O halde bir röportaj yapılıp bittikten sonra tüm notları önümüze
koyup, “acaba en önemli kısımlar hangileri” diye düşünmekte yarar
vardır. Bu işlem aslında röportaj sırasında da gerçekleştirilebilir.
Yani röportaj sırasında kendi kendimize “hangi yanıtlar daha önemli” ve
“yazmaya daha çok değer” diye sorabiliriz.
Bir bütün halinde bakıldığında röportaj yazısı “giriş + önemli sorular
ve yanıtları + sonuç ifadesi” bölümlerinden oluşur.
Röportaj yapılın
kişinin kimliği ve konuyla ilgili verilecek diğer bilgiler ise
genellikle röportaj ana metninin yanında ayrı kutular halinde sayfaya
konulur.
Röportajda asıl olan ilk sorudan başlayarak ön önemli soruları arka
arkaya sıralamak değildir. En önemli olan, sorduğumuz sorulara “yanıt
alabilmek” ve bu yanıtları tüm taraflar için “yanlış anlaşılmaya neden
olmayacak” bir biçimde yazabilmektir.
Bu nedenle, öncelikle genel sorulardan başlamak, karşımızdakinin bizi
tanımasına ve açılmasına olanak vermek yararlı olacaktır. Bu şekilde bir
başlangıçtan sonra daha özel ya da önemli sorular görüşmenin ortalarında
yöneltilebilir ve kurulan iletişim ortamı içinde bu sorulara daha samimi
yanıtlar alınabilir.
Giriş Sırasında
Kendi duygu ve düşüncelerimizi görüşmeye ortak etmemek önemli bir
röportaj kuralıdır. Bir görüşme, asla bir tartışma değildir.
Karşımızdakinden kendi görüşlerimiz doğrultusunda yanıtlar alabilmek,
onu yönlendirerek istediğimiz sözcükleri duymaya çalışmak ise hiç
değildir. Bu görüşme, karşımızdakinin görüşlerini alabilmek için bizim
isteğimizle gerçekleşen bir görüşmedir.
Giriş Nasıl Yazılır?
Röportaj yazısının en önemli kısmı “giriş” kısmıdır. Bir haber için
giriş cümlesi ne ise, bir röportaj için giriş kısmı da aynı şekilde
önemlidir. Okura bu röportajı “gel oku” denilen girişin, röportajın
tamamını okutturacak cazibeyi taşıması gerekir.
Örneğin; röportaj yapılan kişiyi tanımlayıcı bir giriş yapılabilir.
Röportaj yapılan kişinin kim olduğu, hangi niteliklere, yeteneklere,
özelliklere sahip olduğu, hangi olayları yaşadığı ya da hangi olaylara
şahit olduğu anlatılarak röportaj sorularına bir geçiş sağlanabilir.
Burada bir noktanın da altı çizilebilir. Tanımlayıcı giriş, büyük
ölçüde, o kişinin hayat öyküsü değildir. Hayat hikâyeleri genellikle
röportajlarda ayrı bir başlık altında, ayrı bir çerçeve içinde sunulur.
En çok iki paragraf olan bu yazıda kişinin doğum tarihine ve yerine,
aldığı eğitime, yaptığı işlere ve eserlerine ilişkin bilgiler verilir.
Varsa bildiği yabancı dil, evli ise çocuk sayısı da bu metinde yer
alabilir. En klasik anlamda “kimdir?” başlığı altında verilen tanıtıcı
bilgiler bu şekilde ana metinden ayrı sunulur. Dolayısıyla giriş yazısı,
“kimdir” yazısı olmaz.
Kimi zaman da “önemli olan” röportaj yapılan kişinin tanıtılmasından
çok, onun yaşamış olduğu önemli bir olaydır. Bu gibi durumlarda da önce
olay tanımlanır, ardından da söz, olayı anlatacak olan kişiye verilir.
Kimi röportajlarda bu olayın öykülendiği de görülür. Daha sonra sorulan
sorular da söz konusu önemli olay etrafında düğümlenir.
Bir başka röportaj giriş tekniği olarak
“sorulu girişler” yine yaygın
bir kullanıma sahiptir. Kamuoyunun ilgisini çeken, merak edilen kimi
sorular ardı ardına sıralanır ve “… uzmanı … ile … konusu üzerine
konuştuk” gibi bir ifadeyle röportaja başlanabilir.
Alıntılı girişler” de çoğu zaman çarpıcıdır. Röportaj yapılan kişinin
yaptığı en önemli açıklama röportajın başına konur. Genellikle tırnak
içinde verilen bu açıklamayı röportajın genel olarak çatısını ortaya
koyan anlatım ya da sözün sahibinin tanıtımı izler. Ardından da sorulara
ve yanıtlarına yer verilir. Bu açıklama genellikle bir olay ya da konu
üzerine olur.
Bunlar dışında doğrudan okuru metnin içine çeken, okura seslenen “okur
adresli giriş”, olay ya da konunun bir ayrıntısını veren “ayrıntı
girişi” ya da ortaya çıkan bir zıtlığı işaret eden “zıtlık girişi” gibi
haber yazımında da kullanılan giriş teknikleri röportaj girişleri için
de kullanılabilir.
Giriş bölümü klasik bir biçimde “… sorularımızı yanıtladı”, “… A
gazetesinin sorularına çarpıcı yanıtlar verdi”, “… konusunda önemli
açıklamalarda bulundu”, “… konusunu konuştuk” gibi bitebilir.
Sorulara geçişte “… üzerindeki sır perdesini araladı” gibi daha yaratıcı
ifadeler de bulunabilir. Kimi röportaj yazılarında ise böyle bir ifadeye
gerek duyulmaz, doğrudan giriş ifadesinin ardından soruya geçilebilir.
Kimi yerlerde de sayfa başlığına “röportaj” denilerek ya da “röportaj”
vurgusu yalnızca üst başlıkta ifade edilerek doğrudan “çarpıcı”
sorularla metne başlandığı da görülmektedir.
Sorular ve Yanıtlar Nasıl Yazılır?
“Soru ve yanıt bölümünde” sorularla yanıtların ilk bakışta birbirinden
ayrılabilmesi önemlidir.
Kimi zamanda sorular koyu, yanıtlar normal stilde yazılarak bu ayrım
sağlanmaktadır. Soru paragrafından önce bir satırlık boşluk bırakmak da
yaygın kullanım biçimlerinden birisidir.
Soru ve yanıt bölümünün tek ve kesintisiz bir bölüm olarak yayınlanması
giderek modasını yitiren bir uygulamadır. Genellikle sorular konusuna
bağlı olarak ayrı ara başlıklarla paketlenmekte, gerekirse bu ara
başlıklar sayfa tasarımının durumuna bağlı olarak daha büyük başlıklar
altında ayrı bir çerçeve ya da kutu içinde sayfanın farklı yerlerinde
verilebilmektedir.
Dolayısıyla kullanılacak fotoğrafa ve sayfa tasarımının durumuna
göre röportaj metinin nasıl yayınlanacağı değişiklik gösterebilmektedir.
Bu gibi durumlarda sayfanın üstünde bir ana başlık bulunmakta, kimi
önemli soru ve yanıt öbekleri de çizgi ya da çerçevelerle ana metinden
ayrı bir biçimde ara başlıklardan daha büyük başlık puntoları ile “sanki
ayrı haber metinleriymiş” gibi değerlendirilmektedir.
Bu şekilde ana metin ve ara başlıklarla “soru ve yanıt” öbeklerinden
oluşan röportaj yayımlama tekniği, okurların ilgisini istenilen başlığa
çekmekte ve dolayısıyla o başlığa ilişkin soru ve yanıtların ayrı bir
biçimde okunması ya da vurgulanmasını sağlamaktadır.
Böylece okur, okuyacağı tam sayfa metin yerine, istediği bölümleri okuma
şansına da sahip olmakta, metnin “sıkıcılığından” kurtulabilmektedir.
Özellikle “daha az metin daha çok görsellik” tercih eden yayıncılık
anlayışında bu tür kullanımlara daha sık rastlanılmaktadır.
Öte yandan bir röportajın önemlileştirilmesi adına da ara başlıklar ya
da ayrı çerçeveler içinde sunumlar yarar sağlar. Konular arasındaki
ayrımı ortaya koyar. Okuru rahatlatır. Dikkati belirli konular üzerine
çeker.
Elbette bir röportajda her şey yazılmayabilir. Röportaj sırasında
sorulan tüm sorular ve tüm yanıtları gazetede yayımlanacak gibi bir
mecburiyet yoktur. O nedenle röportaj metni hazırlandıktan sonra aynen
haber yazımından sonraki gibi hangi soruların fazla olduğuna ilişkin bir
değerlendirmede bulunulabilir.
Böylece genel yapı içerisinde atıldığında anlamı bozmayacak, belki
tekrar niteliği de taşıyan soru ve yanıtlar metinden çıkarılabilir. Kimi
zaman da röportaj konuğunun konuyla ilgisi olmayan açıklamalarını
sorunun yanıtından çıkarmak, asıl yanıt ifadesini kullanmak daha anlamlı
olabilir.
“Nasıl röportaj yapılır?”
yazısında ifade ettiğim gibi önemli olan
röportaj konuğunun kendisini doğru bir şekilde ifade etmesine olanak
tanımak olduğuna göre, yazılan metnin de okurlar tarafından doğru bir
şekilde anlaşılmasını sağlamak gazetecinin görevidir.
O halde röportaj yapılırken ne denilmek istenildiği doğru anlaşılacak ve
bu röportaj kaleme alınırken de bu doğru anlama, anlaşılabilir bir
şekilde okura sunulacaktır. Röportajdaki kısaltma ve çıkarmalar bu temel
ilke çerçevesinde yapılmalıdır.
Nasıl Sonlandırılır?
Sohbet nasıl başladı ise yazı da o şekilde başlar, sorulan sorular
“sorulduğu sıra ile” yanıtlanır ve sohbet genellikle “teşekkür”
ifadeleriyle biterdi. Klasik anlamda yapılan röportaj yazılarında hala
bu uygulama izlenmektedir.
Ancak çarpıcı bir giriş, ardından en önemli sorular ve yanıtlarına yer
verilen paketleme türü anlayış günümüzde daha ön plandadır. Bu teknikte
çoğu zaman soru ve yanıtlar ayrı çerçeveler içinde başlıklandırılarak,
başka bir deyişle ayrı ayrı paketlenerek sunulmaktadır.
Birbirinden bağımsız şekilde yayınlanan soru ve yanıtların
hangisinin sohbet hangi aşamasında sorulduğu anlaşılamamakta ve önemli
bulunmamaktadır. Çünkü bu teknikte, önemli olanın önemlileştirilmesi
önemlidir.
Genellikle bu tür sunumlarda röportajın sona erdiğine ilişkin bir
ifadeye de yer verilmemektedir. Çünkü hangi sorunun ardından röportajın
sona erdiği bilgisi de önemli görülmemektedir. Önemli olanın, sorular ve
yanıtları olduğu düşünülmekte, soru öbekleri ayrı başlıklar halinde
paketlenerek okura sunulmaktadır. Dolayısıyla, bu türde yayıncılık
anlayışına göre röportajların yazım ve sunum biçimleri farklılık
göstermektedir.
Röportaj / Röportaj Nedir? / Röportaj Nasıl Yapılır? / Röportaj Soruları / Röportaj Örnekleri / Röportaj Özellikleri