Aylardan Aralıktı, hazırlıklar
yapılmış Enver paşanın emrini alan Mehmetler yola çıkmışlardı. Gidilen
yolun ne kadar çetin olduğunu biliyorlardı. Gidilmesi gerekiyordu.
Rusların egemenliğinde bulunan Kars’ın alınması gerekiyordu. Askerler
batıdan gelmiş kış şartlarına uygun giyinmemişlerdi. Şartlar çok zordu.
Amaç Allahuekber dağını aşıp Sarıkamış’ı kuşatıp Rus ordusunu yenmekti.
Sarıkamış Harekâtı (22 Aralık 1914), I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı
İmparatorluğu ve Rusya İmparatorluğu arasında Sarıkamış'ta gerçekleşmiş,
sonucu Osmanlı İmparatorluğu tarafı için büyük bir başarısızlık ile
sonuçlanan bir askerî manevradır.
Sarıkamış´ta 60 bini donarak olmak üzere 78 bin şehit vermiştik.1914
yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında,
Sarıkamış yakınındaki Allahuekber
dağlarında, Kars´ı Ruslardan geri almak için harekâta katılan 60 bin
asker
donarak öldü. Başkumandan vekili Enver Paşa büyük bir güçle,
Rusları hiç beklemedikleri bir yerden, Allahüekber dağlarından aşarak
vurmayı ve Kars´ı yeniden vatan topraklarına katmayı hedeflemişti.
Allahuekber dağlarının yer yer 2-3 bin rakımlı geçitlerinde ısı sıfırın
altında 30 dereceye kadar düşüyordu. Türk askerlerinin büyük bölümü ise
çölden gelmişti ve üzerlerinde yazlık üniformalar vardı.
Sarıkamış´ta dondurucu soğuk altında askerlerimizin durumunu Kurmay Subay Şerif Bey "Sarıkamış" adlı kitabında şöyle anlatıyor: "Yol kenarında karların içinde çömelmiş bir asker, bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyordu. Kaldırıp yola sevketmek istedim. Beni hiç görmedi. Zavallı çıldırmıştı. Bu suretle şu lanetli buzullar içinde biz belki on bin kişiden fazla insanı bir günde karların altına bıraktık ve geçtik". Rus Kafkas Ordusu Kurmay Başkan Vekili Dük Aleksandroviç Pietroviç Sarıkamış´ta gördüklerine anılarında şöyle yer vermiş: "İlk sırada diz çökmüş 9 kahraman. Mavzerleriyle nişan almışlar, tetiğe asılmak üzereler ama asılamamışlar... İkinci sırada cephane taşıyanlar var, sandıkları bir avuçlamışlar ki, kainattan hırslarını almak istiyor gibiler. Öylesine kaskatı kesilmişler... Ve sağ başta Binbaşı Nihat. Dimdik ayakta, başı açık, saçları beyaza boyanmış, gözleri karşıda... Allahuekber dağlarındaki son Türk müfrezesini teslim alamadım. Bizden çok evvel, Allah´larına teslim olmuşlardı."
Allahuekber dağları, 37 bin şehit verilerek aşıldı ve Sarıkamış
kuşatıldı. Sarıkamış kuşatma harekatı aşırı soğuk ve açlık yüzünden,
hedef ele geçirilemeden, 5 Ocak 1915´de sona erdi.
Osmanlı Ordusu bu dağlarda, 60 bini donma sonucu tam 78 bin şehit verdi.
Rus birlikleri de bu savaşlarda 32 bin askerini kaybetti. Şehitlerimize
Allahtan rahmet diliyoruz. Tüm olumsuzluklara rağmen bir an bile
arkasına dönmediler. Vatanın her karış toprağı kutsaldı. Onu kurtarmak
gerekiyordu.
Sonuçları ;Savaşın galibi General Yudenic, Rus Kafkasya Ordu komutanı
edildi ve 1915 yılın yaz aylarında Anadolu’ya taarruza geçti ve Rus ordu
birlikleri ile Erzincan'a kadar ilerlendi.
Kafkas Cephesinde tam başarı elde edeceğimiz sırada zamanında destek
gelmeyince, ordumuz geri çekilmek zorunda kalmıştı. Daha sonra 1918 de
Sarıkamış ve Kars alınmış, ama Mondros Ateşkes antlaşması uyarınca eski
sınırlara dönülmüş ve topraklar elden çıkmıştı. Bir dramın en acı
izlerini taşıyan Sarıkamış topraklarında, bu defa düşmanın ayak izleri
vardı.
Rusya'daki Bolşevik İhtilal inden sonra Ruslar geri çekilince, bölge
Ermeni’lerin eline geçmiş ve yöre halkımız Zafer sarhoşlarının zulmüyle
karşılaşmıştır. Ahırlara, samanlıklara doldurularak yakılan halk, 20
binden fazlaydı. 33 köy yok oldu. Söylenenlere göre bu işkenceler
karşısında Rus askerleri ağlamıştır...
Soğuk kış şartları çok ağırdı. Her taraf kar, tipi ve soğuk
iliklere kadar hissediyordu. O soğuğu hissetmemek mümkün müydü?
Yangınlar bile üşürdü
Sarıkamış’ta… Öyle bir üşüdün ki
ebediyen yanmazsın...
Beyaz ölüm kapladı dört bir yanı. Daha eller tetiğe gitmeden
mavzerlerinde şehit oldu askerler. Bu ne amansız, bu ne kadar acı bir
manzara yürekleri yakıyor, kor oldu ama nafile -40 dereceye insan mı
dayanır? Anaların kınalı kuzuları birer birer soğuğa yenildiler. Taş
oldu gövdeler, yere düştü o pak alınlar. Bazen bir yığın bazen de bir
kar tanesi olup karıştılar beyaza… Ve biz halen üşüyoruz.....
Yahya Karakurt / Eğitimci- Yazar / Diğer Yazıları /
Sarıkamış Şehitleri / Sarıkamış Şiiri / Sarıkamış Şehitleri Şiirleri