İçimizdeki Hayvan Sevgisi
Zaman zaman televizyonda hayvanlara yönelik yapılan olumsuz haberlerden rahatsız olmamak elde mi?
Birileri çıkıp hayvanlara işkence yapıyor.
Soruyorum, bu insanlığın neresinde var?
Bunu yapan acaba hangi kategoriye girer?
Yaşam bize sorumluluklar yüklemiştir. Üstlendiğimiz sorunlarla uğraşırken farklı deneyimler yaşarız. Aldığımız olumsuz sonuçlar çoğu zaman bize kazanım olarak geri dönmektedir. Yeter ki olumsuz nedenin üzerinde düşünelim. Yaşantımızı bir proje gibi planlamak onun çevresine en iyisini yaşayıp, istediğimiz gibi sonuçlanması için sebepler üretebiliriz.
Yaşantımızdaki sıkıntılar, eğer çözüm ya da çıkış yolu bulamazsak, belli bir süre sonra karşımıza davranış bozukluğu olarak çıkar.
Bu iç çıkarımlarda ki nedenselliklerle, insandaki duyguları değişkenliğe uğrayabilir. Bunun da savunmasız olan hayvanlara saldırmakla kendi egosunu tatmin etmeye yönlendirebilir.
Ne yazık ki, bu tür insanların tedaviye ihtiyaçları vardır.
Bir çıkarımda bulunacak olursak hayvana bunu yapan yarın insanlara ne yapacağını tahmin bile edemiyoruz.
Hayvanlara eziyet yaparken, düşüncesinin altında yatan aşağılık psikolojisini uygulamaya dökmesi ne kadar acı verici... Bir yandan bunlar yaşanırken diğer taraftan Hazreti Ömer’in şu sözünü kulağımıza küpe yapalım. “Dağlara buğdaylar serpin! Müslüman ülkede kuşlar aç demesinler!”
Hz. Peygamber Mekke’nin fethine giderken yolda yavrularının üzerine gerilmiş ve onları emzirmekte olan bir köpek görmüş, köpek rahatsız olmasın diye ordunun yolunu değiştirip, hemen ashabından birini yanına çağırarak onu bu köpek ve yavrularının başına nöbetçi dikmiştir.
Yaşamımızın bir parçası ve en yakın dostlarımız olan hayvanlar, çocukların gelişiminde de önemli rol oynamaktadır. Hayvanlarla doğru ilişki kurulduğu takdirde insanları olumlu yönde büyük etkiler kazandırmaktadır. Empati yeteneğinin yanında ahlaki değerlerin gelişiminde de pek çok olumlu sonuç alınmaktadır.
Günümüzde, teknoloji gelişmeyi birlikte internette konuyla ilgili farkındalık arttırılabilir. Çocuklar daha küçükken hayvan sevgisini aşılamak, onları korumak için çeşitli etkinlikler yapılabilir.
Geçenlerde Mimar Sinan’ın yaptırdığı “Küçük Köprü” üzerinde geçiyordum. Elimde bir simit hem yiyor hem de gidiyordum. Birden oda ne öyle sabah sabah… Daha önce buradan geçmediğimden olsa gerek benimle beraber martılar geliyordu. Neredeyse bana teğet geçiyorlardı. Elimdeki simidi parçalara ayırdım. Onlara atmaya başladım. Martılar simit parçalarını büyük bir ustalıkla yakaladılar. Onlar yakaladıkça benimde çok hoşuma gitti. Simit yemeği bıraktım onları seyre daldım. Elimdekini simitlerin hepsini onlara attım. Birkaç daha simit aldım ve hepsini onlara verdim. Dahası oradan geçen insanlar evdeki bayat ekmeklerini getirmiş martılara veriyorlardı. Bu durum çok hoşuma gitti. İnsanların bu konuda duyarlı oluşları ne kadar güzeldi. İyilik yapmak ve peşinen mutlu olmak bu olsa gerek…
Hayvanlara fayda yaratmak, yani; onları korumak, sahip çıkmak insanların duygularını pozitif yönde etkiler. Yaşama daha mutlu bakmalarını sağlar. Mutlu olan insan daha başarılı olur. Süregelen bu sevgi daha iyi yarınlara vesile olabilir. Hayvan sevgisiyle büyüyen nesiller geleceğe daha umutla bakar. Bu çocuklarda özgüven, mutlu olma, iyi ilişkiler kurma ve daha mutlu bir gelecekleri olabilir.
İkisinin yolculuğu, beraberinde gelişen yeni ufuklara, yeni hayallere vesile olur.
Şimdi ve geleceğimiz için hayvanları sevelim hep koruyalım! İçimizdeki hayvan sevgisini hep büyütelim...
Yahya KARAKURT- Eğitimci- Yazar / Yazarın Diğer Yazıları / Çocukların Merakına Kulak Verin!!! / Çevreye Duyarlılık
Tweet Paylaş Reklamlar
Üretken Olmak Başarılı Olmak Etkili ve Verimli Ders Çalışma Verimli Ders Çalışma İçin 10 Kural
Ders Çalışma Ortamı Nasıl olmalı?
Albert Einstein’dan Sözler ve Öneriler
İzin alınmadan kopyalanamaz ve kullanılamaz. Her hakkı saklıdır.© Design, By Karakurt