Geleceğini Biliyordum!

1914'ün son günleri,
Bembeyaz kar çölünde,
Zemherinin ayazında,
Hava demirden ağır,
Allahuekber dağlarında,
Anadolu aslanları!
Sarıkamış yollarında…
Yıl 1914…Yer Sarıkamış…
Sarıkamış'ta 60 bini donarak olmak üzere 78 bin şehit vermiştik.
1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında, Sarıkamış yakınındaki Allahuekber dağlarında, Kars'ı Ruslardan geri almak için harekâta katılan 60 bin asker donarak öldü.

 


Başkumandan vekili Enver Paşa büyük bir güçle, Rusları hiç beklemedikleri bir yerden, Allahüekber dağlarından aşarak vurmayı ve Kars'ı yeniden vatan topraklarına katmayı hedeflemişti.
Allahuekber dağlarının yer yer 2-3 bin rakımlı geçitlerinde ısı sıfırın altında 40 dereceye kadar düşüyordu. Türk askerlerinin büyük bölümü ise çölden gelmişti ve üzerlerinde yazlık üniformalar vardı.
Savaş başlamak üzereydi. Emir büyük yerdendi. Asker devletin geleceği, vatanı için savaşması gerekiyordu. Yola koyuldu. Sarıkamış’a gidecekti. “Sarıkamış nere” diye düşündü. Babası “Kars, serhat Kars, güneşin ilk doğduğu yer orası” dedi.
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. Yoğun ateş yağmuru altında başını bir an bile siperden kaldıracak durumu yoktu aslında, ama ona rağmen hiç tereddüt etmedi asker. Tam cepheden dışarı doğru bir hamle yaptığı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti:

"Delirdin mi sen? Bu durumda gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla şehit olmuştur bile. Artık onun için yapacak hiç bir şey yok. Boşuna kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!" Diyerek uyardı...
Fakat asker onu dinlemedi ve ilk fırsatta kendisini cephenin dışına attı.
İnanılması güç bir mucize gerçekleşiyordu sanki. Asker, o korkunç ateş yağmuru altında hiç isabet almadan arkadaşına doğru ilerliyordu. Ve nihayet ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar...
Ama cesur askerin bu çabası, yaralı arkadaşını kurtarmaya yetmemişti. Sipere ulaştıklarında yaralı asker son nefesini vermişti artık...

 

"Sana değmez demiştim," diyerek çıkıştı diğer arkadaşı, "Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın."
"Değdi" dedi, gözleri dolarak asker.
"Değdi mi? Nasıl değdi? Bu adam ölmüş, görmüyor musun?"
"Yinede değdi" diyerek sözlerine devam etti asker.
"Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için."
Ve gözyaşları içinde arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
"Geleceğini biliyordum!"
Allahuekber dağları, 37 bin şehit verilerek aşıldı ve Sarıkamış kuşatıldı. Sarıkamış kuşatma harekâtı aşırı soğuk ve açlık yüzünden, hedef ele geçirilemeden, 5 Ocak 1915'de sona erdi.
Osmanlı Ordusu bu dağlarda, 60 bini donma sonucu tam 78 bin şehit verdi. Rus birlikleri de bu savaşlarda 32 bin askerini kaybetti.
Hikâyede okuduğunuz gibi hayatta peşinizde geleceğine inandığınız kaç kişi var acaba? Umarım yaşantınızda sizinle beraber yürüyecek, sizi yüreklendirecek, sonuna kadar destekleyecek çok dostunuz vardır. Varsa ne mutlu sizlere, kendinizi çok şanslı hissedebilirsiniz…
Aradan yüzlerce yıl geçse de Sarıkamış'ta kahramanlık destanı yazan 90 bin vatan evladımızı asla unutmayacağız...

Sarıkamış harekâtında şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz... Ruhları şad olsun…

Yahya Karakurt / Eğitimci- Yazar / Diğer Yazıları / Sarıkamış Şehitleri / Sarıkamış Harekatı / Sarıkamış Şehitleri Şiirleri