Fryderyk Franciszek Chopin (1 Mart 1810,
Zelazowa-Wola - 17 Ekim 1849, Paris), romantik dönemin Polonyalı
piyanist ve bestecisi.
Bazı kaynaklarda doğum günü 5 Mart olarak gösterilir.
Chopin,
tam anlamıyla romantik bir sanatkar, fakat yine yaratılış bakımından
bambaşka bir şahsiyetti. Besteciliği bunu en açık bir şekilde gösterir.
Pek az eseri istisna edilirse besteciliği tamamen piyanoya vurmuştur.
Piyanodan kendini gösteren yeni tınlama imkanları çıkarmış, ayrıca
devrinin henüz ulaşamadığı tınıları bile keşfetmiştir.
Babası Fransız, annesi Polonyalı olup ömrünün büyük kısmını
şöhretini kazandığı Paris'te geçirmesine ve klasik müzik literatüründe
Fransız ismiyle anılmasına rağmen gönlü her zaman o dönem Rus işgali
altındaki vatanı Polonya'da olmuştur. Bu durumu ile Chopin devrinin
önemli karakterlerindendir. Milli sınırların üzerinde bir
müzisyendi denebilir. Zaten 19.yyda
ortaya çıkan yeni tip bir sanatkarın veya dahi virtüozların hali milli
bir sanatkar olmaktan çok evrensel bir sanatkar olmaktır.
Chopin, tam anlamıyla romantik bir sanatkar, fakat yine yaratılış
bakımından bambaşka bir şahsiyetti. Besteciliği bunu en açık şekilde
gösterir. Pek az eseri istisna edilirse besteciliği tamamen piyanoya
vurmuştur. Piyanodan kendini gösteren yeni tınlama imkânları çıkarmış,
ayrıca devrinin henüz ulaşamadığı tınıları bile keşfetmiştir.
Bununla birlikte armonilerinin geniş ve zengin ifade sahası, çok
farklı üstünlüğünü, bu melodiler ve onların ortaya konuşunda beliren
ritimlerin özel bir serbestlikle düzenlenişi ve sonunda lirik şiire has
bir tattan gelişerek yükselen ifade yeteneği gibi nitelikleriyle,
Chopin’in Fransız müziğinin ancak çok daha sonra varabildiği
özelliklerin ilk hatlarını tespit etmek mümkündür.
Ne kadar uzakta yaşasa da derin bir hisle vatanına daima bağlı
kalmıştır. Kendisinden önce konser salonlarında görülen mazurka ve
polonezleri folklör statüsünden çıkarıp sanat seviyesine yükselten odur.
Eugène Delacroix'ın fırçasından Frédéric-François
Chopin, 1838. Gerçekte, yeteneği küçük yaşta beliren ve genç yaşta
olgunlaşan bu müzisyen de çalışma yolunu tutmak zorunda kaldı.
Beethoven’in öldüğü sene Joseph Elsner’in öğrencisi olarak Varşova’da
genel dikkat ve ilgiyi üzerine çekti.
Viyana’da kaldıktan sonra Temmuz Devrimi sırasında Paris’e geldi. Orada
piyanist olarak ünlendi ve adı Avrupa'nın her tarafına yayıldı.
Besteciliği de orada gelişti ve yükseldi. 1837-1847 arasında Fransız
yazar George Sand (Barones Dudevant) ile inişli çıkışlı bir ilişki
yaşadı. Ömrü boyunca kırılgan ve zayıf olan bedeni 1849'da tüberküloza
yenik düştü. Cenazesinde kendi bestelediği Marche Funébre-Cenaze
Marşının (2.Piyano Sonatı-3.Bölüm) değil Mozart'ın Requiem'inin
çalınmasını istedi. Paris'te Pére-Lachaise mezarlığında gömülüdür.
Bilim İnsanları
/ Ünlü
Yazarlar /
Ünlü
Ressamlar /
Ünlü Müzisyenler /
Türk Büyükleri
/ Türk Bilim
İnsanları /
Ünlü Matematikçiler
/ Ünlü
Fizikçiler
Paris'te
Pére-Lachaise Mezarlığında Chopin'in mezarı Sanatçının kalbi ise
Varşova'da bir kilisede bulunmaktadır.
Chopin’in yeni bir fikri aristokrasisinin temsilcisi olarak gören
Schumann genç besteciyi sonsuz takdir ifade eden şu sözlerle alenen
selamlıyordu: “Şapkalarınızı çıkarın baylar, bir dahi geliyor.
Şair olmak için kocaman ciltler doldurmak gerekmez; bir iki şiirle bu
ünvana layık olabilirsin. Chopin de böyle şiirler yazmıştır”.
Impromptu (1991) isimli film kendisi ile George Sand'in tanışmasını konu
almaktadır. Filmde Chopin'i BAFTA ve Altın Küre ödüllü aktör Hugh Grant
canlandırmıştır. Filmde Judy Davis (George Sand) ve Emma Thompson da rol
almıştır.
Frederic Chopin Önemli Eserleri
Polonaise No. 6 La bemol majör