Kimsin Sen?
Zaman zaman hayatımızda çalkantılı dönemler yaşarız. Bazen kendimizle, iç dünyamıza hesaplaşırız. Bir çıkış arar, Cennet bahçelerinden en güzel çeşmelerde su içmeye çalışırız. Kanarcasına su içeriz.
Hayat bir tekrar ve bu tekrardan en iyisini bulmaya ve bize sunulan nimetleri en iyi şekilde değerlendirmeye çalışırız. Bu ikilemler bizi ruhanî yolculuklara götürür. Bir efsun gibi, ne başı var ne de sonu…
Bir arayış içindeyiz. Farkında olmasak da her gün yeni umutlarla yolculuklara çıkarız. Bu yolculuklar ne ilk ne de sondur. Bazen edebî yolculuklara çıkarız. Orada ilahi aşka yönelir, daldıkça yeni rüyalara yelken açarız. Düşünürüz…
Aşkın en saf hâlini, çay tadında sohbetlerin en koyusunu yaşarız.
“Kimsin sen?” diye bir ses işittin mi hiç?
İşittiysen şanslısın. Demek ki vicdanın seni denetliyor. İyi ve kötünün muhakemesini yapabiliyorsun. Ahlak ve erdemliliğe doğru adım adım gidiyorsun.
Yaşamı kolaylaştıran sınırlar vardır:
İnsanın iradesine ket vurur.
Başkasına zarar verme derecesine geldiğinde onu olumsuz davranıştan uzak tutar.
Sınırlarını bilen haddini bilir.
Geçmiş ve gelecek sentezini iyi yapıp davranışlarını değiştirdin mi?
Zaman ve mekânda ölüm kalım arasındaki çizgide neler yaşadın? Bir film gibi seyre daldın mı? Terazinin hangi yönü ağır geldi? Son bir şans istedin mi?
Ey insan kimsin sen? İyi ve kötü arasındaki sınırın neresindesin? Hangi yönün ağır basıyor? Günah deyince ne hissettin? Hiç vicdanın sızladı mı?
Yaşamın yankısı
Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış. Birden çocuk ayağı takılıp düşüyor ve cani yanıp “AHHHHH” diye bağırıyor.
İleride bir dağın tepesinden “AHHHHH” diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor.
Merak ediyor ve “Sen kimsin?” diye bağırıyor. Aldığı cevap “Sen kimsin?” oluyor.
Aldığı cevaba kızıp; “Sen bir korkaksın!” diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses; “Sen bir korkaksın!” diye cevap veriyor.
Çocuk babasına dönüp;
“Baba ne oluyor böyle?” diye soruyor.
“Oğlum” diyor babası… “Dinle ve öğren!”
Ve dağa dönüp “Sana hayranım!” diye bağırıyor. Gelen cevap, “Sana hayranım!” oluyor. Baba tekrar bağırıyor: “Sen muhteşemsin!”
Gelen cevap: “Sen muhteşemsin!”
Çocuk çok şaşırıyor, ama hâlen ne olduğunu anlayamıyor. Babası açıklamasını yapıyor:
“İnsanlar buna yankı derler, ama aslında bu yaşamdır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev! Daha fazla şefkat istediğinde, daha şefkatli ol! Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sen de daha sabırlı olmayı öğren. Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir.”
Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır.
Sorunlar ve sorular insanlar var oldukça hep onu kovalayacak. Bazen olumlu yöne, bazen de insanı sapıttıracak...
Durağan bir su, çağlayana dönüşene kadar çok yol kat eder. İçimizi dinleyelim, bizdeki benler, en güzel yolu bize gösterecektir. Yeter ki güvenelim.
Bir ben var ki bende. Benliğim ve tüm varlığımı ona borçluyum. Sınırları aşıp gitmek istesem de biliyorum ki gideceğim her yerde o var. Sığındıkça bir liman gibi koruyor ve gözetliyor…
Ey İnsanoğlu! Her kimsen haddini bil, kibirlenip gururlanma; kendini fark et, kendini bul…
Dışarıda zannettiğimiz hazine aslında içimizde fakat çoğunlukla bu hazineyi biz dışarıda arıyoruz. Bakışımızı kendi içimize çevirirsek ne büyük hazinelerin olduğunu göreceğiz.
Yahya KARAKURT / Eğitimci / Yazarın Diğer YazılarıBeynimizin Hangi Tarafı Daha Gelişmiş? / Başarılı Olmak / Başarısızlığın Nedenleri / Beyin Gücü
Reklamlar
Üretken Olmak Başarılı Olmak Etkili ve Verimli Ders Çalışma İzin alınmadan kopyalanamaz ve kullanılamaz. Her hakkı saklıdır.© Design, By Karakurt