Hanenin umudu idim.
Hanem büyüdü, sürülerim çoğaldı.
Aras'tan Fırat'a olan diyarın en zengin ağalarından biri oldum.
Ki âlem beni “Beylerin sofrasına oturmuş
Kösem Abbas Ağa” olarak bildi.
Yalan yok, kibirlendim ama nazardan da
çok korktum.
Sırf bu yüzden zenginliğimi bilerek az gösterdim lakin işe yaramadı.
Rus ve Ermeni belası bula bula gelip beni buldu.
Ne Köse Paşa imdat etti ne de Eyüp Bey el verdi.
İnme indi, uzattı beni yatağa.
İki ay içinde ne hanede er kişi kaldı ne de dağda bayırda sürü.
Kösem iken anılır oldum Köse diye.
Bu olanlara can mı dayanır.
Ben ölürken hanem öksüz bir sabiye kaldı.
“ARAS’TAN FIRAT’A KÖSEM” ADLI ROMANIN KISA TANITIMI
1-ROMANIN İÇERİĞİ VE TÜRÜ
Roman, geçen yıl yayınlanmış olan
“Güneyden Kuzeye De’wê”
adlı romanın devamı niteliğindedir. Bir anlamda ikinci cilt gibidir.
Romanın esasını oluşturan olaylar, yazarın atalarının (De’we
Sülalesi’nin) yaşamış oldukları olaylardır. Bu anlamda romanın
kahramanları yazarın atalarıdır.
Romanın anlatımı kısman otobiyografi tarzında olmakla birlikte çok
kişinin anlatımı şeklinde kaleme alınmıştır.
Romanın türü, tarihi romandır.
Roman, önceki cilt gibi hacimli olup 464 sahifedir.
2-ROMANIN GEÇTİĞİ TARİH ARALIĞI
Romanda, 18. yüzyılın son çeyreği ile 19 yüzyılın ilk çeyreği arasında
yaşanmış olaylar anlatılıyor. Bu çerçevede tarihler daha da
somutlaştırılırsa, roman 1784 yılında başlayıp 1830 yılında bitmektedir.
Yani 46 yıllık bir süreyi kapsamaktadır.
Okuyanlar bilir, ilk roman olan “Güneyden Kuzeye De’wê” adlı roman ise
1710-1784 yılları arası 74 yılı kapsıyordu.
Böylelikle iki roman, bölgenin 1710-1830 yılları arası toplam 120 yılını
anlatmış oluyor.
Yazar, halen yazmakta olduğu üçüncü ve yazacağı dördüncü roman ile 1933
yılını, yani bölgenin toplan 223 yılını anlatmayı hedefliyor.
3-ROMANIN GEÇTİĞİ COĞRAFİ SAHA
Romanın ağırlıklı mekânı, Kars-Sarıkamış’ın güneyinde yer alan
Yoğunhasan (Karapınar), Başköy, Akkoz ve Karakurt köyleridir.
İkinci mekân, Erzurum-Hasankale ve ona bağlı Tortan (Uzunark) köyüdür.
Üçüncü mekânı ise sürülerin götürülüp satıldığı sürü yolu olarak
tanımlanabilecek topraklar oluşturmaktadır. Yani Kars, Erzurum, Muş,
Bingöl, Diyarbakır, Urfa ve Halep’tir. Ki o tarihlerde bu topraklar
Osmanlı toprağıdır.
4-ROMANIN İSMİ
Romanın ismi, romanın geçtiği mekânlar ve kahramanı dikkate alınarak
oluşturulmuştur.
Satılmak üzere Karakurt ile Karapınar arasında yer alan Aras Vadisi’nden
yola çıkan sürüler, Halep’in güneyine düşen mekânda Fırat’ı geçtikten
sonra alıcılara teslim edilmektedir. Sürü yolunun başlangıç ve bitiş
noktalarından esinlenerek
“ARAS’TAN FIRAT’A”
ismi benimsenmiştir.
Diğer yandan romanın kahramanı o devrin en ünlü koyun tüccarı olan
“Abbas Ağa” olup, lakabı “Kösem” olarak bilinir.
Bu iki açıklamadan anlaşılacağı üzere romanın adı “ARAS’TAN FIRAT’A
KÖSEM” olarak belirlenmiştir.
5-ROMANDA YER ALAN ETNİK KİMLİKLER
Romanda Kürt, Türkmen, Arap aşiretleri ve etkileşim ve iletişimleri
olaylara bağlı olarak ele alınmıştır.
Yine o yıllarda Karakurt bölgesinde yaşayan Türkmen, Ermeni ve Kürt
unsurların komşuluk ve yaşayışları gözler önüne serilmiştir.
Romanda Kafkasya tarafından göç edip Tortan köyüne yerleşen “Yerli” ve
“Terekeme” olarak bildiğimiz ilk muhacirlerin durumu anlatılmıştır.
Bu anlatımlarda bunların birbirleriyle olan hısımlıkları da işlenmiştir.
6-ROMANDA ANLATILAN YEREL ÇATIŞMA VE KARGAŞALAR
Romanda; Kürt, Türkmen ve Arap aşiretlerinin kendi içlerinde ve
aralarında olan dayanışma ve çatışmalara gerektikçe yer verilmiştir.
O dönemde Osmanlı’yla; Kürt, Türkmen ve Arap aşiretleri arasında yaşanan
kargaşa ve savaşlara da değinilmiştir.
Bu kapsamda Milli Aşireti özelinde aşiret reisleri, iskanbaşıları,
paşaların durumları, ağa ve bey kavramlarını içerikleri ele alınmıştır.
7-ROMANDA DEĞİNİLEN SAVAŞLAR
Bu dönemde (1784-1830), Ruslar, Kafkasya’yı her geçen yıl adım adım
egemenliklerine almaktadırlar. Bu kapsamda,
Osmanlı-Rus savaşları, İran-Rus
savaşları, Osmanlı-İran savaşları, romanın yaşam bölgesini
ilgilendirdiği ve etkilediği kadarıyla anlatılmıştır.
Güneyde ise o yıllarda ortaya çıkan ve sürü yolunu etkilemesi
derecesinde Vehhabilik ile ilgili gelişmelere ilgisi kadarıyla yer
verilmiştir
8-ROMANDA KADININ YERİ VE YAŞADIKLAR
Romanda genç yaşlı onlarca kadına farklı şekilde ve statüde yer
verilmiştir.
O yıllardaki adet ve görenekler kapsamında kadının yaşadığı toplumdaki
yeri, karşı karşıya kaldıkları zorluklar olaylara bağlı olarak
anlatılmıştır.
Berdel, kumalık, erken evlilik gibi hususular fiili olaylara bağlı
olarak işlenmiştir.
Kız isteme, gelin getirme gibi folklorik olaylar da değinilmiştir.
Kösem Abbas Ağa’nın geleneksel üç evliliği ve sonrasında gönlüne göre
yaptığı ve kısa süren dördüncü evliği anlatılmıştır.
9-KOYUN TİCARETİ VE BU KAPSAMDA SÜRÜ KÜLTÜRÜ
Koyunun o tarihlerde yaşanan mezralarda ve Soğanlı Yaylası’nda (Hüseyin
Ağa Yurdu) beslenmesi, güzün satılmak üzere Halep’e götürülmesinin yanı
sıra sürü yolunda yaşananlar ele alınmıştır.
Çobanların, binlerce koyunu, onlarca atı, iti, eşeği sevk ve idaresi
mümkün mertebe özüne uygun anlatılmıştır.
Sürü yolunda yaklaşık iki ay süren yolculukta, nelerin nasıl yapıldığı
gözler önüne serilmeye çalışılmıştır.
Sürülerin bu iki aylık zamanda ihtiyaç duydukları yiyecek için
kadınların bir iki haftalık geceli gündüzlü ekmek ve benzeri yiyecekleri
hazırlama serüvenlerine değinilmiştir.
10-ROMANIN SONU
Romanda Kürt Yoğunhasan ile Ermeni Başköy köylerinin komşuluğu
kapsamında yaşanan acı tatlı olaylar ele alınmıştır.
Ermenilerin bir kısmı çok iyi komşuluk yaparken bir kısmı ise düşmanca
hisler beslemektedirler.
1828-29 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Ruslarla işbirliği etmiş olan bir
Ermeni’nin ihbarı ile Kağızman tarafında bulunan Rus süvarilerinin,
Kösem Abbas Ağa’nın Soğanlı Yaylası’nda
bulunan sürülerine gidip el koyması ve Rus ordusunda bulunan ve çobanlar
vasıtasıyla Kösem Abbas Ağa’nın ailesini bulaşan vebanın, aileyi yok
etmesi sürecinde Kösem Abbas Ağa’nın önce felç olması ve ardından ölmesi
ile roman son bulmaktadır.
11- YAZARIN DEVAM EDEN ÇALIŞMALARI
Yazar halen “Osmanlı’dan Çarlığa Xelık» adlı romanı yazmakta olup,
romanın adında geçen “Xelık”, Kösem’in,
“Ben ölürken hanem öksüz bir sabiye kaldı.”
dediği öksüzün lakabıdır. Bu roman 1830-1913 yılları arası 83 yılık
dönemi içerecektir. Bu çerçevede “Kırım Harbi” ve “93 Harbi” yerel bazda
ele alınacak ve neticede Kars’ın Osmanlı egemenliğinden çıkıp Rus
egemenliğine girişi ve bu dönemde yerelin ve
De’wê Sülalesi’nin yaşadıkları ele
alınacaktır.
Aynı zamanda son cildi oluşturacak olan ve
“Kurtuluştan Cumhuriyete Hüseyinzadeler”
adını alacak olan romanda ise 1914-1933 arası Ermeni olayları,
Sarıkamış Harekâtı, Milli Şura
mücadelesi, Kars’ın Kurtuluşu, İstiklal Savaşı ve sonrasında yaşanan
Şeyh Sait ve Ağrı İsyanları yine yerel bazda ve De’wê ailesi ekseninde
ve üç kardeş (Halit Efendi,
Halil Bey ve Abbas Bey) üzerinden
anlatılacaktır.
Muhsin Karakurt Kimdir?
/
Güneyden Kuzeye
Ünlü Yazarlar Kısaca / Çağdaş Sanat Akımları / Kübizm / Empresyonizm / En Değerli 10 Tablo / Ünlü Ressamların Ünlü Eserleri / Karakalem
Bilim İnsanları
/ Ünlü
Yazarlar /
Ünlü
Ressamlar /
Ünlü Müzisyenler /
Türk Büyükleri
/ Türk Bilim
İnsanları /
Ünlü Matematikçiler
/ Ünlü
Fizikçiler