Küçük 
		yaştan itibaren mükemmel bir tahsil gördü ve iyi derecede Fransızca 
		öğrendi. Avrupa neşriyatını yakından takip eder, onların ilmi 
		çalışmalarını ve siyasi fikirlerini öğrenmeye çalışırdı. Babası
		
		II.Mahmut'un 1839'da vefatı üzerine 
		henüz 16 yaşında iken Osmanlı tahtına çıktı.
		
		Sultan Abdülmecit Han, tahta çıktığında Osmanlı Devleti iç ve dış 
		buhranlarla karşı karşıyaydı. Osmanlı ordusu Nizip'te Kavalalı Mehmet 
		Ali Paşa kuvvetlerine mağlup olmuştu. İki gün sonra da Kaptan-ı derya 
		hain Fevzi Ahmet Paşa Osmanlı donanmasını Mısır'a götürüp teslim etti. 
		İngilizler bu sırada Osmanlı tahtında devlet idaresinde tecrübesiz bir 
		padişahın bulunmasını fırsat bilerek harekete geçtiler.
		
		Osmanlı Devleti'ne 
		tam destek olmak vadiyle Mustafa Reşit Paşa'yı sadrazamlığa getirttiler. 
		Paris ve Londra'da sefirlik yapan Reşit Paşa, bu müddet içerisinde 
		aldatılarak mason yapılmıştı. Nitekim iktidara gelir gelmez ilk işi 
		Tanzimat Fermanı'nı ilan etmek oldu (3 Kasım 1839). Osmanlı Devleti'nin 
		yıkılma ve yok olma devrine açılmış bir gedik olan Tanzimat Fermanı 
		devlete ve millete çok pahalıya mal oldu.
		Sultan Mahmut Han'ın açtığı ileri medeniyet yolu üzerine engel 
		olarak oturan Tanzimat adamları, Avrupa ilmini ve tekniğini almak yerine 
		sathi taklitler üzerinde durdular. 
		Böylece ilim ve teknikte ilerleme durdu. Avrupa'nın yaşayışına hayran 
		olarak yetişen yeni nesiller taklit modasına kurban gittiler. Memleket 
		şartlarını ve ihtiyaçlarını anlamadan rejim davasına kapılan Tanzimat 
		devri adamları, daha sonra ihtilalcı olarak Gayr-i Müslimlerle 
		birleşmişler ve buhranları artırarak, devleti sarsmaktan başka bir işe 
		yaramamışlardır.
		
		Mustafa Reşit Paşa ve yetiştirmelerinin Osmanlı Devleti içinde 
		kendilerinin yıllardır yapamadığı tahribatı kısa zamanda 
		gerçekleştirdiğini gören İngilizler, Mısır meselesinin hallinden sonra 
		Osmanlı Devleti'nin başına yeni gaileler açtırmakta gecikmediler. 
		Mustafa Reşit Paşa, İngiliz ve Fransız desteğini alarak 4 Ekim 1953'te 
		Rusya'ya harp ilan etti. Ancak Osmanlı Devleti, Rusya ile savaş yaparken 
		İngilizler, dünyadaki ikinci büyük İslam devleti olan Gürganiye 
		Devleti'ni yıktılar. Hindistan, İngilizlerin sömürgesi durumuna geldi. 
		Sultan Abdülmecit Han, batılıların yaldızlı reklamlar ve sahte 
		dostluklarla örtbas etmeye çalıştıkları İslamiyet'i imha hareketini çok 
		geç anladı. Reşit Paşa'yı görevinden aldı. 1853-55 Rusya ile olan Kırım 
		harbi başarı ile neticelenmesine rağmen, savaş harcamaları dış borçlanma 
		yolunu açtı.
		Osmanlı Devleti'nin savaşı kazanmasında rol oynayan İngiltere ve 
		Fransa, devlet içinde yeni ıslahatlar istediler. Reşit Paşa'nın 
		yetiştirmesi Ali Paşa'nın İngiliz ve Fransız elçileri ile ortaklaşa 
		hazırladıklar Islahat Fermanı 1856'da ilan edildi. Bu ferman da 
		Osmanlıların hristiyanlara verdiği büyük bir tavizdi. Nitekim fermanın 
		uygulaması pek çok yerde büyük tepki gördü. 1858'de Cidde'de ayaklanma 
		baş gösterdi. Eflak, Boğdan ve Karadağ'da 
		bağımsızlık hareketleri başladı. Devletin içine düştüğü feci durum 
		sebebiyle, üzüntüsünden tüberküloza yakalanan Sultan Abdülmecit, 25 
		Haziran 1861'de vefat etti.
		
		Yavuz Sultan Selim 
		Han'ın türbesinin yanına defnedildi. "Atam Yavuz Sultan Selim Han'a 
		hürmetten türbemi onunkinden daha aşağı yapın" şeklindeki vasiyeti 
		üzerine türbesi Sultan Selim'inkinden daha alçak ve kısa olarak yapıldı.
Padişah Abdülmecit devri, II.Mahmut Han'ın açtığı yenileşme yolunun, Mason Reşit Paşa ve yetiştirmeleri eliyle bozulduğu ve Avrupa'nın her bakımdan taklide başlandığı bir devir olarak göze çarpmaktadır. Abdülmecit Han hatasını anladıktan sonra memleketi, milleti kemiren iç ve dış düşmanlara karşı tedbirler arar ve bu iş için gece gündüz Allahü tealaya yalvarırdı. Ancak Osmanlı Devleti'nin içte isyanlar ve dışta Rusya ile harplerini fırsat bilen İngilizler, yetiştirdikleri ve işbaşına getirdikleri devlet adamları sayesinde ona bu fırsatı tanımadılar. Sultan Abdülmecit, bu karışık devrede memleket içinde çok başarılı işler de yaptı. 1844'te bugünkü Galata Köprüsü olarak bilinen Mecidiye Köprüsü'nü, 1848'de Küçük ve Büyük Mecidiye (Ortaköy) camilerini yaptırdı. 1853'te İstanbul-Varna-Kırım arasında ilk telgraf hattı döşendi. Bu harekete hız verilerek, 1870'te 36000 kilometrelik telgraf hattı ile Osmanlı Devleti dünya devletleri arasında en ön sıralarda yer aldı. 1860'da İzmir-Turgutlu arasında demiryolu yapıldı. Ayrıca İstanbul'un her yerinde pek çok cami, mescit, mektep, hastane ve çeşmeler de yaptırmıştır.
Osmanlı Padişahları / Osmanlı Padişahları Sıralı Listesi / Osmanlı Padişahlarının Ölüm Nedenleri / Osmanlı'da En Güçlü Sultanlar
		Bilim İnsanları 
		/ Ünlü 
		Yazarlar /
		Ünlü 
		Ressamlar / 
		Ünlü Müzisyenler /
		Türk Büyükleri 
		/ Türk Bilim 
		İnsanları /
		
        
		Ünlü Matematikçiler
		/ Ünlü 
		Fizikçiler