Pozitif düşüncelerle yaşayan insanlar çevresindekilere ışık kaynağı
olurlar. Deniz feneri nasıl gemilerin rotasını bulmaya yardımcı
oluyorsa, her insanın içinde de kendine göre çizdiği bir yol vardır.
Hepimiz biriciğiz, yaşam hepimiz için farklı anlamlar taşır.
Uğraştığımız
ilgi alanı doğal olarak etki alanımızdaki kişileri de etkiler. Genel
olarak anne baba uğraşları çocuğa yansır yâda tam tersi olur. Baba
futbola ilgiliyse çocukta modelleme yaparak onu seçer.
Etki çemberimizi artırmak istiyorsak hayata karşı olumlu bakmalı,
gözlerimiz etrafına sevgi dağıtmalı. Başka insanlarda bizdeki o pozitif
yüklü enerjiyi almalı. Negatif enerji yüklü insanlar kendileriyle
barışık değildir. İçine kapanıktır, yeni bir üretim yapamaz.
Başarısızlık korkusu vardır. Negatif yönlü insanın etki çemberi dardır.
Yani insanları etkilemez.
Niye bu durumdayım? Nedir beni bu duruma iten çelişki? Diye bir
soru sorup konuyla ilgili paradigmamızı değiştirirsek, hayattan zevk
alma kaçınılmaz olur. Bir öğrencimin bana şu soruyu iletmişti. Hızlı
okuyup ta ne olacağız. Ona şu örneği verdim. Önümüzde uzun bir yol var.
Varmak istediğimiz yere son model bir arabayla kısa bir sürede gitmek
mi? Yoksa çok yavaş giden bir arabayla uzun ve zahmetli bir yolculuktan
sonra istediğiniz yere varmak mı? Hedeflerimize ulaşmak için kısa sürede
daha fazla gelişmemizi sağlayacak hızlı okumayı seçelim.
Davranış değişiminin temelinde insanın kendi benliği, inisiyatifi
önemlidir. Dünyaya gelmişsen görevlerini bilecek, davranışlarından
dolayı kendini sorumlu tutacaksın. Kitap okuma eylemi kendi özgür
iradenle vereceğin bir karardır. Bundan etkilenecek senin kişiliğindir.
Hayatımızın her alanında insanı yönlendiren etmenler vardır. Küçük bir
çocuğun o saf hali bize neler öğretmez ki güven, sevgi samimiyet, vb.
Yetişkin bir insanın kendine güven davranışın aşılanması hayata olumlu
bakışından doğar. Dünyada birçok tanınmış ve yaşamlarında çok başarılı
olmuş insanları düşünün. Onların hangi özellikleri üstün olmalarını
etkilemiştir.
Thomas Edison
ampulü nasıl buldu. Yılmadan nasıl çalıştı. Her yeni denemede geçmiş
deneylere eklediği fikirlerin değeri neydi. Gandi ruhundan başka hiçbir
şey kullanmadan sayısız insanı nasıl harekete geçirdi. Onları eyleme
geçiren güç neydi. Bizi var eden nedir? Hayallerimiz olmasa buradaki
amacımız ne olur. Hayallerimizi olumlu bir bakışla eyleme geçirmenin
bize kazandıracakları bir düşünelim! Görüldüğü gibi hayat bize çok
olanak sunmuştur. Sadece seçim için bize yollar bırakmıştır. Her şey
elimizde! Ne düşünüyorsak, ne yapmak istiyorsak seçim her zaman kendi
içimizdedir. Hayata bakış açımız çoğu zaman kararları bize
verdirir. Yaşantımızı etkileyen kelimelerden olumsuzluk eklerini
çıkardığımızda daha güleç yüzlü günler bizi bekliyor demektir. Olaylara
bakış açımız geleceğimizi etkiler. Elimizde güzel bir anahtar olan
olumlu düşünmeyi bırakırsak yanlış kararların gelmemesi olanaksızdır.
Beynimize göndereceğimiz kelimeler olumlu olmalı…
Hayatımda başımda geçen bir
olayı aktarmak istiyorum. Gerçekten tüm güç elimizdedir.
Hayatımıza yön veren biziz ama neden yanlış kararlar verelim.
Öğretmenlik yıllarımda okula giderken yolumun üzerinde bir
arkadaşım vardı. Arabayla onu alıp öyle yola devam ederdim.
Düşünce olarak sabah kalktığımda beynime şu emri
vermiştim. Arkadaşını yol kenarında almayı unutma? Bu düşünceyle
yola çıktığımda çoğu zaman neredeyse unutuyordum.
Bazen yol kenarında arkadaşımı gördükten sonra daha ileride
ancak durabiliyordum. Kendi kendime karar verdim. Beynimize
olumsuz yargılı cümleler verirsek o başımıza geliyor. Arkadaşımı
o unuttuğum sabahtan sonra neden onu orada unuttum sorusunu
kendime sordum. Yanlış nerede diye düşünürken kararımı bir anda
değiştirdim. Beynime ilettiğim yanlış emirden dolayı unutmuştum.
Bundan sonra beynime su yargıyı gönderdim. ‘arkadaşını yol
kenarında al.’ Bu olaydan sonra arkadaşımı sürekli aldım ve
hiçbir sorunla karşılaşmadım. Küçücük bir değişiklikle
hayatımızı değiştirebiliriz.
Mutlu olmak yâda olmamak elimizdedir. Nasıl yaşamak
istiyorsan hayat sana onu sunuyor. Sıkıntılı olmakta elimizde,
mutlu olmakta… Omuzlarımızı çökertip, başımızı yere eğip olumsuz
duygulara kapıldığımızda farkında olmadan mutsuzluğun resmini
çizmiş oluruz. Her şey elimizde mutluluğun anahtarı uzakta değil
kendi içinizde kişiliğinizde saklıdır.
Bakış açımız çoğu zaman olayı
yorumlamamıza yardımcı olur. Aynı olayı farklı biçimlerde görme
ve anlatma yeteneğine sahibiz. Kişiliğin temelinde yatan
faktörler farklılık gösterir. Öğrenmenin çok çeşidi vardır.
İnsanların temsil sistemlerini kavradığımızda hayat daha da
kolaylaşır. Kim nasıl öğrenir. Her insanın bir olayın anlatış
biçimi farklı olduğundan dolayı anlama ve öğrenme yöntemi de
farklı olacaktır. Olay buradadır. Önemli olan bunu bilmektedir.
Bilim adamlarının
yaptığı incelemede kişilerin farklı anlama yetileri şöyle ortaya
çıkmaktadır.
İnsanlar çoğu zaman duyduklarına çok önem vermezler. Ama bir
olayı anlatırken kendi sesinde çıkan kelimelere daha dikkat
ederler. Kendisinden çıkan tümceler uymak onları rahatlatır. Bir
olayı doğrudan onlara anlatmaktansa olayın doğru şeklini
onlardan duymak gerekir. Böyle olunca çözüm yöntemi kendisine
ait olduğu için davranış değişimi daha kolay olur.
Örneğin okulda sakız çiğnemenin
iyi bir şey olmadığını bütün öğrenciler bilir. Öğretmenlik
yıllarımda makam odama bir velim öğrencinin durumunu öğrenmeye
gelmişti. Ama ağzında sakızı vardı. Genel konulardan konuştuktan
sonra öğrencilerin saygısızca sakız çiğnediklerini söyledim. Ne
kadar saygısızca bir davranış olduğunu kendisi söyledi. Ama bu
arada ağzındaki sakızını da yutmuştu. Kendisi bu olumsuz
davranışı tasdik etmişti. Yanlış olduğunu anladı ve hatasın
telafi etti.
Okuldayken pikniğe gittiğimizde her öğretmen bir gurup
öğrenciden sorumluydu. Piknik alanına gittikten sonra
öğrencilerimize çeşitli öğütler veririz. Aman çocuğum dikkatli
ol. Onu yapma yoksa düşersin gibi kelimeler kullanırız. Çocuk
bizden duyduğu kelimelerin temsilini beyninde canlandırarak
pikniğe başlar ve çok kısa bir süre sonra öğrencinin düştüğünü
görürüz. Ancak bunun tam tersi olan olumlu kelimeleri ifade
etseydik belki de bu tür vakalar olmayacaktı. Bunun yerine
oynarken ‘dikkatli ol’, demek daha akıllıca olur.
Çoğu zaman yaşantımızı etkileyen önemli konulardan biride temsil
sistemimizdir. Öğretmenimizin temsil sisteminin farklı olması
öğrenme sürecimizi olumsuz etkiler. Zekâmıza bağlı olarak
bilgiyi kullanmanın birçok boyutu vardır. Yeter ki
farkındalığımızı artırıp
kendimizi geliştirmeye yönelik ilk adımımızı atalım… Her şey ilk
adımla başlar…
Yahya Karakurt / Eğitimci- Yazar /
Diğer Yazıları
/ Karakter
Eğitimi /
İnovatif
Düşünebilmek /
Hayal Gücünün Tavanı Var Mıdır? /
Akıllı
Geleceğimiz
Kişisel Gelişim Tüm Bilgiler / Beyin Hakkında Tüm Bilgiler / Genel Kültür/ Buluşlar / Buluş Hikayeleri / Belirli Günler /
Atatürk'e DairBilim İnsanları / Ünlü Yazarlar / Ünlü Ressamlar / Ünlü Müzisyenler / Türk Büyükleri / Türk Bilim İnsanları / Ünlü Matematikçiler / Ünlü Fizikçiler