İlk Türk Kadın Kimyager: Remziye
Hisar, Fransada Sorbonne Üniversitesinde Marie Curie'nin ders verdiği
dönemlerde okudu ve kendi alanında Türkçe ve Fransızca kitaplar
yayımladı.
İlk Türk Kadın Doktor: Safiye Ali
ise eğitimini 1921 yılında Almanya'da tamamlamıştır.
İlk Kadın Avukat: Güzide Lütfü:
1928 yılında İstanbul Barosuna 1127 sicil numarasıyla kayıt olan ilk
kadın avukat idi.
Hepimizin bildiği Sabiha Gökçen hem Türkiye’nin hem de dünyanın ilk
kadın savaş pilotuydu.
Dünya’daki Bilim Kadınlarından Örnekler
Marie Curie; fizik ve kimya
üzerine çalışmalar yapmıştır. 1 Kasım 1867- 4 Temmuz 1934 yılları
arasında hayat sürmüş olan Curie Polonya doğumludur. Yaptığı çalışmalar
dünya bilimi adına çok önemlidir; öyle ki Nobel ödülüne layık
görülmüştür. Kimya alanında yaptığı çalışmalarda genellikle
Uranyum elementini kullanmıştır. Uranyum radyoaktif bir maddedir ve
Curie de bu radyoaktiviteyi geliştirmiştir. Bu başarılı kadın bilim
insanı ayrıca Fransa’da ilk doktora unvanı için çalışan kadın olmuş
doktor unvanına hak kazanmıştır.
Marie Curie Polonya’nın Varşova
şehrinde, matematik ve fizik öğretmeni bir baba ile kız yurdu müdiresi
bir annenin üç evladından biri olarak dünyaya gelmiştir. Ancak iki
ablası da o dönemde ciddi bir hastalık olan tifüs hastalığına
yakalanarak ölmüştür.
Mezun olmadan 1 yıl önce 1895′te
Pierre Curie
ile tanışmıştır. Aynı yıl da bu iki bilim
insanı hayatlarını birleştirmişlerdir. Bundan 1 yıl sonra 1896′da mezun
oldu ve diplomasını alır almaz uranyum elementi ile ilgili çalışmalar
yapmaya başladı. Çalışmaları kızına 1897′de hamile kalması ve ardından
da doğumu nedeniyle bir süre duraklasa da 1 sene çalışmadan durabildi.
1898 yılında radyoaktivite üzerine çalışmalarını daha iyi
sürdürebileceğini keşfettiği toryum üzerinde çalışmaya karar verdi.
Polonyumun bulunması ise uranyumun radyoaktif olarak bir süre ışınım
yapmasıyla olmuştur.
Hocaları Becquerel’in adıyla anılan Nobel Fizik ödülüne layık
görüldü ve ardından ikinci ödül de geldi. 1911 yılında da ikinci kez
Nobel ödülüne layık görüldü. Onu Nobel
ödülüne götüren çalışmaları ise polonyum ve radyum ile ilgili
çalışmalarıdır.
Tüm hayatı boyunca radyoaktif maddeler hayatında olmuştur. Bu nedenle
vücudu büyük zarar görmüştür ve en sonunda Fransa’nın Savoy şehrinde kan
kanseri sonucu hayatını kaybetmiştir.
Hayatını bilime adayan Curie; radyum, polonyum ve radyoaktiviteyi
bulmuştur.
Hypatia : (M.S. 370-415)
İskenderiyeli astronom ve matematikçi
Theon’un kızı Hypatia’yı anlatalım. Bilimi ve zerafeti ile olduğu kadar
güzelliği ile de ünlü olan bu filozof ve matematikçi Grek hanım Atina’da
eğitimini tamamladıktan sonra İskenderiye’ye yerleşmiş ve orada bir okul
açmıştır. Zamanında yaşayanlarca filozof İsidorus’un karısı olduğu
söylenmişse de, bunda bir yanılgı olduğu sanılmaktadır; çünkü güvenilir
yazarlara göre Hypatia hiç evlenmemiştir. Babasından aldığı sağlam fikir
yapısı ile kendisini Platon’un izinde buldu ve İskenderiye’de Platon,
Aristo ve Suda gibi diğer filozoflar üzerine halka açık dersler verdi.
En önemli öğrencisi Synesios’dur. Sonradan büyük filozof olan bu
öğrencisi ona hayranlığını ve ilmine duyduğu takdirlerini bildiren pek
çok mektup yazmıştır. Bu mektuplar felsefe tarihi kitaplarında bugüne
kadar gelmiştir. Buna karşın Damaskios ve onun hocası İsodoros, Hypatia
için filozof olarak büyük takdirlerini söylerken İskenderiye’deki Platon
geleneğinin etkisi altında kalmayıp, kendi kararını verseydi geometride
daha ileri olurdu fikrini ileri sürmüşlerdir. Sinosios ve Herakles’in
yetişmelerinde öğretmenleri Hypatia’nın üstün gayreti teşekkürle
anlatılmaktadır.
Hypatia çeşitli bilim dallarında çalışmıştı; yaratıcı olmaktan çok bir
eleştirmen ve yorumcu (commentator) idi. Astronomik tablolar, Appolonius
konik kesitleri ve Diophant üzerine yorumları vardır.
Hypatia’nın en parlak zamanı Arkadius’un hükümranlığı dönemine,
415′deki trajik ölümü de Arkadius’un halefi devrine rastlar.
Hypatia’nın İskenderiye’de yeni Platonculuğu yansıtan felsefesi,
yaklaşımı bakımından Atina okuluna göre daha araştırmacı ve bilimsel
nitelikteydi, ayrıca Atina okulu kadar mistik eğilimler taşımıyordu.
MÖ 3. yüzyıldan başlayarak altıyüz yıllık bir süre boyunca insanların
İskenderiye’de başlattığı düşünsel ortamdan sonraki baskı, öğrenmekten
korku bütün izleri yok etmiştir. Hıristiyanlıktan sonra filozoflar
takımı Roma hükümdarının himayesinde olmaya devam ettiler ve yeni eğitim
hiçbir şekilde yığınlara mal edilmedi. Hükümdar Julyana Apostata’nın
onlara verdiği koruma, ölümünden on yıl sonra da devam etti. Hypatia o
dönemde ilk Hıristiyanlarca büyük ölçüde putperestlikle özleştirilen
öğrenim ve bilimi simgeliyordu. Bu nedenle İskenderiye’de Hıristiyanlar
ve Hıristiyan olmayanlar arasındaki gerginlik ve çatışmaların öne çıkan
ismi olarak görülüyordu. Eski aydınlanmanın temsilcisi olan Hypatia,
Pitolemais şehrinin putperest valisi Orestes’in himayesine sığınır,
Rahip Cyrillos’un İskendiriye’ye Başpiskopos olmasından sonra
gerginlikler daha artar ve onun yandaşlarının oluşturduğu bir kitle
tarafından sokakta araba altında linç edilir.
Önceleri Makedonyalılar, sonra Romalı askerler, Mısırlı rahipler, Yunan
aristokratları, Fenikeli denizciler, Yahudi tacirler, Hindistan ve Güney
Sahra’dan gelen ziyaretçiler İskenderiye’nin parlak döneminde büyük bir
uyum içinde yaşamışlardı. Büyük İskender’in kurduğu bu şehrin muhteşem
bir kütüphanesi ve buna bağlı bir müzesi vardı. Bilim ve düşünce
ürünleri burada çiçek açmıştı; pek çok bilim adamının yanında
İskenderiyeli Theon ve kızı Hypatia da bu kütüphaneye devam edenler
arasındaydı. Bu kütüphane de fanatikler tarafından yakılmıştır.
Sonja Kowalewsky: ( 1850 - 1891 )
Güzel, hırslı ve başarılı…
15 Ocak 1850′de Moskova’da aristokrat bir ailenin kızı olarak doğan
Sonja Korvin Kroukowka, küçük yaşından itibaren matematik çalışmaya
başlamıştı. Sonja’nın yurt dışında öğrenim görme arzusu onu Almanya’nın
Heidelberg Üniversitesi’ne götürdü. E.T. Bell’e göre bu çok yetenekli
genç kız, yalnız yeni zamanların en yüksek kadın matematikçisi değil,
aynı zamanda kadının özellikle yüksek öğretimdeki yeteneksizliği fikrine
karşı, bağımsızlığa kavuşması cerayanının önderi olmuştur.
1869 sonbaharında 19 yaşında göz kamaştırıcı bir genç kız olan Sonja,
Heidelberg’de Leo Königsberger’in eliptik fonksiyonlar, Kirchoff ve
Heltmotz’in fizik derslerini izler. Weierstrass’ın ilk öğrencilerinden
olan Königsberger durmadan Sonja’ya hocasını methediyordu. Sonja
Weierstrass’ın iliminden yararlanmak için onunla konuşmaya karar verir.
1870′lerde evlenmemiş kız öğrencilerin durumu bir bakıma anormal
görüldüğünden, Sonja dedikodulardan kaçınmak amacıyla “şeklen evlilik”
denilen bir anlaşma yaparak, Almanya’ya giderken kocasını Rusya’da
bırakır. Weierstrass’a başlangıçta evli olduğunu söylemez.
Weierstrass’ın öğrencisi olmak arzusuyla Berlin’e gittiğinde Sonja yirmi
yaşında, canlı, kararlı ve çok ciddi idi. “Weierstrass hiç evlenmemişti,
ama güzel bir kadının ayağına gelmesiyle sıvışıp gidecek kadar ürkek bir
bekar değildi.” diyor Bell. Sonja aynı zamanda parlak bir yazardı, bir
genç kız olarak matematik ve edebiyat kariyerini seçmekte uzun zaman
tereddüt etti. Sonradan dinlenmek için Rusya’ya döndüğünde, kendi
anıları üzerine yazdığı kitap İskandinav ülkelerinde basılmıştır. Bunun
yayınından sonra Rusya ve İskandinavya’daki edebiyat kritikleri,
Sonja’nın stil ve düşünce bakımından en iyi yazarlara eriştiğini
söylemişlerdir.
Sonja Satürn’ün halkası teoremi ile de uğraştı. Matematik fizikte, ikinc
imertebeden kısmi türevli diferansiyel denklemler üzerindeki
yayınlarıyla ünlü Fransız matematikçileri Darboux ve Hadamard’la Sonja
Kowalewsky ismi de yer almaktadır.
Bu büyük ödülden iki yıl sonra kısa süren bir hastalığın ardından 10
Şubat 1891′de Stockholm’de öldü. Weierstrass ise altı yıl sonra 1897′de
öldü.
Sophie Germain:(1776-1831)
Matematik dünyasına girebilmek için erkek ismi…
Sonja Kowalewsky’den önce yaşamış Fransız hanım matematikçisi Sophie
Germain’i anlatmak için, Kowalewsky’nin hocası Weierstrass’dan söz
ettiğimiz gibi, bu defa bilimlerin kraliçesi matematiğin prensi
Gauss’dan söz etmek gerekiyor. Almanya’nın Braunschweig şehrinde 1777′de
fakir bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Gauss, çocukluk çağında
parlayarak, genç yaşlarında
matematiğe
kesinlik getirme ve yeni devir açma mertebesine erişir. O çağlardaki
hocalarının ve onlar vasıtasıyla Braunshweig Dükü Ferdinand’ın
destekleriyle büyük çalışmalar yapmak imkanını buldu. Esas konumuz Gauss
olmadığı için onun için söylenmesi gereken güzel sözleri bir tarafa
bırakarak; sadece şaheseri Disquisitiones Arithmatica’yı zikredelim.
Gauss, araştırmaları için kendisine danışanlarla yazışmalarında,
bilimsel ilişkilerinde çok yürekli davranırdı.
Hiç görüşmemelerine rağmen, Sophie Germain’e bilimsel olarak gösterdiği
ilgi, o devirdeki bir adam, üstelik bir Alman için eşine az rast gelinir
bir olaydır diyor E. Bell.
Fransız matematikçisi Sophie Germain (1776-1831) Gauss’dan bir yaş
büyüktür. Disquistiones Arithmetica’ya hayran olup, bundan ilham alan
Sophie Germain, aritmetik üzerine bazı çalışmalarını Gauss’a mektupla
göndermiş, fakat Gauss’un bir
kadın matematikçiye olumsuz bir kanısı
olabileceğinden çekinerek mektuplarında bir erkek adını, M. Leblanc’ı
kullanmıştı. Gauss, bu mektupları derin takdir besleyerek mükemmel
Fransızcası ile yanıtlıyordu.
Emmy Noether: (1882-1935)
Büyük cebirci
Sonja Kowalewsky’den 30 yıl sonra doğan Emmy Noether’in modern soyut
bilime katkılarını anlatmak için daha bilimsel bir yazı çerçevesi
gerekir. Üniversite öğrenciliğim sırasında, rahmetli hocam
Cahit Arf’ın cebir ve ileri
sayılır teorisi derslerinde Noether ismini çok duymuştum, ama kendisinin
bir büyük hanım matematikçi olduğunu sonradan farkettim; soyadının
önündeki harflere dikkat etmemişim herhalde… Çünkü babası Max Noether
(1844-1921) Almanya’da yaşamış, cebirsel fonksiyonlar teorisi, cebirsel
geometride sayısız teoremleri ile tanınmış bir matemakçidir. Erlangen’de
doğan kızı Emmy, önce Göttingen’de profesör olmuş, modern cebire önemli
katkılarda bulunarak sayısız öğrenciler yetiştirmiştir. Topoloji ve
ideal teorileri ve Galois teorisinin modern takdimi üzerindeki
araştırmaları ile adını dünyaya duyurmuştur. 1933′de Yahudi olduğu için
Alman Nazizmi’nden kaçmak zorunda kalarak, ABD’ye göç etmiştir. Yine
orada önemli bir kolej olan Bryn Mawr College’de profesörlüğe
başlamıştır. O da, oldukça genç ölmüştür. Daha uzun yaşasaydı matematik
çok şeyler kazanacaktı.
Alman matematikçisi Landau’a göre Emmy, N. ailesinin başlangıç (orijin)
noktasıdır.
Jane Marcet
Kadınlar erkek arkadaşlarından daha geniş
bir bağlamda, bilimin yaratacağı eğitimsel olanakları da gördüler. Jane
Marcet'in 1806’da yazdığı “Kimya Üzerine – Deneylerle” (Conversations in
Chemistry, in which the elements of that science are familiarly
explained and illustrated by Experiments) gerçek anlamda bir popüler
bilim kitabı sayılabilecek ilk kitap olmuştu. Bu kitabın 15.
baskılarından biri ünlü fizikçi
Michael Faraday için bilimin
heyecan verici kapısını açtı.
Mary Fairfax Sommerville
Mary Fairfax Sommerville 1834’de tüm
çağdaş fen bilimleri alanlarının (fizik, kimya, astronomi) prensip ve
yöntemlerinin ortaklığına dikkat çeken “Fiziksel Bilimlerin Bağlantısı
Üzerine” (On the Connexion of the Physical Sciences) adlı kitabını
bitirdi. Kitap, Türkçe'ye
“bilim insanı”
olarak çevirebileceğimiz “scientist”
sözcüğünü de türeten William Whewell tarafından olumlu bir gözden
geçirme ile yayınlandı. Şaşırtıcı bir şekilde bu kelime 1834’den önce
kullanılmıyordu. Bu kitap kısa sürede on baskı yaptı ve yarım yüzyıldan
daha uzun bir süre boyunca bilimsel ilerleme fikrini biçimlendirdi.
Rosalind Elsie Franklin
Rosalind Elsie Franklin DNA, virüs, kömür
vb. yapılarının anlaşılmasında büyük katkılarda bulundu. Genç bilim
kadını, öğrendiği X ışınları kırınım yöntemini kullanarak DNA'nın
yoğunluğunu, sarmal biçimini ve başka önemli özelliklerini saptadı.
Fakat Rosalind’in DNA sarmalına ilişkin fotoğrafını kullanan ve bu
çalışmalarıyla Nobel Ödülü alan James Watson ve Francis Crick,
çalışmalarına öncülük eden kişi olan Franklin'den çok, arkadaşı
Wilkins'in adını anıyorlardı. Bilim dünyası, uzun bir süre boyunca bu
bilim kadının çalışmasının görmezden gelinmesini tartıştı. Bilim
kadınları sunusunu
indirmek için tıklayınız...
Bilim İnsanları / Bilim İnsanları Hayatı Kısaca / Bilim Kadınları / Aforizmalar / Bilim İnsanları Capsleri / Bilim İnsanı Sözleri Tweet
Bilim İnsanları
/ Ünlü
Yazarlar /
Ünlü
Ressamlar /
Ünlü Müzisyenler /
Türk Büyükleri
/ Türk Bilim
İnsanları /
Ünlü Matematikçiler
/ Ünlü
Fizikçiler