Selahattin KARAKURT ve Yahya KARAKURT’un sorularını cevaplayan Halil
KARAKURT’la sitemiz ve Karyader’le ilgili konuştuk. Güzel duyguların
hakim olduğu bir atmosferde sıcak çaylarımızı yudumlarken bu röportaj
bizlere büyük bir keyif verdi. Tatlı söyleşiden dolayı Halil Karakut’ta
teşekkür eder, yaşantısında başarılar dileriz.
Sizin Nevşehir’de öğretmenlik yaptığınızı biliyoruz. Bunun yanında
köyünüz ve derneğinizle ilgili tüm çalışmalarda gönüllü bir şekilde
çalışıyorsunuz. Karakurtların dernekleşmesini (Karyader) nasıl
buluyorsunuz?
—Karyader ve karakurtlar36.com sitesini
birlikte ele almak gerekir.Süreç içerisinde ikisi birbirini tamamladı.
Sitenin diyalog kapılarını açması ile dernekleşme ortaya çıktı. Şimdiye
kadar yapılan hizmetler dernekleşmenin önemini ortaya çıkardı. Hizmet ve
proje aşamasında daha çok kat edilmesi gereken yol var.
Karyaderi yeteri kadar başarılı buluyor musunuz?
—Karyader’in önünde şablon bir hedef yok. Sınırsız bir hedefi
olduğu için herhangi bir sınırlamaya gitmeye gerek yok. Daha neler
yapabiliriz sorusunu sürekli sorup ve beyin fırtınaları neticesinde
yapılan sorulara cevap aramak gerekir.
Diğer Derneklere göre Karyader çok başarılı çalışmalar ortaya koydu.
Karakurtların potansiyeline göre kıyaslandığında yeterli gözükmüyor.
Bürokrasi, iş adamları, eğitimciler ve devletin her yerinde hizmet yapan
kalifiyeli insanlarımız mevcuttur.
Dernek olarak somut ne adımlar atılabilir?
—Doğunun geçim kaynağı olan,hayvancılık alanında kooperatifleşmeye
gidilebilir. Avrupa birliği proje destekleme fonuna başvurarak gerekli
maddi desteği alarak somut adımlara geçilebilir. Bu konuyla ilgili
Almanya’da yaşayan Selçuk KARAKURT’tan destek istenilebilir.
Karyader, karakurtlar36.com sitesinin gölgesinde mi kaldı?
—Karyader’in ön plana çıkması için zamana ihtiyaç var. Diğer dernek
gelişimlerinin incelenmesi, site ve dernek ikisini birlikte ele almak
gerekir. İletişimin gelişmediği dönemlerde insanlar dernek merkezinde
buluşuyorlardı. Teknolojiyi yakın takip eden dernek üyeleri ve
dostlarımız için karakurtlar36.com sitesi dernek merkezi haline
gelmiştir. Derneğe bağlı olanlar sanal ortamda buluşup düşünce,
projelerini ve kültürel katkılarını rahatlıkla paylaşmaktadırlar.
Sitede en çok kimler dikkatinizi çekti?
Ailede bütünleştirici rol olarak Selçuk KARAKURT önemli bir görev
üstlenmiştir. Gerek siteye katkısı ve dernek çalışmalından dolayı Yahya
KARAKURT’a teşekkür ederim.
Yazı olarak Muhsin abi, Muhittin abi, eğitim alanında Dr. Erkan çok
güzel projelerle karşımıza çıktılar. Bilgilendirici ve genel kültüre
katkısından dolayı Yusuf KARAKURT’a teşekkürlerimi iletirim.
Siteye katkıda bulunan herkese sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım. Her
Paylaşım Bir Teşekkürü Hak Eder...
Son günlerde büyük ses getiren ‘’Büyük Abiler’’ hakkında
düşünceleriniz nelerdir?
—Ben büyük abiler grubunun dışındayım. Karakurt ailesinin ilk okuyan
kuşağında Adnan amca, Burhan amca, Mustafa amca jenerasyonunda devamında
gelen Atila, Muhittin, Muhsin, İbrahim, Şevket, İbrahim,Ayhan,Ahmet,
Adnan, Nesim, rahmetli Fahrettin ve Bahattin abi bu gruba girmektedir.
Son abiler kendi aralarında bir bütün oluşturamadılar. Büyük abilere
olan inancımız sonsuz olup beklentimiz büyük olunca cevap veremedikleri
için gençleri hayal kırıklığına uğrattılar. Altı dede grubundan gelen
kişiler olduğu için bizlere rehber olma ve gençleri toparlayıcı, lider
konumunda yetersiz kaldılar.
Okuma konusunda gençlere iyi
örnek oldular. Gençler onların konumlarını
kendilerine hedef alıp nihayetinde ulaşmak için onlardan güç aldılar. Abilerimiz meslek olarak üst konumlara geldiler fakat sosyal alanda
yeterince rehberlik yapamadılar. Eğitim konusunda bizlere öncü oldular.
Karakurt ailesinde dedelerimiz geçmişte siyasette aktif bir şekilde rol
aldılar. Günümüzdeki Karakurtlar siyasette hangi konumdalar?
—Günümüzde hatta son 50 yılda siyasi olarak bir başarı sağlamayıp, bir
araya gelmediler.Bu bir eksikliktir. Bireysel davranma, aileden kopma,
örgütsel bir yapılaşmaya gidilememesi gibi etkenlerinden dolayı
günümüzde pasif bir siyasi yapıyla yetinmek zorunda kaldılar. Ailenin
önceki dönemde siyaset damarı en üst seviyedeyken günümüzde, son
yıllardaki farklılıklara odaklanıp toplumda kendini izole etme, ekonomik
etkenlerden dolayı olumsuz etkilenmiştir. Altı dededen sonra her biri
ayrı bir soymuş gibi yeniden yapılanmaya gitmiş, zayıf düşmüş ve cılız
sesler ortaya çıkarmıştır.
Bir bütün olarak tabloya baktığınızda son zamanlardaki
gelişmelerle ilgili ne düşünüyorsunuz. Mevcut oluşuma ne gibi katkılarda
bulundunuz?
—Sanal ortamda köyümü ve insanlarımı görünce çok heyecanlandım. Kendi
kabuğuna çekilmiş Karakurtları bir araya getirip etkili bir iletişim
ortamı olacağını düşündüm. Tüm akrabaların nerede yaşadığını, ne
yaptığını ve ailesi hakkında bilgi sahibi oldum. İnsanlarımla iletişim
kurdukça onlara karşı sevgi ve saygım arttı.
Siteye fazla bir katkım olmasa da. Bireysel olarak konular hakkında
yorum yaptım. Projeler hakkında fikir yürüttüm. Kendi alanımda coğrafi
bilgiler yazdım. Sitede harika yazı yazıp siteyi renklendiren abilerimiz
var. Katkılarından dolayı kendilerine teşekkürü bir borç bilirim. Sitede
hiçbir zaman ben kavramı olmamalı. Şimdiye kadar olduğu gibi ‘’biz’’
kavramı devamlı olmalıdır.
Köyünüzü seviyor musunuz? Çocuklarınıza köyünüzü nasıl
anlatıyorsunuz?
—Benim kafamdaki düşünce ile yaşantım arasında çelişki var. Fazla
gerçekçi olacağımı zannetmiyorum. Memleket aşığıyım ama görev yaptığım
yer ve yaşamak istediğim yer arasında bir çelişki var. Bu çelişkide beni
mutsuz ediyor. Çocuklarımın köy yaşantısı hakkında bilgi edinmesi için
elimden geleni yapıyor ve onların oradaki kültürel yapıyı bilmesini
istiyorum.
Köyde yaşanan son olaylar hepimizi etkiledi. Bu tür olayların
bitmesi için bir öneriniz var mı?
—Köydekiler bir arada yaşıyor, biz uzaktayız.İki kutuplaşma var neticede
hoş olmayan olaylar yaşandı.Devamlı yaşam ve barış ortamının sağlanması
gerekir. Köyümüze sonradan yerleşenler eğitim açısından yetersiz kalması
Karakurtlara ayak uyduramaması neticesinde kendince yeni yasalar
çıkarması. Dünyanın hiçbir yerinde kimse toprağını başkasına peşkeş
çekmez ve vermez. Olayın çözümü için diğer grubun isteklerinden
vazgeçmesi gerekir.
Köyde en çok hoşunuza giden bir yer var mı?
—Gırnavuk’un gönlümde farklı bir yeri var. Suyunun fazla olması sebze ve
meyvenin iyi yetişmesi, Aras nehrinin oradan geçmesi oraya ayrı bir tat
vermiştir. Orada bir yazlığımın olmasını isterdim.
Köyünde unutamadığın bir yer ve orada geçen bir anınız var mı?
—Aslında köyün her karış toprağında farklı anımız vardır.
Özellikle ot biçerken zaman kaybetmemek için çayırları erken biçme ve
geç saatlere kadar çalışır daha sonra orada bulunan mağarada yatardık.
Mağara güneyde olduğu için gün boyu güneş alırdı. İşten sonra mağaraya
gittiğimizde ısınan taşlardan dolayı sıcak bir hava yüzümüze doğru
gelirdi. Buz gibi çeşmeden suyu bidona doldurur mağaraya getirirdik.
Mağarada çayı demledikten sonra sıcak olan çay, sıcak mağara ve
yorgunlukla birleşince o çayı yudumlamak harika bir duyguydu.
Gençlere bir öneriniz var mı?
—Daha genç yaşta bol kitap okumalarını, ileriki yaşlarda daha güzel
yerlere gelmeleri için planlı bir şekilde lise ve üniversiteye
hazırlanmalarını istiyorum. Ekonomik bağımsızlığını kazanmaları için
daha çok çalışmaları gerekir. Kendi kültürel tarihlerini bilmeli, hedefi
olan bilinçli bireyler olmalarını diliyorum.
Çok keyif aldığımız bir röportaj yaptık. Site takipçisi ve
akrabalarımıza neler söylemek istersiniz?
—Benim içinde keyifli bir sohbetti.
Bu site akrabalar arasında birleştirici bir rol almıştır. Bundan sonrada
aynı şekilde yoluna devam etmesini diliyorum. İnşallah bundan sonra
akrabalar arasındaki diyalog daha da artar. Sonsuz birlikteliklere
vesile olacaktır.
Site aracılığıyla herkese saygı ve sevgilerimi gönderiyorum.
SÖNMEZ KARAKURT’LA RÖPORTAJ
Yahya KARAKURT’un sorularını cevaplayan Sönmez KARAKURT’la
sitemiz, gazetecilik, Karyader ve kitaplarıyla ilgili konuştuk.Bize
kendinizi tanıtır mısınız?
1970 yılında Sarıkamış’ta doğdum. 74 yılına kadar Sarıkamış’ta yaşadım.
Babamın memuriyetinden dolayı İstanbul’a geldim. Daha sonra hep
İstanbul’da yaşadım. İlk, ortaokul ve liseyi Haznedar’da okudum. Maliye
Meslek Lisesi’ni bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi İktisat
Fakültesinden mezun oldum. Kendimi bildim bileli hep çizerdim. Abimle
beraber çizerdik. Gırgır dergisi alır beraber incelerdik. Ben abime baka
baka çeşitli denemeler yaparak karikatürler çizmeye başladım. Zamanla
çizgiyle olan bağım arttı ve hayat beni bu yöne iteledi. Annem çocukken
Oğuz Aral’ın yanına götürürdü. Gırgır dergisine gittiğimizde Oğuz Aral
bizimle çok ilgilenirdi. Bu alanda uzmanlaşmam gerektiği yönünde beni
etkiledi. İktisatla uğraşırken bu alanın bana uygun olmadığını anladım.
İçimdeki çocuk sürekli çizim yapmamı istiyordu. Yaklaşık 17- 18 yıldır
karikatürcülükle uğraşıp, karikatürle para kazanıyorum.
Babanızım mesleğinden dolayı mı? Maliyeyi okudunuz.
Evet, babam maliyeci olduğu için benimde maliyeci olmamı isterdi. Orta
öğretimimi düz lisede okumak istiyordum, sonra babam beni ikna edip
maliye lisesine yerleştirdi. Maliyeci olmamı arzuluyordu. Emekli sandığı
mensubu olmamı istiyordu. Fakat benim içimde hiçbir zaman böyle bir
duygu yoktu. Babamın bana dediklerini yaptım, uygulamaya çalıştım.
Akademiye gitmek istedim olmadı. Belli bir olgunluktan sonra ipler bana
geçince bende yapmak istediğim, çizime devam ettim. Garantili bir iş
değil aynı zamanda riskli bir iş ama yapabildiğim bir iş bu.
Üniversitede iktisat bölümünü bıraktınız mı?
Üniversite de iktisat bölümünden mezun oldum. Mimar Sinan Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesini okumadım. Çizim ve mizah konusunda kendi
kendimi yetiştirdim. Çizimde kendimi geliştirince mizah dergilerinde işe
başladım. Önce Gırgır
dergisinde amatör olarak çalıştım. Oğuz Aral’ın
Avni ve Gırgır dergisinde para kazanmaya başladım. Çizgi roman çizdim,
derken dergilerden, Sabah gazetesine çizmeye başladım. Gazetede
illüstratör ve grafiker olarak çalıştım. Uzun bir süre bu şekilde devam
etti. Sabah gazetesinde Salih Memecan bizim müdürümüzdü.
Karikatür çizmeye devam ederken, Salih Memecan; ‘’ Gazetede bir köşe
yapıp, günlük karikatür çizelim.’’ fikrini bana iletti.
Daha sonra gazetenin dördüncü sayfasında yaklaşık iki sene boyunca
karikatür çizdim. Bölümün adı Estanteneler’di. Hayattan gözlemler ve
hayatın ince detaylarını konularıma işledim. Servet Gürbüz adlı
karikatürcü arkadaşım vardı. ‘’Neden bir tip yaratmayalım’’ dedi. Sonra
Genco adında bir karakter yarattık. Klasik Anadolu’dan şehre göçmüş bir
genç, ailesiyle yaşıyor. Genco’nun hikayelerini ,komik ilişkilerini
anlatıyordu.
Sonra Penguen dergisine götürdüm. Penguen dergisi Genco’nun
çizimini istediler. Yaklaşık 2-3 sene onu
çizdik. Daha sonra kendi başıma yeni bir dergi olan Ortam’da çalıştım.
Köken olarak aynı farklı çizimler çizmeye başladım. Bu çizimler uzun
süre devam etti. Sabah gazetesi grubuna bağlı Para diye bir ekonomi
dergisi var. O dergide illüstratörlüğünü (resimleyici) de yapıyorum.
Dergide artistik görsel düzenlemelerini yapıyorum. Sigortalı iş olarak
burada çalışıyorum. Günümüz şartlarında gemimi yürütmeye çalışıyorum.
Biraz daha geriye dönecek olursak. Karikatüre başlamanızın sebebi
evdekilerin ilgisi mi , yani ağabeylerinizin eve getirdiği dergiler mi?
Evdekilerin, abilerimin karikatürle ilgilenmeleriydi. Bende uzaktan
uzağa ağabeylerimi izlerdim. Kafam, ne fiziğe ne de matematiğe
çalışıyordu. Bu konuda oldukça meraklıydım ve güzelde çiziyordum.
Bizimde sülaleden gelen bir yetenek var. Babaannem Zennure, (Hacı
Rızanın karısı) o da kilimler yapar desen tasarımları konusunda oldukça
başarılıydı. Sanırım ondan aldığımız bir gen beni etkiledi. Değilse bile
kendiliğinden ortaya çıkmışta olabilir. Tek yapabildiğim iş bu, başka
bir şeyi de kıvıramazdım. Yazı konusunda da fena değilimdir. Gözlem
konusunda oldukça başarılıyım. Edebiyatla fazla uğraşmam, fazla kitap
okumasam da İyi bir gözlemciyimdir.
Tiplemelerinizi yaratırken mesela Genconun yalan dünyasını,
Estanteneleri yaparken, Genco’nun yalan dünyası bir senaryo gibi uzun
süre (sanırım2-3 yıl gibi) sonrasında mutlu sonla bitiyor. Önceden
düşünerek mi yapıyorsunuz yoksa yürüyorken ona yön mü veriyorsunuz?
Pek mutlu son değildiydi. Yürürken yön veriyoruz aslında hep hüsranla
bitiyor. Hüsranla bitmesi gerekiyor. Benim kafamda hep hüsran var ama
okuyucular hep istiyor ki sonu iyi olsun. Bana kalırsa durmadan madara
etmek isterim. Gerçekten kopmak istemem. Ama insanlar
kendilerini bu
çizdiğim tiplemeler yerine koyuyorlar. İstiyorlar ki bu kadar ezilmesin.
Daha iyi bir durumda olsun. Mecburen bende iyileştirmek için kasıyorum.
Açıkçası içimden geleni yapamıyorum. İyi olsun temennileri, sonucu ister
istemez etkiliyor.
Konu bulmak yâ da malzeme toplamak için dışarıda dolaştığınız
oluyor mu? Malzeme toplamak için çaba gösteriyor musunuz? Bir söyleşide
ben malzemeyi genelde arkadaş ortamında buluyorum demişsiniz. Konuşurken
bir anda bunu çizebilirim diye düşünüyor musunuz?
İlk başta öyleydi. Arkadaş ortamında konuştuğumuz mevzuları ele aldım.
Konuyu ele alırken başkaları da bunları duysa güler dediğim şeyleri
çizmeye çalıştım. Benim dikkat ettiğim detaylara başkaları da dikkat
ediyor mu başkaları da varsa ki eminim vardır. Bu onlara da komik
gelebilir diye düşünüyorum. Bu tür çalışmalar tabi ki zaman geçtikçe
yakıt tükeniyor. Depoda malzeme kalmayınca dışarıya çıkıp arayışlara
giriyorsun. Hareketler, çevrenden, kaldırımdan, taştan, topraktan yeni
fikirler bulmaya çalışıyorsun. Açıkçası biraz zorlanmaya başlıyorsun.
Eskisi gibi rahat değilim.
Yaptığım araştırmalarda sizin için insanlar söyle düşünüyor. Pek
güldürmüyor ama tiplemeleri bizim hoşumuza gidiyor. İnsanları güldürmek
gibi bir amacınız var mı?
Güldürmek gibi bir amacım yok. Benim amacım; hakkâkten de böyle
dedirtmek istiyorum. Bende onun gibi düşünüyordum, diyen insanları
bulmaktır. Herkes benim gibi düşünmüyor. Benim gibi düşünen adamlarında
bizde varız, düşündüğüm şeylerde bazen iyi olmayabiliyor. Bazen gıcık
kaptığım şeyleri, öfkelerimi, nefretlerimi söylemek istiyorum. Birini
takdir etmek istiyorsam onu belirtmek istiyorum. Benim gibi düşünen
adamlar varsa bizde varız kelimesini dile getirmek istiyorum. Yoksa
hiçbir zaman bir espri bulayım da çizeyim gibi derdim olmadı. Onu
beceremem de zaten. Hayatın içinde doğal komiklikler vardır ya nasıl
diyeyim şimdi burada UFO ısıtıcı var. Mesela ufo’nun üzerinde gerçeğini
sahtesinden ayırt etmek için flamentin üzerindeki kabartmaya gözüm
kaçıyor. Acaba başkalarının da dikkatini çekiyor mu? Hani tırsalım mı o
aletten, ne yapalım? Kim üretti bunu? Falan gibi sorular geliyor insanın
aklına… Belki insanın aklına gelen şu soruları kimse yazıp çizmiyor,
bekli de tenezzül etmiyor. Ben bunları da yazıp çizebilirim. Maden
kafamızda ne geçiyorsa, onu bulup çizmeye çalışıyorum.
Mesela toplumda hep ters giden şeyle olur ya ben bir kez takip
etmiştim. Eski ve yeni otobüslerle ilgili bir karşılaştırma yapmıştınız.
Toplumsal sorunları dile getirme amaçladığınız bir durum mu?
Toplumsal sorun demeyelim de yaşadığım zorluklar. Ben kendimi baz
alırım. Mesela otobüse binmeyen bir adam olmasaydım, bunu yapmazdım.
Yaşlı bir teyzenin otobüse binerken yaşadıklarını konu almıştınız?
Evet, bir güç verilse devlet başkanlığı gibi, bir diktatörlük nasip
olursa, yapacağım ilk iş Magirus minibüsleri kaldırmaktır. Onları derhal
yok etmek istiyorum. Nefret edilecek bir konu, Türkiye’nin en büyük
sorunlarında birisi. Ben bunu dile getirmek istiyorum. Daha önemli
politik durumlar vardır. Ben bundan rahatsızım. Ben o kötü otobüslere
binmek istemiyorum. Mercedes’e binmek istiyorum. Büyük mevzulara
başkaları bakıyor, ufak mevzulara ben bakarım.
Bir mizah yazarı olarak ülkenin içinde bulunduğu durumu nasıl
görüyorsunuz. Mizahçı olarak bunu nasıl çizmek istiyorsunuz?
Genel durum hakkında değil de bana yansıyan durum hakkında bilgi
vereyim. Mesela eskide hastaneye gittiğim zaman sevkler, bilmem sağlık
karnesi, cartlar, curtlar, ıvırlar, zıvırlar la uğraşıyorduk. Şimdi
gidiyorum bir tane vatandaşlık numarası verip eskisinden çok daha kolay,
zahmetsiz bir şekilde tedavi oluyorsun… Eskiden parasız yapılacak
şeylerde, şimdi eczaneye gidiyorum benden ekstradan para istiyorlar buda
ayrı bir konu… İyi gibi görünüyor ama bundan sonra ne olacak bir cevap
bulamıyorum.
En son okuduğunuz kitap hangisidir?
Yoğun olarak kitap okumam. En son Olasılıksız’ı okudum.
Babanız hakkında bize bilgi verir misiniz?
Babam bir devlet memuru, doğudan batıya göçmüş kendisince elinden geleni
yapmış iyi yürekli birisidir. Benimde kendisi gibi memur olmamı isterdi.
Belli bir olgunluktan sonra kendi yolumu çizince, beni engellemeye
çalışmadı yani yoluma taş koymadı. Daha sonra kendimi geliştirmem
konusunda beni destekledi.
Yaş ilerledikçe sanatsal baz da üretkenlik artar mı? Yoksa genç
yaşta üreticilik daha mı fazla olur?
Genç yaştaki enerjiyle bugünkü kafam bir arada olsaydı, daha iyi olurdu.
Gün geçtikçe insanın endişeleri artıyor. Ekonomik sıkıntılar, eskisi
gibi özgür olamıyorsun. Geçmişte daha iyi çalışıp kafamı geliştirseydim
daha iyi olabilirdi. Üretken olma konusunda düşüncelerimi
geliştirebilirdim. En verimli dönemlerimi çok verimli geçiremedim.
Abinizin gazeteci olması sanatsal anlamda yaşantınızı nasıl
etkiledi?
Abim mizahçıdır, muhabbetçidir, sağlamdır. Benim mizah anlayışımı
etkilemiştir. Kendisi çok komik biridir. Ondan çok şey arakladım.
Karyader adında bir derneğimiz var. Sizce sivil toplum örgütleri
olmalı mı?
Olmalı ama bu sivil toplum derneklerinde fedakâr üyeleri olmalı.
Hangimiz o kadar fedakârız bilmiyorum. Kendi ailemize, eşimize,
çocuğumuza, kendimize yeterince vakit ayıramıyoruz. Bu tempoda emek sarf
edip olağanüstü bir gayretle bu konularda seslerini duyurmaları gerekir.
Dernek zorunluluktur amaç, hedef, samimiyet önemlidir.
Sitemiz ailenin buluşma noktasıdır. Her türlü paylaşımı site ortamında
gerçekleştiriyoruz. Tamamen öznel bilgilerle donatılmış siteyi inceleme
fırsatınız oldu mu?
Siteye birkaç kez girdim. Üye olma konusunda sıkıntı yaşadım. İnternet
ve bilgisayarı kullanmıyorum. İnternete fazla takılamıyorum. Msn ye bile
giremiyorum. Ama bundan sonra girip siteye bakacağım. Sıra dışı bir
durum görünce takdir edeceğim. Site iletişim adresidir. Bu çabayı
gösteren kişilere saygı duyarım. Gerçekten vakit ve özveri gerektiriyor.
Bu özveriyi gösterenleri takdir etmek gerekir. Emeği geçenlere Teşekkür
ediyorum.
Sizinle burada buluşmak bize büyük zevk verdi. Karakurtlar36.com adresi,
aile ve dostların buluşmasına katkı sağlamaya devam ediyor.
'Hayatı Erteleyen Adam' kitabınızdan
sonra, başka kitaplarınızı da beklemekteyiz. Yaşantınızda başarılar
dileriz.
Röportaj / Röportaj Nedir? / Röportaj Nasıl Yapılır? / Röportaj Soruları / Röportaj Örnekleri / Röportaj Özellikleri