu yaşatmak zordur. Bıkmadan Araştırın: Haftalar ve aylar sürecek araştırma ve geliştirme çalışmaları markanızın altyapısını oluşturur. Sabırlı arayış çabalarından ve birçok başarısız denemeden sonra pazarın istediği ürünü bulabilirsiniz. Tüketici ile Duygusal Bağ Kurun: Markanızın ülkenin ve dünyanın her yerindeki tüketiciler ile duygusal bir bağ kurması için, eldeki tüm imkânlardan yararlanın. Tüketicilerin önem verdikleri konularda sponsorluk yapılması ve değişik promosyonlar uygulanması, duygusal bağın kurulmasına katkıda bulunabilir. Hayal Gücünüze Tam Yol Verin: Güzel, yeni ve özgün ürünlere ulaşmak için hayal gücünüzü son noktasına kadar zorlayın. Yaratım cesaretinizin önündeki engelleri kaldırdığınızda, kimsenin aklına gelmeyen çözümlere ulaşırsınız. Markanızı Derinleştirin: Türkiye’nin kültürel zenginliklerini küresel planda ifade edebilecek bir tasarım ufku markanızı derinleştirir. Yerel ve küresel olanı bir potada eritebildiğinizde, markanız dış pazarların kapısını açacak bir pasaport görevini yapar. Emeği Kaliteye Dönüştürün: Markanın temelinde işçilerin göz nuru ve dikkatle yoğrulmuş emeğinin bulunması lazım. Markanın yaşaması ise yöneticilerinizin ulusal ve küresel pazar için beyin terleten çabaları ile mümkün olur. Bu ödünsüz çabalar, markanızı güvenilir bir kalite sembolü haline getirir. Marka ile Verdiğiniz Sözü Tutun: Yılların çabası ile oluşan bir marka, tüketicilere, gelecek için verilen bir “vaat” ve “söz” gibidir. Bu sözün tutulması, en mükemmeli yönelen bir tutarlılık ve dürüstlük anlayışı ile mümkün olabilir. TM Markasına Da Sahip Çıkın: İç pazardaki herhangi bir mükemmel marka, yurtdışında ancak ülkenin markalaşma düzeyi kadar ilgi görebilir. Ülkenin tümünü saran bir kalite tutkusu ve bir ilerleme heyecanı, markanızın yelkenini doldurduğunda küresel başarı hayal olmaktan çıkar. Faruk Türkoğlu |
|
gelisenbeyin
Yönetici gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 4737 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 01-Haziran-2008 Saat 00:05 |
Markanızı Kim Yaşatıyor?
Faruk BAŞTÜRK Turkishtime Dergisi Bir ismi, marka olarak tescil ettirdiğimizde markalaşmış olur muyuz? Bugün Türkiye’de kayıtlı 100’lerce marka vardır. Fakat bunların bir çoğunu önceden görmüş olsak bile sonra hatırlamayabiliriz. Bunun nedeni aslında çoğu ticari ismin henüz markalaşmamış olmasıdır. Markanızın kulağa ve göze hoş gelmesi de bu anlamda çok şey ifade etmiyor, asıl mesele tüketicinin marka ile iletişime geçtiğinde gördüğü, duyduğu veya ona dokunduğunda neler yaşadığı ve hissettiğidir. Tüketiciler kimi markaları dikkate almazken kimileriyle ilgili güzel deneyimlerini anlatırlar, bazıları hakkında ise olumsuz konuşurlar. Markalaşmak bir organizasyon için bir tür bilinç halini ifade eder. Eğer organizasyonunuz her faaliyetinde marka bilinci ile hareket etmiyorsa markanız kan kaybediyor demektir. Bu durum markanızın tüketicinin hafızasında tozlu raflara kaldırılmasıyla sonuçlanabilir. Bilindiği üzere evrende hiçbir şey yok olmaz; ya bir şeye dönüşür ya da farklı kanallarla başka bir alana iletilir. Eğer çalışanlar markanızın bilincini yaşatmıyorsa markanın tüketiciye iletilmesi bozularak veya çarpıtılarak gerçekleşecektir. Dolaysıyla markalaşmak için neler yapılması gerektiğini ve nasıl bir yol izleneceğinin firma çalışanları tarafından çok iyi bilinmesi gerekir ki markanın yarattığı elektrik, çalışanlar, dağıtım kanalı ve diğer iletişim kanalları ile sağlıklı bir şekilde tüketiciye ulaşsın. Bir firma kendini tanımıyorsa tüketici onu hiç tanıyamaz. Çalışanlar firmaların iç müşterileridir. Marka önce iç müşteriye pazarlanmalıdır ki onlar bu değeri ürüne ve müşterilere aktarabilsinler. Örneğin, bir mağazada ürününüzü tanıtan satış elemanınız markanızın dost yüzünü yansıtmıyorsa sadece reklamlarla bunu gerçekleştirmek imkansızdır. Kim bilir kaç kez, telefonlarda müşteriye verilen baştan sağma bir cevap bir çuval inciri berbat etmiştir. Ya da müşteri çalışan ilişkisinde marka imajına aykırı bir davranış güven yerine güvensizlik yaratmıştır. Markanın konumlandırılmasında, pazarlanmasında ve piyasaya iletilmesinde ne kadar başarılı bir çalışma yapılırsa yapılsın, müşteri ile ürün arasındaki yanlış bir etkileşim tüm emekleri yok edebilir. Günümüzde bu yaklaşımı uygulama noktasında çalışanlara yönelik marka yöneticisi gibi pozisyonlara dahi ihtiyaç duyulmaktadır. Oracle İnsan kaynakları Yöneticiler tarafından ilk kez bir konferansta önerilen bu pozisyon marka kültürü yönetmede bir tür orkestra şefi gibi çalışmaktır. Firmalarda marka yönetiminin nihai amacı müşterilerde dahil olmak üzere herkesi markanın ortak değerlerinden oluşan bir tablo içine çekebilmektir. Günümüzde ağızdan ağza iletişimin büyüyen gücü düşünüldüğünde özellikle de müşteriyle de yüz yüze iletişim kuran çalışanların markanın ruhuna sahip çıkması markayı yaşatan en önemli unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. |
|
Yanıt Yaz | Sayfa <12 |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |