Farklı anlamlara gelseler dahi yazılış
ve okunuşları aynı olan sözcükler
eş
sesli sözcükler olarak
bilinir. Aynı zamanda sesteş sözcükler olarak da dile
getirilmektedirler. Bu sözcüklerde aynı harfler kullanılır ve aynı
şekilde kelime oluşturulur.
Aynı şekilde yazılıp okunan, dolayısıyla da ses bakımından
birbirinin aynısı olan; ancak anlamları
birbirinden tamamen farklı olan sözcükler arasındaki anlam ilişkisine
"eş sesli kelimeler" diğer bir
ifade ile
"sesteş kelimeler" adı verilir.
Eş sesli kelimeler: Bağ, diz, dil, dolu,
ekmek aç, alay, bin, ay, atlet, at, bel, boğaz, çay, cilt, hayır, güç,
koca, kazan, koy, ekmek, iç, in, pazar, ocak, soluk, satır, sağ, yaz,
yat, yaş, yar, yüz, sıra. Bu şekilde daha birçok farklı eş sesli
kelimeleri Türkçe içerisinden söylemek mümkündür.
Eş sesli (sesteş) cümle örnekleri aşağıdaki
gibidir.
✔Yılanı gören
at birden şaha kalktı.
Mutfaktaki bozulmuş malzemeleri çöpe
at.
✔Küçücük bir
kara parçası için savaş çıkacaktı.
Senin
kara gözlerin aklımı başımdan
aldı.
✔Her
yaz yaylaya çıkar, orada yarım
kalan hikayesini
yazmaya çalışırdı..
“Eş sesli – sesteş kelimeler”
bir dilin zenginliğini ifade eder. Bu nedenle bir metni sağlıklı bir
şekilde okuyup anlamak ve Türkçemize tam anlamıyla hakim olabilmek için
dilimizde yer alan bu “Eş sesli sözcükler“i de bilmemiz gerekir.
Eş Sesli Kelimeler Listesi
-A-
Aç: Uzun süredir yemek yememiş biri, yemek yemesi gereken
Aç–: Kapalı olan bir şeyi açık duruma getirme işi, eylemi (açmak)
Açık: Kapalı olmama durumu
Açık: Bir şeyin renginin koyu olmaması
Açık: Kıyıdan uzak olan denizin bir noktası
Ağız: Canlıların yemek yediği, nefes aldığı bir organ
Ağız: Bir dilin bölgelere göre farklı konuşulması
Ağız: Bir kabın, kutunun açık olan kısmı
Ağız: Üslup, bir konuşmanın ifade ediliş tarzı
Ahu: Ceylan
Ahu: Güzel kadın
Ağ: İplikten yapılma kafes benzeri örgü
Ağ: İletişim ve
ulaşımda yaygınlığı ifade etme
Ağ: Oyun alanını ikiye bölen, kale direklerine gerilen örgü
Ak: Siyah rengin karşıtı, beyaz
Ak-: Sıvı maddelerin bir yerden bir yere doğru gitmeleri eylemi (akmak)
Ak: Temiz, dürüst
Al: Kırmızı renk, kan rengi
Al-: Elle ya da başka bir şeyle bir varlığı tutup kaldırmak (almak)
Al-: Satın almak (almak)
Al-: Ele geçirmek (almak)
Akide: Din, inanç
Akide: Erimesi güç olan bir şeker türü
Akrep: Zehri olan bir böcek türü
Akrep: Saatin küçük olan ibresi
Akrep: Yıldız gezegenlerinin adı
Alay: Bir asker topluluğu
Alay: Bir kimsenin kusurlarını eğlence konusu yapmak
An: Zamanın bölünemeyen en küçük birimi
An-: Bir kişiyi – bir şeyi hatırlamak, bahsetmek (anmak)
Arı: Bal yapan, iğnesiyle sokan bir böcek türü
Arı: Arınmış, saf olma durumu
Arı: Temiz
Arş: Müslümanlığa göre en yüksek gök katı
Arş: Askeriyede yürü komutu
Arz: Sunma
Arz: Üst makama bildirme işi
Arz: Piyasaya bir malı sürme
Asma: Dalları yayılan bitki, üzüm
Asma-: Bir şeyi sarkacak şekilde sarkıtmak (asmak)
Asma-: Bir kişiyi iple idam etmek (asmak)
Asma-: Bir işi sebepsiz yere yapmamak, yerine getirmemek (asmak)
At: Binmek, taşımak gibi hizmetlerde kullanılan bir hayvan
At: Satrançta L şeklinde hareket edebilen bir taş
At-: Bir şeyi başka bir yere doğru fırlatmak, bırakmak; rastgele bir
yere koymak eylemi (atmak)
At-: Birini kovmak, dışarıya çıkarmak, görevini sonlandırmak (-den
atmak)
Atlas: Parlak ve sıkı dokunmuş ipek kumaş
Atlas: Dünyanın ya da bir bölgenin bir araya getirilmiş harita kitabı
Atlet: Kolsuz ve askılı olan fanila çeşidi
Atlet: Atletizm sporcusu
Ay: Bir yılın on ikide biri / 30 günlük süre
Ay: Dünyanın uydusu olan gök cisminin adı
Ay: Bir şaşma, korkma, acı vb. duyguları ifade eden söz
Ay-: Kendine gelmek, gerçeği anlamak (aymak)
-B-
Bağ: Üzüm ağaçlarının bulunduğu bahçe / meyve bahçesi
Bağ: İki şeyi birbirine tutturmak için kullanılan nesne
Bağır: Göğüs / Göğüsün ön tarafı
Bağır-: Yüksek sesle konuşmak / azarlamak (bağırmak)
Bahar: Mevsim adı / Gök bilimi
Bahar: Bir tür baharat çeşidi
Bar: Erzurum ve Artvin bölgelerinde ağır bir şekilde oynanan halk oyunu
Bar: İçkinin ve dansın olduğu eğlence mekanı
Bar: Hava basıncıyla ilgili birim
Bar: Halterde ağırlıkların takıldığı demir çubuk
Basma: Renkli desenler bulunan pamuktan kumaş
Basma-: Ağırlığını vererek ayak tabanıyla bir şeyin üzerine koymak
(basmak)
Basma: Gazete, dergi, kitap vb. şeyler
Baş: İnsan ve hayvanlarda vücudun üst bölümünün bulunduğu bölge
Baş: Bir kitleyi yöneten kişi
Baş: Çıban
Bel: İnsan vücudunda kalça üstünde kalan bölüm
Bel: Tarım için toprak işlemeye yarayan nesne
Bel: Ses şiddeti birimi
Ben: Vücutta bulunan koyu renkli leke
Ben: Kişi zamiri
Ben: Tuzağa koyulan yem
Bere: Çarpma sonrasında vücutta oluşan çürük
Bere: Yuvarlak başlık
Bez: Ketenden ya da pamuktan yapılmış dokuma ürünü
Bez-: Bıkmak, usanmak durumu (bezmek)
Bez: Salgılama yapan bir organ
Bin: Bir sayı adı
Bin-: Bir şeyin üstüne çıkarak oturmak (-e binmek)
Bin-: Bir şeyin fiyatını arttırmak (-e binmek)
Birlik: Tek olma durumu
Birlik: Bir arada olabilme durumu
Birlik: Askeriyede bir topluluk
Biz: Birinci çoğul kişi zamiri
Biz: Bir şeyi delmede kullanılan çelik uçlu nesne
Boy: Bir varlığın uzunluğu
Boy: Ortak bir atadan gelen topluluk, kabile
Bozuk: Bozulmuş olan şey
Bozuk: Madeni para
Bozuk: Dokuz teli olan bir saz çeşidi
Bölük: Askeriyede yer alan bir birlik
Bölük: Bir bütünden kopmuş olan parça, kısım
-C-
Cazgır: Güreşecek kişileri yüksek sesle alana çağıran kişi
Cazgır: Fitneci
Cebir: Matematiğin bir kolu
Cebir: Zor, zorlama
Cihat: Din için yapılan savaş
Cihat: Taraflar, yönler
-Ç-
Çapak: Kirpiklerde ve göz kenarında kuruyan akıntı
Çapak: Tatlı su balığı
Çapak: Maden kazımı sırasında sıçrayan ufak parçalar
Çay: İçecek türü
Çay: Küçük akarsu
Çelik: Kısa bir şekilde kesilmiş dal
Çelik: Demir ve karbon alaşımı ile elde edilen maden
Çil: Çoğu zamanda yüzde oluşan kahverengi lekeler
Çil: Eti için avlanılan bir dağ tavuğu
Çile: Sıkıntı, zahmet
Çile: İpekten, pamuktan yapılmış iplik demeti
Çit: Arazi etrafına çekilen bir duvar türü
Çit: Pamuktan yapılmış basma
-D-
Dağ: Yer kabuğunun çevresine göre kıvrımlı bir şekilde yükselmiş bölümü
Dağ: Kızgın bir demir yardımıyla damga basmak
Dal: Bir ağacın gövdesinden yayılan kollar
Dal: Branş ifade eder
Dal-: Bir suyun içine tüm vücutla hızlaca girmek (-e dalmak)
Dam: Bir yapının üstündeki çatı
Dam: Dansta erkeklerin eşi
Dam: Köyde üzeri toprakla örtülü küçük ev
Dar: Ölçüleri yetersiz olan, geniş olmayan
Dar: İdamların gerçekleştirildiği direk
Devir: Kendine has belirgin özellikler gösteren zaman parçası
Devir: Dönme, tur
Devir-: Ayakta olan bir şeyi düşürmek, yatay hale getirme (devirmek)
Dil: Tatmaya ve yutmaya yarayan organımız
Dil: Lisan, insanların anlaşma sistemi
Dil: Gönül
Din: İnançlar ve kuralları
Din: Bir kuvvet birimi
Din: Bir şeyin en yüksek noktası
Diz: Bacağın ortasında yer alan eklem
Diz-: Nesneleri yan yana ya da üst üste sıralamak (dizmek)
Dolu: Bir yağış türü
Dolu: İçi boş olmama
Don: İç giysisi
Don: Hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesiyle suların buz tutması
Don-: Soğuktan dolayı üşümek, soğuk nedeniyle katı duruma gelmek
(donmak)
Düş: Rüya, uykuda beliren düşüncelerin bütünü
Düş: Gerçekleşmesi istenen şey
Düş-: Bir şeyin bulunduğu yerden hızla aşağıya inmesi (düşmek).
Eş anlamlı kelimeler listesini incelemek için
tıklayınız...
Zıt Anlamlı Kelimeler / Eş Anlamlı Kelimleler / Eş Anlamlı Kelimeler Kullanımı / Soyut Anlam / Somut Anlam / Öznel Nedir? / Çok Anlamlılık