İnovasyon Nedir? Ne Değildir? İnovasyon Açıklaması
İnovasyon Nedir?
İnovasyon bilim ve teknoloji dünyasının son yıllarında en güncel sözcüklerinden biri. Anlamını karşılayacak tam bir Türkçe sözcük olmadığı için zaman zaman “yenilenme” olarak adlandırılan, ancak bu durumda sadece eksik değil, yanlış da anlaşılabilen bir terim. İnovasyon, "yeni ve değişik bir şey yapmak" anlamındaki Latince "innovare" kökünden türetilmiştir. İnovasyon “bilim ve teknolojinin ekononomik ve toplumsal yarar sağlayacak şekilde yenilenmesi” anlamına geliyor. Türkçe karşılığı olarak kullanılan “yenilenme” sözcüğü inovasyonun ancak bir kısmını tanımlayabilmekte. İnovasyon denilince, bilim ve teknolojiyi kullanırken, çıktılarında ekonomi ve topluma yönelik yarar yaratması da özellikle vurgulanıyor. Tanımlamaya bakıldığında bilim ve teknoloji politikalarındaki kısa ve uzun vadeli hedeflerin de inovasyon ile aynı olduğu düşünülebilir. Çünkü her ikisinde de toplumsal yarar amaçlamaktadır. Peki inovasyonu diğerlerinden ayıran nedir?
İnovasyon kendi başına ayrı bir etkinlik değil. Bilim ve teknoloji etkinliğinin tüm süreçlerini kapsıyor. Ancak inovasyondan beklenen, bilim ve teknoloji etkinliğinde bir fikrin kuram, eylem ve sonuç bakımından yarara dönüşmesi ve belki de anlam bakımından çok önemli olmak üzere bu yararın pazarlanabilir, somut bir çıktı ile birlikte olması. Dolayısyla, inovasyon basit anlamlı bir yenilenme değil, yenilenmenin kuramsal aşamasından başlayarak yenilik ürününü de içine alan ve pazarlanabilme niteliğini kabul eden bir süreç.
Bu kadar geniş bir kuram, eylem ve çıktı süreçlerini içine alan etkinliğin her ülkenin, her bilimsel araştırma alanının, her sanayi ünitesinin kendi özelliklerine göre oluşturması doğal bir beklenti. Yani inovasyon duruma göre, yerel ve ulusal özelikleri olan bir etkinlik. Ülkeler ulusal öncelliklerine göre kendi inovasyon stratejilerini çizmek zorunda. Beyin gücü, üniversite, planlama, olanaklar, sanayi, teknoloji, endüstri ve piyasa gibi tüm elemanlar inovasyonun içinde yer alan parçalardır. Bir ülkenin bilim ve teknolojisini tüm elemanlarını içine alması gereken inovasyon etkinliğinin yürüyebilmesi öncelikle toplumun her kesiminin olayı benimsemesi ve desteklemesi ile yürüyebiliyor.
İnovasyon Buluş mudur?
İnovasyon nasıl ki yenilenme sözcüğününü karşılayamayacağı bir anlam yükü taşıyorsa bir buluş gibi anlaşılmaması da gerekli. İnovasyonu buluştan ayıran en iyi örneklerden birisi Türk Teknoloji Vakfı tarafından verilmiştir.
“SİNGER. Evet, tahmininizin aksine, Isaac SİNGER, dikiş makinasını icat eden ve dolayısıyla adını veren kişi değildir. Dikiş makinasını 1846 yılında, Boston'lu bir mucit Elias Howe icat etti. Ama, icadını inovasyona dönüştürmeyi beceremeyen Howe, hem icat ettiği makinaya adını verme hem de bundan milyarlarca dolar kazanma şansını kaybetti. Bu işi başaran Singer, dünyanın her tarafında dikiş makinası denince akla gelen marka ve isim oldu. Singer'in bunu nasıl yaptığı da sanayicilerimiz için önemli bir ipucu: Howe'un dikiş makinası için aldığı patentten yararlanarak. İnovasyon için patentler büyük ipuçları içerir ve sürekli yeni ürün ve üretim yönetim geliştirerek rekabet gücünü korumak hedefindeki girişimcilerin kendi alanlarındaki patentleri izlemeleri ve incelemeleri büyük yarar sağlar. İcatlar ve patentler inovasyon için büyük fırsatlar içerir ama girişimciden beklenen icat yapması değil, inovasyon yapmasıdır. Çünkü ancak o zaman pazar payını ve karlılığını artırıp rekabet gücünü yükseltebilir.
Araştırmalar ve İnovasyon!
Türkiye’de üniversitelerin araştırma anlayışı, ağırlıklı olarak, yükseltme ölçütlerinde kullanılmak ve sadece dosyaya koymak üzere yapılan yayıncılığa indekslidir. Sistem bunu talep etmektedir. Amaç bir araştırmayı yapıp bundan sonuçlar çıkartarak toplum yararına bir şeyler elde etmeye çok az yakındır. Kamu kaynaklarının kamuya yarar sağlamayan bir şekilde “dosya yayınlarına” harcanmasındaki toplumsal yararın ne olduğu, hala bu sistemi savunanlar tarafından tatmin edici şekilde açıklanamamaktadır. Bu durum Türkiye’nin inovasyon çabaları ile de oldukça önemli bir ters örtüşüm içindedir. Dosyaya yapılan yayın inovasyon felsefesine temelden aykırıdır.
Eğitimde inovasyon olur mu?
İnovasyonu yenilenme gibi algılayacak olursak elbet eğitimde de inovasyon olacaktır diye düşünülebilir. Ancak OECD’nin temel tanımından hareket ederek, amacın, yapılan yenilenmelerin, buluşların ticari yarara dönüşmesi ve pazarlanması söz konusu olacağı için eğitimde inovasyon değil yenilenme veya reformdan bahsetmek daha doğru olacaktır. Bugün batı ülkelerinde eğitimde inovasyondan söz edilmektedir. Ancak ulusal koşullarımız düşünüldüğünde “ticari yarara dönüşmesi ve pazarlanması” şeklinde nitelenen bir eğitim yaklaşımı doğru değildir. Madem ki inovasyon ulusal özellikleri gözetmek zorunda bizim bu konudaki anlayışımız da ulusal inovasyon süreçlerimize katkıda bulunacak şekilde toplumsal yarara yönelik bir eğitim yenilenmesi, reformu olmalıdır. Eğer eğitimde inovasyon sözcüğü kullanılacaksa da kesinlikle bu anlamda kullanılmalıdır.
Eğitimde yenilenme reform olmadan inovasyon mümkün mü?
Yaratıcılık ve özgüvene dayanmayan, yetersiz ve baskıcı eğitim sisteminde kökten değişiklik yapılmadan ulusal inovasyonun gerektirdiği beyin takımını yetiştirmek bir düş. İnovasyon yaklaşımını bu yönüyle düşündüğümüzde acaba yine ıskalamak üzere miyiz sorusu insanın aklın takılıyor?
Biz inovasyonu yoksa başka bir şey mi zannediyoruz? Ve biz inovasyonu eğitim temeli olmayan bir yapıda kuracağımız sanarak yine çağın gerisine mi düşeceğiz?
Eğitimde yenilenmeye biraz yakın eğilelim.
Eğitimde çağdaş yaklaşımlar büyük yeniliklerle geliyor. Öğretmenin rolü eskisi gibi değil. Öğrenciden beklenen de sınıfta oturup yüklenen bilgiyi toplamaya çalışan değil.
Düşünen.
Bilgi alışverişinde bulunan.
Fikir üreten.
Yaratan.
Kendine güvenen.
Çevresiyle ilişki kurabilen.
Takım anlayışına yatkın.
Tüm enformasyon teknolojilerini kullanmaya yatkın ve bunları kullanabilecek becerilerle donatılmış.
Yabancı dil bilen ( ki geleceğin AB de hedef 2 yabancı dil) kişiler yaratmak.
Ulusal inovasyon planları yaparken eğitimi de yenilenme içine çekmezsek, inovasyona tepede başlamaya kalkarsak bundan 10-15 yıl sonra yine başınmızı taşlara vurmamız işten bile değil. İnovasyon çalışmalarına baktığımızda bu konuda BTYK ve TUBİTAK gibi kurumların başı çektiğini görmekteyiz. İlk bakışta elbet böyle olmalı gibi geliyor. Acaba? Peki eğitimde reform? Nerede Ulusal Eğitim Bakanlığı? Nerede yüksek öğretim kurulu?
İnovasyon çalışmalarında gerçekçi olmamız gerekiyor. Toplumsal yarara dönecek olan bir yenilenme planı ülkemiz için zorunludur.Ezber eğitimden uzak, düşünen, sorgulayan, üreten bir nesil için www.gelisenbeyin.net / gelişime dair ne varsa.
Patent Patent Almanın Önemi İzin alınmadan kopyalanamaz ve kullanılamaz. Her hakkı saklıdır.© Design, By Karakurt