Babası
:
3. Murat
Annesi : Safiye Sultan
Doğumu : 26 Mayıs 1566
Vefatı : 21 Aralık 1603
Saltanatı : 1595 - 1603 (8) sene, 13. Osmanlı Padişahı
III. Murat ile Osmanlı denizcileri tarafından kaçırılıp köle
edilmeden önceki adıyla Sofia Baffo olan aslen Venedikli Safiye
Sultan'ın oğludur. İsmi, II. Mehmet'e benzemesi için, büyük dedesi I.
Süleyman tarafından konmuştur. Şehzadeliğinde İbrahim Cafer Efendi ve
Pir Mehmed Azmi Efendi gibi devrin tanınmış alimlerinden tahsil ve
terbiye görmüştür. 1583'te Manisa sancağı valiliğine tayin edilmiş,
1595'te babası III. Murad'ın vefatı üzerine Osmanlı tahtına çıkmıştır.
Osmanlı Hanedanı’ndan on üçüncü padişahı. Babası Murat, annesi Safîye
Sultan’dır. Manisa’da doğdu. Babası III. Murat’ın cülusuna (1574) kadar
Manisa’da yetişen şehzade Mehmet, bu tarihte ailesiyle birlikte
İstanbul’a gelmiştir, ilk hocası Manisalı İbrahim Cafer Efendi’dir. Onun
ölümünden sonra sırasıyla şehzade öğretmenliğine getirilen Haydar
Efendi, lalası Ali Bey, defterdarı Hûsam Beyzade, nişancı Mekkeli çavuş
(Lala Mehmet Paşa), reisü’l-küttab Abdurrahman Çelebi ve diğer
adamlarıyla birlikte Manisa Sancağı’na gönderildi (5 Aralık 1583).
Babasının ölüm haberi üzerine Manisa’dan ayrılarak İstanbul’a geldi (27
Ocak 1595). Aynı gün tahta çıktı. Babasının,cenaze töreninin hemen
ardından 19 kardeşini idam ettirdi.
Bu sırada en önemli ve halledilmesi gereken mesele; iki yıldan
beri devam eden Avusturya savaşlarının, Tuna beyliklerinin (Erdel-
Eflâk- Boğdan) ayaklanmaları ile, daha fazla yayılması ve önem kazanması
olmuştu. Gerçekten o sıralarda, imparatorun telkini ve tesiri ile,
Erdel- Eflâk- Boğdan arasında, Osmanlı Devleti aleyhine bir ittifak
yapılmış ve Eflâk Voyvodası Mihal (Mihai Viteazul) da Tuna
memleketlerine saldırmıştı. Voyvoda’nın
Rusçuk kasabası ve civarında katliama giriştiğini haber alınınca, Ferhad
Paşa komutasında bir ordunun sevk edilmesi kararlaştırıldı (27 Nisan
1595). Ancak, sadrazam yola çıkmadan önce başlayan sipahi ayaklanması
üzerine Ferhad Paşa azledildi (8 Temmuz 1595). Sadrazamlığa Koca Sinan
Paşa tâyin edildi. Yeni sadrazamın Eflâk seferi, başlangıçta bazı
başarılar sağlamakla beraber yenilgi ile sonuçlandı. Avusturya
cephesindeki harekât da Osmanlılar aleyhine gelişmekte idi. Bu cephedeki
komutan Sinan Paşazade Mehmet Paşa’nın tedbirsizliği Estergon ve
Vişegrad kalelerinin düşmesine sebep oldu (1595). Bunun üzerine sadrazam
Sinan Paşa azledildi. Yerine Lala Mehmet Paşa tâyin edildi (19 Kasım
1595). Mehmet Paşa’nın kısa bir süre sonra ölümü ile boşalan
sadrazamlığa, yeniden Koca Sinan Paşa getirildi. Koca Sinan Paşa, bir
sadrazamın yalnız olarak sefere çıkmasının sakıncalı olacağını savunarak
padişahın da sefere çıkmasını sağladı. Fakat, Koca Sinan Paşa’nın ölümü
(4 Nisan 1596) üzerine bu sefer, İbrahim Paşa’nın sadrazamlığında
gerçekleşti .Zaferle sonuçlanan bu seferden sonra, devlet erkânı
arasında bazı değişiklikler yapan III. Mehmet, İstanbul’a döndü (26
aralık 1596).
Belgrat muhafızı Sokullu Hasan Paşa Vidin muhafızlığına, Satırcı Mehmet
Paşa da sefdarlığa tâyin edildi. Serdar Mehmet Paşa Tata Kalesi’ni
zaptetti (1597) ise de, Vac Kalesi’ni ele geçiremedi. Başarısızlığının
sorumluluğunu sefere katılmayan Kırım Hanı’na yüklemeye çalıştı. Fakat
bu suçlama, görevinden alınmasını önleyemedi. İbrahim Paşa, yeniden
sadrazamlığa getirildi.
İbrahim Paşa, Kırım Hanı Fethi Giray’ı azlederek yerine Gazi
Giray’ı tayin etti. Bir süre sonra III. Mehmet, İbrahim Paşa’yı
görevinden alarak yerine Hadım Hasan Paşa’yı getirdi. Hadım Hasan Paşa
da, altı ay sonra sadrazamlıktan azledilerek yerine Cerrah Mehmet Paşa
getirildi. Mehmet Paşa ilk iş olarak Varad’ı kuşattı.Buna karşılık
olarak Avusturyalılar da Budin’i kuşattılar.
Bu sırada Tuna kıyılarının muhafazasıyla görevli olan Hafız Ahmet Paşa,
Niğbolu’da düşmana yenildi (1598). Keza bu sırada Kanije Kalesi
civanında da yer yer çarpışmalar oluyordu. Bu başarısızlıkların sonucu
olarak
III. Mehmet,
Cerrah Mehmet Paşa’yı görevinden ayırdı. Yerine İbrahim Paşa -üçüncü
defa olarak- sadrazamlığa getirildi. İbrahim Paşa, yıkılmış olan
kaleleri onarttı (1599). Batı’da savaşın durakladığı, Avusturyalılarla
barış teşebbüsünde bulunulacağı bir sırada, Kabil hâkimi Gürcü Sirnon
Han ayaklanarak Küri Kalesi’ni kuşattı. Ayaklanmayı bastırmak üzere
Tebriz Muhafızı Cafer Paşa görevlendirildi. Cafer Paşa, kısa sürede
olayı bastırarak elebaşılarını İstanbul’a gönderdi. Aynı yıllarda
meydana çıkan önemli olaylardan biri de Anadolu’daki Celâli
ayaklanmalarıydı. İsyancılardan Karayazıcı’ya Amasya sancak beyliği
verilerek devlete bağlılığı sağlandı.
1599/1600 kışını Belgrat’ta geçiren İbrahim Paşa, İstanbul’dan gelen
yeni kuvvetlerle birlikte Zemrin sahrasında orduyu topladı. Estergon
Kalesi’ni fethetmek üzere kuzeye hareket etti (1600 yılı Ağustos başı).
Bu sırada Baranyavar Palangası, düşman tarafından yakılmış, bunun
üzerine Peçuy’da bulunan Tiryaki Hasan Paşa, yanındaki kuvvetlerle
düşmana saldırarak mağlup etmiştir.
Ösek köprüsü civarında serdarla buluşan Tiryaki Hasan Paşa ordunun,
Estergon Kalesi’nden önce Kanije Kalesi’nin
fethine sevk edilmesini kararlaştırdılar. Budin’i muhafaza ile görevli
Rumeli beylerbeyi Lala Mehmet Paşa da Kanije kuşatmasında kullanılmak
üzere 5 top ile Papa Kalesi’nden kurtulan Fransızları yanına alarak
orduya katıldı. Kanije kuşatması başladı. 44 gün devam eden
mücadeleden sonra Avusturyalılar teslim alındı (23 Kasım 1600). Kanije,
bir beylerbeylik, Peçuy, Zigetvar, ösek ve Siklos sancakları arpalık
olarak Tiryaki Hasan Paşa’ya verildi. İbrahim Paşa da, kışı geçirmek
üzere Belgrat’a döndü.
İbrahim Paşa’nın Belgrat’ta ölümü üzerine
(15 Temmuz 1601) sadrazamlığa, Yemişçi Hasan Paşa tayin edildi.Hasan
Paşa, Budin’e doğru yürüdüğü sırada, Avusturya ordusu Kanije Kalesi’ni
kuşatmıştı. Avusturyalılarla kalede yapılan savaş sonunda düşman
yenilgiye uğratılarak kale kurtarıldı. 1601 yılında Erdel- Eflâk-
Boğdan’da yeniden karışıklıkların çıkması üzerine Osmanlı Devleti savaş
hazırlığına başladı. Yemişçi Hasan Paşa, Belgrat’ı kuşattı ve 31 gün
kuşatmadan sonra geri almayı başardı (Ağustos 1602).
Celâli ayaklanmalarının en çok yayıldığı bir sırada, 1603 yılı başından
itibaren İstanbul’da da karışıklıklar baş gösterdi. Sipahilerin şikâyeti
üzerine Saatçi Hasan Paşa kaymakamlıktan azledildi. Bu sırada Belgrad’da
bulunan Yemişçi Hasan Paşa İstanbul’a döndü. Ayaklananlar, Yemişçi Hasan
Paşa’nın asılmasını istiyorlardı. Padişah, bu isteği önceden reddetti
ise de sonunda Yemişçi Hasan Paşa azledilerek asıldı (16 Ekim 1603).
Yerine Kasım Paşa sadrazam tâyin edildi.
Bu yıl içerisinde İran’la, 1590 yılında İstanbul’da yapılmış olan
antlaşma hükümleri bozuldu. Tebriz’de çıkan olaylar yüzünden Osmanlı-
İran savaşı başladı. Bu savaşta, Osmanlılar yenildiler (21 Ekim 1603).
Tebriz, İranlıların eline geçti.Bu sırada
III. Mehmet vefat etti.
Osmanlı Padişahları / Osmanlı Padişahları Sıralı Listesi / Osmanlı Padişahlarının Ölüm Nedenleri / Osmanlı'da En Güçlü Sultanlar
Bilim İnsanları
/ Ünlü
Yazarlar /
Ünlü
Ressamlar /
Ünlü Müzisyenler /
Türk Büyükleri
/ Türk Bilim
İnsanları /
Ünlü Matematikçiler
/ Ünlü
Fizikçiler