Hayaller insanın umut kaynağıdır, bitmez tükenmez bir hazinedir
onlar. Ne bir değer biçilir ne de satılır hayaller. Hayaller yeniden,
hep yeniden tutkuyla bağlar insanı yaşamaya ve gerçeğe bir başlangıçtır,
tüm olumsuzlukları elinin tersiyle iter, gerçeğe dönüşür ve hayatımızı
yeniden anlamlandırır.
Bir hayaldi her şey başlangıçta, sonra gerçeğe götürdü insanı; bilim
insanları hayal etmeseydi olur muydu onca buluş, icatlar ve teknoloji...
Hayalleriniz varsa, dünyanız renklidir.
Hayalleriniz varsa yürüyeceğiniz bir yol vardır.
Hayallerin sınırı yoktur.
Hayaller uçsuz bucaksız bir penceredir zamanla gerçeğe dönüşür.
Hayaller bembeyaz bir kâğıttır, üstünde istediğin gibi
karalayabileceğin…
Siz siz olun sakın hayallerimiz kırılacak diye onlardan vazgeçmeyin.
Önünüze engeller çıksa da, yolunuzu değiştirecek engeller ama sakın pes
etmeyin. Son kullanma tarihi yoktur hayallerin. Gidin, üstüne üstüne,
yürüyün, hayallerinize ulaşana kadar.
Bu hikâyeyi uzun zaman önce okuyup etkilenmiştim. Her ne kadar hikâye
olsa da hepsi de insana ders veriyor değil mi?
Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışta koşarak atları
terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğluna kadar
uzanır. Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere
uğramıştı.
Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir
kompozisyon yazmasını istedi hocası..
Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı
hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince
ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin
krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini
gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000
metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi.
Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi. İki
gün sonra ödevi geri aldı.
Kâğıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir "0" ve "Dersten
sonra beni gör" uyarısı vardı.
"Neden "0" aldım?" diye merakla sordu hocasına, çocuk.
"Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal" dedi,
hocası.
"Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği
kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık
hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkânsız" ve ekledi:
"Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden
yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm."
Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı.
"Oğlum" dedi babası "Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin
hayatın için oldukça önemli bir seçim!."
Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik
yapmadan geri götürdü hocasına.
"Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin" dedi..
"Ben de hayallerimi..".....
O orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000
metrekarelik evinde oturuyor.
Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı.
Öykünün en can alıcı yanı şu: Aynı öğretmen, geçen yaz 30 öğrencisini bu
çiftliğe kamp kurmaya getirdi.
Çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine "Bak" dedi,
- "Sana şimdi söyleyebilirim. Ben senin öğretmeninken, hayal
hırsızıydım. O yıllarda öğrencilerimden pek çok hayal çaldım. Allah' tan
ki, sen, hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın."
Hayal etmenin tek koşulu; güzel hissedebilmektir… Güzel hisseden, hayal
kuranlar en büyük işleri başaran kişilerdir.
Ne mutlu hayallerine sahip çıkanlara, hayallerinden sıfır alsalar
bile... Hayalleridir insanı geleceğe taşıyan. Umarım hayalleriniz hep
gerçek olur.
Yahya Karakurt / Eğitimci- Yazar / Diğer Yazıları / Karakter Eğitimi / İnovatif Düşünebilmek / Hayal Gücünün Tavanı Var mıdır? / Akıllı Geleceğimiz
Bilim İnsanları
/ Ünlü
Yazarlar /
Ünlü
Ressamlar /
Ünlü Müzisyenler /
Türk Büyükleri
/ Türk Bilim
İnsanları /
Ünlü Matematikçiler
/ Ünlü
Fizikçiler