Akıl Almayı Bilmek
Geçen günler insana neler öğretmiyor ki… İstemeden gerçekleşen eylemler, isyankâr söylemler zaman zaman insanı çeşitli hatalara sürükler. Bazen çeşitli önlemler alırız, bazen de aynı hatalara devam eder bataklığa doğru sürükleniriz…
Düştükten sonra akıl veren çok olur. Öncesinde nerelerdeydiniz arkadaşlar! Akıl vermek kolaydır da almasını bilmedikten sonra istediği kadar verilsin sonuç değişmez.
Hayat karşımızda sürekli sürprizlerle doludur. Yaşamın her anında değişik olaylarla karşılaşabilirsiniz.
En basitinden; kırmız ışıkta yaşlı birine yardımcı olmak veya buna benzer basit bir yardımlaşma bile kişinin hayatında mucizeler yaratır. Farklı hisseder hayatı, yardımcı olduğu için kendini harika hisseder hem de yaptığı iyilik hayat yolunda bir şekilde ona geri döner. Başkalarına yardım etmeyen, onlardan da yardım bekleme gibi bir hayale kapılması ne kadar komik. Zaten beklenti içinde olsalar da yardım gelmeyecektir.
Hayattaki mücadelemizi verirken bilinçli olması kendiliğinden bir yaşam yerine daha planlı çalışmaları tercih etmeliyiz. Akıl almak yerine hayata karşı baltalarımızı bilememiz gerekir.
“Baltanızı Bileyin
Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş.
Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. Sonuçta ikinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş
-Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?
İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş;
- Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir. “
Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu zihnimizin, ruhumuzun karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur.
Bakış açısı hayat gerçeğinin tam da kendisidir.
Geçmişteki yaşadığınız ve içinde bulunduğunuz anda ne varsa o sizin bakış açınızdır. Bir olayı veya durumu nasıl görüyorsanız, o da öyle var olur. Bakış açınızla değer kazanır, anlamlanır. Eğer bir şeyi heyecan verici ve olumlu olarak görüyorsanız, o zaman onun sizin için anlamı da öyle olacaktır.
İlham perileri her yerdedir görmesini bilene…
Hayata bakış pencereniz çoğu zaman gideceğiniz yönü tayin eder. Nerede olduğunuzun hiç önemi yok, orada mutlaka size ilham verecek veya sizi motive edecek bir şeyler vardır. Olumsuz bir durumda olsanız da yine de sizi olumlu duruma yöneltecek bakış açıları vardır. O sebebi görüp tanımak ve asla kaybetmemektir insanın en büyük savaşı…
Değişim elinizin altındadır
Değişim aslında çoğu insanın direnç gösterdiği bir kavramdır. Olumlu değişim insanı güzelliklere götürebilir. Durup dururken mucizeler yaşanmaz. Her insanın doğrudan veya dolaylı olarak dünyayı değiştirebilme gücü vardır. Kendi yaşantımızı değiştirdiğinizde doğrudan veya dolaylı olarak dünyayı da değiştirmiş oluruz. Farkında olur, çözüm üretiriz. Değişime ayak uydurma konusunda yenileriz kendimizi her daim. Yaptığınız küçük şeylerin dünyada büyük etkileri olabilir. Sebepler, nedenleri doğurur. Ne olacağını zamanla görmek, değişime ayak uydurmak bir bakıma hayatı kurgular. Sihirli bir değnek gibi değiştirir hayatımızı.
Sokrates bir sözünde "İnsan Kendini Tanı" der. Kendini tanımak, içinde bulunduğumuz anla olmak istediğimiz zaman arasındaki yoldur. Bireysel ve is yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.
Her ne kadar akıl almayı istemesek de zaman zaman ihtiyaç duyarız değerli dostların görüşüne. Akıl almayı değersiz buluyorsak, kendi dünyamızı sürekli yenilemeli, hayat penceremizi temiz tutmalıyız. Buhar, kir ve pisle baktığımız hayat penceresi bizi ne kadar doğruya götürür. Ne yaptığını bildikten sonra hayat daha da güzel ve net olur. Her ne kadar akıl almayı istemesek de, kim bilir belki bir gün ihtiyacımız olabilir. Kılavuzu karga olanın sonu meçhule gider…
Doğru kişiyi ve doğru kaynağı seçenlere ne mutlu…
Yahya KARAKURT- Eğitimci- Yazar / Diğer Yazıları / Başarısızlığın Nedenleri!/ Başarının Anahtarı İnovasyonda! / Başarılı Olmak
Reklamlar
Verimli Ders Çalışma İçin 10 Kural
İzin alınmadan kopyalanamaz ve kullanılamaz. Her hakkı saklıdır.© Design, By Karakurt