2 Şubat 1861'de İstanbul'da doğdu.
Osmanlı Devleti'nin 36. ve son sultanı,
115. İslam halifesidir. Sultan Vahdettin'den sonra Padişahlık
kaldırılmış, fakat İslam Halifeliği saltanatı Abdülmecit tarafından
devam ettirilmiştir.
Sultan
Abdülmecid'in 8. oğlu ve kendisinden önce tahta geçen V.Murat,
II.Abdülhamit ve V.Mehmet Reşat'ın küçük kardeşidir.
Çok küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. Sultan Abdülmecit'in
ikballerinden Şayeste Hanımefendi tarafından büyütüldü. Tahta geçiş
sıralamasında çok aşağılarda olduğu için gözden uzak bir yaşam sürdü.
Gençlik yıllarında gizlice medrese derslerini takip etmiş, bu özelliği
ile tahta çıktıktan sonra kendisine arz edilen şer'i konulara müdahale
edebilecek derecede yetkinleşmiştir.
Ağabeyi
II.Abdülhamit'in
uzun padişahlığı sırasında, Çengelköy'de mimar Alexandre Vallaury'ye
yaptırdığı köşkünde münzevi bir hayat yaşadı. Diğer şehzadeler hakkında
padişaha jurnal yazmakla suçlandı.
Mehmet Reşat tahta geçtiğinde, Sultan Abdülaziz'in oğlu Yusuf
İzzeddin Efendi veliaht oldu. Yusuf İzzettin'in 1 Şubat 1916'da bir yurt
dışı seyahatine çıkacağı gün henüz aydınlatılamayan bir şekilde intiharı
üzerine Vahdettin veliahtlık makamına yükseldi.
1917 Aralık ayında yaveri
Mustafa Kemal Paşa
eşliğinde beş haftalık Almanya seyahatine çıktı. 3 Temmuz 1918'de Sultan
Reşat'ın ölümü üzerine 57 yaşında tahta çıktı. Tahta çıkışından kısa bir
süre sonra şöyle dediği anlatılır.
"Ben bu makam için hazırlanmadım. Çocukluğumdan beri vücutça rahatsız
olduğumdan layikiyle tahsil edemedim. Yaşım kemale erdi, dünyada bir
emelim kalmadı. Biraderle hangimizin evvel gideceğimiz malum
olmadığından bu makamı bekleyişte değildim. Fakat takdiri ilahi böyle
teveccüh etti, bu ağır vazifeyi deruhde eyledim. Şaşmış bir haldeyim,
bana dua ediniz."
1918 yazında ordu ve donanmaya bir Hatt-ı Hümayun göndererek
Başkomutanlığı üzerine aldığını bildirdi. Devlet yönetiminde aktif bir
rol alacağının işaretlerini vermişti ancak iki büyük sorunla karşı
karşıya idi: bir yandan, bir felakete dönüşen I. Dünya Savaşı'nı en az
hasarla sona erdirmek; öbür yandan, 1913'ten beri imparatorluğa egemen
olan İttihat ve Terakki rejimine karşı bir siyasi alternatif oluşturmak.
Tahta geçer geçmez, İttihat ve Terakki önderliğine muhalefetiyle
tanınan Mustafa Kemal Paşa'yı Suriye Cephesi kumandanlığına atadı. 8
Ekim 1918'de savaşın kaybedileceğinin anlaşılması üzerine Talat Paşa
başkanlığındaki İttihat ve Terakki kabinesi istifa etti. Yerine Ahmet
İzzet Paşa başkanlığında bir kabine kuruldu ve bu kabine savaşı bitiren
Mondros Mütarekesi'ni 30 Ekim 1918'de imzalandı.
İzzet Paşa'nın "artçı" kabinesinin de sadece 25 gün süren iktidardan
sonra istifası üzerine Padişah diplomat Ahmet Tevfik Paşa'yı 13 Kasım'da
sadrazamlığa getirdi.
Kurtuluş Savaşı 9 Eylül 1922'de İzmir'in Kurtuluşu ve 13 Ekim 1922'de
Mudanya Mütarekesi ile sona erdi. Bu sırada İstanbul henüz İtilaf
Devletleri'nin askeri işgali altındaydı. 6 Ekim'de TBMM ordusunu
temsilen Refet Bele komutasındaki bir askeri birlik İstanbul'a girdi.
Bu günlerde basın organları Vahdettin'in
aleyhinde geniş çaplı ve kamuoyunda etki yapan yayınlarda bulundular.
Padişah Vahdettin'in
Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları hakkında ölüm fermanı imzalamasının ve
Milli Mücadele karşıtı tavırlarının, son padişahın vatan haini olduğunu
açıkça göstermekte olduğunu düşünen halk arasında bazı gruplarca hakaret
ve tehdit içeren gösteriler yapıldı. VI.Mehmet Vahdettin'in 11 Nisan
1920 tarihli kararname ile başlayan girişimleri, "isyan" kavramının da
ötesinde iç savaş girişimi olarak kabul edilmiştir.
1 Kasım 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi, çıkardığı iki maddelik bir
kanunla saltanatı kaldırdı. 4 Kasım'da son sadrazam Ahmet Tevfik Paşa
istifa etti. 5 Kasım'da Refet Paşa, Babıali'deki bakanlıklara gönderdiği
bir genelgeyle işlerine son verildiğini tebliğ etti. 17 Kasım sabahı
Sultan Vahdettin, küçük oğlu Mehmet Ertuğrul ve hareminin mensuplarıyla
birlikte Dolmabahçe Sarayından bir kayığa binerek Boğaziçi'nde
demirlemiş olan HMS Malaya adlı İngiliz zırhlısı ile Malta'ya gitti.
İngilizler Vahdettin'in İngiltere'ye
gelmesini kabul etmediği için devrik padişah bir süre Malta'da kaldı.
1922 sonunda Hicaz kralı Hüseyin'in daveti üzerine hacca gitti. 20 Nisan
1923'e dek Hicaz'da kaldı. İngiltere'nin baskısı üzerine buradan
ayrıldı. Bir süre İtalya'nın Cenova kentinde yaşadı. 11 Haziran
1923'te San Remo kasabasında Mısır kraliyet ailesinden bir prensin maddi
yardımıyla kiralanan bir villaya taşındı. Bu dönemde başlangıç bölümünü
kendi el yazısıyla yazdığı, kalan bölümlerini yakınlarına dikte
ettirdiği anılarını kayda geçirmiştir.
Osmanlı Padişahları / Osmanlı Padişahları Sıralı Listesi / Osmanlı Padişahlarının Ölüm Nedenleri / Osmanlı'da En Güçlü Sultanlar
Bilim İnsanları
/ Ünlü
Yazarlar /
Ünlü
Ressamlar /
Ünlü Müzisyenler /
Türk Büyükleri
/ Türk Bilim
İnsanları /
Ünlü Matematikçiler
/ Ünlü
Fizikçiler