Michael Faraday, İngiliz kimya ve fizik bilginidir. Elektromanyetik indüklemeyi, manyetik alanın ışığın kutuplanma düzlemini döndürdüğünü buldu. Elektrolizin temel ilkelerini belirledi. Klor gazını sıvılaştırmayı başaran ilk kişidir ve elektrik motorunu icat etmiştir.
Fraday'ın babası İngiltere'nin
kuzeyinden 1791 başında Newington köyüne iş aramak amacıyla gelmiş bir
demirci idi. Annesi Faraday'ın zorluklarla dolu çocukluk döneminde ona
duygusal yönden büyük destek olmuş, sakin ve akıllı bir köylü
kadındı.Babaları çoğu zaman hasta olan ve iş bulmakta zorluk çeken
Faraday ve üç kardeşinin çocukluğu yarı aç yarı tok geçti.
Aile Sandemancılar adlı küçük bir Hıristiyan tarikatının üyesiydi.
Faraday yaşamı boyunca bu inançtan güç almış, doğayı algılama ve
yorumlamada bu inancın etkisi altında kalmıştır.
Faraday çok yetersiz bir eğitim gördü. Bütün eğitimi kilisenin pazar
okulunda öğrendiği okuma yazma ve biraz hesaptan ibaretti. Küçük yaşta
gazete dağıtıcısı olarak çalışmaya başladı. 14 yaşında çiftçi çırağı
oldu. Ciltlenmek üzere getirilen kitapları okuyarak bilgisini
genişletmeye başladı. Encyclopedia Brtanica'nın üçüncü baskısındaki
elektrik maddesinden özellikle etkilendi.
Eski şişeler ve hurda parçalardan yaptığı basit bir elektrostatik
üreteçten yararlanarak deneyler yapmaya başladı. Gene kendi yaptığı
zayıf bir Volta pilini kullanarak elektrokimya deneyleri gerçekleştirdi.
Londra'daki Kraliyet Enstütüsü'nde Sir Humphrey Davy tarafından verilen
kimya konferansları için bir bilet elde etmesi
Faraday'ın yaşamında dönüm noktası
oldu. Konferanslarda tutduğu notları ciltleyerek iş isteyen bir mektupla
birlikte Davy'ye gönderdi. Bir süre sonra laboratuvara yardımcı olarak
giren Faraday, kimyayı çağının en büyük deneysel kimyacılarından biri
olan Davy'nin yanında öğrenmek fırsatını elde etmiş oldu. 1820'de
Faraday, Davy'nin yanından yardımcılık görevinden ayrıldı.
Hans Christian Orsted, 1820'de bir telden geçen elektrik akımının tel
çevresinde bir magnetik alan oluşturduğunu bulmuştu. Fransız fizikci
Andre Marie Ampere tel çevresinde oluşan magnetik kuvvetin dairesel
olduğunu gerçektede tel çevresinde bir magnetik silindir oluştuğunu
gösterdi. Ve bu buluşun önemini ilk
kavrayan Faraday oldu. Soyutlanmış bir magnetik kutup elde edilebilir ve
akım taşıyan bir telin yakınına konursa telin çevresinde sürekli olarak
bir dönme hareketi yapması gerekecekti. Faraday üstün yeteneği ve
deneysel çalışmadaki ustalığıyla bu görüşü doğrulayan bir aygıt yapmayı
başardı. Elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren bu aygıt ilk
elektrik motoru idi.
Faraday bu deneyleri gerçekleştirip sonuçlarını bilim dünyasına sunarken
elektriğin farklı biçimlerde ortaya çıkan türlerinin niteliği konusunda
kuşkular belirdi. Elektrikli yılan balığının ve öteki elektrikli
balıkların saldığı, bir elektrostatik üretecin verdiği bir pilden yada
elektromagnetik üreteçten elde edilen elektrik akışkanları birbirinin
aynı mıydı? Yoksa bunlar farklı yasalara
uyan farklı akışkanlar mıydı?
Faraday araştırmalarını derinleştirince
iki önemli buluş gerçekleştirdi. Elektriksel kuvvet kimyasal
molekülleri, o güne değin sanıldığı gibi uzaktan etkileyerek
ayrıştırmıyordu, moleküllerin ayrışması iletken bir sıvı ortamdan akım
geçmesiyle ortaya çıkıyordu. Bu akım bir pilin kutuplarından gelse de,
yada örneğin havaya boşalıyor olsa da böyleydi. İkinci olarak ayrışan
madde miktarı çözeltiden geçen elektrik miktarına dorudan bağımlıydı. Bu
bulgular Faraday 'ı yeni bir elektrokimya kuramı oluşturmaya yöneltti.
Buna göre elektriksel kuvvet, molekülleri bir gerilme durumuna
sokuyordu.
1839'da elektriğe ilişkin yeni ve genel bir kuram geliştirdi. Elektrik
madde içinde gerilmeler olmasına yol açar. Bu gerilmeler hızla ortadan
kalkabiliyorsa gerilmenin art arda ve periyodik bir biçimde hızla
oluşması bir dalga hareketi gibi madde içinde ilerler. Böyle maddelere
iletken adı verilir. Yalıtkanlar ise parçacıklarını yerlerinden koparmak
için çok yüksek değerde gerilmeler gerektiren maddelerdir.
Sekiz yıl boyunca aralıksız süren deneysel ve kuramsal çalışmaların
sonunda 1839'da sağlığı bozulan Faraday bunu izleyen altı yıl boyunca
yaratıcı bir etkinlik gösteremedi. Araştırmalarına ancak 1845'te yeniden
başlayabildi. 1855'ten sonra Faraday'ın zihinsel gücü azalmaya
başladı.Ara sıra deneysel çalışmalar yaptığı oluyordu. Kraliçe Victoria
bilime büyük katkılarını göz önüne alarak Faraday'a Hampton Court'ta bir
ev bağışladı.
Bilim İnsanları / Bilim İnsanları Hayatı Kısaca / Bilim Kadınları / Aforizmalar / Bilim İnsanları Capsleri / Bilim İnsanı Sözleri Tweet
Bilim İnsanları
/ Ünlü
Yazarlar /
Ünlü
Ressamlar /
Ünlü Müzisyenler /
Türk Büyükleri
/ Türk Bilim
İnsanları /
Ünlü Matematikçiler
/ Ünlü
Fizikçiler